(Minghui.org) Editörün notu: Eski bir taşra-düzeyindeki hükümet görevlisi Bay Jiang Guobo Falun Dafa’yı uygulamadan önceki ve uyguladıktan sonraki deneyimlerini ve yozlaşmış bir memur olduğu durumdan nasıl iş arkadaşlarının, yöneticilerinin, yardım ettiği köylülerin saygısını kazanan dürüst ve doğru bir kişi haline dönüştüğünü anlatıyor. Ancak komünist rejim bu spiritüel uygulamayı bastırmaya başladığından beri Bay Jiang Falun Dafa’ya olan inancından dolayı konumundan alındı, tutuklandı, gözaltına alındı, hapse mahkum edildi ve acımasız bir şekilde işkence gördü. Aşağıdakiler onun doğrudan anlattıklarıdır.
Adım Jiang Guobo. 1963’de Shandong Eyaleti, Weihai Şehrinde doğdum. Eskiden yozlaşmış bir Çin Komünist Partisi (ÇKP) çalışanıydım ama sonrasında artık rüşvet kabul etmeyen ve bölgemdeki insanların yüzleştiği gerçek sorunları çözmeye çalışan birisine dönüştüm. Birçok sağlık sorunundan muzdariptim ve umutsuz hissediyordum, ama hepsinden kurtuldum. Eskiden kişisel-çıkarı her şeyin üstünde tutardım ve iş hayatında ilerlemek için düşünebildiğim her şeyi yapardım, ama düşünceli ve dürüst bir kişiye dönüştüm.
Bunların hepsini Falun Dafa’ya borçluyum. Uygulama yolculuğum her zaman kolay olmadı, ama geçmiş 20 yıldan fazla zamandır Dafa’yı uyguladığım için son derece şanslı olduğumu hissetmediğim tek bir gün dahi geçmedi.
Yozlaşmış Bir ÇKP Çalışanı
Üniversiteden mezun olduktan sonra, Weifang Şehri Politik ve Hukuki İşler Komitesinde çok-istenen bir iş teklifi aldım ve ÇKP’nin ilçe-altı düzeyinde bir memuru oldum.
Politik ve Hukuki İşler Komitesine genç bir adam olarak ilk katıldığımda, gelecek adına umutla doluydum. Birçok yaşıtım gibi, iyi şeyler başarmak ve topluma faydalı olmak istiyordum. Ancak Komünizmin DNA’sında yazılı olan hilekarlık-kötülük-mücadele özellikleri ile birlikte, yozlaşma ÇKP’ye hükmediyordu. İlçe düzeyine giriş-seviyesinde bir memur olarak bile, ün ve kazancın cezbediciliğine karşı koyamıyordum ve git gide yüksek derecede zehirli bir çevreye uyum sağladım.
Vicdanıma ihanet ederek konumumu kar ve fayda sağlamak için kullandım. Torpil yaptım ve işe girmek veya el altından iş anlaşmaları yapmak için pahalı hediyelerle veya rüşvetle bana gelen her kim olursa yardım etmek için el altından yöntemler kullandım. Yavaş yavaş, tereddütlerimden kurtuldum ve sahip olmaya cesaret edeceğimi asla hayal etmediğim parasal anlamda rüşvetleri kabul ettim.
Falun Dafa’yı uyguladıktan sonra daha önce kabul ettiğim çoğu hediye ve parayı geri iade ettim ve iade edemediklerimi bağışladım.
Yozlaşmış Parti çalışanları arasında ün kazanmıştım. Aniden bağlantılarını nasıl kullanacağını bilen bu yetenekli olan ve “işi hallettirme” konusunda bahis oynamaktan korkmayan “zeki genç adam” oldum. Şimdi “kulübün” parçası olarak kabul edilmiş birisi olarak bazı üst düzey kişilerin güven duyduğu biriydim ve önemli görevlere atandım.
Memleketimi ziyaret ettiğimde, yaşça büyük akrabalarımın eskiden beni hoşnut eden “dürüst ve nazik” olduğuma yönelik yorumlarda bulunmaları şimdi beni rahatsız ediyordu. Suçlanıyormuşum gibi hissettiğim için bu tür sözler beni yetersiz olarak adlandırmakla aynı geliyordu.
Belirli bir ev ziyaretim esnasında, birkaç yıldır görmediğim teyzem beni gördüğüne o kadar mutlu olmuştu ki herkese duyurarak, “Bu benim favori yeğenim. Ta küçük bir çocuk olduğundan bu yana dürüst, nazik ve çalışkan…” Rahatsızlığımı saklamadım ve sabırsızca sözünü kestim, “Teyze, benim hakkımda artık o şeyleri söyleme. O zaman küçüktüm ve de artık o saf ve zavallı kişi değilim.”
Şaşırmış ve kafası karışmış bir halde olan teyzem diyecek söz bulamadı. Favori yeğeninin artık o iyi kalpli, utangaç ve asla yalan söylemeyen—onun gurur duyduğu çocuk olmadığını bilmiyordu. Şimdi kaba, yozlaşmış birisiydi ve yalan söyleme konusunda iki kere düşünmezdi.
Bendeki değişiklikler beni kullanmak isteyen insanları çekti, ama kendilerini yüksek ahlaki değerlerde tutanlar beni artık arkadaşlık kurmaya değer birisi olarak görmedikleri için benden uzaklaştılar. Ama istediğimi elde ettiğim sürece umursamıyordum.
