(Minghui.org) Shifu bütün hayatım boyunca beni korudu. Birkaç kez ölümden ucu ucuna kaçabildim.

Diğer Boyutlardaki Ayarlamalar

Çin, Pekin yakınlarındaki ücra bir köyde doğdum. Kışın ısınmak için kömür yakıyorduk ve rüzgar bacadaki kirli gazı geriye itecek biçimde estiğinde, karbon monoksitten zehirlenmek kolaydı.

Rüzgârlı bir kış gecesi annem, iki kız kardeşim ve ben karbon monoksit zehirlenmesinden bilincimizi kaybettik. Babam gece vardiyası işinden çıkıp eve geldi. Uykuda olduğumuzu düşündü, bu nedenle uzanıp yarı-uykuya daldı. Beyaz sakallı yaşlı bir adam ona dedi ki: “Acele et ve çocuklarını kontrol et. Karbon monoksitten zehirlendiler.” Babam uyanıp bizi sarstı ve hepimizin tepkisiz olduğunu gördü.

Hemen temiz hava için bizi evin dışına taşıdı ve sonunda kendimize geldik. O tanrının koruması olmasaydı, o gece hepimiz ölmüştük. Uyanır uyanmaz soğuğu hissettiğim için olayı çok iyi hatırlıyorum.

İyi, akıllı ve çalışkan bir çocuktum ve okulda başarılıydım. Ancak Çin’deki Komünist eğitim sisteminde, Komünist Parti eğitimiyle aşılanmıştım ve inatçı bir ateist oldum. Ve bundan gurur duyuyordum.

Üniversiteye başvurma zamanım geldiğinde; ailem, babam Dördüncü Ordu Tıp Fakültesine kabulümü garantilemek için torpil yaptırdığından oraya başvuracağımı çoktan kararlaştırmıştı. Üstelik o üniversite ücret talep etmiyordu ve mezun olduktan sonra bir ordu hastanesinde iyi bir iş beni bekliyordu.

Ancak en son dakikada bir düşünce aklıma geldi, “Çok kısayım; hiçbir şekilde kabul edilmeyeceğim.” Böylece o üniversiteyi başvurumdan kaldırdım. O fikir değişikliği ordu üniversitesini hayatımdan uzaklaştırdı ki bu da ailemi çok üzdü.

Daha sonra Fa’yı edindikten sonra, olay üzerinde derinlemesine düşündüm ve o düşüncenin hayat yolumu değiştirdiğini ve Fa’yı edinmemi kolaylaştırdığını fark ettim.

Üniversitemdeki Komünist Parti kolu mükemmel performansımı fark edip beni içine çekti. Üniversitede Çin Komünist Partisi (ÇKP) üyesi oldum ve yüksek lisansta Parti komite sekreteri olmaya devam ettim.

Yüksek lisansım sırasında, ciddi bel fıtığı belirtileri geliştirdim. Pekin’deki tüm büyük hastaneleri ziyaret ettim ve ünlü ortopedi doktorlarına göründüm. Ağrı kesiciler, çekme, masaj, elektrikli tedavi yöntemleri ve ortopedik aletler dahil her türlü tedaviyi denedim, ama hiçbiri fayda etmedi.

Sağlığım kötüleşti. Derste oturamıyordum ve uzanırken sırtım ağrıyordu. Okulu bırakmaya hazırdım.

Kız kardeşim daha önce Falun Dafa’yı uygulamamı önermişti, ama bunu ciddiye almamıştım. Bir sabah yurda dönerken koşmamın ardından, sırtım o kadar kötü ağrıdı ki güçlükle dayanabildim. Düşündüm, “Hastalığımın daha derin sebepleri olabilir ve belki qigong sorunumun temel sebebini çözebilir.”

Tam öyle düşündüğüm sırada duvarın yanında qigong egzersizlerini bitiren bir grup fakülte üyesi ve öğrenci gördüm, onlardan biri bölümümde öğretim görevlisiydi. Ona ne uyguladıklarını sordum ve bana Falun Dafa olduğunu söyledi. Onun çok iyi olduğunu söyledi. Dediklerine inandım çünkü dürüst ve doğru bir kişi olduğunu biliyordum.

