Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığının (DOS) ülkelerin insan hakları durumu üzerine yayınladığı yıllık raporların Çin ile ilgili bölümünde son birkaç yıldır, doğrudan Çin Kamu Güvenliği Bakanlığı tarafından yönetilen yüksek güvenlikli psikiyatri hastaneleri olan Ankang hastanelerinde yaşanan kötü muamelelere dikkat çekilmektedir.
2011 DOS raporunda: “Bir ankang tesisinde güvenlik yetkililerinin tutulan bir kişi üzerindeki yetisine ilişkin düzenlemeler net değildir ve tutukluların güvenlik görevlilerinin akıl hastalığı iddialarına itiraz edebilecekleri bir mekanizma da bulunmamaktadır. Bu hastanelerdeki hastalara, kendi iradeleri dışında ilaçlar verildiği ve zorla elektrik şokuna maruz bırakıldıkları bildirilmektedir.”
Lakin Çin psikiyatri kurumlarındaki belge ihlallerine rağmen, ankang tesislerinin –[akıl hastalığı için] ironi oluşturacak şekilde “huzur ve sağlık tesisleri” olarak tercüme edilmekte- yaygın olmadıkları bilinmektedir. Onlar daha çok bu tür tesisler hakkında hiçbir şey bilmediğini ifade etmiş, birçok usta psikiyatrist, akıl hastası hakları konusunda uzman avukatlar ve suç psikolojisi profesörleri tarafından örtbas edilmektedir.
Ankangtesislerinde tutulan Falun Gong uygulayıcılarının aile ziyaretleri yasaktır. Bu tür hastanelerde hapsedilen birçok kişinin ailesi sevdiklerinin nerede olduğunu bilmiyor.
Çalışma Kampına Paralel
Doğrudan Kamu Güvenliği Bakanlığı tarafından idare edilen psikiyatri hastaneleri olan ankang hastaneleri, 2013 yılında kapatıldığı duyurulan eski çalışma kampı sistemine ekstra-yasal yapısı ve süreç bakımından çarpıcı derecede benzerlik göstermektedir: Polis herhangi bir yasal süreç olmaksızın herkesi keyfi bir şekilde yasadışı olarak bu hastanelere gönderebilir.
Aslında, ankang hastanelerinin idari bölümü, gözaltı merkezlerinden sorumlu bölümdür. Bu nedenle, polis sık sık Falun Gong uygulayıcılarını dönüşümlü olarak, gözaltı merkezleri, beyin yıkama merkezleri ve ankang tesisleri arasında dolaştırarak, her tesiste yoğun beyin yıkama taktiklerine tabi tutmaktadır. Gözaltı merkezleri, çalışma kampları ve beyin yıkama merkezlerinde tutuklandıktan sonra hala inançlarından vazgeçmeyi reddeden uygulayıcılar genellikle daha acımasız psikiyatrik suiistimallerin yaşandığı ankang hastanelerine sevk edilmektedir.
Çin Komünist Partisinin (ÇKP) muhaliflere veya siyasi aktivistlere işkence yapmak için sık sık ruh sağlığı tesislerini kullandığı bilinmektedir. Bu ihlallerin Çin’de geniş çaplı ruh (akıl) sağlığı tedavi tesislerinde gerçekleştiği bildirilmiş olmasına rağmen, sadece ankang hastanelerinin hastaları kendi rızaları dışında tutma ve özgürlüklerini kısıtlama yetkisine sahip olduğu resmen belirtilir.
Bu tesislerin, komünist rejim için “iç güvenliği sağlamak” adına uzun bir geçmişi vardır. 1998 yılının Ocak ayında başında, Kamu Güvenliği Bakanlığı ankang tesislerindeki hastaları için standartlar oluşturdu.
Ankang tesislerinde hapsedilmesi hedeflenen beş grup arasında, ikisi “kamu düzenine ciddi müdahale edenler” ve toplum istikrarını bozanlar” olarak sınıflandırıldı. Falun Gong uygulayıcıları, siyasi muhalifler ve hükümet politikalarını protesto etme cesareti gösteren vatandaşlara sık sık bu etiket vurularak, ankang hastanelerine hapsedilmektedir.
1999 yılının başında Falun Gong’a karşı zulmün başlatılmasının ardından daha fazla ankang hastanesi kuruldu. 2004 yılının Eylül ayında Kamu Güvenliği Bakanlığı, eyaletlere, özerk bölgelere ve belediyelere en kısa sürede mevcut olmayan yerlere ankang hastaneleri kurulmasını gerektiren bir bildiri yayınladı.
Ruh Sağlığı Kanunundaki Boşluklar Sağlıklı İnsanlarında Ankang Hastanelerinde İradeleri Dışında Tutulmasına İmkân Sağlamakta
Ruh Sağlığı Kanunu, Çin’de 1 Mayıs 2013 tarihinde resmen uygulanmaya başlamıştır. Kanun, gönüllü hastanelerin ilkelerini ortaya koymakta ve sadece “ağır semptomları” ve başkalarına zarar verme tehlikesi” olanları ruh sağlığı tesislerinde zorla gözaltında tutulabileceğini belirtmektedir.