Bozulan Sağlık
Evren adildir ve ne ekersen onu biçersin. Rüşvetçilik ve hilekarlık yönünden yaratıcılığımı mükemmelleştirmekle meşgul olarak vicdanımı görmezden gelirken, cennetler buna bir son verdi. Yıkıldım. 30’lu yaşlarıma henüz yeni girmişken ve hayatımda şimdiye kadar oldukça sağlıklı olmuşken aniden hasta düştüm.
Hepsi Mart 1994’de bir öğle sonrası meydana geldi. Havanın çok rüzgarlı olduğu bir gün işten sonra oğlumu almaya gidiyordum. Elim ayağım buz kesti ve o kadar güçsüz hissettim ki pedal çevirmeyi bırakmak zorunda kaldım. Bisikletimle bir köprüden karşıya geçtiğim sırada mola vermek için bisikletten indim. “Bende ters giden bir şey mi vardı?” Huzursuz bir hisse kapıldım.
Ertesi sabah kahvaltıyı es geçtim ve bazı kan testleri yaptırmak için hastaneye gittim. Sonuçlar çok geçmeden çıktı ve beni tamamen kahretti. Yıldırım çarpmış gibi hissediyordum—Hepatit ve siroz olduğum söylendi. Buna tek kelimeyle inanamadım.
Teşhisim benim ve ailemin üzerinde duran karanlık bir bulut gibiydi. Karım birçok kez arkamdan ağladı. Kayınpederim benimle iki kez konuştu ve her iki seferinde de hayır dediğim tıbben bir rapor almam tavsiyesinde bulundu.
Gerçek şu ki “elde etmiş” olduklarımı bırakmaya hazır değildim. Hala kazanılacak pek çok para ve sağlanacak pek çok kazanç varken “güç çemberinden” tam anlamıyla uzak kalmak istemiyordum. Ancak kötü sağlığımla, o bağlantıları kullanıp rüşvet karşılığında kişisel ayrıcalıklarda bulunmak şöyle dursun işe bile gidemezdim. Artık iyi akşam yemeği yemek, içki içmek, oyunlar ve eğlenceden ibaret lüks yaşam biçiminin keyfini süremiyordum.
Hız şeridinde giden yaşamım sağlığım hızla bozulduğu için durma noktasına geldi. Teşhis konmasından sonra haftalar içerisinde, sirozun bir sonucu olarak kansere yol açabileceği konusunda uyarıldığım karnımda sıvı birikmesi belirtilerini çoktan görmeye başlamıştım. Nefritten—böbreklerin iltihaplanmasından—muzdariptim ve kanımda yüksek üre düzeyi mevcuttu. Başımda şişkinlik hissi vardı ve yaşadığım baş dönmesi o kadar dayanılmazdı ki biraz olsun rahatlamak için kafamı pencereden dışarı uzatmak zorunda kalıyordum.
Neredeyse her bağırsak hareketimde kanayan ciddi hemoroidim vardı. Banyoya gitme basit işi öyle büyük bir çile oldu ki sonrasında kendime gelmek için bir yana yatarak dinlenmem gerekiyordu. Göğsümde sıklıkla gerginlik hissediyordum ve nefes almada zorluk yaşıyordum. Akciğer hastalığı bakımından birkaç akrabamın yaşamını almış olan aile geçmişim vardı. Ayrıca eklem ağrısı çekiyordum ve omuzlarımda katılık hissediyordum ve hava rüzgarlı olduğunda gözlerim yaşarıyordu.
O zaman sadece 31 yaşındaydım, ama bir düzineden fazla hastalıktan muzdariptim. Yüzümde ve ellerimde karaciğer kaynaklı lekeler vardı. Şakağımda olan bir leke madeni para büyüklüğündeydi ki bu normalde sadece 70 veya 80’li yaşlarındaki insanlarda görülen bir durumdu.
Çin tıbbına göre, karaciğer yang doğasına, böbrek yin doğasına sahiptir. Tamamen birbirinin zıttıdırlar. Bu iki hayati organdan sadece birisi etkilenirse tedavi etmesi daha kolaydır ve iyileşme olasılığı da artar. Ama benim durumumda olduğu gibi her ikisinde de sorunlar varsa, bir organı tedavi etmek diğerine zarar verir ve diğerine gelen zarar da ötekini etkiler. Bu durum Çin tıbbında “alt-kanser” olarak isimlendirilir ve tedavi edilmesinin imkansız olduğu anlamına gelir.
Ailem hem Çin hem Batı tıbbında uzman doktorları arayıp buldular, ama hiçbir doktor yardımcı olamadı. Halk reçellerini bile denedim, ama hiçbiri işe yaramadı. Çok para harcadık, ama sağlığım sadece daha kötüye gitti.
Bir sabah ölüm beni gerçekten buldu. Yataktan çıkmak için yorganı iterken yorganın iç astarı üzerinde sarımtırak bir bedenin izini gördüğümde şok olmuştum. Bu geceleyin ne kadar fazla terlemiş olduğumu gösteriyordu. O sırada bedenim ve yüzüm ciddi olarak şişmişti. Sarımtırak ve hastalıklı görünüyordum ve terim bile sarıydı.
Bir süre orada durdum ve karaciğer sorunumun bu kadar ciddi boyuta geldiğini tam anlamıyla kabul edemiyordum. Günlerim sayılıydı ve hayatım kayıp gidiyordu. Depresyona girdim ve geceleri uyuyamıyordum. Bir yılan kalbimi yiyip bitiriyormuş gibi sürekli korku ve zihinsel acı içindeydim. Sıklıkla kendi cenazemi düşünüyordum ve acı dolu düşünceyi kafamdan tam anlamıyla atamıyordum.
Bana bu tedavisi olmayan hastalıkların tanısı konduktan altı ay sonra, o sırada sadece 57 yaşında olan babama da akciğer kanseri tanısı kondu.
