Falun Dafa Minghui.org www.minghui.org YAZDIR

Gerçekten Başkalarını Düşünmek

29 Temmuz 2020 |   Çin'deki bir Falun Dafa uygulayıcısı tarafından

(Minghui.org) Shifu Li (Falun Dafa'nın kurucusu) bize bir sorunla karşılaştığımızda her zaman başkalarını düşünmeyi ve her durumda diğer kişinin bakış açısından bakmamız gerektiğini öğretir.

Shifu diyor ki:

"Uygulayıcılar olarak anlaşmazlıklar ile aniden karşılaşacaksınız. Peki ne yapmanız gerekiyor? Merhametli ve iyilik dolu bir kalbi daima korumalısınız. O zaman bir problem ile karşılaştığınızda doğru bir şekilde davranabileceksiniz, çünkü böyle bir kalp size olaya göğüs gerecek zamanı verir. Herhangi bir şey yaparken, başkalarına karşı daima iyi kalpli ve kibar olmalısınız. Bir sorun ile karşı karşıya kaldığınızda, öncelikle başkalarının bunu kaldırıp kaldıramayacağını veya incinip incinmeyeceğini göz önünde tutun. Böyle yaptığınız sürece hiç bir problem olmaz. Bu yüzden xiulian uygulamasında, kendiniz için hep daha da yüksek standartları takip etmelisiniz." (Zhuan Falun 4. Ders)

Asla Pazarlık Etme

Daha düşük bir fiyat için pazarlık yapmak normaldir. Birçok esnaf, müşterileri geldiklerinde pazarlık ederken fiyatın bir kısmını otomatik olarak hemen düşerler. Ben her zaman ücreti tam ödeyip onlara kar elde etmenin hiç kolay olmadığını söylüyorum. Bazı esnaflar bana, ücreti az talep ettiklerini çünkü insanların yüksek para ödemek istemediklerini ve bazı müşterilerin bir kaç yuan için bile pazarlık ettiğini söylediler. Müşterileri kaybetmemek için fiyatı düşürmek zorundaydılar. Bazıları bana: ''Siz iyi bir insansınız, aldığınız malın her kuruşunu ödüyorsunuz. Sizin gibi parayı kuruşu kuruşuna ödeyen biriyle hiç karşılaşmadım” dedi. Onlara cevabım: "Ben bir Falun Dafa uygulayıcısıyım. Ben sizden fayda sağlayamam" şeklinde oldu.

İş yerim için bir şeyler satın aldığımda kasiyere her zaman, makbuzda ödediğimden daha fazla yazmamasını hatırlatırım. Bir keresinde alışveriş için bir alışveriş merkezine gittim. Makbuz almak için kasaya gittim. Makbuz üzerindeki tutarı kontrol edip edemeyeceğimi sorduğumda, kasiyer hemen: ''Bu konuda endişelenmeyin, daha fazla olabilir ama daha az değildir' 'dedi. Ona kontrol etmek istediğimi söylediğimde, ödediğimden daha fazlasını yazmamasını istedim. Kasiyer şaşkınlıkla bana, ''Sizin gibi biri nasıl olabiliyor?'' diye sordu.

İş Yerinde Şöhret Ve Kişisel Çıkar İçin Rekabetin Olmaması Gerek

1997 yılında kamu hizmeti sınavını geçtim ve bir yıl sonra iş buldum. Yüksek lisansımla yönetim düzeyinde bir pozisyon almaya hak kazandım ama çalışan düzeyindeydim, bu da maaşımın ayda on yuan daha az anlamına geliyordu. İş yerimizdeki müdür sinirleneceğimi düşünüp ofis yöneticisinin benimle konuşmasını istedi. Müdüre: ''Shifu bize kar ve kişisel çıkarları hafife almayı ve her zaman, önce başkalarını düşünmeyi öğretti. Lütfen yöneticiye endişelenmemesini ve kabul ettiğimi söyleyebilirsiniz dedim. Müdür şaşırdı ve sonra memnunluk içerisinde: ''Bu iyi! Bu iyi" dedi.

1998 yılında iş yerimizde, daire satın almak için son bir şans oldu. Sadece 2 daire vardı ve 40'tan fazla çalışan bulunuyordu. Bir Dafa uygulayıcısı olduğumu ve iş yerimden biraz uzak olmasına rağmen bir dairemin olduğunu hatırladım. İş yerindeki daire için savaşmamaya karar verdim.

Çalışanların üst bölüme terfi zamanı geldiğinde sadece birkaç kişi sınırlı pozisyonlara hak kazandı. İnsanlar önce kayıt olup daha sonra pozisyonlar için başvurmaları gerekiyordu. İş yerimde nitelikli yüksek lisans derecesine sahip olan tek kişiydim. Rekabet etmemem gerektiğini biliyordum, bu yüzden pozisyona kayıt olmadım.

