(Minghui.org) Zaman uçup gidiyor. Bir göz açıp kapama süresi içerisinde 30 yaşında oldum. Beni koruduğu ve yoldan çıkmamın ardından beni uygulamaya geri yönlendirdiği için ve beni ağır depresyondan çıkardığı için Shifu Li Hongzhi’ye ölçülemeyecek kadar çok minnettarım.

Falun Dafa’yı uygulamaya ilk olarak 1997’de dokuz yaşındayken başladım. Jiang Zemin rejimi Temmuz 1999’da Falun Dafa’ya ve uygulayıcılarına zulmetmeye başladı. Ailem ve ben gitgide onu uygulamayı bıraktık. Uzaktaki bir lisedeydim ve hiçbir uygulayıcıyı tanımıyordum. Ama kalbimde hala Shifu’nun ve Falun Dafa’nın harika olduğunu biliyordum.

Dafa’yı bıraktığım zaman esnasında, sıkı çalıştım, yüksek notlar için rekabet ettim ve ev hasreti çektim. Endişeli ve depresiftim. Annemin bana Fa’yı sesli olarak okuduğu günleri özlüyordum.

Branşım müzikti. 2011’de bir üniversite mezunu oldum. Sınıf arkadaşlarımdan birisi Dafa uygulamasına geri dönmemde bana yardım etti. Dafa’ya geri döndüğümde nasıl hissettiğimi hala net bir şekilde hatırlıyorum. Çok heyecanlı ve mutluydum.

Gençken uygulama yapma konusunda aileme bel bağladığım için, Dafa’ya geri döndükten sonra nasıl uygulama yapılacağını bilmiyordum. Birçok insan takıntısına sahiptim. Sonraki birkaç yıl içerisinde de, özverili bir şekilde uygulama yapmadım ve iki kez dibe vuran ağır depresyona girdim.

Ağır Depresyondan Kurtuldum

2015 yazında, uygulayıcı olmayan bir çocukla çıktım. Katı bir şekilde uygulama yapmadığım için, birçok hata yaptım ve ağır depresyona girdim. Bir gün ikinci egzersizi yaparken, kollarım o kadar ağırdı ki onları güçlükle yukarı kaldırabiliyordum. Uzun bir zamandır odaklanmış bir zihinle egzersizleri yapmamış ve Fa’yı çalışmamış olduğumu fark ettim. Kaybolmuş ve karamsar hissediyordum. Egzersizleri yapamıyordum. Uygulamama nasıl devam edebilirdim?

O gün egzersizleri yapmakta başarısız olsam da, Shifu satın aldığım üzümlerin üzerinde küçük Udumbara çiçeklerini görmemi sağlayarak beni cesaretlendirdi. Üzümler yıkanmıştı ama Udumbara çiçekleri hala oradaydılar. Bu fevkaledeydi. Shifu’nun umudu bırakmamam için beni cesaretlendirdiğini biliyordum. Udumbara çiçeklerini bulunduran üzümü küçük bir kutunun içerisine koydum ve onu sakladım. Üzüm kurudu ve bozuldu. Beyaz Udumbara çiçekleri bugüne kadar hala onun üzerinde canlı kalıyor.

Daha sonra Shifu birkaç uygulayıcının benimle bir daireyi paylaşmalarını ayarladı. Bana günlük yaşamımda ve uygulamamda büyük ölçüde yardım ettiler. Acı içerisinde olduğumda ve uygulamayı bırakmak istediğimde, sadece bir düşünce beni bırakmaktan uzak tuttu ki bu da Dafa’nın saygınlığını lekeleyemeyeceğim düşüncesiydi. Erkek arkadaşımdan ayrıldım. İlk kez depresyon bataklığından çıkmıştım.

Ama çok geçmeden, ikinci bir depresyon krizi beni alt etti. Kendimi katı bir şekilde geliştirmediğim için, hipertiroidizm belirtileri gösterdim. Borçlu olduğum bir şey olduğunu ve geri ödememin şart olduğunu biliyordum. Bu sıkıntıyla karşılaşmıştım çünkü iyi bir şekilde uygulama yapmamıştım. Shifu benden asla vazgeçmemişti, diğer uygulayıcıların bana eşlik etmesini ayarlamıştı ve beni uygulamada yükseltmişti.