Dafa Bana Yeni Bir Hayat Verdi
Haziran 1995’de bir gece tam bir çaresizlik durumu içerisinde yatakta uzandığım sırada, yaşadığım kısa hayatı düşündüm. Politik ve Hukuki İşler Komitesinde bir iş bulmak için aşmış olduğum birçok engeli düşündüm. Başkan yardımcılığına olan son terfimi düşündüm Kariyerim henüz başlamıştı—atalarımı onurlandıracağım daha yüksek bir konuma tırmanma fırsatım olmamıştı ve şimdi işe yaramaz durumdaydım.
İnsanları bana yaklaşmaktan korkutan bulaşıcı bir hastalığı da kapsayarak tedavi edilemez olarak kabul edilen hastalıklarım vardı. Üstelik babama da ölümcül bir hastalık teşhisi konmuştu ve durumu kritikti. Aksilikler hep üst üste gelir. Cennet gerçekten benim ve babamın hayatını almaya mı çalışıyordu?
Bunun hakkında ne kadar düşündükçe o kadar çok depresif hissettim. Oturdum, komidinin üzerindeki bir kitabı aldım ve sayfaları çevirmeye başladım. Kitabın ismi Falun Gong’du. Polis memuru olan bir komşum yaklaşık bir hafta önce onu bana vermişti. Bana dedi ki: “Bu harika bir kitap. Onu okumalısın.” Qigong kitaplarına ilgi duymuyordum ama onu kırmak da istemiyordum, bu nedenle kitabı alıp komidinin üzerine bırakmıştım.
Uzun zamandır qigong uygulamalarında umduğumu bulamamıştım. Birkaç kez denedim, farklı kitaplar için para harcadım ve bir süreliğine uygulama yaptım, ama hiçbirinin sağlığımın düzelmesine yardımı olmadı – onun yerine kötüleştim. Daha önce uygulamış olduğum o qigong türlerinin sahte qigong olduğunu sonradan anladım.
Bu kitap bir hafta komidinimin üzerinde dokunulmamış vaziyette durdu. Ancak o gece onu elime alıp sayfaları gelişigüzel çevirirken, bir kısım dikkatimi çekti:
“İnsan olma ve burada bir yaşam sürme fırsatı kolay gelen bir şey değildir. Bazı insanlar egoları için yaşarlar -ki buna gerçekten de değmez- ve bu sadece aşırı derecede yorucudur. Çin’de bir deyiş vardır: ‘Bir adım geriye atınca sınırsız bir deniz ve gökyüzü keşfedersin.’ Sorunlarla karşılaştığınız zaman bir adım geriye atın, işte o zaman tamamen farklı bir manzara göreceksiniz.” (Falun Gong, Kayıp ve Kazanç)
O sözler doğrudan kalbime dokundu ve bütün bedenimi sarstı. Hemen oturdum ve okumaya devam ettim. Küçüklüğümden beri benzer düşüncelerim vardı ama onları kelimelere asla dökemedim. Bazen genel fikri ifade etmeyi başarırdım, ama diğerleri beni nadiren anlarlardı—onları yetersiz olma bahanem olarak ele alıyorlardı. Ancak Shifu’nun sözleri bana sonunda beni anlayan birisini bulduğumu hissettirdi.
Hızlıca kitabın sayfalarını çevirdim ve egzersiz açıklamalarına baktım. Onları bulur bulmaz yataktan sıçradım ve “Buda’nın Bin Eli Göstermesi” ilk egzersizindeki birkaç gerilme hareketini yapmaya çalıştım. Bedenim boyunca güçlü bir enerji akımı oldu, anında ağrılarımdan kurtularak rahatladım ve harika hissettim. Tam o anda biliyordum, “Bu iyi bir uygulama. Onu öğrenmek istiyorum.”
Sadece birkaç saniye önce depresif ve güçsüz bir durumda olan ben şimdi bir çocuk kadar mutluydum. Bir gömlek giydim ve mutfaktaki karıma seslendim, “Bu uygulama çok iyi. Onu öğrenmem gerek.” Beni öyle gördüğüne şaşırmıştı, “Ne kadar heyecanlı göründüğüne bir bak. Bu gerçekten iyi bir uygulama olabilir. Neden bir denemiyorsun?” Komşumun evine gittim ve ona Falun Dafa’yı uygulamak istediğimi söyledim.
Zamanlama harikaydı—şehrimizde Shifu Li’nin derslerinin halka ilk kez gösteriminin ertesi gün başlamasının programlanmış olduğu zamana denk gelmişti. Sonraki iki hafta öğle yemeği molam sırasında, yerel bir oditoryumdaki gösterime katıldım. Shifu’nun ders videolarını izlerken bazen o kadar üşüdüm ki titredim, hemen sonrasında ise sıcakladım ve bolca terledim. Zaman zaman halsiz hissedip uyuyakaldım. Daha sonra uyandım ve de huzursuz ve gergin hissettim.
Gösterimin ilk üç gününde bulantı ve ishal belirtilerim oldu. O zaman bu belirtileri Shifu bedenimi arındırdığı için yaşadığımı bilmiyordum. Shifu’nun derslerde öğrettiklerinin çoğunu anlamasam da ilginç bir biçimde aç hissetmeye başladım. İki yıldan fazla zamandır pek iştahım olmamıştı. Üçüncü günkü gösterimden sonra doğruca yakındaki bir restorana gittim ve büyük bir kase karabuğday eriştesi sipariş ettim—çok lezzetliydi.
