Falun Dafa Minghui.org www.minghui.org YAZDIR

Dafa’ya Olan Sarsılmaz İnancımız Sayesinde, Mucizeler Görürüz (Bölüm 2)

06 Nisan 2021 |   Anakara Çin'deki bir uygulayıcı tarafından

(Minghui.org) Uygulamada geçmiş 20 yıldan fazla geçen zaman boyunca, defalarca kolay bir yaşama sahip olmak için olan fırsatları bıraktım ve sadece iyi bir kişi olmak istedim.

Bir Falun Dafa uygulayıcısı olacak kadar büyük talihe sahip olduktan sonra, rahatlık ve kolaylıkla geçen bir yaşama takıntılı olmadım. Bu bana insanları kurtarmak ve Fa’yı onaylamak için birçok fırsat sundu.

Dafa’yı uygulamaya başladığımdan beri, kendimi Shifu’ya verdim. Bana göre, uygulama çok kutsal ve tanık olduğum mucizeler ve kutsamalar için derinden minnettarım.

(Bölüm 1’den devam ediyor)

5. Yönetici Açığa Alındı, Ona Öz Eleştiri Yazdırıldı

70 günden fazla zaman boyunca gözaltı merkezinde tutulduktan sonra, yurtiçi güvenlik bürosu şefi Pekin’e gitmeyeceğimi söyleyen ifade yazmamı istedi. Reddettim ve beni zorunlu işçi kampına gönderdiler. Fiziksel muayeneyi geçmedim ve o zaman doğru düşüncelerle zulme karşı koymayı bilmiyordum. Bir şekilde, polisler bazı bağlantılar yoluyla işçi kampını beni kabul etmeleri konusunda ikna etti.

Askeri eğitim oraya vardıktan sonra gerekli olan ilk şeydi ve boyun eğmeyi reddettim. Disiplin Teftiş Komitesinin sekreteri beni ve birkaç diğer uygulayıcıyı ofisine çağırdı. Askeri eğitime katılmayı reddettim ve bizden hiç kimse herhangi bir şey söylemedi. Daha sonra yorulduk ve başımızı indirdik.

“Dinleyin, ben iyi görünümlü değilim,” dedi, “Ama bana bakmaktan sakınmak zorunda değilsiniz.”

“Güzelsiniz,” diyerek kıkırdadım, “Ama üzgünüz çünkü iyi vatandaşlar olmak istediğimiz için burada tutuluyoruz. Ayrıca, Shifu’muz kötü bir şekilde karalandı. Askeri eğitime hiçbir şekilde ilgi duymamamızın nedeni budur. Ne olursa olsun bizler asker değiliz. Lütfen bizi anlayın.”

Bir Parti sekreteri olmasına karşın Çin Komünist Partisi’ne (ÇKP) müteşekkir olması gerekmediğini açıklayarak devam ettim. Mevki ve ün aslında önceki yaşamındaki erdeminden geliyordu. “Antik Çin’de, örneğin Tang Hanedanlığı, Song Hanedanlığı veya Qing Hanedanlığında hiçbir şekilde ÇKP yoktu. Ama yine de memurlar ve varlıklı insanlar vardı, doğru mu?” dedim. “Açık fikirli bir kişi farklı fikirleri duyabilecek ve doğruyu yanlıştan ayırabilecektir. İyi insanlara yardım edebilirseniz, gelecek için daha fazla erdem biriktireceksiniz, bu doğru değil midir?”

İyi insanlar olduğumuzu görmesi üzerine, Parti sekreteri dedi ki, “Pekâlâ. O zaman herhangi bir düşünceniz olursa, bana yazmaktan çekinmeyin.”