Yaşlıca bir uygulayıcı çok genç ve nazik görünüyordu. Başka bir uygulayıcıdan depresyon geçirdiğimi ve ilaç tedavisi aldığımı duydu. Endişelendi ve beni görmeye geldi. Benimle Fa’yı çalıştı ve bana çok yardım etti. O ve diğer uygulayıcılar her gün benimle Fa’yı çalışmak için geldiler. Deneyimlerimizi ve içgörülerimizi paylaştık.

Çok geçmeden zihnim açıldı. Dafa’ya geri dönmeden önce Shifu’nun bana verdiği ipuçlarını düşündüm. Rüyamda Shifu’yu gördüm. Shifu’nun kıvırcık mavi saçları vardı ve sarı bir keşiş kıyafeti giymişti. Havada bir lotus taraçasının üzerinde duruyordu ve merhametle bana bakıyordu. Gökyüzü her yerini aydınlatan ve dönen Falun’larla ve 卍 sembolleriyle doluydu.

Uygulamamın başlangıcında nasıl gayretli olduğumu hatırladım. Her ne zaman sınıfta ya da otobüste olsam daima insanlara Falun Dafa’yı anlatırdım. Akrabalarım Dafa’ya geri dönmemde bana yardım ettiler. İyi bir şekilde uygulama yaptığımda iyi rüyalar görüyordum.

Zihnim ve doğru düşüncelerim gittikçe daha güçlü oldu. Bedenim artık şişkin değildi. Zayıf ve alımlı oldum. Uygulayıcılar değişimlerimi görmekten çok mutlulardı.

İlaç almayı bıraktım, ama doktorun uyarısı zihnimde beliriyordu. Onun düşünce karması olduğunu biliyordum. Kalbimin derinliklerinden güçlü bir doğru düşünce gönderdim: “Tüm iç karartıcı, olumsuz ve pasif maddeler ve de varlıkların benimle hiçbir ilgisi yok. Ben bir Dafa öğrencisiyim ve sıradan insanların ilkeleri tarafından kısıtlanmayacağım.” İki sene içerisinde ilk kez, kararlılık ve güçlülükle düşünce karması engelini reddettim.

İzleyen günlerde Fa’yı çalıştığımda, her cümlenin doğrudan kalbime gittiğini hissettim. Shifu bedenimi arındırmaya başladı. Kusma, ishal ve baş dönmesi belirtilerim oldu. Su içmeye cesaret edemiyordum. Rahatsız hissetsem de, kalbim hafifti. Diğer uygulayıcılarla Fa’yı çalışmaya devam ettim.

Shifu şöyle dedi:

“Kendinizi çok kötü hissettiğinizde, bu durum, hastalığınızın son aşamaya gelmiş olduğunun ve o andan itibaren daha iyiye gitmeye başlayacağının göstergesidir. Tüm vücudunuz arındırılacaktır ve tamamen arındırılmak zorundadır. Hastalığınızın asıl nedeni ortadan kaldırıldı ve geriye kalan şey, birazcık zorluk ve acı çekmenizi sağlamak için kendi başına ortaya çıkacak olan bu bir parça siyah qi'dir. Birazcık bile olsa acı çekmemeniz yasaktır.” (Zhuan Falun)

Shifu’nun beni cesaretlendirdiğini ve bana endişelenmememi söylediğini biliyordum. Shifu bedenimi arındırıyordu. Üç gün sonra, kusmayı durdurdum ve ishal kayboldu.

Doğru Düşüncelerle Nezarethaneden Çıkmak

2017 Eylül’ünün sonlarında hakkından Helen olarak bahsedeceğim bir uygulayıcı beni memleketine davet etti. 29 Eylül’de tren biletleri satın aldık. Trende Fa’yı çalışıyordum. Bir güvenlik görevlisi ismimi bağırarak yürüyordu. Dedim ki, “O benim.” Bütün eşyalarımı getirmemi ve onu takip etmemi istedi. Bir güvenlik görevlisi odasında durduk. Çantamı açtı ve kimlik kartımı, bir USB, içerisinde egzersiz müziklerinin bulunduğu bir hafıza kartı ve elektronik kitabımı çıkardı.

