(Minghui.org) 20 Ocak 2023, Çin Yeni Yılı arifesinde, Falun Gong'un kurucusu Shifu Li Hongzhi, Minghui.org'da "İnsanoğlu Nasıl Var Oldu?" başlıklı bir makale yayınladı. Ayrıca The Epoch Times ve NTDTV'ye mesajın dünyanın dört bir yanındaki insanlara iletilmesi için makaleyi yayınlama yetkisi verdi.

Shifu Li şunu söyledi,

“Yılbaşı, genellikle kulağa hoş gelen tebriklerin paylaşıldığı bir zamandır. Ama ben, çok yakın bir tehlikenin insanoğluna yaklaştığını görüyorum ve bu nedenle tanrısal varlıklar benden bu dünyadaki herkese pek çok şey iletmemi istediler. Benim açıklayacak olduğum bu şeylerin her biri, daha yüksek ve sıkı bir şekilde korunmuş sırlardır ve bunlar insanlara olaylar ile ilgili gerçek bir resim sunmak ve insanlara kurtuluşları için başka bir şans vermek için paylaşılmıştır." (İnsanoğlu Nasıl Var Oldu?)

Bugünün dünyası her türlü felaketle boğuşuyor - Rusya ile Ukrayna arasındaki yıkıcı savaş, Tayvan Boğazı'ndaki kriz, gergin jeopolitik anlaşmazlıklar ve dünya ekonomik durgunluğu, çevresel bozulma, rastgele cinsel ilişki, uyuşturucu kullanımı vb. hükümet tarafından bildirilen verilere göre, yalnızca COVID salgını dünya çapında yaklaşık yedi milyon insanı öldürdü.

Çin'de, Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) salgını örtbas etmesi ve hakkında yanlış bilgi vermesi, ulusta benzeri görülmemiş bir hasara neden oldu. Özellikle, ÇKP'nin 7 Aralık 2022'de sıfır COVID politikasını aniden sonlandırmasının ardından, ülke genelinde enfeksiyonlar ve ölümler patladı, ilaçlar yetersiz kaldı ve hastaneler ve ölü yakma merkezleri doldu. Enfeksiyondan kurtulan birçok insan hastalık sonucu ortaya çıkan durumlar yaşıyor.

ÇKP, bilim ve teknolojide bir güç merkezi olduğunu iddia ediyor ve nükleer savaş başlıkları, uzay silahları, 5G, yapay zekâ, gözetleme kameraları, büyük veri ve diğer askeri teknolojik projelerin geliştirilmesine büyük yatırımlar yaptı. Ancak tüm bu teknolojik ve tıbbi gelişmeler, küçücük, görünmez virüsü yenemez. Bunun yerine, ÇKP gerçeğin üzerini örtüyor ve kendini övmeye devam ediyor.

Afetlerin Temel Nedeni

ÇKP'ye aşina olan insanlar için, onun insan hayatını tamamen hiçe sayması, salgında meydana gelen bir şey değil, onların ateist ve zalim doğasının köklerinden kaynaklanmaktadır.

1949'da Çin'in devlet gücünü gasp ettikten sonra, ÇKP geleneksel Çin kültüründeki üç büyük dini yok etti ve keşişleri ve rahibeleri dünyevi hayata dönmeye ve evlenmeye zorladı. Kültür Devrimi sırasında (1966 -1976), ÇKP "kızıl muhafızları" Buda heykellerini parçalaması ve tapınakları yok etmesi için kışkırttı.

Geçmişteki ve şimdiki ÇKP liderleri, hiçbir zaman insan yaşamları için herhangi bir endişe göstermediler. Mao Zedong, 1957'de bir nükleer savaşa girmek istedi ve 300 milyon insanın ölmesini umursamayacağını söyledi; Büyük Kıtlık (1959-1961) tek başına 30-40 milyon can aldı.