İşçi kampının içerisinde, gardiyanların yapmamı istedikleri şeyleri yapmadım, ama egzersizleri yapmak, Falun Dafa öğretilerini ezbere okumak gibi yasaklanmış olan şeyleri yapmaya devam ettim. Bir gün, biz uygulayıcılar Shifu’nun şiirlerini beraber ezbere okuyorduk. Uyuşturucu bağımlıları bizi durdurmak için benim dışımda herkesin ağzını silme bezleri ve çoraplarla tıkadılar. Ama biz bir şekilde bitirdik. Bir mahkûm olan Wei’ye beni izlemesi görevi verildi, daha sonra o beni ihbar etti. Akşam egzersizleri yaptığımız ve gün içerisinde de öğretileri ezbere okuduğumuz için tüm zaman boyunca yorulduğunu ve iyi uyuyamadığını söyledi.

“Pekâlâ, o zaman,” dedim şefkatle, “Lütfen şimdi biraz dinlenin.”

Wei bana küfretmeye ve ben yere düşene kadar defalarca beni tekmelemeye başladı. Diğer mahkûmlar başıma geldiler ve beni çektiler, ama kalkmadım. Uygulayıcılar da bana yardım etmek için başıma geldiler, ama kalkmayı reddettim. Zeminin üzerinde uyumanın normal görünmediğini biliyordum, ama zulme karşı koymak da gerekliydi.

Bir memur hücreye geldi, ama yerde kalmaya devam ettim. Beni bu şekilde görmeleri üzerine, diğer uygulayıcılar Wei tarafından dövülmeyi protesto etmek için bir açlık grevine devam etmek konusunda konuştular. İşçi kampındaki üst düzey yönetici bunu duyduktan sonra, Disiplin Teftiş Komitesinin Sekreteri ne olduğunu bana sormak için geldi.

“Öğretileri ezbere okumayı bitirdik ve Wei’ye gözetiminden dolayı biraz dinlenmeye ihtiyaç duyup duymadığını sordum. Çabuk öfkelenen bir yapısı olduğunu ve birini dövmek istediğini söyledi,” diye cevap verdim sakince, “İşçi kampında zorbalık etmeye ve zorbalık edilmeye izin verilmediğini düşünüyorum. Bu nedenle sadece bunu doğrulamak istedim.”

Parti sekreteri olayın bir kaydını yaptı. Bir açlık grevinin olması ve buna potansiyel olarak 10’dan fazla kişinin katılması da dâhil bu durum işçi kampı disipliniyle ilgili olduğu için, bölümün yöneticisi sorumlu bulundu. Parti sekreteri benim vasıtamla Falun Dafa’yı iyi bir şekilde bildiği sonucuna varmıştı, bu nedenle ilk olarak kararı Wei’nin benden ve uygulayıcıların hepsinden yazılı bir ifadeyle özür dilemesi gerektiğiydi. İkinci olarak, bölüm yöneticisi açığa alınacaktı ve bir öz-eleştiri yazacaktı. Üçüncü olarak, Falun Dafa uygulayıcılarının gözaltında tutulduğu hücrelerdeki, temizleme yapmak için geride bırakılacak bir mahkûm dışında, mahkûmların hepsi başka bir yere transfer edilecekti. Dördüncü olarak, bölümdeki tutuklu temsilcilerinin bir Falun Dafa uygulayıcısı tarafından seçilmesi gerekiyordu.

6. 610 Ofisi Müdürü Gerçekleri Öğrendi ve Bana Bir İş Verdi

2004 yılında bir gün eyalet başkentinde çalışırken, yurtiçi güvenlik bürosu çalışanlarına yıllarca uygulayıcıları tutuklamış oldukları için gerçeği açıklamayı düşündüm. Oraya gittim ve kendi tecrübelerim üzerine dayanarak yazmış olduğum bazı materyalleri bir çalışana uzattım ve onu iki kez okudu.

“Belki bunu diğer memurlarla da paylaşabilirsiniz?” diye sordum.

“Tabii ki!” diye cevap verdi, “Hepimiz onu okuyacağız.”

Bir memur bana çay getirdi ve başka bir memur uygulayıcılara baskı sırasında gösterdikleri tahammül nedeniyle saygı duyduğunu ama politik işler müdürünün ikna olmadığını söyledi. “Polis merkezi işinin size biraz zenginlik getirdiği doğru,” dedim ona içtenlikle, “Ama sağlığınız, güvenliğiniz ve ailenizin geleceği gibi daha önemli olan şeyler var.”