Daha sonra beni arkadaki bir vagona götürdü ve bölmeyi çekti. Bir memur içeride oturuyordu. 40’lı yaşlarında gibi görünüyordu. Çok genç olduğumu söyledi ve uygulamaya ne zaman başladığımı sordu. Ona dokuz yaşındayken başladığımı ama zulüm başladıktan sonra uzakta başka bir şehirdeki okula gittiğimde bırakmış olduğumu söyledim.

Onunla sakince konuştum ve Dafa’ya nasıl geri döndüğümü ve Dafa’nın ağır depresyondan kurtulmamda bana nasıl yardım ettiğini söyledim. Dedim ki, “Falun Dafa beni kurtarmamış olsaydı şimdi nerede olurdum bilmiyorum. Bu dünyada olmayabilirdim ve sizinle konuşmak için bu fırsata sahip olmazdım.”

Güvenlik görevlisine dedi ki, “Lütfen onları ara ve onlara hiçbir şey bulmadığımızı söyle. Bu bayanın elektronik kitabını iade et.” Güvenlik görevlisi çağrıyı derhal yerine getirdi.

Bir müzik okulunda yüksek lisans öğrencisi olduğumu ve de mesleğimde ve işimde iyi olduğumu öğrendi. Bana hayranlık duyuyormuş gibi baktı. Sözlerinden onun uygulayıcılar için iyi düşündüğünü söyleyebilirdim.

Bir süre sonra bir adam ve bir kadın içeri geldi ve yanımıza oturdular. Birbirleriyle sınıf arkadaşı olduklarını ve üniversiteden yeni mezun olduklarını söylediler. Biraz sohbet ettik. Adam neye inanması gerektiğini sordu. Dedim ki, “Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini izleyin.” Memur bana organ alımının gerçekten olup olmadığını sordu. Ona gerçekleri söyledim ve o anladı.

Akşam yaklaşık 6 sıralarıydı ve tren neredeyse durağımıza gelmişti. Kimlik kartımı, USB ve hafıza kartımı istedim. Güvenlik görevlisi bana sadece indiğimde sivil kıyafetli iki polis memurunu takip etmemi söyledi. Helen’e eve kendi başına gitmesini söyledim.

Hava karanlıktı. Yerlerine geldiklerinde beni aradılar. Genç bir polis memuru çantamı açtı ve üzerlerinde Dafa mesajlarının basılı olduğu bazı paralar buldu. Onları nereden aldığımı sordu. Onları toplamış olduğumu söyledim ve ona Falun Dafa’yı uyguladığımı söyledim. Üzerine yıldırım düşmüş gibi görünüyordu. Orada durdu ve benimle nasıl uğraşılacağını bilmiyordu.

Daha sonra beni trende Falun Dafa’yı yaymakla suçladı ve de tanık ve şahitleri olduklarını söyledi. Bu nedenle trendeki o iki genç kişiyi bırakmamışlardı. İşbirliği yapmamı söyledi. Ona yapmayacağımı çünkü bir suç işlemediğimi ve yanlış olan hiçbir şey yapmadığımı söyledim.

Geceleyin küçük bir odaya kitlendim. Uyuyamadım. Takıntılarım olup olmadığını görmek için her düşüncemi kontrol ettim. Trende memur bana karşı nazikti ve güvenlik görevlisine elektronik kitabımı iade etmesini söyledi, ona müteşekkirdim ve işin içine karışan bir çeşit duygusallığım olmuştu. Bu nedenle o kötü olan duygu maddesini gidermek için doğru düşünceler gönderdim.