Falun Dafa’yı uyguladığım üç ay içerisinde, siroz ve böbrek iltihabım dahil tüm hastalıklarımdan kurtuldum. Karaciğer hastalığımın sebep olduğu şişkinlik, iştahsızlık ve güçsüzlük gibi belirtiler de gitti. Hepatit B test sonucum bile negatif geldi. Bu hastalıkların hiçbiri son iki on yıldır nüksetmedi. Haziran 2019’da ilçe-düzeyi bir hastaneden “Mükemmel Sağlık” tescili aldım. Sağlığımı tam olarak geri kazanmamla birlikte bulutların üzerinde uçuyordum. Sevinçten içim içime sığmayarak kalbimin derinliklerinden seslendim, “Shifu Li Hongzhi beni kurtardı!”
Dafa sayesinde hayatın gerçek anlamını bulduğum için çok şanslı olduğumu hissediyordum ve hayatımın amacının orijinime geri dönmek olduğunu açıkça biliyordum. Sürdüğüm karanlık ve umutsuz hayat aniden parlak bir ışığa açıldı ve hayat doluydum. Buda’nın muazzam ışığı ve zarafetinde ısınırken heyecanlıydım ve Shifu’nun sınırsız merhameti için minnettarlıkla doluydum. Bu bir-yaşam-süresinde-bir-seferlik fırsatı kaçırmayacağıma ve gayretle xiulian uygulayacağıma yemin ettim.
Babamın Mucizevi İyileşmesi
Dafa’nın mucizevi iyileştirme gücünü yaşamış olarak bu harika uygulamayı ailemle, özellikle babamla paylaşmak için bekleyemezdim. Babam o sırada son-evre akciğer kanseri olduğu için çok hastaydı ve yatalaktı. Artık herhangi bir şeyi güçlükle yiyordu ve sadece acıya katlanıyordu ve hayatının sona ermesini bekliyordu. Ailem kederliydi, ama gerçeklikle yüzleşmek zorundaydı—babamın cenazesi için çoktan ayarlamalar yapmışlardı.
Dafa’yı annemle babama tanıtmamın ardından, her ikisi de uygulamaya başladı. Babam Temmuz 1995’de başladı ve Ekim’de tekrar ziyaret ettiğimde ekin zamanı tarlada çalışacak kadar iyiydi. 70’li yaşlarında olan annem de böbrek rahatsızlığından, jinekolojik hastalıklarından ve 30 yıldır çektiği migrenden çabucak kurtuldu. Ayrıca eskiden ciddi sırt ağrıları vardı ve bir leğeni bile taşıyamazdı. Falun Dafa’ya başlamasının ardından genç insanlarla yan yana tarlada çalışmaya başladı.
Hastalıklarından kurtulan annem enerji doluydu ve inanılmaz güçlüydü. Bir keresinde sebze bahçesini sulamak için kuyulardan pompayla su çekti. Bütün sabah çalışıp iki kuyuyu da boşaltmasının ardından hiç yorgun hissetmiyordu. Köylüler inanamayarak bu olayı anlattılar, “Nasıl bu kadar sağlıklı ve enerjik oldu? Eskiden çok hastaydı.”
Daha da şaşırtıcı olansa hayatında bir gün bile okula gitmemiş olan ve kendi ismindeki tüm karakterleri bile tanıyamayan annemin uygulamaya başlamasından bir yıl sonra bütün Zhuan Falun Kitabını akıcı bir şekilde okuyabilmesiydi. Kitap 160,000’den fazla karakter içeriyor.
Annemle babamın başına gelen mucizeler modern bilimle açıklanamazlar ama bunlar gerçekten oldu ve hiç kimsenin inkar edemeyeceği gerçek olaylardır. Bu Falun Dafa’nın olağanüstü bir bilim olduğunu kanıtlamak için yeterli değil mi?
İyi Bir insan Olmak İçin Doğruluk-Merhamet-Hoşgörüyü İzlemek
Günlük hayatımda Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü standartlarına uygun yaşamak için çabaladım ve ahlaki karakterimi geliştirdim. Kendimi geliştirme sürecinde, bencilliğimden, rekabetçi zihniyetimden, tembelliğimden, kötü düşüncelerimden ve birçok diğer kavramdan kurtulmak için çalıştım. Amacım sonunda benliksiz olup daima öncelikle başkalarının ihtiyaçlarını düşünmek.
Artık kayıp ve kazancımı itinayla hesaplamak için uğraşmıyordum ve ünle kazanç için savaşmıyordum. Onun yerine başkalarına nezaket ve içtenlikle davranıyordum ve de işimde iyi olmak için elimden geleni yapıyordum. Doğruluk-Merhamet-Hoşgörüyle uyumlu olmayan şeyler yapmayı bıraktım. 1995 ve 1996’da yıl-sonu performans değerlendirmesinde mükemmel notlar aldım.
1997’de tüm performansların içinden en yüksek not bana verildi. Sistem ve kurallara göre üst üste üç yıl üst kademede puan aldığım için zam almalıydım. Ancak diğer iki çalışma-arkadaşımın da yüksek notlar aldığını ve yöneticilerin her yıl iki kişilik bir kontenjan olduğu için zamı kimin alması gerektiğine karar vermede zorluk yaşadığını fark ettiğimde onlara onu diğerlerine vermelerini söyledim. Dafa’yı uygulamadan önce her yıl zam almak için mücadele ederdim ama asla bir zam almamıştım ve şimdiyse ondan kendi isteğimle vazgeçiyordum.
1997’de zam almasam da sonraki yıl umulmadık bir terfi aldım. En genç ve en az deneyimli şef yardımcısı olarak terfi aldığımda hoş bir şaşkınlık yaşadım ve ofis kompleksimizdeki çeşitli hükümet acentelerinin binlerce çalışanı arasında 35 yaşından daha genç ilçe-altı düzeyi birkaç memurdan birisi oldum.