Ancak, kanun vatandaşları akıl hastası olarak etiketlenmiş olanlardan koruma sağlamayan boşluklar içermektedir. Bir kişinin “başkalarına zarar verme tehlikesi” teşkil edip etmediğine karar verilirken, büyük çoğunlukla polis ve ilgili devlet kurumlarının, Falun Gong uygulayıcılarına, siyasi muhaliflere ve dilekçecilere (Çin’de hükümetin sevilmeyen politikalarını protesto etmek için Temyiz Ofislerine başvuran vatandaşlara “dilekçeciler” olarak adlandırılır) karşı yürütülen zulmü istismar edebildikleri görülmüştür.
Polis birini emniyet müdürlüğü tarafından yönetilen ankang hastanesine gönderir. Kişiye zihinsel bozukluk tanısı koyulup koyulmadığı, ne ilaç alması ve nasıl uygulanması gerektiği yâda hastanın serbest bırakılacağı zaman dahil tüm konulara polis tarafından kontrol edilir. Ankang tesislerinin denetimi için herhangi bir üçüncü taraf bulunmamaktadır.
Ruh Sağlığı Kanunu’nun uygulanmaya başlanmasından bu yana, birçok Falun Gong uygulayıcısı ya hala ankang hastanelerinde tutulmakta yâda bu tür tesislere yeni hapsedilmiştir. Örneğin, Shaanxi Eyaletinden uygulayıcı Wang Song, Hebei Eyaletine bağlı Wuhan Şehrinden uygulayıcılar Qin Hanmei, Zhou Wenjuan, Zhang Bin ve Zhou Xiuqin, 2014 yılında ankang hastanelerine gönderildiler.
Psikiyatrik İlaçların Kötüye Kullanımı: Falun Gong Uygulayıcılarına Yönelik İşkencenin Bir Aracıdır
Falun Gong zulmü 1999 yılında başladığından beri, birçok uygulayıcı sahte bir şekilde akıl hastası olarak etiketlendi. Onlar hapsedildikleri ankang hastanelerinde, merkezi sinir sistemine zarar veren ilaçların enjekte edilmesi, elektrik şokuna tabi tutma, zorla besleme ve dayağa maruz kalmaktalar –ki bunların hepsi şu anda uluslararası tıp camiasında yasaklanmıştır. Birçok kişi ankang hastanelerinde ÇKP’nin sık sık zehirli ilaçlar kullanması sonucu, ya akıl hastası oldu yâda yaşamını kaybetti.
Aşağıda bununla ilgili bazı örnekler yer almaktadır:
Liang Zhiqin’in, zehirli ilaçlar ve elektrik şokları verilmeden önce ve sonraki hali
Bayan Liang Zhiqin ve diğer Falun Gong uygulayıcılarına 2000 yılının Sonbaharında götürüldükleri Tangshan Ankang Hastanesinde sinir sistemine zarar veren ilaçlar enjekte edildi.
Uygulayıcıların çoğu ilaçların enjekte edilmesinden sonra acı ve uzun bir süre devam eden şiddetli semptomlar geliştirdiler. Görülen semptomlara, kalp rahatsızlığı, dilde sertleşme, yürüyüşte ciddi değişme, sinirlilik, anormal düşünceler, donuk gözler ve hafıza kaybı dâhildi.
Bayan Liang Zhiqin, psikiyatrik ilaçlar enjekte edildikten sonra iki defa şoka girdi ve kalp yetmezliği yaşadı. Üç yıl boyunca kendine bakamaz bir durumda yaşadıktan sonra 2009 yılında vefat etti. Diğer uygulayıcı Bayan Li Fengzhen ise bir ankang hastanesinde zorla yapılan iğnelerin ardından ciddi hafıza kaybı yaşadı. O, günlük işlerini yerine getiremez bir hale geldi ve adeta bir deri bir kemik kaldı.
Bayan Li Fengzhen, zehirli ilaçların enjekte edilmesinin ardından ciddi hafıza kaybı yaşadı.
Yang Baochun, bir ankang tesisinde işkence görmeden önce
Hebei Eyaletine bağlı Handan Şehrinden uygulayıcı Yang Baochun, 2002 yılında Handan Çalışma Kampında gördüğü işkence sağ ayağının kesilmesine yol açtı. Çalışma kampı onu üç kez Handan Ankang Hastanesine yolladı ve beş yıl boyunca ona sinir sistemine zarar veren ilaçlar enjekte edildi. Ailesi nihayet 2009 yılında onu eve götürdüğünde ise gerçekten akıl hastası olmuştu.
Çince versiyonu: http://www.minghui.org/mh/articles/2015/1/10/302920.html