Aynı zamanda kırgın olduğumu da tespit ettim. Kalbimden Helen beni memleketine davet etmeyi sürdürmeseydi bu durumla karşılaşmamış olacaktım diye şikâyet ediyordum. Bilinçaltımda şikâyet maddesi vardı ve ondan derhal kurtuldum. Her neyle karşılaşmak zorundaysam, o bir şekilde olacaktı. Bunun veya onun hakkında şikâyet etmemeliyim. İki genç olan adam ve kadın ve de trendeki memur hakkında üzgündüm. Nazik ve anlayışlı görünmüşlerdi, ama aslında bana komplo kurdular. Kırgınlıkla dolu kalbimi gördüm ve derhal düşüncelerimi düzelttim. Daha sonra merhametim ortaya çıktı ve nefret kalbimden ayrıldı.

Kendime bırakmamın en zor olanın ne olduğunu sordum. Kârlı bir iş ve çok para artık ilgimi çekmiyordu çünkü işim çok iyiydi ve aynı zamanda birçok öğrencim vardı. Bırakamadığım tek şey babama olan duygusallığımdı. Kendime onu bırakıp bırakamayacağımı sordum. Daha sonra kendi kendime katı bir şekilde dedim ki, “Evet, yapabilirim!” Bu nedenle kararlı bir biçimde bu takıntıyı bıraktım.

Bütün gece içime baktım ve Fa’yı ezberden okumayı sürdürdüm. Huzur içinde hissettim. Kilitlenmiş olsam da özgür ve iyimser hissediyordum. Depresif hissetmedim.

Ertesi gün öğlen vakti, yaşlıca bir polis memuru kanımı test edeceklerini söyledi. Bu beni alarma geçirdi. Minghui web sitesinde uygulayıcıların organ alımı için kanlarının test ettirildiğini söyleyen bir makale hatırlıyordum. Sordum, “Neden bir kan testi? Onu yapmayacağım.” Polis memuru dedi ki, “Mecbursun. Herkes mecbur!” Beni serbest bırakılmamdan sonra bunun hakkında kimseye söylememem konusunda uyardı. Polis hastanesindeki doktor zorla kanımı aldı ve bir kan testi yaptı. Sonuç çıktığında polis memuru bana 15 gün gözaltında tutulmak zorunda olduğumu söyledi. Shifu’nun yolumu ayarlayacağına inanıyordum.

Polis memuru bana gözaltına alınmamı hiçbir aile üyesine bildirip bildirmediğimi sordu. Bildirmediğimi söyledim. Beni arabayla gözaltı merkezine götürdüler. Yolun yarısındayken oradaki yolda büyük bir delik vardı. Araba durdu. Yaşlıca polis memuru bu yol üzerinde yakın zamanda seyahat ettiği için bunun tuhaf olduğunu söyledi. Bu nedenle dolambaçlı bir yoldan gitmek zorunda kaldık. Gözaltı merkezine vardığımızda telefon görüşmesi yapan içerideki polis memuruna bir not verdi. Kapıda duruyordum ve içerideki demir kapıyı görüyordum. Hiçbir korkuya sahip değildim.

Yaşlıca polis memurunun cep telefonu çaldı ve onu yanıtlamak için dışarı gitti. Bir düşünce aklıma geldi: Serbest bırakılacak ve güvende olacaktım. Geri geldiğinde telefon görüşmesi yapan polis memuruna doğru gitti ve notu geri aldı. Kapının dışında bekliyordum ve genç polis memuruna gerçeği açıkladım. Oldukça anlayışlıydı ve 15 gün içinde geleceğini ve beni alacağını söyledi ve bana cep telefonu numarasını verdi.

Yaşlıca polis memuru dışarı geldi ve beni geri götürmesi için talimat almış olduğunu söyledi. Kasıtlı olarak yanlış rotadan geldiği ve işleri geciktirdiği için ona teşekkür etmem gerektiğini söyledi. Aksi takdirde, gözaltı merkezine teslim edilseydim alıkonulacaktım. Kalbimden Shifu’nun beni koruduğunu biliyordum.

Shifu şöyle dedi,

"Uygulayıcılar, yeterli doğru düşüncelere sahip olduğunda
Shifu, akıntıyı tersine çevirme gücüne sahip olur”  (Hong Yin ll, Shifu Uygulayıcı Bağı)

Bir Dafa uygulayıcısı olarak, buna tamamen inanıyordum. Bunu bizzat yaşadım ve Falun Dafa’nın gücüne tanık oldum.