Komitede idari bir pozisyonum oldu ve 1996’dan itibaren birkaç incelemeye ve daha düşük-seviyeli memurların performans değerlendirmesine katılmıştım. 1997 sonlarında, yedi yerel polis şefinin performans değerlendirmesini yapmak için bir grup memura öncülük ettim. Birkaçı bize hediyeler vermeye çalıştı ama onları geri çevirdim.
Bir Pazar günü bir şehirde işimize yoğunlaşmamızın ardından, polis şefi şoförünün bizi evimize götürmesini sağladı. Grubumdaki tüm diğer memurlar bırakıldıktan sonra şoför son olarak beni evime götürüyordu. Arabadan inerken kamyondan bir kutu alıp onu kapımın yanına koydu, geri arabaya atladı ve sürüp gitti. Onu içeri almaktan başka seçeceğim yoktu ve çantanın üzerinde 1,500 yuan tutarında bir fiyat etiketi buldum. Onu iade etmemin hiçbir yolu olmadığı için karımdan onu Weifang Şehri Umut Projesine bağışlamasını istedim.
Ağustos 1998’de taşra-düzeyindeki birkaç savcıyı ve onların başkanlığını incelemek için başka dört memura katıldım. Grubun lideri şehir-düzeyindeki bir hükümet acentesinin müdürüydü. Her bir taşraya gidip yerel savcılarla görüşürken neden hediye almadığımı, alkol içmediğimi açıkladım ve konuşma konusu hep Falun Dafa’ya olan inancıma geldi.
10 gün birlikte çalıştıktan sonra inceleme grubunun başkanı bana dedi ki: “İnsanlara Falun Gong’u anlattığını duydum. Başlangıçta onun sadece hastalıkları iyileştirme ve zinde kalma için harika bir uygulama olduğunu düşündüm. Fazla dikkat göstermedim. Şimdi seninle bir haftadan fazla zamandır çalışıyorum, bu uygulamada ondan daha fazlası olduğunu fark ettim. Alkolden uzak durmak zor ama yapılabilir, fakat hiçbir hediyeyi almamak gerçekten dikkate değer bir durum, özellikle de bizim iş alanımızda. Evet, ÇKP yönetimi her gün rüşveti ve yolsuzluğu kötüleyen sloganlar atıyor, ama kim onu gerçekten başarabiliyor? Dürüst görünen memurlar bile kapalı kapıların ardında ona karşı koyamıyor.”
Devam etti, “Yaklaşık son bir haftadır seni izliyorum—onu gerçekten yapıyorsun. Bu inanılmaz. Falun Gong’un kalbe yönelik bir uygulama olduğunu söyledin ve ÇKP insanları sadece yüzeysel olarak değiştirebiliyorken o ise gördüğüm kadarıyla bir kişiyi gerçekten içten dışa değiştirebiliyor. Bu iyi bir uygulama.”
Giderken grubun geri kalanlarının bir toplantı yaptığını ve Falun Gong uygulayıcısı olan benden öğrenmeye karar verdiklerini ve artık hiçbir hediye almayacaklarını söyledi. İşle bu kadar meşgul olmasa Falun Gong’u uygulamaya da başlamış olacağını sözlerine ekledi. Ancak grubumuzda kasaba-düzeyindeki bir memur o seyahat sırasında Falun Gong’a başladı.
İhtiyacı olanlara yardım eli uzatmaktan asla çekinmedim ve hep mutluluk duydum. 1996’dan 2000 yılına kadar, kendi cebimden birkaç bin yuan bağışladım ve de Jinan Şehri, Anqiu Şehri ve Linqu İlçesinde yoksulluk sınırının altında yaşayan beş ilkokul öğrencisine isimsiz bir şekilde destek oldum. Bu çocuklara finansal olarak yardım etmenin yanı sıra onlara mektuplar da yazdım ve de okulda başarılı olmaları ve iyi insan olmaları için onları cesaretlendirdim.
Ülke Çapında 100 Milyondan Fazla Takipçisi olan Falun Gong’u Uygulayanlar Ana Akım Toplumda Önemli Pozisyonlarda Görev Aldılar
Dafa uygulaması beni dürüst, nazik ve doğru bir kişiye dönüştürdü. Görevlendirmeler sırasında rüşveti sürekli geri çevirmem ve prensiplerimi kararlı bir şekilde sürdürmem tanınırlık, beğeni ve bazı yüksek rütbeli memurların güvenini kazandı.
ÇKP’nin bir insan kaynakları yönetimi bölümü olan Organizasyon Departmanından birkaç memur benden Dafa kitaplarını ve Shifu Li Hongzhi’nin derslerinin video kasetlerini istedi. Bazıları bana uygulama yapmak istediğini söyledi ve diğerleri aile üyeleri için istiyordu.
Taşra-altı düzeyinde bir memurluğa terfi edilmemden önce Parti içerisinde ülke çapında bir üç-yıllık terfi duraksaması olmuştu. Şehrimizde üç yıl üst üste hiçbir memur bir taşra-düzeyi terfi almamıştı. Duraksama kaldırıldıktan sonra ilk birkaç kişi arasındaydım.
Kırsal bölgede bir çiftçi ailesinden geliyorum ve üniversiteden mezun olduktan sonra şehirde bir iş buldum. Komite için sadece kısa bir süre çalışmıştım ve şehrin yüksek-rütbeli memurları arasında sağlam bağlantımın olduğu kimse yoktu. Terfim Dafa’nın ana akım toplumundan saygı gördüğünü ve uygulayıcılara devlet yönetimi içerisindeki önemli pozisyonlar konusunda güvenildiğini kanıtladı.
