(Minghui.org) Selamlar, saygıdeğer Shifu ve uygulayıcı arkadaşlar!

28 yıldır kendimi geliştiriyorum ve Fa’yı Shifu’nun dersine katıldığım Ağustos 1994’de edindim. Ayrıca egzersizleri de o zaman öğrendim.

Xiulian uygulamasına adım atmadan önce, farklı kitaplara göz atmaktan hoşlanırdım. Felsefeyi tartışan kalın kitapları bile okurdum. Ancak bütün kitabı dikkatlice okumama rağmen, ne okuduğumu tam olarak anlamadığımı itiraf ediyorum.

Zihnimde birçok şüphe vardı ve cevaplar arıyordum. Bir keresinde okuldan sonra birkaç öğrenci öğretmenimizle konuşuyordu. Öğretmenimiz İngiliz ve Amerikan edebiyatını öğretiyordu. Ona sordum, “Hayat nedir?” Dedi ki: “Hayat gelişmektir.” Bu cevap hafızama derinden kazındı. Fa’yı edindikten sonra, aradığım şeyin Falun Dafa olduğunu anladım ve Dafa’da uygulama yapmaya karar verdim.

Medya Projesinde Gelişmek

10 yıldır medyada bulunuyorum. Başladığımda medya hakkında hiçbir şey bilmiyordum, bu nedenle her şeyi sıfırdan öğrenmek zorundaydım. Koordinatörün profesyonel bir altyapısı, iyi teknik becerileri vardı ve son derece iyi çalışıyordu, akıllı ve yetenekli olduğunu düşünüyordum. Ona birçok soru sordum ve elinden geldiğince cevapladı. Daha sonra gündüz çalıştığını, gece projeye katıldığını duydum, bu nedenle başını ağrıtmaya cesaret edemedim.

İki eski uygulayıcı sabırla bana birçok şey öğretti. Bir keresinde uygulayıcıların bana ayırdıkları zamana layık olmam gerektiğini düşündüm – proje için iki misli daha sıkı çalışacaktım. Sorumlu eski bir uygulayıcı bize öğretme konusunda gerçekten ilgiliydi. Bunun bana çok faydası oldu ve medya işine karşı ciddi ve özenli bir tutumu sürdürmem gerektiğini anladım.

İlk günlerde, iletişim ağında görevli yeterli kişi yoktu. Görev başında çoğunlukla yalnızdım. Ağır iş yükü ve birçok durumla ilgilenmek zorunda olmam nedeniyle, hep saatlerce gergin oluyordum. O zaman herkes özverili bir şekilde kendini veriyordu ve Shifu Li’ye (Falun Dafa’nın kurucusu) Fa’yı düzeltip canlı varlıkları kurtarmasında yardım etmeye yönelik güçlü inancımızı sürdürüyorduk. Birbirimize olan karşılıklı güvenimizi sürdürmek zorunda olduğumuzu da biliyorduk.

Bende derin bir izlenim bırakan geçmiş kişilerle olaylardan bazılarını hatırladım. Bu nedenle bu projeye değer vermemiz, geçmişe değer vermemiz, birbirleriyle işbirliği yapan uygulayıcılara değer vermemiz, Shifu’nun bizim için yarattığı ortama daha da fazla değer vermemiz gerektiğini hissettim.

Bir müddet sonra, medyanın gitgide değiştiğini hissettim ve Çin Komünist Partisinin (ÇKP) beyin yıkamasının bizi etkilediğini fark ettim. Katılımcılar işin kalitesine dikkat etmiyorlar, onun yerine körlemesine tıklanma oranlarının peşinde koşuyorlardı. Hızlı bir başarı elde etmek için fazlasıyla sabırsızlardı. Kafam karışıktı ve yönetimden şikayet ediyordum ve pasif bir hale geldim. Zihnimde çaresiz hissediyordum.

Gözlerim dışsal yetersizlik üzerindeydi, ama pasif durumumun ardındaki yozlaşmış şeyleri ortadan kaldırmakta başarısız oldum, ne de insan kalbinden zamanında kurtulabildim. Aslında medyaya katıldıktan sonra oldukça uzun bir zaman işleri yapmayı ilk sıraya koydum ve Fa-düzeltmesinin biteceği zamana takıntılıydım. Uygulamamda istikrarlı kalmadım ve doğru düşüncelerim yetersizdi. Bunun hakkında dikkatlice düşünürken, memnuniyetsizliğin ardında rekabetçi bir zihniyet ve kıskançlığın yanı sıra başkalarını küçümseme kalbinin de olduğunu gördüm.

