(Minghui.org) 2000 yılı Yeni Yılı'ndan sonra, inancımızı uygulama hakkı için itirazda bulunmak üzere şehrimden birkaç Falun Dafa uygulayıcısı ile Pekin'e gittim. Tutuklandık ve yerel bir gözaltı merkezine geri götürüldük.

Hepimiz aynı hücrede tutulduk. Birkaç ay boyunca, okuyacak hiçbir Dafa kitabımız yoktu. Kocama bir sonraki aile ziyaretinde biraz getirip getiremeyeceğini sordum.

Gözaltı merkezi gardiyanları, zaman zaman hücrelerde Dafa materyalleri arıyorlardı.

Bir arama sırasında Zhuan Falun’umu (Falun Dafa'nın ana kitabı) bir yeleğin cebine sakladım ve gardiyan onu bulamadı. Diğer uygulayıcılar o kadar şanslı değildi ve el yazısıyla yazılmış olanlar da dahil olmak üzere kitaplarının çoğuna el konuldu.

Kitapları kaybettiğimiz için hepimiz üzüldük. Gözaltı merkezi müdürünü ofisinde görmeye gittim ve ona kitaplarla ne yaptığını sordum. Onları masasının çekmecelerinde sakladığını söyledi.

"Lütfen bu Dafa kitaplarını güvende tutun," dedim. "Kitapları yok etmemelisiniz, çünkü bu sizin için iyi olmaz."

Müdür, “Onlara bir göz atmak istiyorum” dedi.

Birkaç gün sonra ofisine çağrıldım. Müdür saygıyla çekmecelerden Dafa kitaplarını çıkardı ve hepsini bana geri verdi. Kitapları ait oldukları uygulayıcılara geri vermemi istedi.

Yıllar sonra hapisten çıktıktan sonra sokakta bu müdüre rastladım. Artık gözaltı merkezinde çalışmadığını öğrendim. Dünyanın dört bir yanındaki uygulayıcılar, zulmün emrini veren Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) eski başkanı Jiang Zemin'i dava ediyorlardı ve ben ona bu konuda bazı materyaller vermiştim. Materyalleri memnuniyetle kabul etti ve "Jiang Zemin çok şeytani" dedi. Gerçeği bildiği için onun adına mutluydum.

Gözaltı Merkezi Gardiyanı Dafa Kitaplarını Koruyor

Gözaltı merkezi müdürü, Dafa kitaplarını bize geri verdikten birkaç ay sonra, zorunlu çalışma kampı koşullarına tabi tutulduk ve 15 Haziran 2000'de çalışma kampına transfer edildik.

Çalışma kampına giderken gözaltı merkezi gardiyanlarına Dafa hakkındaki gerçekleri açıkladık. Gardiyanlardan biri, gözaltı merkezinde bize dostça davranan ve dikkatle dinleyen bir eğitmendi. Araba çalışma kampına yaklaşırken bana, "Kitaplarınızı bana verin, onları sizin için saklayayım.” diye fısıldadı.

"Ama onlara çalışma kampında ihtiyacımız var," dedim.

Çalışma kampı gardiyanlarının kabul edilmemiz için evrak işlerini işlemesi için avluda beklerken, bu eğitmen geldi ve Dafa kitaplarını tekrar istedi.

“Bana bütün kitaplarınızı verin, onları ailenize götüreyim” dedi. Çalışma kampı gardiyanları bagajınızı karıştıracak ve onları içeri götüremeyeceksiniz. Çok geç olmadan acele edin.”

Bu eğitmen gardiyanın içten olduğunu hissettik ve tüm kitapları kendisine teslim ettik. Ayrıca kitapları güvende tuttuğu için kendisine teşekkür ettik. Tabii ki, bütün kitapları küçük karton kutulara koyup kocama verdi.

Birkaç yıl sonra bu eğitmen ve eşine sokakta rastladım. Dafa kitaplarını sakladığı ve aileme geri getirdiği için ona teşekkür ettim. Bana uygulayıcılardan Dafa materyalleri aldıklarını ve zulmü çok iyi bildiklerini söyledi.

ÇKP’den ayrılmadığını öğrendiğimde ona, "Siz çok iyi bir insansınsınız. Adalet duygunuz var. Birçok Dafa materyalini okudunuz ve gerçekleri anladınız. Bugün hem ÇKP'den hem de bağlı örgütlerinden ayrılmanıza yardımcı olabilirim. Kötü Parti’yi kınamak, adalete teslim edildiğinde sizi güvende tutacaktır.” dedim.

Gerçek isimleriyle ÇKP'den isteyerek ayrıldılar ve memnun bir şekilde gittiler. Onlar adına mutluydum.