Shifu Li Hongzhi diyor ki:
“Falun Gong zulmü başlamadan önce, Çin toplumunun yüksek orta sınıfının yarısından fazlası Falun Gong’u uygulamaya başlamıştı. Daha sonra bu kötü ruhlu Parti, bu insanları [toplumun popülerorta tabakasını] öteki tarafa doğru çevirdi ve o zamandan bu yana, toplumun çekirdeği vazifesi gören yozlaşmış bir sınıf yarattı. Ve işte bu yüzden Çin toplumu ıslah olmaz bir şekilde yozlaşmaya başladı.” (2010 New York Fa Konferansında Verilen Fa Öğretisi)
Bildiğim kadarıyla, o zamanki ÇKP lideri Jiang Zemin 1999’da Falun Dafa’ya karşı zulmü başlatmadan önce, çoğunluğunun evde uyguladığını başkalarının bilmediği Dafa’yı uygulayan kilit konumda aslında pek çok Parti çalışanı vardı. Düzinelerce yüksek-rütbeli Parti memuru benden Shifu Li Hongzhi’nin kitap nüshalarını, ders video kasetlerini ve egzersiz müziği ses bantlarını istemişti. Onların arasında polis departmanı şefi, güvenlik departmanı şefi, Politik ve Hukuki İşler Komitesinin şef yardımcısı ve kritik hükümet acentelerinden benzeri kilit konumdaki kişiler vardı.
Mart 1999’da yerel düzeyden bir memur emrinde olan çalışanı eşliğinde ziyaretime geldi ve Falun Dafa’yı uygulama deneyimim hakkında sordu. Hikayemi paylaştıktan sonra uygulamayı öğrenmek istediğini ifade etti ve benden Dafa kitaplarının nüshalarını ve Shifu Li Hongzhi’nin ders video kasetlerini istedi. Şehir-düzeyinde bir acentedeki bayan bir şef de uygulamaya başladı. 1999 yılının ilk zamanlarında onu ziyarete gelip uygulama tecrübemi paylaşmam için beni davet etti. Dafa’yı uygulayan çok daha fazla taşra ve üstü-düzeyde memur var.
1999’a uzanan yıllar esnasında, birkaç yerel Dafa deneyim paylaşım konferansına davet edildim ve Parti çalışanlarıyla tecrübemi paylaştım. Ekim 1997’de bir düzineden fazla taşra-düzeyi Parti memuru, dört yerel uygulayıcı ve kendimin de Bölgesel Daimi Kurul konferans odasında uygulama tecrübelerimizi paylaştığımız küçük bir konferansa katıldım.
Aralık 1998’de bir Pazar günü bir eyalet başkentinde orta-ölçekli Fa çalışması ve deneyim paylaşım konferansına katılmak için davet edildim. Bu konferansta bir eyalet tiyatro kumpanyasının (genellikle propaganda amaçları olan devlet veya ordu) direktörü, ulusal adalet sisteminin tanınmış bir yazarı, büyük bir kamu iktisadi kuruluşunun başkanlığındaki beş üye ve kendim de dahil kürsüde konuştuk. Organizatörlere göre 400’den fazla katılımcının en azından 220’si taşraya ait şef memuruydu.
Nisan 1999’da başka bir şehirde uygulama tecrübemi paylaşmak için davet edildim. Yaklaşık 7,000 kişi bu konferansa katıldı ve onların arasında birçoğu Parti çalışanıydı.
Dağ İnsanlarının Minnettarlığı
Politik ve Hukuki İşler Komitesinden geçici olarak ayrıldım ve Miaozi Kasabası Parti sekreteri olarak başladım. Miaozi Qingzhou Şehri yetki alanı içerisindeki ilçe-altı düzeyinde bir kasabadır. Bölgemdeki küçük bir dağ köyünde yoksulluğu azaltmaya yönelik Yoksullukla Mücadele özel birimini yürütmek için de görevlendirildim. Bir buçuk yıl köylülerle yakın olarak çalıştım.
Yetkim altında bulunan yoksullukla mücadele fonunda 100,000 yuan’ım olmasına karşın kendi yemeğimi cebimden karşılıyordum ve diğer memurları da aynısını yapmaları için cesaretlendiriyordum. Köylülerin gerçek sorunları çözmelerine yardım etmek için sıkı çalıştık. Onlarla hemen yan yana çalışıp dürüst iş yaptığımızı görmeleri üzerine, köylüler bize ailelerinden birisi gibi davranmaya başladı. Çin Yeni Yılı tatillerinden sonra geri döndüğümüzde köy muhtarı, memurlar ve köylüler, köyün girişinde havai fişeklerle bizi karşıladılar.
Bir mücadele ekibi 6 aydan daha kısa süre içerisinde köy için birkaç 1,000 metre uzunluğunda yol inşa etti ve her ev halkına içme suyu getirmek için halka açık bir su sistemi kurdu. Köydeki ev sahiplerinin gelirini arttırmak için en fakir olan ailelere yardım etme projelerini de tanıttık. Yerel televizyon kanalı ve gazete köyde yaptığımız işi yayınladı.