Ona diğer uygulayıcılar gibi benim de inancımdan dolayı gözaltına alınmış ve işkence görmüş olduğumu söyledim. .Ama polislerden nefret etmiyorduk. Onun yerine, onlar hakkında endişeleniyorduk ve kendi gelecekleri için konumlarının daha iyi olacağını umuyorduk. Politik işler müdürü etkilenmişti.

“Yüksek yetkililerle konuşmaya ne dersiniz?” diye önerdi. “Zulmü gerçekleştirmek için baskı onlardan geliyor.” Ona hiçbir sorunun olmayacağını söyledim.

Daha sonra Politik ve Yasal İşler Komitesinde (PYİK) bir Parti sekreteri olan 610 Ofisi müdürünü aradı ve geleceğimi söyledi.

Oraya gittim ve dedim ki, ”Benimle görüşmek amacıyla zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Sıklıkla sıradan vatandaşlar ve memurlar arasında fikir alışverişinde bulunmanın aradaki boşlukları dolduracak köprü kurabileceği için iyi olduğunu duyuyorduk.” Gülümsedi ve bana bir fincan çay verdi. Ona Falun Gong’un Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerine göre kişinin Buda-doğasını geliştirdiğini açıkladım. Gerçekte kişi yüzlerce veya binlerce yıl boyunca böyle iyi bir şeyle karşılaşamayabileceği için o çok engin ve değerlidir. Dahası, iyi şeyler veya kötü şeyler yapan her kimse o gelecekteki bir zamanda eylemlerinin neticeleri ve sonuçlarıyla karşılaşacaktır.

Müdür sadece tek-taraflı bir düşünceyi dinlemeyeceğini söyledi. Bunun sadece söylediğim bir şey olmadığını; ondan ziyade antik Çin’den beri tanrısal kültürün parçası olduğunu söyledim.

“Tanrısallığa inanmıyorum,” dedi tereddütlü bir şekilde ofiste bulunan diğerlerine göz atarken. Kişisel görüşüne saygı duyduğumu söyledim. Bununla birlikte, bir şeye işaret edecektim. “Deng Xiaoping öldüğünde kızının onun için kâğıt para yaktığını gösteren haberleri hatırlıyor musunuz?” diye sordum.

Gülümsedi ve bunun sadece yas yüzünden olduğunu söyledi. Ona siyah kolluk giymenin ve çelengin yas için yeterli olduğunu söyledim. Kâğıt para yakmak haddinden fazla olacaktı. “Biliyorsunuz, o Çin geleneğinin parçasıdır,” diye devam ettim, “İnsanlar öldükten sonra, kâğıt para yakmak ölüler diyarında kullanmak amacıyla ölen kişiye bir şey göndermek amacıyla kullanılır.”

Müdür onayladı ve büyük bir gülümsemeyle karşılık verdi.

Daha sonra ona Çin’de en yüksek otoritenin Anayasadan geldiğini söyledim. Çin Anayasasının 36. Maddesi vatandaşların inanç özgürlüğü olduğunu ve hiç kimseye karşı bunun yüzünden ayrımcılık yapılmaması gerektiğini belirttiğini hatırlattım. Ayrıca, sıradan vatandaşlar herhangi bir hükümet acentesi aracılığıyla bunun yürürlüğe koyulmasını denetleyebilirlerdi. Bu nedenle birisi Anayasayı çiğnerse ne olur? Daha önce zarar görmüş ve bir işçi kampına gönderilmiştim. Bunu nasıl çözüme kavuşturabiliriz? Ayrıca, Anayasanın 41. Maddesi insanlara zarar veren herhangi bir hükümet görevlisinin telafide bulunacağını belirtiyor. Bunu yürürlüğe nasıl koyabiliriz?