Helen’i gördüm ve de anneme ve diğer uygulayıcılara hakkımda söylemiş olduğunu öğrendim. Benim için doğru düşünceler göndermişlerdi.

Falun Dafa’nın Kutsamaları

Farklı bir şehre taşındım ve yeni bir hayata başladım. Uygulama durumum gittikçe daha iyi oldu. Gittikçe daha fazla öğrencim oldu. Shifu’nun ayarlaması sayesinde, hiçbir sorun yaşamadan bir daire satın aldım. Tesadüfen satılık bir daire görmüştüm ve de konumu, tarzı ve durumunun hepsi benim için en uygunu olduğu için Shifu’nun onu benim için ayarladığını derhal bilmiştim.

Bir zamanlar çalıştığım sanat okulunun müdürü beni ziyaret etti ve benden okulundaki bir konumu kabul etmemi istedi. Maaşımı arttırdı ve seçkin bir sınıfa teori öğretmemi ve mesleki becerilere yönelik dersler öğretmemi istedi. Dedi ki, “Normalde okulumuzda yetiştirmek için çok fazla öğrencisi bulunan birisini davet etmezdik. Ama sana inanıyorum ve yeteneğini takdir ediyorum.” Kuramsal ve mesleki becerilerin her ikisini de öğreten tek öğretmendim ve en yüksek maaşı alıyordum.

Aynı zamanda okumuş olduğum üniversitedeki bölüm yöneticisi bana ulaştı ve benden üniversitede öğretmemi istedi. Bana sadece yeteneklerimi getirmemi ve bana anlaşmayı direkt olarak imzalatacağını söyledi. Mülakatlardan veya bir politik geçmiş kontrolünden geçmem gerekmiyordu. Üniversite tarafından işe alınmak genellikle karmaşıktır çünkü bu yetenekler, güç, bağlantılar ve parayı içerir. Ancak ben bütün o şeylerden geçmek zorunda kalmadan eyaletimdeki en iyi üniversitede bir öğretmen oldum.

Yüzeyde mükemmel bir öğrenci olduğum ve yönetici bana güvenip beni önerdiği için bu oldu. Aslında, mezun olduğumdan beri onunla nadiren iletişime geçmiştim. Bütün bunları Shifu’nun ayarladığını biliyordum.

Depresyondan kurtulmamın ardından ilk kez üniversitenin kürsüsünde durduğumda sakindim ve kolaylıkla konuştum. Falun Dafa bilgeliğimi açtı. Gelecek yıl iki sınıfa daha öğretmem istendi. Bu nedenle bir hafta içinde beş veya altı yüz öğrenciye öğretiyordum.

Birçok öğrenci ve öğretmen iş yüküme şaşırıyordu. Yine de enerjiktim. Depresyon geçirirken, sadece bir sınıfa öğretmemin ardından yorgun ve perişan hisserdim. Daha fazla konuşursam sesim boğuklaşırdı. Şimdi çok fazla sınıfa öğrettikten sonra bile yorgun hissetmiyorum. Farklı meselelerle ilgililerken Falun Dafa ilkelerinden bahsettiğimde birçok öğrenci onu takdir ediyor.

Tüm yol boyunca beni kutsadığınız için, teşekkür ederim, Shifu. Bir Falun Dafa uygulayıcısı olduğum için gerçekten kutsandım. Fazla para kazanmak gibi bir niyetim yok veya çevre yapmaya dikkat etmiyorum. Sadece doğal akışı takip ediyorum ve huzurlu, sakin, kibar ve kendime karşı disiplinli kalmaya çalışıyorum.

Uygulama yolumda iniş ve çıkışlarım oldu. İnancımdan dolayı kalbim daima günışığıyla dolu. Her ne zaman Shifu’yu düşünsem gözyaşlarım gözlerimden akmaya hazır oluyor. Şunu söylemek istiyorum “Korumanız için, teşekkür ederim, Shifu! Size en büyük saygıyı göstermek istiyorum!” 

Çince versiyonu