Yaklaşık 100,000 yuan’lık su sistemi tesisi kurma projesini hayata geçirmek için, bir müteahhit bir gece 50 mil sürerek ziyaretime geldi ve pahalı bir hediye getirdi. Ona dedim ki: “İhaleye başvuran tüm taşeron firmalarını karşılaştırdıktan sonra, sizin firmanızla devam etmeye karar verdik. Ama lütfen getirdiğiniz şeyi geri alın.” Projeyi kazanmış olduğunu öğrendiğine mutlu olan firma sahibi kibarca geri çevirdiğim rüşvetler teklif etti. Ayrılmadan önce bana dedi ki: “Bir arkadaşımdan hakkınızda daha fazla bilgi almasını rica ettim ve sizin bir Falun Gong uygulayıcısı olduğunuzu ve hiçbir rüşvet almadığınızı söyledi. Ona hakikaten inanmamıştım, ama şimdi inanıyorum.”
Proje süreci boyunca bu müteahhitle yakın olarak çalıştım. Hepsi bittiğinde, herkesin önünde bana bakarak baş parmağını yukarı kaldırdı ve dedi ki: “50 yıldan fazla yaşadığım hayat boyunca birçok hükümet görevlisiyle çalıştım, ama siz 1 numarasınız.” Gülümsedim, “Teşekkür ederim. Dafa’yı uygulamasaydım böyle olmazdım.”
Zulüm Başlıyor
ÇKP Temmuz 1999’da zulmü başlattı ve devlet tarafından işletilen tüm medya araçları Dafa ve Shifu’ya saldırdı. İnanç özgürlüğü hakkım için dilekçe vermek için Pekin’e gittim ve merkezi hükümetten baskıyı durdurmasını istedim. Şehrime döner dönmez işten uzaklaştırıldım ve yoksullukla mücadele ekibinden alındım.
1999 sonlarında bir gece evdeydim ve aniden telefon çaldı. Telefonu açar açmaz karşıdaki kişi dedi ki: “Sekreter Jiang, köy memurları ve de ben Politik ve Hukuki İşler Komitesine dilekçe vermek için gidiyoruz.”
Şaşırmıştım ve nedenini sordum. Dedi ki: “Aniden köye gelmeyi bıraktınız ve neler olduğunu yeni öğrendik. Sizin haksız davrandığınızı düşünmüyoruz. Bugünlerde insanlar sizin gibi iyi görevlileri nerede bulabilirler? Hiçbir kanuna karşı gelmediniz ve Pekin’de dilekçe verdiğinizde merkezi hükümete Falun Gong’un iyi olduğunu söyleyerek sadece gerçeği söylüyordunuz. Bunun neresi yanlış? Size böyle davranmaları adil değil.”
Devam etti, “Köy Parti Komitesinde bugün bir toplantı düzenledik. Toplantı bitikten sonra tüm köy görevlilerinin konumunuza geri getirilmeniz ve işinize başlamanız için dilekçe vermek amacıyla Komiteye gitmesine karar verdik. Köyümüz için yaptığınız tüm iyi işleri yöneticilere söyleyeceğiz ve onların köylülerimizin sizin hakkında ne düşündüklerini bilmelerini sağlayacağız. Başkaları tekneyi akıntıya bırakıyorlar, ama biz dağ halkı tekneyi sizin için akıntıya karşı iteceğiz.”
Köy sekreteri devam ederken oldukça duygusallaştı. Derinden etkilenmiştim. Ancak kendilerine sıkıntı getirebilecekleri için endişelendim ve onu gelmemesi için ikna ettim. Ona ve tüm diğerlerine nazik düşünceleri ve destekleri için teşekkür ettim ve de ona yerinden kımıldamamasını söyledim.
Köye olan son ziyaretim 1999 yılının sonuna doğruydu. Birkaç çalışma-arkadaşım altı aydan daha fazla süre önce uzaklaştırıldığımda geride bırakmış olduğum eşyalarımı almam için bana köye kadar eşlik etti. Köylüler beni gördüğüne sevinmişti.
O gün lapa lapa kar yağıyordu. Köy görevlileri beni köyün kenarındaki küçük bir restoranda öğle yemeği yemeye davet ettiler. Birkaç içkiden sonra köy sekreteri Karaoke cihazına bağlı mikrofonu tuttu ve şarkı söylemeye başladı, “Asker arkadaşımı yolculuğuna uğurlamak. Sözler olmadan sessizlik, akan gözyaşlarım haricinde. Tekrardan devenin çanının çaldığını duyuyorum…”
Öğle yemeğinden sonra arabayı yükledik ve içine bindik. Karda duran köylülere el sallamak için penceremi indirdiğimde köy sekreteri elimi tutmak için uzun adımlarla bana doğru geldi. Gözyaşlarına boğuldu, ama hiçbir şey söylemedi. Araba hareket etmeye başladı, elimi tuttu ve hareket eden arabanın yanında koşturdu. “Kendine iyi bak, Sekreter Jiang.” Sözleri karlar sessiz arabanın içerisine düşerken arkamızdan geldi.
İnancım Nedeniyle Görevimden Alınıp İşkence Görmem
Falun Dafa içeriğinde ahlaki karakter gelişimine büyük önem veren zihin ve bedenle ilgili bir spiritüel uygulamadır. Shifu’nun öğrettiği ilkelere yoğunlaşarak, evrenin karakteristiği olan Doğruluk-Merhamet-Hoşgörüye sürekli olarak asimile oluyorum ve katı bir şekilde kendimi geliştiriyorum. Daima bencilliğimi, açgözlülüğü, yalancılığı, ün ve kazancın peşinde koşma takıntımı, tembelliği, kötü düşüncelerimi ve şiddete eğilimimi bırakmaya çalışıyorum. Özellikle gündelik yaşantıda her zaman doğruyu söylemeye, dürüst iş yapmaya ve içten olmaya çalışıyorum.