Müdür afallamıştı. Daha sonra telefonu aldı ve emrindeki bir kasaba parti sekreterini aradı, “Lütfen birisi için bir konum ayarlayın. O şimdi ofisimdedir.” Parti sekreteri boşlukların hepsinin dolmuş olduğunu söyledi. Ama müdür geri adım atmadı ve bunun yapılmak zorunda olduğunu söyledi. Daha sonra bana döndü ve dedi ki, “Bu memurlar bana bildirecekler ve kasaba hükümetinde bir konum bulacaklar. Bu bizim telafimizin parçasıdır.”

Birkaç gün sonra, Sivil İşler Bürosu emri altındaki bir ofiste bir müdür yardımcısı olarak çalışmak için gittim. Bu ofis iki konuma sahipti: ben ve bir müdür. Bu her iki konumda da genellikle 24 farklı kasabadan seçilmiş iki Parti sekreteri bulunur. Bir hükümet görevlisi olarak hiçbir tecrübesi olmayan ve inancından vazgeçmeyi reddeden bir Falun Gong uygulayıcısı olan benim şimdi o konuma direkt olarak atanmış olduğumu görmesi üzerine, herkes şaşırmıştı. Birçok genç, iyi-eğitimli, yetenekli çalışan bu konumu istiyordu, ama onu alamıyordu. Bir üniversite diplomam yoktu, ayrıca çoktan 40’lı yaşlarımdaydım, ama Politik ve Yasal İşler Komitesi (PLİK) Parti sekreteri ev-iş arası gidip-gelişim için bir hükümet aracını ayarladı.

Oraya alındıktan sonra, gözetip denetlediğim bütün işçilerin bazı bağlantıları olduğunu buldum. Örneğin, bir kişi müdürün karısıydı ve o kişi bir Parti sekreterinin de yeğeniydi. Konumumdan dolayı, sık sık yüksek yetkili memurlarla birlikte akşam yemeği yiyordum.

“Hepimiz adına hoş geldiniz,” bir kasaba memuru dedi ki, “Biliyorsunuz, konum konusunda görüşmede bulunduğumuzda size oy verdik.”

“Çok teşekkür ederim,” diye cevap verdim bir gülümsemeyle ve açıkladım, “Çayımı bir Falun Gong uygulayıcısı olmam şerefine içiyorum. Ama lütfen ‘Falun Dafa iyi’ sözlerini hatırlayın ve kutsanacaksınız.”

Hafif iş yükümden dolayı, sıklıkla bir bisikletle insanlara Falun Gong gerçeklerini söylemek için civardaki yerlere gittim. Bir Parti sekreterine bunu açıkladığımda bana ÇKP’nin pek çok kötü şeyler yapmış olduğunu ve inanç özgürlüğünün korunması gerektiğini söyledi. Daha sonra, xiulian uygulamamda gevşedim ve doğru düşüncelerim eksik oldu. Sonuç olarak, Tong soy isimli bir polis memuru işe giderken yolda Falun Gong hakkında birisiyle konuştuğum sırada beni durdurdu. Falun Gong hakkında söylediklerimi dinlemedi ve beni şehirdeki bir beyin yıkama merkezine gönderdi. İnancımdan vazgeçmedim. Onun yerine, inançlarından çoktan vazgeçmiş olan iki uygulayıcı sohbet etmemizden sonra neler olduğunu anladı. Her ikisi de uygulamalarına yeniden başlamayı kabul etti.

Beyin yıkama merkezinden geri geldikten sonra, bisikletimi geri almak için Tong’un çalıştığı polis karakoluna gittim. Oraya gelmemin ve müdür Liu’yu görmemin ardından ona selam verdim ve dedim ki, “Falun Gong uygulayıcısı bisikletini geri almak için burada.” Bana onun otoparkta olduğunu ve onu kendim alabileceğimi söyledi. Oraya geldikten sonra, selenin zarar görmüş olduğunun farkına vardım. Tong orada olduğu için, ona dedim ki, “Biliyorsunuz, bir polis memuru sıradan bir vatandaşın mülkiyetine zarar verirse telafinin olması gerekir.” Ayrıca Falun Gong hakkında bazı gerçekleri de ekledim.

