(Minghui.org) 1999 yılında Falun Dafa'ya karşı zulmün başlamasından bu yana, Çin Komünist Partisi (ÇKP) tarafından birçok kez yasadışı bir şekilde hapsedildim.

İlk hapse girdiğimde aynı rüyayı sık sık görmeye devam ettim, bir uçak uçuruyordum. Uçak havalanmak üzereyken neredeyse bir elektrik hattına dokunuyor ve inmek zorunda kalıyordu. Fa'yı zihnime daha çok yerleştirdikçe, sonunda uçağı mavi gökyüzünde özgürce uçurduğumu gördüm.

Gözaltı Merkezindeki Mucizevi Karşılaşmalarım

20 Temmuz 1999'da zulüm başladıktan sonra Falun Dafa için dilekçe vermek için Pekin'e gittim. Tutuklandım ve Changchun'daki bir gözaltı merkezine götürüldüm. Gözaltı merkezine girdiğimde onlarca kasvetli hücre gördüm. Ben de onlardan birine yerleştirildim.

Bir üniversite öğretmeni ve hayatım boyunca dürüst bir insan olarak, bir gün hapse atılacağımı hiç düşünmemiştim. Biraz korktum çünkü gözaltına alınan kişilerin gardiyanlar ve mahkûmlar tarafından ciddi şekilde dövüldüğünü duydum. Ama hemen Shifu'nun öğretilerini hatırladım ve daha az korkmaya başladım (Shifu Li, Falun Dafa'nın kurucusudur).

Shifu diyordu ki,

“Eğer bir kişi size zarar verebilirse, bana da verebilecektir. Yani basitçe ortaya koyacak olursak, bu durum, o kişinin evrene zarar verebileceği anlamına gelir.” (Zhuan Falun, 1. Ders)

Hücreye girdiğimde birçok göz bana bakıyordu ve ortam bunaltıcı ve gergindi. Biri "Adın ne?" diye sordu. Adımı söyledim. Memleketimi sordu ve “O zaman bana amca demelisin!” dedi. "Seni tanımıyorum, neden amca diyeyim?" dedim. 30 yılı aşkın bir süre önce memleketimizi terk eden annemin halasının oğlu olduğu ortaya çıktı. "Annen bir keresinde evimi ziyaret etti ve senin hakkında konuştu, bu yüzden seni tanıyorum" dedi. "İkinizin de Falun Dafa uyguladığını biliyorum."

Annemin bu akrabayla bir bağlantısı var. Amcama gelince, onun sadece adını biliyordum ve hiç tanışmamıştık. Bu şartlar altında karşılaşacağımızı hiç düşünmemiştim. Dayak atmak ve gangster davranışları nedeniyle hapsedilmişti ve aynı zamanda hücrenin başıydı.

Diğer mahkûmlar onun akrabam olduğunu duyunca hemen gelip güzel şeyler söyleyip onayımı aldılar. O anda, beni korumak için beni bu hücreye koymanın Shifu’nun planı olduğunu biliyordum. Aksi takdirde, nasıl böyle bir tesadüf olabilirdi ki? Shifu, kriz zamanımda bana yardım etmesi için hiç tanımadığım bir akrabamı ayarlamıştı. Shifu’ya koruduğu için kalbimde teşekkür ettim.

Bu benim ilk gözaltına alınma deneyimimdi.

Bir yıl sonra, Dafa için temyiz de bulunmak üzere Pekin'e gittiğim için tekrar tutuklandım ve aynı gözaltı merkezine, sadece farklı bir hücreye konuldum. Bu sefer o kadar şanslı olmayacağımı düşündüm.

Hücreye itildiğimde içeriden bir adam şöyle bağırdı, "Hey sen, yine mi buradasın?!" Baktım ve geçen yıl tanıştığım akrabam olduğu ortaya çıktı. Buraya nakledilmişti ve hücre başıydı. O, adalet duygusuna sahipti ve “ÇKP'nin Falun Dafa'yı bastırdığını görür görmez Falun Dafa'nın iyi olması gerektiğini biliyordum. Aksi takdirde, onu öğrenen bu kadar çok insan olmazdı. Gelecekte bende uygulama yapacağım!” dedi. Egzersizleri gerçekten öğrenmeye başladı. Ayrıca orada tutulan uygulayıcılara da iyi baktı.

Bir kere daha gözaltındayken fazla ıstırap çekmedim.