Falun Dafa’yı uygulamaya o zaman başladım. Geriye baktığımda, ciddi hastalığa yakalanmasaydım, ÇKP rejimiyle aşılanmış olan benim gibi bir kişinin Falun Dafa’yı araması çok zor olurdu.

Dafa’yı uygulamaya başlar başlamaz, Shifu ateist zihniyetimi kırmak için göksel gözümü açtı. Uygulamada kendime güvenimi arttıran şeyler gördüm. Daha sonra zulüm nedeniyle çalışma kampında bulunduğumda, bizzat yaşadığım bu Dafa mucizeleri Dafa’ya olan inancımı güçlendirdi.

Ciddi bel fıtığım Falun Dafa’yı sadece bir aylığına uygulamamın ardından iyileşti ve artık uykusuzluk çekmiyordum. Eylül 1998’de Devlet Spor Bakanlığının yaptığı bir sağlık anketine katıldım ve xiulian uygulamasına başladıktan sonra ne tür zihinsel ve fiziksel değişiklikler yaşadığım hakkında sorulduğunda, “iyileştim”i seçtim. Deneyimim ailem ve arkadaşlarım arasında da yayıldı.

Grup egzersiz alanında bir öğle sonrası, gözlerim kapalı halde Ayakta Falun Duruşunu yapıyordum ve aniden önümde büyük bir göz gördüm. Neler olduğunu merak ettim ve etrafa bakmak için gözlerimi açtım, tek gördüğüm diğer herkesin sadece her zamanki gibi teker tutma pozisyonunda egzersizi yaptığıydı. Hemen Shifu Li’nin (Dafa’nın kurucusu) İkinci Ders’de göksel göz hakkında öğrettiklerini hatırladım. O gerçekti!

Egzersiz alanımız Shifu’nun Eylül 1998’de İsviçre ve Frankfurt’da verdiği dersleri izlememiz için ayarlandı. Shifu’nun evrenin yapısı hakkında öğrettiklerini takip etmek için elimden geleni yaptım. Daha sonra, Shifu’nun televizyon ekranındaki görüntüsü baktığım her yerde belirdi ve bu birçok gün sürdü. Bu benim için şaşırtıcıydı.

Uygulamada Shifu’nun Korumasının Getirdiği Mucizeler

Şubat 2003 ve Ağustos 2005 arasında ikinci kez çalışma kampında tutuldum. Pekin Kadınlar Çalışma Kampındaki her dakika ızdıraplı ve zordu. Dafa’ya olan sarsılmaz inancımla o zorluklara dayandım ve birçok kez Shifu’nun merhameti ve korumasını hissettim. O sıralarda birçok şaşırtıcı olay meydana geldi.

Yiyip içmeyi reddettiğim için, gardiyanlar beni pes etmeye zorlamak amacıyla farklı yollar denediler. Yazın öğle vakti tarlada çalışmamı emrettiler. Sepet sepet inek gübresi taşıdım ama yorulmadım veya susamadım.

Bir gece, gardiyanlar dört güçlü mahkuma beni son derece tuzlu hazır şehriye çorbasıyla zorla-beslemelerini emrettiler. Sonuç olarak, bütün gece ishal oldum ve her saat tuvaleti kullanmak zorunda kaldım. O kadar güçsüzdüm ki zorlukla yürüyebiliyordum. 9 metre uzaklıktaki tuvalete yürümek için duvara tutunmak zorundaydım. Ertesi gün, gardiyanlar ceza olarak beni bütün gün ayakta durmaya zorladılar. Acı sonsuzdu.