Ama bir kere daha, Tong dinlemeyi reddetti. “Bir Falun Gong uygulayıcısı olan sen ne cesaretle telafi istiyorsun?!” dedi bisikletimi alırken ve onu duvara vururken.

Bisikletim tekrar zarar görmüş olduğu için, şehir polis merkezi Disiplin Komitesine ulaşmak için şikâyet hattını aradım ve bunu bildirdim. Çağrıyı yanıtlayan memur ya bisikletin tamir edilmesi ya da yeni bir tanesinin alınması konusunda polis karakolu müdürüyle konuşmam gerektiğini söyledi. “Hayır derlerse, onların size geri ödeme yapmalarını zorlayacağız” dedi memur.

Bir uygulayıcı olduğumu ve bundan faydalanmamın gerekmediğini düşünerek, ana amacım polislerin Falun Gong uygulayıcılarına zorbalık edilmemesi gerektiğini bilmelerini sağlamak olduğu için sadece bir onarım için istekte bulunmaya karar verdim. Hepsinden önce, polis karakolunun yeni personel üyeleri vardı ve onların da Falun Gong’un ne olduğunu bilmeleri gerekiyordu. Ertesi gün oraya tekrar gittim ve müdür yardımcısıyla görüştüm. Hikâyemi duyduktan sonra, bana gidip bisikletimi onarmamı söyledi ve ofisi tarafından onun masrafı karşılanacaktı.

Amacın onların Falun Gong uygulayıcılarına karşı ayrımcılık yapılmaması gerektiğini bilmeleri olduğunu düşünerek, onunla biraz sohbet ettim. Uygulayıcıların iyi insanlar olmak için Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini izlediklerini ve Falun Gong’un uygulandığı süreç içerisinde her şeyin geri getirilmesini sağlayan doğru bir inanç olduğunu söyledim. Bu nedenle, her kim Falun Gong’a zulmederse bir suç işliyordur. “Bu kötü elmayla dolu bir sepet gibidir, her kim Dafa’nın iyi olduğuna inanırsa kurtarılacak ve iyi bir elma olacaktır,” diye açıkladım, “Biz uygulayıcıların insanları kurtarmak için onlara gerçeği açıklamasının nedeni budur.” Bunun telafi isteyen yüksek yetkili bir memur olarak düşünülebileceğini de ekledim. Müdür yardımcısı söylediğimi kabul etti ve bisikletimi onaracaklarını söyledi.

Hükümet çalışanlarının ve sıradan insanların her ikisini de kapsayan bölgedeki birçok insan daha sonra bu olay hakkında duydu. Falun Gong’a karşı yaptığı kötü şeyler yüzünden Tong’un azarlanmış ve priminin düşürülmüş olduğunu duydular. “Buna değmezdi,” dedi onlardan birisi.

Erkek yeğenim bunun hakkında konuşmak için yanıma geldi. “Bu olaydan, şimdi Falun Gong’dan çok etkilenmiş bir durumdayım,”diye belirtti. Herkesin polislerin neredeyse hiçbir zaman sıradan vatandaşların mülkiyetine el koyduktan ve zarar verdikten sonra telafi önerisinde bulunmayacaklarını bildiğini söyledi. 2003’de bir internet kafesi işine sahipken polisler SARS’ı bir bahane olarak kullanıp iş yerini kapattı ve düzinelerce bilgisayarı götürdüler. Hiçbirisi geri verilmedi ve şikâyette bulunacak hiçbir yer de yoktu.

“Tam şu anda, Falun Gong hala ÇKP tarafından bastırılıyor. Ama bir uygulayıcının bisikletine zarar verildikten sonra, polis karakolunun müdür yardımcısı onu geri onardı ve iade etti. Falun Gong gerçekten harika,” dedi, “Bununla kalmayıp teyzem aynı zamanda zulme karşı koyduğu için bir hükümet görevlisi oldu. Bu gerçekten bir mucize.”