Üçüncü kez başka bir şehirde bir gözaltı merkezine konmam, o ilde Falun Dafa gerçeği açıklayan CD'leri dağıttığım için oldu. Birkaç gün sonra gardiyanlardan biri bana, "Ah Rong'u tanıyor musunuz? Senin için bin Yuan yatırdı” dedi. Merakla ona, "Arkadaşımı nereden tanıyorsun?" diye sordum. Gardiyan, “O benim kayınbiraderim” dedi. Ah Rong bölgedeki tek arkadaşımdı. Beklenmedik bir şekilde, bu gardiyanın bir akrabasıydı. Bu gardiyana Falun Dafa hakkındaki gerçeği açıkladım ve o andan itibaren bana iyi baktı.

Gözaltı merkezinde üç kez yasadışı bir şekilde gözaltına alındım ve üç kez de mucizevi bir şekilde yardım edildim ve korundum. Yol boyunca Shifu'nun koruması olmasaydı, bu tür mucizeler gerçekleşemezdi!

Eğitmen: “Emekli Olduktan Sonra ben de Falun Dafa Uygulamak İstiyorum!”

Uyuşturucu ticareti yapmaktan tutuklanan bir mahkûm, göbeğinin şişmesine ve kabarmasına neden olan bir hastalığa yakalanmış ve hayatı tehlikedeydi. Ona, “Falun Dafa, Buda Fa'dır. Eğer içtenlikle “Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi” dersen, hastalığın çözülecektir” dedim. Bir hafta boyunca kelimeleri okudu ve göbeği normale döndü. Müdür ve eğitmen bunu öğrendiğinde, ikisi de Dafa'nın harika olduğunu anladılar.

Bu uyuşturucu satıcısının başka bir hücrede kilitli bir müşterek sanığı vardı. Uzun süre gözaltında kaldığı için kalp romatizması hastalığına yakalanmıştı. Gözaltı merkezindeki doktorlar onu iyileştiremedi. Müdür, eğitmene, “Haydi onu bu hücreye transfer edelim, böylece Falun Dafa'yı öğrenebilsin. Burada insanlar ölmediği sürece sorumlu tutulmayacağız!” dedi. İki mahkûm adamı hücreme getirdi.

Ona “Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi” diyerek tekrarlamayı öğrettim. Ona, “Samimi olmalısın ve buna inanmalısın, yoksa işe yaramaz” dedim. Cümleleri bir saat kadar okuduktan sonra, yardım almadan kendi başına yürüyebildi. O kadar heyecanlandı ki ellerini havaya kaldırdı ve "Falun Dafa iyi! Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi!” diye bağırdı.

Müdür ve eğitmen bu mucizeye tanık oldu. Eğitmen duygulu bir şekilde, "Falun Dafa'nın gerçekten çok iyi olduğu ortaya çıktı! Televizyondaki tüm propagandalar yalan! Emekli olduktan sonra ben de Falun Dafa uygulayacağım!” dedi.

Bu olaylar gardiyanlara ve mahkûmlara Dafa'nın ne kadar şaşırtıcı olduğunu ve uygulayıcılara zulmetmenin yanlış olduğunu gösterdi. Gözaltı merkezi yetkililerinin beni serbest bırakma yetkisi yoktu, ancak bana biraz daha özgürlük verdiler – istediğim gibi dolaşabilmeme izin verdiler. Bu şekilde, gerçekleri daha fazla kişiye açıklayabilirdim. Gözaltı merkezindeki neredeyse herkes “Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi” sözlerini biliyordu. Bazıları onları okudu ve yararlandı.

Engellemeden Kurtulmak

İlk gözaltına alındığımda, kararsız aklım yüzünden Dafa'yı pek düşünemiyordum. Kendimi rahatsız ve zayıf hissettim ve öksürmeye devam ettim. Neyse ki, olumsuz faktörlerin beni aşağı çektiğini ve beni Dafa'dan ayırmaya çalıştığını çabucak fark ettim. Buna kesinlikle izin veremezdim.

Shifu'nun Fa'sını düşünmek için çok uğraştım ve sonunda Fa'nın bir cümlesini hatırladığımda, onu hemen defterime yazdım. Ezberledim ve tekrar tekrar okudum. Çok geçmeden Fa'nın başka bir cümlesini hatırlayabildim ve onu aceleyle yeniden yazdım. Yavaş yavaş, daha çok hatırladım. Daha güçlü ve daha güçlü oldum.