Deng Xiaoping iktidara geldikten sonra, 1989'da Tiananmen Meydanı'nda binlerce öğrenciyi katletme emrini, 20.000 kişiyi öldürmenin (ÇKP için) 20 yıllık istikrarı garantileyeceğini söyleyerek haklı çıkarmaya çalıştı.

ÇKP'nin yönetiminin ilk 30 yılında, 80 milyondan fazla insanın bir dizi siyasi hareket ve baskı sonucunda doğal olmayan nedenlerle öldüğü tahmin ediliyor.

Deng'den sonra Jiang Zemin, 1999 yılında Falun Gong uygulayıcılarına acımasız bir zulüm başlattı. Sonuç olarak, canlı organ toplama vahşetine kurban düşenler de dâhil olmak üzere sayısız masum uygulayıcı hayatını kaybetti.

Xi Jinping, tarihin çarkına karşı çıkarak ÇKP'nin kırmızı bayrağının Çin'deki her tapınakta ve dini kurumda asılmasını emretti; Çin genelinde son üç yılda uyguladığı “Sıfır COVID” politikası da sayısız ölüme neden oldu ve insanların temel geçim kaynaklarını yok etti.

ÇKP ile karşılaştırıldığında, Çan Kay-şek'in yönetimindeki birçok yüksek rütbeli memur, Çan'ın kendi ailesi de dâhil olmak üzere, tanrılara ve Budalara inanıyordu.

Çan'ın büyükbabası Çan Si-qian sıradan bir Budistti. Çan Kay-şek'in annesi Wang Tsai-yu bir vejeteryandı ve hayatı boyunca Buda'ya tapardı ve elinde her zaman Budist kutsal metinleri bulunurdu.

Çan Kay-şek, Wang Yangming'in felsefesi - Kalp ve Aklı Öğrenmek (xinxue) konusunda yetkindi. Usta Taixu'yu iyi tanıyordu ve Budizm'e saygı duyuyordu. Daha sonra Chiang, Mukaddes Kitabı da çok inceledi. Karısı Soong Mei-ling'in tüm ailesi Hristiyandı.

Oğlu Chiang Ching-kuo (1978'den 1988'deki ölümüne kadar Çin Cumhuriyeti Başkanı olarak görev yaptı) Chongqing'deki Japon Karşıtı Savaş sırasında vaftiz edildi. O zamanlar, Milliyetçi Parti'deki birçok general ve yüksek rütbeli memur, hem Çin hem de Batı kültürünü iyi öğrenmişti ve Budizm'e ve tanrılara inanıyorlardı.

ÇKP tarafından acımasızca karalanan Duan Qirui, Sun Chuanfang ve Wu Peifu gibi Çin Cumhuriyeti'ndeki bazı ünlü savaş ağaları, yalnızca iyi bir ahlaki duruşa sahip değiller ve muhafazakâr gelenekleri gözlemlemekle kalmadılar, aynı zamanda Budizm'e de inandılar.

Aşağıdaki küçük örnek, inançlı insanların ve ateist ÇKP'nin insan hayatını nasıl farklı şekilde ele aldığını göstermek için yeterlidir.

1917'de Duan Qirui (Cumhuriyet hükümetinin başbakanı ve askeri komutan olarak görev yapıyor), Zhang Xun'a (bir general ve Qing Hanedanlığına sadık) karşı savaşırken, astları olabildiğince çok kişiyi öldürmek istedi. Duan onları azarladı ve şöyle dedi: “Onları uzaklaştırın. Bu kadar insanı öldürmenin ne anlamı var? Öldürmek günahtır.”

Yeni Bir Yol İleri

Aslında "ateizm" kelimesi, M.Ö. beşinci yüzyılda Antik Yunan dilinde ortaya çıkmıştır. Başlangıçta üç tür insandan bahsediyordu: daha yaygın olarak kabul edilen tanrılara ve ruhlara karşı olumsuz bir tavır sergileyenler; ihanetleri ve küfürleri nedeniyle tanrılar tarafından terk edilenler; ya da henüz bir tür tanrıya inanmayı taahhüt etmemiş olanlar. Orijinal ateizm, modern bilimcilik bağlamında savunulduğu şekliyle tanrıların varlığını tamamen reddetmek anlamına gelmiyordu.