Gitgide beklentilerimi düşürmeyi öğrendim ve kendimi perde arkasında çalışıp işleri sessizce yapan küçük bir keşiş gibi gördüm. Bir keresinde bir uygulayıcı benimle konuşup birisinin benden memnun olmadığını söyledi. O zaman kendimi dizginledim, ama fikir uyuşmazlığımı da dile getirdim. Mağdur hissettim ve işleri ciddi bir şekilde yapmanın nasıl yanlış bir şey olacağını merak ettim. Birlikte toplanıp insanları aşağı çekmiyorlar mı? Öyle düşünmek beni çok daha haksızlığa uğramış hissettirdi ve rekabetçi zihniyetim güçlendi.

Fa’yı çalıştıktan sonra, onu bırakmadığımı fark ettim. Bu bir insan takıntısı değil mi? Uygulama insan takıntılarını ortadan kaldırmakla ilgili değil mi? Başkalarının işe ün ve kişisel kazanç getirdiğini hissediyordum, ama tek bir kuruş almadığım için bu ün ve kişisel kazanca yönelik bir takıntımın olmadığı anlamına mı geliyor? Başka insanların iş kalitesinden memnun olmadığımı ve başkalarından şikayet edip başkalarını küçümsememin de bu kapsamda olduğunu gördüm.

Düşündüğüm şeyin doğru olduğunu vurguluyordum. Başkaları hatalı olsa bile haklı olduğumu söyleyemeyeceğimi fark ettim. İnsan takıntılarını ortadan kaldırmak önemli olan şeydir. Haklı olduğumda affedici olmamak bir insan ilkesidir. Fa’nın gerekliliklerini karşılayıp başkalarının iyi yanını gördüm mü? Uygulayıcıların gerçekten baskı altında olduklarını, aynı zamanda çalışkan yanlarını görmeme izin verdiklerini ve meşguliyetin ortasında sıkı çalıştıklarını da gördüm. Aslında daha çok iş üstlenmişlerdi. Sakinleştikten sonra hiçbir şey meydana gelmemiş gibi hissettim.

Geçen sene, medya personellerin düzeltme, gramer, gazetecilik ve yazarlık konusunda testlere girmesini istedi. Eğitim materyallerini aldığımda pek çok içerik olduğunu ve zamanın kısıtlı olduğunu gördüm, bu nedenle endişeli hissettim. Bir yandan standartları ve iş kalitesini geliştirmek için sınavlara girmenin gerekli olduğunu hissediyorum. Ama diğer yandan öz güvenimin eksik olduğunu hissediyordum. Bu kadar çok şeyi nasıl hatırlayabilirdim? Sınavın nasıl yapılacağını ve sınav sorularının zor olup olmayacağını bilmiyordum. Kalbimden sınavı reddediyordum. Bir keresinde sakinleşip kendime sordum, “Bu hakim olunması gereken en temel bilgiyse neden sadece onu öğrenmiyorsun?”

Günlük hayatımı basitleştirmeye çalıştım, onları kolaylaştıracak başka şeyler ayarladım ve bir çalışma planı hazırladım. Sakinleştikten sonra, azar azar topladıklarımı okudum, ama bazen okuduklarımı gerçekten özümseyemedim. Materyali anlayıp kavrayamazsam onu defalarca okumaya çalışırdım. Aynı zamanda kayıp ve kazanç için endişelenmeyi bıraktım. Sınavda başarısız olsam bile bunun beni sadece kişisel olarak etkileyeceğini; medya işinde bir hata yapsaydım bunun doğrudan toplumu etkileyeceğini düşündüm. Bu nedenle sınav günlük görevlerimden daha az önemli bir hale geldi. Meseleyi ciddi olarak ele alıp doğru bir zihni sürdürürsem, sonuca çok fazla dikkat etmemeliyim. Sonunda bütün sınavları başarıyla geçtim ki bu öz güvenimi de arttırdı.

