(Minghui.org) Çin'de büyürken, üniversitede yabancı bir öğretim görevlisi ile tanışıncaya kadar farklı bir yaşam şekli olabileceğini bilmiyordum. Hocam, hayatın sadece iyi notlar almak, iyi bir derece almak, iyi bir işe girmek ve daha fazla para kazanmak için çabalamaktan ibaret olmadığını, hayatta daha farklı şeylerin de olduğunu anlamamı sağladı.
Yabancı Bir Öğretim Görevlisinden Aldığım İlham
Hâlâ üniversite öğrencisiyken, yabancı bir öğretim üyesi bir gün kampüste bizimle konuştu. Söylediği bir şey beni şaşırtmıştı. Bize Tanrı'ya inandığını söyledi.
“Gerçekten bir Tanrı var mı?” diyerek onunla şakalaştım.
Bana gülümsedi ve “Evet, elbette. Tanrı var” dedi.
Aniden onun benimkinden daha farklı bir yolda olduğunu fark ettim ve daha önce onunla dalga geçme düşüncem aniden kayboldu. Ne diyeceğimi bilemeden sustum.
Hiç kimse yabancı öğretim görevlimizin yaptığı gibi “Tanrı’dan” ve “ilahi şeylerden” söz etmemişti. Bize göre, yabancıların Tanrı'ya inanmasının nedeni nispeten iyi bir yaşam sürmeleri, ancak manevi olarak boş hissetmeleri idi, manevi boşluklarını doldurmak için bir şeyler bulmaları gerektiğiydi. Ancak hocamın “Tanrı” dan bahsetme şekli hiç de öyle değildi.
Üniversitedeki akranlarımın birçoğu oldukça kötü bir davranış biçimi geliştirmişlerdi - “içme kapasitelerini” övüyor ve içmek için başkalarınıdan borç para alıyorlar, yurtlarında kumar oynamak için okula gitmiyor, sınavlarda hile gibi şeyler yapıyorlardı.
“Bizler gerçekten de yüksek idealleri olan yeni nesil gençleri miydik?” Bu konuda şüpheler duymaya başladım.
Falun Gong’a Olan Yatkınlığım
Qigong, 1980'lerde ve 1990'larda Çin'de çok popüler oldu. Hastalıkları iyileştiren ve formda kalmayı sağlayan çeşitli qigong formları uygulamaya başladım. Budizm ve Taoizm hakkında da birçok kitap okudum.
Bir gün, bir doçent, uygulama ile çok ilgilendiğim için bana Falun Gong'u önerdi.
1995'in sonuna doğru, Jinan'da Fa'yı öğreten Shifu Li Hongzhi'nun videolarını izledim ve yabancı öğretim görevlisi hocam gibi bir inanç yoluna doğru yürüdüğümü hissettim.
Birbirimizle çok fazla temasımız olmamasına rağmen, başka birkaç öğrencinin de Falun Gong'u uyguladığını biliyordum. Hepimiz iyi sağlık ve ahlaki değerlere sahip iyi insanlar olmaya çalışıyorduk.
25 Nisan Barışçıl İtirazı, ÇKP'nin Nasıl bir Yönetim Olduğunu Görmeme Yardımcı Oldu
ÇKP'nin siyaseti hakkında, 25 Nisan 1999'a kadar kendi doktrinlerinin dışındaki inançları bastırmak ve saldırmak için siyaseti nasıl kullandığı konusunda oldukça cahildim.
Araştırmacı He Zuoxiu, Nisan 1999 başlarında, Tianjin Normal Üniversitesi Eğitim Koleji'nin resmi bir yayınında “Gençlerin Falun Gong Uygulamasını Onaylamıyorum” başlıklı bir makale yayınladı. Makalede Falun Gong’u haksızca eleştiren bir davadan bir alıntı yapmıştı. Aslında, dava 1998'in başlarında Pekin televizyon yayınında gündeme getirilmiş ve haksız olduğu kanıtlanmıştı.
“Bu sözde bilim adamının nesi var?” Kendi kendime “Gerçekleri bilmeden bu tür sonuçları nasıl çıkarabilir?” diye düşündüm.
Şahsen birçok gencin Falun Gong uygulamaktan gerçekten faydalandığını bizzat kendim görmüştüm.
Bazı çocuklar yalan söylerdi ve geçmişte çok tembellerdi, ama hepsi Falun Gong'u uyguladıktan sonra daha iyi oldular, değiştiler. İstedikleri şeyi alamadıkları zaman öfke nöbetleri geçiren bazı çocuklar, ebeveynleri onlara “Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü” ilkelerini anlattıktan sonra bu şekilde davranmayı bıraktılar.
4 yaşında bir çocuk vardı, parmağı kapıya sıkıştıktan sonra feci bir şekilde morardı. Annesi ona: “Falun Dafa İyi. Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü İyi” ifadelerini söylemesini istedi. Çocuğun parmağı çok çabuk bir şekilde normale döndü. Gerçekten mucizevi bir şeydi!
Bana gelince, şiddetli bronşit ve bağırsak hastalığım vardı. Falun Gong'u uygulamaya başladıktan sonra her iki hastalık da kayboldu.
He’nin makalesini gördükten sonra, Tianjin'deki birçok Falun Gong uygulayıcısı, Falun Gong'un ne olduğunu açıklamak için Tianjin Eğitim Koleji'ne gittiler, bir düzeltme yaptırabilmeyi umuyorlardı.