Orta Çağ'ın sona ermesi ve modern bilimin yükselişi, Sanayi Devrimi ve Aydınlanma dönemiyle birlikte “ateizm”in anlamı genişledi. Fransız Devrimi sırasında ateizm, komünistler tarafından şiddetli devrimin ve siyasi hareketlerin teorik dayanağı olarak daha fazla manipüle edildi ve kullanıldı.

Bugün, insan ahlakının hızla yozlaşmasıyla birlikte, COVID salgını tüm dünyayı kasıp kavurdu. Geleneksel Çin kültürü açısından bakıldığında, salgın, insanlığın büyük miktarda günah ve karmasının bir sonucu olarak geldi.

İnsanlık tarihindeki önceki büyük vebalar gelişigüzel olarak bulaşmıyordu ve birçok mucize gerçekleşiyordu. Antik Roma'daki dört büyük veba sırasında, başkalarının hayatlarını kurtarmak için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan Hıristiyanlar nadiren hastalığa yakalandı. Ming Hanedanlığının sonlarına doğru Çin'deki veba salgını, Ming ordusundaki insanları hedef aldı ve gizemli bir şekilde Ming birlikleriyle yakın temas halinde olan Qing ordusunu geçti.

Ancak COVID farklı görünüyordu. Artan vakaların son dalgasında, Çin'de ölenlerin çoğu emekli yüksek rütbeli memurlar, Falun Gong zulmüne katılanlar ve Partiyi yakından takip edenlerdi.

Öte yandan, ÇKP'yi bırakan veya Falun Gong'a yönelik kanlı zulmü onaylamayan birçok kişi, virüs testleri pozitif çıktıktan sonra bile enfekte olmadı veya çok küçük semptomlar gösterdi.

Her ikisi de Hristiyan olan ve aşılanmış evli bir çift var. Karısının COVID testi pozitif çıkarken, kocasının çıkmadı. Anlaşıldığı üzere, kocası ÇKP'den ayrıldı ama karısı ayrılmamıştı.

Aslında, Shifu Li Hongzhi dünyaya vebanın ÇKP'yi hedef aldığını daha üç yıl önce söyledi. Şimdi, Shifu Li, insanlara parlak bir geleceğe giden yol hakkında yeni içgörüler sunmak için İnsanoğlu Nasıl Var Oldu? makalesini yayınladı.

Shifu Li şunları söyledi,

“Eğer bir insan, bu çetin ortamda, erdemli düşüncelerini koruyabilirse; modern değerlerin ve görüşlerin şiddetli hücumu karşısında sarsılmadan durabilirse ve geleneksel değerlere bağlı kalabilirse; ateizm ve evrim kamplarının saldırıları karşısında hala tanrısal olana inanırsa, o zaman bu kişi amacına ulaşacaktır: kurtuluşa ulaşmak ve cennete geri dönmek. Bu dünyada ortaya çıkmakta olan bütün bu delilik, bu son aşama için, tanrısal varlıklar tarafından, bu şekilde planlanmıştı. Amaçları buradaki yaşamları test etmek ve kurtarılmaya layık olup olmadıklarını görmekti ve bu süreç içerisinde zorluklardan geçerken günah ve karmalarından kurtulmalarını sağlamak için onlara bir şans vermekti. Bütün bunlar insanların kurtarılması ve cennette geri dönmek için onlara kurtuluşu sağlamak içindi.” (İnsanoğlu Nasıl Var Oldu?)

Bu makalede ifade edilen görüşler, yazarın kendi görüşlerini veya anlayışlarını temsil eder. Bu web sitesinde yayınlanan tüm içeriğin telif hakkı Minghui.org'a aittir. Minghui, çevrimiçi içeriğinin derlemelerini düzenli olarak ve özel günlerde yayınlamaktadır.

Çince versiyonu mevcut