Haber ortamında dünyada olup bitenlere dikkat ederken Fa’dan bir uygulayıcının iyi geliştirdiği yanı ayrıldıktan sonra insani yanının hala geliştiğini ve bu nedenle insani yanının kolayca çeşitli unsurlardan etkileneceğini ve kendimizi kolayca savunmamıza neden olacağını anladım. Kim hiç hata yapmaz ki? Bu nedenle kişi işleri yapma niteliğini daima düzeltebilirse yoldan çıkma olasılığı daha az olacaktır.

Minghui İçin Haber Yaparken Gelişmek

On yıldan fazla bir zamandır Minghui web sitesi için yerel etkinlik haberlerini yapıyorum. Bu süreçte birçok zorluk oldu ki bu da benliğe olan takıntımı yavaş yavaş ortadan kaldırmamı sağladı, Shifu’nun güçlendirmesiyle son derece minnettar olduğum birçok mucize de oldu.

Yazarken bazen yazarın tıkanması durumunu yaşadım. Bazen zihnim genişlediğinde başka şeylerle uğraşmak için uzaklaşmak zorunda kaldım; bazen başka şeyler yapıp döndüğümde zihnim tekrar yavaşladı. Bir an için düşünceler geldiğinde, onları hemen kaydetmem gerekiyordu. Aslında çalışma durumuna girdikten sonra rahatsız edilmekten çok korkuyorum. Bir gün bir haber hazırlamak için acele ederken, bir uygulayıcı birkaç kez bir meseleyi sormak için aradı. Uygulayıcının çözülmesi gereken acil sorunları olduğunu anlamak için elimden geleni yaptım ve bildiğim kadarıyla onları cevapladım. Ama meşgul olduğumu da defalarca açıklamak zorunda kaldım. Ancak uygulayıcı sabahtan öğle sonrasına kadar beni aramayı sürdürdü. Akşam uygulayıcı tekrar aradı ve öfkem aniden yükseldi. Kalbimin kapasitesinin yeterli olmadığını hissettim. Uygulayıcı tekrar aramadı, ama düzenlediğim taslağın büyük bir kısmını kaybetmiştim ve kaydetmemiştim.

Bir taslağı bitirmeden önce veya önceden birkaç röportaj yapmam gerektiğinde, zamanı kabaca planlayıp durumumu ayarlıyordum. Süreç sırasında ona dayanmak için elimden geleni yapmalıydım, ama bazen son anda hala canım sıkılıyordu. Derinlemesine düşünürken, aklımdan şu geçti, “Doğru, işler hep yolunda gitseydi, bu kadar zor olmazdı. Bu sana daha çok acı çektirmiyor mu?” Medya eğitiminde, eğitmenin bir yazarın başarılı bir şekilde yazı yazmasının anahtarının “okumak, okumak, okumak; yazmak, yazmak, yazmak; dayanmak, dayanmak, dayanmak” olduğundan bahsettiğini hatırladım. Yazmak kolay değil, yaratmak zor ve yeniden yazma eziyeti editörler, yayıncılar ve eleştirmenler için bir tahammül sınırı. Sıradan insanlar bile dayanma gerekliliğini fark ettiği için hayıflandım.

Bir keresinde bir uygulayıcıyla anlaşmazlık yaşadım ve ikimiz de kendi görüşümüzde ısrar ediyorduk. Karşı tarafın anlamadan “Anlıyorum” dediğini ve başkalarının iyi yapmadığı bir şey için beni suçladığını ki bunun da bunaltıcı olduğunu hissediyordum. Bu meydana gelmeden hemen önce, iki uygulayıcı bu uygulayıcıyla ilgili hoşnutsuzluğunu bana fısıldamıştı. Bu düşünce şeklini izleseydim karşı tarafın haksız olması gerektiğini düşünmek mantıklı olurdu.

Kendim üzerinde düşünürken kapasitemin yeterli olmadığını hissettim. Tartışmaya çalıştım, kendime takıntılıydım, başkalarının beni eleştirmesine izin vermiyordum ve yeterli nezakete sahip değildim. Bu bir uygulayıcının hoşgörüsünün ortaya çıkmasının mantıksız göründüğü tek zamandı. Takıntılarımı bırakabildiğimi hissedip iyi iş birliği yapmak istediğimde, Shifu uygulayıcıların parlak tarafını görmemi sağlayacaktı.