Karım da bir uygulayıcıdır ve mektuplarına sık sık Zhuan Falun'un içindekileri ve Shifu'nun yeni kutsal yazıları gibi Dafa içeriğine yer verirdi. Bu, o kötü ortamda, düşüncelerimin Dafa'dan sapmasını engellemek için bana çok yardımcı oldu.

Hapishane gardiyanları, mektuplarımda Falun Dafa içeriği olduğunu öğrendiğinde, onları aldı. Shifu’nun sözlerini hatırladım,

“Uygulayıcılar, yeterli doğru düşüncelere sahip olduğunda

Shifu, akıntıyı tersine çevirme gücüne sahip olur” (Hong Yin II, Shifu Uygulayıcı Bağı)

Protesto etmek için açlık grevine başladım ve gardiyanlardan ele geçirdikleri eşyaların bir listesini vermelerini istedim. Listeyi yazdırdılar ve başka bir kaptandan bana getirmesini istediler.

Bu kaptan yanlışlıkla tüm mektupları listeyle birlikte bana geri getirdi. Dafa içerikli mektupları hızlıca çıkardım. Onları saklar saklamaz, kaptan aceleyle hücreye geri döndü ve benden mektupları vermemi istedi. Onları aldı ve kontrol etti ama Dafa içeriği olan herhangi bir mektup bulamadı. "Garip! Nereye gittiler?" dedi. Sonra arkasını döndü ve gitti.

Kaptan Çok Hastalandı

Hapishanede Dafa'yı karalayan ve iftira atan sözde tarikat karşıtı bir sergi vardı. Kaptana gittim ve ona, “Falun Dafa'ya iftira atmak için ÇKP'yi takip etmeyin” dedim. “Üstlerim emretti” dedi. “Emirlere uymak zorundayım."

Birdenbire, karımın bana daha önce bir belge gönderdiğini hatırladım. Bu bilgiyi neden hapishane duyuru panosuna asmayayım ki? Büyük bir beyaz kâğıda boya fırçasıyla şunları yazdım, "Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Ofisi, Devlet Konseyi Genel Ofisi ve 2000 yılı 39 sayılı Belgede Kamu Güvenliği Bakanlığı tarafından ilan edilen ve Falun Dafa'nın adının geçmediği 14 tarikat aşağıdaki gibidir. Falun Dafa bir Budist gelişim uygulamasıdır, bu yüzden hapishane liderleri lütfen bu belgeyle tutarlı olun ve Falun Dafa'yı karalamayı ve iftira atmayı bırakın."

Her şeyi hazırladığımda birdenbire dehşete kapıldım: Bunu böyle kötü bir ortamda yayınlarsam daha şiddetli zulme uğrar mıyım? Tek kişilik bir hücreye mi kapatılacağım? Cezamı uzatırlar mı?

Ancak Shifu’nun şu sözlerini hatırladım,

“Eski güçler bizim gerçeği açıklamamıza veya yaşamları kurtarmamıza engel olmaya cesaret edemezler. Kilit nokta, bir şeyler yaparken, zihinsel durumunuzdaki boşluklardan istifade etmelerine izin vermemenizdir.” (2002 Boston Fa Konferansında Fa’yı Öğretme)

Sergi kapatıldıktan sonraki gün, kaptan işe gelmeyi bıraktı. Bir aydan fazla bir süre sonra geri gelmedi. Döndüğü gün beni ofisine çağırdı ve “Ciddi bir şekilde hastaydım ve neredeyse ölüyordum. Hastanede aklıma ilk sen geldin! Doktor çok fazla yin enerjim olduğunu söyledi. Çok fazla yin enerjisi de nedir?” diye sordu.

Ona, "Dafa'ya iftira atılmasına izin verdiğiniz için kötü ruhları cezbettiniz. Kötü ruhlar ağır yin enerjisidir. ‘Cezalandırılmanın’ sadece misilleme anlamına geldiğini düşünmeyin. Bazen ceza, Tanrıların ve Budaların merhametidir. Tanrısal varlıklar size bir ders veriyor, böylece Falun Dafa'ya iftira atma ve uygulayıcılara zulmetme konusunda ÇKP'yi takip etmezsiniz. Kendinize içtenlikle bakmalı ve sık sık 'Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi' diye tekrarlamalısınız ve Shifu size merhamet edecektir" dedim.

Anladı ve bana teşekkür etti.

Lider: “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü kesinlikle doğrudur!”