Ancak Komünist yönetimi altında her zaman gerçeği söylemek kolay değil, özellikle de bir hükümet görevlisi olarak. Bir Dafa uygulayıcısı olmamdan önce Komünist Parti’nin ateizm ideolojisiyle, devrim teorileriyle ve mücadele felsefesiyle aşılanmıştım. “Sanat” okudum ve yalan söylemeyle düzenbazlık “becerilerinde” uzmanlaştım. Sistem içerisinde ayakta kalmam kritikti ve olması gereken buydu. Ağzımı açar açmaz yalanlar ben söylemeye çalışmadan bile hazır bir haldeydi. Yalanlar Çin’deki Komünist rejimin can damarıdır ve Parti içerisinde baştan aşağı alışkanlık haline getirilmiş ve dikkatle korunan bir kural olmuştur. Gerçeği söyleyen insanlara tahammül etmeyecektir. Gerçeği söylemeye cesaret ederseniz bazen ölümüne bile zulme uğrarsınız. Yine de Dafa’yı uygulamaya başladığımdan beri yalan söylemedim.
Bir Dafa uygulayıcısı olmadan önce daima kendi çıkarımı gözetirdim ve konumumu ve gücümü rüşvet ve hediyeler karşılığında başkalarına “yardım etmek” için kullanırdım. İşte küçük avantajlar ve önemsiz çıkarlar kazanmak için akıl oyunları oynardım ve başkalarıyla açıkça veya gizli bir şekilde rekabet edip savaşmak için kirli dolaplar çevirirdim. Falun Dafa’yı uyguladıktan sonra Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini izledim, ahlaki karakterimi yükselttim ve de kolluk kuvvetleri ve yasal sistem içerisinde birçok kişinin tanıdığı dürüst ve doğru bir çalışan oldum.
Jiang Zemin’nin kıskançlığı ve ÇKP’nin aldatıcı, kötü ve vahşi doğası 1999’da acımasız Falun Gong zulmünü etkin biçimde harekete geçirdi. Dafa’dan bu kadar çok fayda görmüş birisi olarak, geçmiş 20 yıldan fazla süre esnasında nerede olduğuma veya ne kadar zor olduğuna bakılmaksızın bu spiritüel uygulama hakkındaki gerçeği hep mantıklı bir şekilde açıkladım. Yüzleştiğim baskı ve cezbediliğe rağmen inancıma tam olarak bağlı kaldığım için başımı dik tuttum ve adımı onurla taşıdım.
Bana işkence edip kötü davrananlar da dahil insanlara “Falun Dafa iyi. Falun Dafa sınırsız kudretli erdemli Yüce Fa’dır. ÇKP propagandasının tasvir ettiği gibi bir tarikat değildir. Falun Gong’a zulmetmek yanlış ve kanunlara aykırıdır. Dafa uygulamasını asla bırakmayacağım.” diye söylemek zorundayım ve bunun için kişisel tecrübemi ve hukuk bilgimi kullanıyorum.
İnanç özgürlüğü hakkım için ve de Shifu ve Dafa’nın adını temize çıkarmak için beş kez Pekin’e merkezi hükümete dilekçe vermeye gittim. 13 kez tutuklandım, iki kez zorunlu işçiliğe mahkum edildim, beş yıl hapsedildim ve hem nakit hem de değerli eşyalarımın içerisinden 30,000 yuan değerinde malım ve param gasbedildi. Elektrikli batonlarla dövülme, demir sandalyeye kilitlenme, ölüm yatağına kelepçelenme, kaplan oturağına bağlanma, zehir ve acı baharat yağıyla zorla beslenme dahil 77 acımasız metotla işkenceye uğradım. 39 kez ölümün eşiğine geldim. Ancak ben hala aynı benim—hiç kimse beni değiştiremedi.
Rejimin zulmü yüzünden sürekli baskı altında olmama rağmen kalbim hep günışığıyla dolu ve hiçbir fiziksel acı zihinsel huzurumu bozamadı. Pek çok kez uygulayıcılar da dahil etrafımdaki insanlar bana sordular, “Uygulamanın ızdıraplı olduğunu düşünüyor musun?” Onlara hep dedim ki: “Daha mutlu olamazdım. Nasıl ızdırap çektiğimi hissedebilirim?”
En güzel yıllarımda en değerli hazineyi— Falun Dafa’yı elde ettiğim için son derece şanslı olduğumu hissediyorum ve Dafa’yı uygulamak için bir-yaşam-süresinde-bir-seferlik fırsata sahibim. Uygulamamın başladığı günden beri hep minnettar oldum, en şanslı ve mutlu varlık olduğum için çok mesut hissediyorum.
Başkaları İçin İçten Dileğim
Uygulama deneyimim Shifu Li Hongzhi ve Falun Dafa’nın sınırsız kudretli erdeminin milyonda birini bile yansıtamaz. Bunu paylaşırken, okuyanların gerçek bir uygulayıcının nasıl olduğunu anlamalarına yardımcı olmayı ve böylece ÇKP’nin yalanlarını görmelerini ümit ediyorum. Daha fazla insanın vicdanını yeniden bulmak için içlerinin derinliklerinden gelen sese ulaşması, Dafa’ya karşı barındırabilecekleri olumsuz kavramlar ve önyargılardan kurtulup parlak bir gelecek seçmesi en büyük dileğimdir.
(31 Ağustos 2020’de yazıldı. Bay Jiang Guobo sonradan 29 Nisan 2021’de bir zulüm sonucu öldü)
Minghui.org'da yayınlanan tüm makaleler, grafikler ve içeriğin telif hakları saklıdır. Ticari olmayan çoğaltmaya izin verilir, ancak makale başlığı ve orijinal makaleye bir bağlantı ile atıfta bulunulmasını gerektirir.