Bazen bir makale yayınlandığında, uygulayıcı arkadaşlardan övgü alıyordum. Tabii ki onaylanmak cesaretlendirici, ama kişi gösteriş ve bağnazlık zihniyeti yönünden tetikte olmalı. Bu tam olarak kendimi kanıtlamak istemem yönünden bu saklı takıntıları bulmada başarısız olduğum sıralar meydana geliyor.

Bu yıllar boyunca sadece zihnimi kullanmam gerektiğini ve Shifu’nun onu güçlendireceğini sıklıkla fark ettim. Olaylar hakkında daha sonra düşündüğümde mucize olan birçok şey var. Birçok şey yönünden Shifu yolu döşedi. Bir keresinde, 25 Nisan olayı hakkında yazarken bir tanık bulabilseydim harika olurdu diye düşündüm. Arkamı döndüğümde eski bir uygulayıcının arkamda durduğunu gördüm. Uygulayıcıya sorduğumda cevap verdi, “Tam oradaydım, ne bilmek istiyorsun?”

Başka bir seferinde, ne yapacağımdan emin değilken bana 1999’dan önceki [zulüm başlamadan önce] kalbe dokunan deneyimlerinden bahseden iki uygulayıcıyla karşılaştım ki bu tam olarak aradığım şeydi. Bu yıl Dafa’nın dünyanın dört bir yanına yayılmasının 30. yıldönümü olacak. Üç uygulayıcıyla karşılaşıp hikayelerini paylaşmalarını istediğimde haber yapmayı düşünmemiştim. Ancak görüşme sırasında hepsinin, Shifu’nun Dafa’yı denizaşırı ülkelere yaymaya başladığı zaman olan 1995 ilkbaharının başında Fa’yı edindiğini öğrendim. Makaleyi bitirdiğimde onları bulmamın ne kadar isabetli olduğunu daha çok hissettim. Geçen yıllar değerli anılarla dolu ve eski fotoğraflara sahip olmak onu mükemmelleştiriyordu. Bahsetmeye zamanımın olmadığı başka birçok örnek var.

Shifu’nun merhametinden ve aynı zamanda uygulayıcıların uygulama hikayelerini paylaşarak Fa’yı onaylama arzularından sıklıkla etkileniyordum. Altın kalpleri enerji yayıp beni uygulamada daha gayretli olmam yönünden cesaretlendiriyordu.

Aile Ortamında Uygulama Yapmak

Aile ortamı rahatlamak için en kolay yer ve eksikliklerimizin açığa çıkması bakımından da iyi bir yer. Her davranış, her söz ve her hareket nezaket veya nezaketsizliği, kişinin ayrıntılara dikkat edip etmediğini ve kişinin başkalarını düşünüp düşünmediğini yansıtabilir ve bunun neticesinde anlaşmazlıklardan kaçınmak o kadar kolay olmayabilir.

Bir keresinde kocama bilgisayarla ilgili bir sorunu sordum. İngilizce konuştu ve anlamadım. Öylesine dedi ki: “Bunu bile anlamıyorsun, o halde nasıl iletişim kurabiliriz?” Başlangıçta biraz incinmiş hissettim, ama bunun geçmişte benim dediğim şey olduğunu hemen fark ettim. Aslında kocam sadece bir gerçeği belirtiyordu. Geçmişteki sözlerimin sıklıkla şikayet içerdiğini ki bunun da bencil ve başkaları için incitici olduğunu hissettim.

Başka bir keresinde küçük bir anlaşmazlık yaşadım ve bunu hoş görmem gerektiğini düşündüm. Çok geçmeden Shifu’nun sesli ders kayıtlarını dinlerken, Shifu “gerçek delilik” hakkında konuştuğunda gerçek deliliği olan kişinin aslında erkek veya bayan onun kendisine acı çektirdiğini anladım. Zihnim net bir hale geldi ve aniden hoşgörünün çağrıştırdığı anlamı kavradım.