Birkaç ay orada bir memur olarak çalıştıktan sonra, kasaba başkanından Parti sekreterinden sıradan bölge sakinlerine kadar bölgedeki birçok insan Falun Gong’un ne olduğunu öğrenmişti. Misyonum tamamlanmış olduğu için istifa ettim ve diğer yerlere gitmeye karar verdim.

7. Bir Karakoldan Gelen Özür Dileme

2005’e girerken, insanlara Falun Gong’un ne olduğunu açıkladığım sırada geçici işler yapmak için eyalet başkentine gittim. Bir beton fabrikası, kereste fabrikaları ve bir nakliyat şirketi gibi birçok yerde çalışmıştım. Bir keresinde bir iş gücü piyasasında çalışan bir kamyon şoförüyle karşılaştım ve sohbet ettik. Zulmün yanlış olduğunu ama Parti’nin silahları, polisleri, ordusu olduğu için ÇKP’den ayrılmaya cesaret edemediğini söyledi.

“Yani hangisi daha güçlüdür? Parti’nin silahları mı yoksa tanrısal olandan gelen veba mı?” diye sordum.

Anladı ve ÇKP’den ayrılacağını söyledi. “Evet, ÇKP güçlü görünebilmesine rağmen, bir salgın gerçekten geldiğinde ordu bile ölüme mahkûm olabilir,” dedi.

Daha sonra, kızım da şehre geldi. Uygulama yapmaya başladı ve diğer uygulayıcılarla kaldı. Kalacak sabit bir yerim yoktu. Birçok insanın önünde bile, Dafa’nın ne kadar iyi olduğunu ÇKP’nin ne kadar yozlaşmış olduğunu açıklayabiliyordum. Neredeyse hiç kimse yalanlamadı. Bazı insanlar çok müteşekkirlerdi ve bazısı beni saygıyla selamladı. 2010’a kadar 10,000’den fazla insan sayemde ÇKP örgütlerinden ayrılmıştı. Shifu’nun bunun için çok yardım ettiğini biliyordum.

2009’da, bir erkek ve bir bayan iki uygulayıcı şehirde tutuklandı. Bayan uygulayıcının kız yeğeni polis karakoluna onun serbest bırakılmasını istemek için gittiğinde bir polis memuru bacağında morartılar bırakarak onu tekmeledi. Polis memurlarının kanunu çiğnemiş olduklarını düşünerek onunla yüksek yetkili bir kuruma – şehir polis karakolu disiplin komitesine gittim ve şikâyette bulundum. Polisin fiziksel olarak kötü muamelede bulunmasının yasak olduğunu ifade eden yazılı şikâyette polis kanununun ilgili bölümünü listelemiş olduğum için, bir memur bunu takipte kalacaklarını söyledi.

Ama iyi ve kötü arasındaki savaş kolay değildir. Şehir polis karakolu bizden bunu bölge polis karakolunda çözmemizi istedi ve sonraki iki hafta boyunca zorlukla karşılaştık. Memurlar sorumluluğu birbirlerine atarak vazifeden kaçıyorlardı ve bizden şikâyeti çekmemizi istediler. Ama sakindim ve pes etmedim. Onlara kanun gereği olarak 30 gün içerisinde şikâyeti işleme koymaları gerektiğini hatırlattım. Sonunda, uygulayıcının yeğenini tekmeleyen polis memuru disiplin komitesinden gelen emrin altında özür diledi. “Bütün polis memurları adına özür diliyorum,” dedi, “tekrar bir şey olursa, benimle irtibat kurabilirsiniz.”

Bu olay ahlaksızlığı bastırdı ve polisler uygulayıcıları rahatsız etmeyi durdurdular. “Bu tuhaf,” dedi yerel bir bölge sakini, “Polisler pek çok insana zarar verdiler ve asla özür dilemediler. Şimdi bir Falun Gong uygulayıcısının ailesinden özür diliyorlar. Bu bir mucize gibi!”