İş yerinin müdürü gizlice üst yetkilere bildirdi. Soruşturma sırasında bizim bölümden birkaç kişiden özel görüşlerini bildirmesi istendi. Bana sorulduğunda:”Hiçbir şey yapmazsan, hata yapmazsın. Daha fazlasını yapan, daha fazla hata yapar. Tarafsız değerlendirilmelidir. İş yeri için daha iyi bir şey yapmak istenmiyor mu?” dedim. Birkaç yıl sonra personel performans görüşmesinde bu müdür başkaları hakkında hiçbir zaman kötü bir şey söylemediğimi ve iyi bir insan olduğumu söyledi.

Gerçekleri açıkladığım zaman tutuklandığımda polis, bana iş yerimdeki üstlerimin iş bölümünde iyi biri olduğum için beni övdüklerini söyledi.Bazı meslektaşlarım beni hapiste ziyaret etmek istedi.

Gözaltındayken Başkalarına İyi Davranmak

2010 yılında tutuklandım ve bir hücreye götürüldüm. Alanım dardı, hücre sadece 20 metrekareydi. Hücrede 10'dan fazla hatta 20 kişi kadardık. Hücre pis, karanlık ve nemliydi. Gündüzleri yerde oturup çalışıyorduk ve geceleri yerde uyumak zorundaydık. İnsanlar yan yana ya da sırt sırta uyumak zorundaydı. Hareket edecek yerimiz yoktu.

Küçük bir alan çok fazla baskı yaratabilir. Polis karakolunda sorgulama sırasında bir polis: ''Özgürlüğünüzü kaybetmek tatsız, değil mi?''diye sordu. Ona: “Tabii ki bu tatsız! Kim özgürlüğünü kaybetmek ister ki?” cevabını verdim. Kendime bir Dafa uygulayıcısı olduğumu hatırlattım. Hoşgörülü ve huzurlu bir zihni korumak için çabaladım. Sürekli Shifu'nun öğretilerini hatırladım. İyi bir insan olmalı,her nerede olursak olalım başkalarına yardımcı ve kibar olmalıydık.

Günlük ihtiyaçlar, yemek, diş macunu, diş fırçası, tuvalet kağıdı, çamaşır deterjanı şampuan ve benzeri ihtiyaçları satın almak için para gerekliydi. Bazı mahkumların paraları yoktu ve bu yüzden başkalarının eşyalarını çaldılar. Bunu görünce, aile üyeleri onlara para yollayana kadar günlük ihtiyaçlarını aldım. Zamanla hırsızlıklar durdu. Konuşamayan bir mahkum sık sık hırsızlık için tutuklandı. Birkaç ay boyunca ailesi ile görüşemedi, bu yüzden ona gerekli olan ihtiyaçlarını aldım.

Konuşamayan genç bir mahkum yakındaki bir hücreye yollandı. Yaşlı konuşamayan mahkum iyi bir insan olduğumu biliyordu ve diğer genç konuşamayan mahkuma yardım etmemi istedi. Diğer mahkumlar bunu duyduğunda hepsi bu genç kişiye yardım etmemi söylediler. Engelli insanlar için hayatın zor olduğunu düşündüm. Shifu bizden başkalarını düşünmemizi istiyor. Bu yüzden bu genç konuşamayan kişiye de ihtiyacı olan şeyleri aldım.

Küçük hücremizdeki gergin atmosferi sakinleştirmek için mahkumlara Dafa'nın ilkelerini anlattım. Onlara birçok insanın kutsanmış olduğunu ve birçok sorunlarının çözüldüğünü, içtenlikle ''Falun Dafa iyi! Doğruluk Merhamet ve Hoşgörü iyi” cümlelerini tekrarlamalarını söyledim. Hücrede kısa süre içinde herkes Falun Dafa'nın iyi olduğunu anladı. Yavaş yavaş hücremizde daha az çatışmalar yaşanıp her şey uyumlu hale geldi.

Bir gece herkes uyuduğu zaman mahkum lideri ve polisle bağlantısı olan başka bir mahkum arasında büyük bir kavga çıktı. Herkes uyandı. Kimse onların arasına girmek istemedi. Kavgalarını duydum fakat neden bu kadar öfkelendiklerini anlamadım. Gündüz ağır şartlar altında çalıştığımız için herkesin uykuya ihtiyaç olduğundan: "Biriniz geri adım atın. Deniz geniş ve gökyüzü sınırsız" dedim. Beklenmedik bir şekilde ikisi hemen tartışmayı bıraktı ve yattı.