Zihnimde inancıma kendimi adamıştım, “Kötülüğün beni ‘dönüştürmek’ için yaptığı plan boşuna. Hakkımda karar verecek kişi sadece Shifu’dur.” Üçüncü sabah, bedenimde ani bir şok dalgası hissettim ve daha sonra bütün olanlar hiç yaşanmamış gibi bedenimdeki bütün ağrı, yorgunluk ve güçsüzlük gitti. Hafif ve rahatlamış hissediyordum.

Anlayışıma göre, yaşam ve ölümü bırakmak sadece sözde bağlılık değildir. Bir Dafa uygulayıcısı uzun bir zaman bedensel dayanıklılık sınırına ulaştığında ve Dafa’ya olan güçlü bir inancı hala sürdürebildiğinde, o zaman Shifu kritik anda her şeyi üstlenip ona dayanır. Tıpkı Shifu’nun dediği gibi:

“...Uygulayıcılar, yeterli doğru düşüncelere sahip olduğunda Shifu, akıntıyı tersine çevirme gücüne sahip olur.” (Hong Yin ll, Shifu-Uygulayıcı Bağı)

Pekin Kadınlar Çalışma Kampında kullanılan aşağılık bir işkence yöntemi, sizi büyük kaselerde sebze çorbası içmeye zorlayıp daha sonra birkaç gün tuvaleti kullanmanızı yasaklamalarıydı. Uygulayıcılar idrar ve dışkılarını o kadar uzun süre tutmak zorunda kalırlardı ki bedenlerinin bir bölümü şişerdi ve onlardan bazısı bağırsak tıkanıklıkları yaşardı.

Çalışma kampı beni eğitim koğuşundan “sarsılmaz olanları dönüştürme” koğuşuna naklettiğinde, gardiyanlar beni yüksek bir taburede oturmaya zorlayıp hareket etmemi yasakladılar. Kolumu kaldırmak veya ayaklarımı hareket etmek istersem, “yardımcı”ya bildirmek zorunda olduğumu söylediler. Mahkum olduğum düşüncesini reddettim ve talimatlarını izlemedim. Hareket ettiğim her seferinde yumruklanıp tekmelendim.

Beni bir hücreye hapsedip her öğün büyük bir kase sebze çorbası içmeye zorladılar. Daha sonra art arda iki gün tuvaleti kullanmamı yasakladılar. O kadar çok idrar tutuyordum ki karnım hamile bir kadınınki gibi büyüktü. Sadece gece üç saat uyumama izin veriyorlardı, ama o kadar çok acı içindeydim ki hiçbir şekilde uyuyamıyordum.

Ne yapacağımı bilmeyerek düşünüyordum, “Bedenime olan takıntıyı bırakacağım. Kötülük bana ne kadar dizginsiz zulmederse etsin, hayatıma değer versem bile, ölümden korkmuyorum.” Huzurlu bir şekilde uykuya daldım. Shifu’nun acı veren maddeyi bedenimden çıkardığını biliyordum.

O hücredeki üçüncü gün, gardiyanların şefi iki günden fazla altı büyük kase çorbayı tutmanın yeterli olduğunu düşünüp, rapor etmeden hücremdeki lavaboma idrarımı yapmama izin verdi.

İçinde yiyip içtiğim, idrar ve dışkı yaptığım hücrede bir aydan fazla zaman hapsedilmemin ardından, dişlerimi fırçalayıp saçlarımı taramama veya duş almama izin verilmedi. Her gün yumruklanıp tekmelendim; giysilerim kirliydi; yüzüm bakımsızdı ve bir dilenci gibi görünüyordum. Bir mahkum olduğumu hala reddediyordum. Beni istediklerini yapmaya zorlayamadıkları için sonunda pes ettiler.

Acımasız işkenceye uğradım ve birkaç kez neredeyse ölüyordum, ancak kötülük beni “dönüştürme” amacına ulaşamadı. Dafa’ya olan doğru inançla, sonunda doğru düşüncelerle çalışma kampından ayrıldım.

Kalan uygulama yolumu kesinlikle iyi bir şekilde yürüyüp Shifu’nun merhametli kurtarışına layık olacağım.