8. Eyalet Bürosu Müdürü: “Onları sadece Falun Gong’u uyguladıkları için dövemezsiniz”

Tutuklanan erkek uygulayıcı polislere göre kilit isimdi. Dövüldü ve dişlerinin bazısı döküldü. Şehir polis karakoluyla aynı düzeyde olan şehre ait yurtiçi güvenlik bürosu tarafından tutuklandığı için bir dava açmak kolay değildi. Her ikisi de aynı düzeyde olduğu için küçük bir disiplin gücü vardır.

Başka bir şey, bu sürecin bir aydan fazla zaman alabileceğiydi. İkametgâhım yoktu ne de sabit bir gelirim vardı, bu nedenle bunun gideceği yeri bilmiyordum. Bunun üzerinde düşündükten sonra, Dafa’yı korumak ve insanları kurtarmak için kişisel çıkarlarımı bırakmaya karar verdim. Ancak bunu diğer uygulayıcılarla konuştuğumda bunun fazlasıyla zor ve fazlasıyla tehlikeli olduğunu düşündüler. Hiç kimse benimle bunun üzerinde çalışmak istemese de tek başıma olsam bile devam etmeye karar verdim.

Eyalet polis bürosundan başlayacağımı düşünerek, onun numarasını ve adresini buldum. Eyalet polis bürosunda görev başındaki memur bana disiplin komitesine yönelik bilgiler söyledi. Bir şikâyet yazdım ve kayıtlı mektubu postaladım. Posta ofisi bir hafta sonra dağıtımını doğruladıktan sonra, şikâyet hakkında soruşturma yapan disiplin komitesini aradım. Kurum bir şikâyet olduğunu reddetti.

Memura kurumun sahte bir şirket olmadığını açıkladım; ondan ziyade o, eyalet polisi bürosunu denetleyen eyalet-düzeyindeki bir kurumdur. “Ayrıca, posta ofisinden gelen takip bilgileri bu kayıtlı postanın alındığını gösteriyor,” diye açıkladım. Memur tutumunu değiştirdi ve ona bakacağını söyledi.

Bir hafta sonra, tekrar aradım ve başka bir memur telefonu yanıtladı. “Bu bir Falun Gong dosyası mı?” diye sordu, “Uygulayıcıyla olan ilişkiniz nedir?”

O uygulayıcının akrabası olduğumu söyledim. Memur birçok Falun Gong dosyası almış olduklarını söyledi. Bu bir yolsuzluk dosyası olsaydı kolay olacaktı.

Şikâyeti geri almamın daha iyi olacağını ima ederek, “Biliyorsunuz, bu tür [Falun Gong] dosyalarından korkuyoruz,” diye cevap verdi. 

Ama uygulayıcılar yanlış herhangi bir şey yapmadıkları için geri adım atmadım. Ona Çin’deki en yüksek yetkili otoritenin 36. Madde ile inanç özgürlüğünü sağlama alan Anayasadan geldiğini açıkladım.

“İster Falun Gong ile ilgili olsun ister olmasın, her kim fiziksel olarak kötü muamele ve işkence üzerine Çin Polis Kanununu çiğnerse hakkında soruşturma açılmalıdır,” dedim, “Ülkemiz böyle bir amaç için disiplin komitesi kuruyor. İnsanlar görevlerini yerine getirmezse kanun var olmayacaktır, makamınız işe yaramaz olacaktır ve üniformanızı giyen polisleriniz de var olmazdı.”

Shifu bana pek çok bilgelik verdi. İşler çözülmezse ulusal disiplin komitesine temyiz başvurusunda bulunacağımı söyleyerek devam ettim. Çin Polis Kanunu var olduğu ve disiplin komitesi sistemi var olduğu sürece durmayacaktım. Yakında işini kaybedebilecekmiş gibi korkmuştu. “Endişelenmeyin. Lütfen bana biraz zaman verin ve şimdi (eyalet) bürosu müdürümüze bildireceğim,” diye cevap verdi.