Mahkumlar köle gibi çalışmak zorundaydılar. Üretimi artırmak için hücreler arasında rekabet vardı. Mahkumlar daha çok çalışmaya zorlanıp günlük kotaları arttırıldı. Gardiyanların ikramiye alması üretime bağlıydı. Dereceleri yeterli ve çalışmaları verimli olmadığında ertesi sabah şiddete maruz kalıyorlardı. Mahkumlar dayak yemekten korkuyorlardı, bazen tüm gece boyunca çalışıyorlardı. Gardiyana, insanlara vurmamasını tavsiye edip bunun sonucunda erdemini kaybetmesine sebep olduğuna dikkat çektim. Merhametin gücü çok büyük. Şiddet insanların kalbini değiştiremez. İyilik onu yapabilir. Yavaş yavaş gardiyanlar işi yapamayanları vurmayı bıraktı. Hücremiz üretimde en iyisi oldu.

Ailem Uyumlu Oldu

Babama 2007 yılında ileri derecede kanser teşhisi konuldu. Aile üyeleri ona tıbbi tedavi için Şanghay'daki büyük bir hastaneye eşlik etti. Tedavilerden biri tüm vücuduna uygulanacaktı. Röntgen çekiminde bulunmam doktora göre bana zarar verebilecek bir şeydi. Uygulayıcı olduğum için bana zarar vermeyeceğini söyleyip ona eşlik ettim. Babam yaklaşık bir ay hastanede kaldı. Sigortası olmadığı için yaklaşık 60.000 yuan hastane ücretini ben ödedim. Babam öldükten sonra bana 60.000 Yuan miras bıraktı. Annem, miras konusunu sorduğunda ona almayacağımı söyledim. İki kız kardeşim de mirası almadılar.

2016 yılında annem bana iki değerli gayri menkulu olduğunu söyledi. Vefatından sonra sorun olmasın diye benimle şimdiden miras konusunu paylaştı. Ona mirastan vazgeçtiğimi ve parayı da iki küçük kız kardeşime verebileceğimi söyledim. Onu rahatlatmak için yazılı açıklamamı verdim. Kocamın bir abisi var ve ailesinin maddi durumu iyi değil. Kayınvalidem genellikle maddi yardımda bulunur ve hatta ona bir daire satın aldılar. Şikayet etmedim. Hatta kocamı abisine yardım etmesine teşvik ettim. Kayınvalidem ev aldığımız zaman para vermek istedi fakat biz kabul etmedik. Zulüm görüp tutuklandığımda kaynım ve eşi evimde kaldılar. Çocuğumla ilgileniyorlardı. Bu zor dönemde bize destek oldular.

Kaynım ve ben kayınvalidemi memleketine giderken eşlik ettik, bu bir saygı göstergesiydi. Kayınvalidem çok fazla para harcayıp birçok şey aldı. O sabah kaynıma eşyaları arabaya yüklemesini rica ettim. Yola çıkmadan önce bagajı kontrol etmedim. Memlekete gelirken kayınvalidem bazı eşyaların eksik olduğunu fark etti. Kaynım, bazı eşyaları bagaja koymadığını itiraf etti. Kayınvalidem onu tüm ailenin önünde eleştirdi, bu da onu çok utandırdı. Shifu bize çatışmalarla karşılaştığımızda kendi içimize bakmamız gerektiğini söylüyor. Hemen benim hatam olduğunu çünkü bagajı kontrol etmediğimi söyledim. Diğerleri yerel köy dükkanından bir şeyler satın alınabileceğini söylediler ve kayınvalidem sakinleşti.

Tartışma sakinleştikten sonra bir akrabam, iki gelinlerinin ailenin geri kalanıyla kötü bir ilişkisi olduğunu söyledi. Sorunlarla karşılaştıklarında hep başkalarını suçluyorlardı. Benim gibi kendi içlerine bakmaları gerçekten güzel olurdu. Onlara Shifu’nun bize her zaman başkalarını düşünmeyi ve tartışma ile karşılaştığımızda kendi içimize bakmamızı öğrettiğini söyledim. Başkalarına karşı hoşgörülü ve nazik olmalıyız. Benden gelinleriyle Falun Dafa'nın ilkeleri hakkında konuşmamı istedi.

Uygulamaya başladığımdan beri, başkalarının bana karşı nazik olmasını istemek yerine, Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü ilkelerini takip ettim. Ailem bendeki olumlu değişime şahit olup Falun Dafa uyguladığıma mutlu oldular. Zulüm gördüğümde herkes bana yardım etti ve ailemdeki hiç kimsenin Falun Dafa hakkında kötü düşünceleri yoktu.

20 yıl aşkın süredir, uygulamama geri baktığımda Shifu ve Dafa'yı takdir ediyorum. Bencil bir kişiyken, her zaman başkalarını düşünen biri oldum.

Çince versiyonu