Bir süre boyunca, ailem benimle ilgili memnuniyetsizliğini ifade etti, ama bunu ciddiye almadım. Benim yaşımda kusur bulup durmanın normal olduğunu düşünüyordum ve daha çok bana yakın olan insanlarla bu şekilde konuşuyordum. Bu memnuniyetsizlik tekrar gündeme geldiğinde hatalı olduğumu fark ettim.

Başkalarının sözünü kesme ve tüm sohbeti işgal etme yoluyla dışa vuran kişinin kendini ifade etme arzusunun ardında güçlü bir bencillik takıntısı var. Başkalarına karşı düşünceli değildim, sadece kişisel duygularımı dikkate alıyordum. İçimdekileri atarak rahatlama arayışında olmama sebep olan pek çok duygu vardı. Zihnim birçok yıl öncesine gitti ve birçok şey aklıma geldi. Onları iyi yapmadım ve onları önemsiz bir mesele olarak görmüştüm. Gerçekten utandım. Ağzımı açtığımda ne kadar çok insanı incittiğimi bilmiyordum. Kendimi suçladım ve çok üzgündüm. O sırada bedensel sorunlarım da vardı ve aniden hiç öz güvenim yokmuş gibi hissettim ve nasıl konuşacağımı bile bilmiyordum.

Bir uygulayıcının bir paylaşım makalesinde, “Bir uygulayıcı olduğum için, ne kadar acı verici olabilirse olsun, koşulsuz olarak içime bakmak zorundayım. Kirli ve bencil olan o unsurları ortadan kaldırmak zorundayım. Süreç sırasında belirli düşünce, söz ve davranışların o kirli unsurlar tarafından kontrol edilip yönlendirildiğinin farkında olmadığımı da anladım.” yazdığını hatırladım. Bu parçada kendimi buldum, bencillik kavramını derinlemesine incelemem ve geleneklere karşı gelen davranışlardan kurtularak gelişmem yönünden beni cesaretlendirdi.

Birçok kez bir şey söyledikten sonra, söylediğim şey bencillik içerdiği için hatalı olduğumu buldum. Bu şekilde kendimi kıvama getirdim ve zaman zaman kendimi tekrar düzelttim. Sonsuz ev işleri, aile içinde ve dışında dengelenmesi gereken şeyler ve aile içinde meydana gelen başka pek çok önemsiz şey var ve sıkıntı, şikayet, sabırsızlık, rahatlık, vb.’nin açığa çıkması ve onlara takılıp kalmak kolaydır. İyi yapmak istiyorsam, bunun tek yolu anlaşmazlıklar olduğunda içime bakmaktır. Sadece kendime odaklandığımda başkalarının bana hep haksızlık yaptığını hissedeceğimi; başkalarını gerçekten önemsediğimde ortamın daha iyi yönde değişeceğini fark ettim.

Son Söz

Birçok eksikliğim olduğunu göz önüne alarak, yazma konusunda uzun bir zaman isteksiz oldum ve bu paylaşma fırsatından neredeyse vazgeçiyordum. Paylaşım yazma sürecinin bir gelişim süreci ve bir geçmişi özetleme, eksiklikleri bulma, kendimi düzeltme, aynı zamanda Fa’yı onaylama süreci olduğu konusunda net bir hale geldiğimde, yazmaya başladım.

Shifu diyor ki:

“Her durumda, Shifu'nun gerçekte en çok söylemek istediği şudur: genel durum değişiyor, fakat Dafa öğrencileri durumların değişmesi ile uygulamalarının değişmesine izin veremezler. Durum ne olursa olsun, etkilenmediğinizden emin olun. Dafa öğrencileri gibi davranın ve karşılaştığınız problem ne olursa olsun kendinizi daima geliştirin.”  (2014 San Francisco Fa Konferansında Verilen Öğreti)

Mevcut durum çabucak değişiyor. Shifu’nun isteğini aklımda tutacağım, kendimi iyi geliştireceğim ve uygulama yolunu iyi yürüyeceğim.

Yukarıdakiler benim paylaşımımdır. Uygunsuz bir şey varsa, lütfen nezaketle belirtiniz.

Teşekkür ederim, Shifu ve uygulayıcı arkadaşlar!

(2022 Singapur Fa Konferansında sunuldu)