Bu olaydan sonra, ÇKP'nin bu hapishane memurlarını çok derinden zehirlediğini ve onları uyandırmanın tek yolunun ÇKP'nin gerçek doğasını ortaya çıkarmak olduğunu anladım. Onlara anlatmak için bir şeyler yazmak istedim. Bunu düşünür düşünmez tekrar korktum: Kötü Partiyi ifşa etmekten cezam uzatılır mı? Cezalandırılır ve işkence görür müydüm? Bu düşünceyi hemen reddettim: “Canlı varlıkları kurtardığın için hiçbir zulüm gerçekleşmeyecek.” Kendi kendime, “Zihnin doğru olmalı” dedim.

Bu yüzden, “Komünist Parti neden bir tarikattır” diye yazmaya devam ettim. Marx'ın Şeytan'a katılmasından, ÇKP'nin Çin'deki şeytani hayaleti tarafından işlenen tüm kötü suçlara ve onun Falun Dafa'ya neden zulmettiğine kadar. Yazmayı bitirdikten sonra tekrar tekrar gözden geçirdim ve korkumu yendim.

Birkaç gün sonra ekip ofisine gitmem söylendi, ben de yazdıklarımı yanıma aldım. Odada çok sayıda gardiyan vardı ve beni videoya almak istediler. “Devam et ve kaydet” diye düşündüm. “Kötülük tarafından manipüle edilen daha fazla insana gösterin.” Aklımı toparladım, tüm zulüm korkusunu reddettim ve yazdığım taslağı okumaya başladım. Ben okurken, hepsi sessizce dinledi. Okumayı bitirdiğimde, onlardan mektubu hapishane müdürüne vermelerini istedim. Hapishane gardiyanı hücreme dönmemi ve beklememi söyledi.

İki gün sonra başka bir lider benimle konuşmak istedi. Bu liderin insanları özellikle dövdüğü söylendi ve ne olacağını bilmiyordum. Ofisinin kapısına geldiğimde telefonda, “Bu çok küstahça! Tut onu!” diye bağırdığını duydum. Şok oldum ama hemen sakinleştim. Doğru düşünceler göndermeye devam ettim ve herhangi bir zulmü kabul etmedim.

Lider telefon görüşmesini bitirdikten sonra beni gördü ve neşeyle içeri davet etti. Bana çay koyarken, “Ekip liderine karşı çıkan ve çok küstahça davranan bir mahkûm var, o yüzden tutuldu” dedi. “Sen mahkûm değilsin, ben de bugün cezaevi görevlisi değilim, bu yüzden sadece arkadaşız, birlikte güzel sohbet ediyoruz. Falun Dafa'yı bilmememe rağmen Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü kesinlikle doğrudur!” dedi. Daha sonra onunla uzun bir süre Dafa hakkında konuştum.

Liderin ofisinden çıkarken, Shifu'nun Fa'sını hatırladım:

“Her zaman söylediğim gibi, Dafa uygulayıcıları olarak sizin tarihi görevleriniz, yaşamları kurtarma sorumluluğu omuzlarınıza yüklenmiş olarak, gerçekten çok büyüktür. Bu yüzden, sonuna kadar yürüyebileceğiniz bir yol mutlaka vardır. Bu yol gereklilikleri karşılaması gereken bir yoldur ve sadece bu yolla kozmosun yaşamları size saygı gösterecek ve size engelleme yaratamayacaklardır; o zaman yolunuz problemlerden uzak olur ve yolculuğunuz sorunsuz devam eder.” (20. Yıl Döneminde Fa’nın Öğretilmesi)

Yıllar boyunca, üç kez gözaltı merkezinde yasadışı olarak gözaltına alındım ve dört yıl hapis cezasına çarptırıldım. Hapsedilirken Dafa hakkındaki gerçeği söylemek ve Falun Dafa'nın iyi olduğunu doğrulamak için elimden gelen her şeyi yaptım. Gardiyanlar ve mahkûmlar tarafından zar zor zulüm gördüm. Bunun temel nedeni, zaman buldukça öğretileri okuyup ezberlememdir. İnsani düşüncemi bırakmak, başkalarına karşı nazik olmak, gerçekleri açıklamak ve insanları uyandırmak için Falun Dafa'nın gerekliliklerini takip ettim. Shifu tarafından korundum ve kutsandım.

(Minghui.org'daki 18. Çin Fahui)

Minghui.org'da yayınlanan tüm makaleler, grafikler ve içeriğin telif hakları saklıdır. Ticari olmayan çoğaltmaya izin verilir, ancak makale başlığı ve orijinal makaleye bir bağlantı ile atıfta bulunulmasını gerektirir.

Çince versiyonu mevcut