Fakat, yazı işleri bürosu özür dilemek üzereyken, çevik kuvvet polisi 23 ve 24 Nisan'da aniden 45 Falun Gong uygulayıcısını yasadışı bir şekilde tutukladı. Uygulayıcılara emrin hükümetten geldiğinden, çözüm için Danıştay ofisine başvurmaları gerektiği söylendi.
10.000 Kişilik Barışçıl İtiraz
Uygulama alanımızdaki bir uygulayıcıdan Tianjin'de neler olduğunu duydum ve 25 Nisan'da hükümete gitmeye karar verdik.
Oraya kendi başıma, bisikletimle gittim ve Danıştay Temyiz Ofisinin bulunduğu Fuyou Caddesi'nden yaklaşık bir kilometre uzakta iken birçok insan gördüm.
Hebei ve Tianjin'deki yakın bölgelerden gelmiş olmalılardı. Genç ve yaşlı erkekler ve kadınlar vardı ve bazı kadınların kucaklarında bebekler vardı.
Bisikletimi bir ara sokakta bıraktım ve kalabalığa katıldım. Sabah 9:00 civarındaydı.
İnsanlar ana trafik kapamadan sokak boyunca çok düzenli bir şekilde sıraya dizilmişlerdi.
10.000'den fazla Falun Gong uygulayıcısı 25 Nisan 1999'da Pekin'de itiraz etmeye gitti.
Gün boyunca huzurlu ve sakin bir atmosfer vardı. Birçok uygulayıcı orada bekliyordu ve Falun Gong'un ana metni olan Zhuan Falun'u okuyordu. Yakınımızda, kendi aralarında sohbet eden polis memurları da vardı. Falun Gong uygulayıcılarının barışçıl duruşundan ve kendi kendilerini kontrol etmelerinden çok etkilenmişlerdi. Bazı polis memurları o kadar etkilendi ki, Falun Gong hakkında daha fazla bilgi edinmeye başladılar ve daha sonra uygulamaya başladılar.
Zorunlu çalışma kampında hapsedilirken bir uygulayıcı arkadaşım vardı. O gün uygulayıcıları izlemek için görevlendirilen polis memurlarından biriydi.
Akşam, o zamanki başbakanın birkaç uygulayıcı temsilcisiyle görüştüğü ve itirazlarımızı incelemeyi kabul ettiği ve Tianjin'deki yasadışı bir şekilde tutuklanan uygulayıcıların serbest bırakılacağı yönünde haberler geldi.
Bunu duyduktan sonra, huzurlu ve düzenli bir şekilde oradan ayrılmaya başladık. Uygulayıcılar, polisin geride bıraktığı sigara izmaritleri de dahil olmak üzere her küçük çöp parçasını yerden topladılar.
ÇKP'nin Baskıcı Doğası Tarafından Tetiklenen Zulüm
Daha sonra bu mükemmel ve barışçıl itirazın, ÇKP genel sekreteri ve devlet başkanı Jiang Zemin'i ve onun suç ortaklarından birkaçını şok ettiğini duydum.
Falun Gong’un öğretilerini ve çok sayıda uygulayıcıyı kişisel güçlerine karşı ve insanları kontrol etmelerine karşı bir tehdit olarak gördüler. Barışçıl itiraz kısa sürede ÇKP'nin sözlü medyasında “merkezi hükümete saldırı” olarak etiketlendi ve 20 Temmuz 1999'da ülke çapında bir Falun Gong zulmü başlatmak için bir bahane olarak kullanıldı.
O sırada başbakan 25 Nisan'da Falun Gong uygulayıcılarının temyiz taleplerini kabul etti ve Danıştay makamı uygulayıcılara hükümetin hiçbir zaman bu zindelik sağlayan egzersizleri yasaklanmadığını belirten bir belge verdi. ÇKP yine de üç ay sonra Çin genelinde on milyonlarca Falun Gong uygulayıcısına acımasız bir zulüm başlattı ve bu hala devam ediyor.
Sayısız aile parçalandı ve çok sayıda uygulayıcı, yasadışı tutuklandı, gözaltına alındı, hapsedildi, zorla çalıştırıldı, işkenceye ve hatta organlarının yasadışı alınmasına maruz kaldı. Birçok Falun Gong uygulayıcısı zulüm sonucu öldü.
ÇKP'nin kötülüğü, Wuhan coronavirüs pandemisi esnasında artık daha da belirgin bir hale geldi.
Virüsün üstünü örtmeleri ve insanların en kritik anda ihtiyaç duydukları temel malzemeleri küresel ölçekte istiflemeleri, uluslararası toplumu ÇKP'nin ne kadar kötü olduğu konusunda uyandırdı.
Giderek daha fazla hükümet ÇKP'yi büyük can kaybına sebebiyet vermekten ve verdikleri ekonomik hasardan sorumlu tutmak için bir araya geldi. Ve giderek daha fazla insan ÇKP'den uzaklaşmanın gerekli olduğunu görüyor.
25 Nisan Temyizinden bu yana yirmi bir yıl geçti, ancak hala birçok uygulayıcının anıları taze. O günün huzurlu atmosferi asla unutulmayacak. Temsil ettiği nezaket ve saflık sonsuza dek Cennette ve dünyada ışıldayacak.