Bu olayın olduğu ayda, eyalet polis bürosu disiplin komitesine gerçeği-açıklamanın önemini fark ettim. Başka bir yerel uygulayıcı dövülmüş olan uygulayıcıya bilgi ulaşmasında yardım etmeyi kabul etti böylece davasının hangi adım içerisinde olduğunu bilecekti ve telafi için hazır olacaktı. Bu süreç esnasında, doğru düşünceler gönderdim ve Fa’yı iyi çalıştım.

Bir gece kusursuz bir paslanmaz çelik su borusunu yumruklarla açmış bulunduğum bir rüya gördüm. Rüyada, ister çelik ister bazı diğer materyallerden olsun bunu önemsemiyordum ve sadece yumruklarımla ona vurmayı sürdürdüm. Sonunda, boru kırıldı ve su dışarı geldi. Uyandıktan sonra, bunun – Falun Gong’a zulmeden ÇKP’nin devlete ait araçlarının kırılacağına dair – iyi bir işaret olabileceğini fark ettim. Kırık düzeneklerin hala vurarak zorlayacak bazı parçalarının olduğunu düşünerek, disiplin komitesini tekrar aradım. “(Eyalet) bürosu müdürümüze bunu bildirdik ve bununla ilgilenmesi için şehre ait-yasal kuruma gerek duyduk,” dedi memur ve daha sonra bana şehir-düzeyi polis karakolu disiplin komitesinin numarasını verdi.

Şehir-düzeyi kurumu aradım ve Falun Gong ile ilgili bir şikâyette bulunmuş olduğumu söyledim. “Eyalet ofisi bana numaranızı verdi ve bununla ilgilenmenizi talep ettiklerini söyledi,” dedim.

“Falun Gong politik bir mesele,” dedi memur, “Bunun hakkında düşünmeyin bile.” Dafa sonra Falun Gong ve Shifu Li’ye karşı bazı karalayıcı propaganda söylemlerini tekrarladı.

Shifu bana çok fazla bilgelik verdi ve konuşurken üzerinde durduğu her noktayı engelleyebildim. Anayasanın inanç özgürlüğüne izin verdiğini ve de Falun Gong’un kişiye iyi bir kişi olmayı ve Budalığa doğru yönelmeyi öğrettiğini söyledim.

“Makamınız polisleri denetlemek içindir. Polis memurları kötü şeyler yaparlarsa ve vatandaşlar bunun hakkında şikâyet ederlerse, onu soruşturan sizin makamınızdır,” dedim, “Bir Falun Gong uygulayıcısının dövüldüğü bu şikâyet, sadece eyalet düzeyi kurumun kabul ettiği bir şey değil ayrıca yüksek yetkili memurların otoritesi altında olarak sizin de adaleti yerine getirmek ve Falun Gong lehinde bir şey yapmak zorunda olduğunuz bir mesele.”

Daha sonra Falun Gong’un Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü’yü desteklediğini ve bizim hiçbir düşmanımızın olmadığını söyledim. Gerçekte, Shifu’muz ve Falun Gong’un herkese karşı merhameti vardır ve masum uygulayıcılara yardım eden herkes kutsanacaktır. “Lütfen bunun hakkında düşünün, bu sizin için büyük bir fırsat değil midir?”

“Merak etmeyin,” biraz heyecanlanmıştı, “Müdür Wu’dan bir veya iki gün içerisinde bununla ilgilenmesini isteyeceğim.”

Eski güçlerin devasa bir sıkıntı düzenlediklerini biliyorum. Uygulayıcılar canlı varlıkları kurtarmak için çeliği vurarak zorlamak zorundalar.

Bir zaman sonra, şehir-düzeyi kurumu tekrar aradım. Telefonu yanıtlayan memur onun müdürüymüşüm gibi çok kibardı. Uygulayıcının şehir-hükümeti güvenlik bürosunun (ŞGB) tutuklamak istediği kilit bir isim olduğunu söyledi.

“[ŞGB çalışanları] bizimle ilgilenmiyordu bile. Hepsinden önce, bu ele alması kolay bir yolsuzluk davası değil,” diye açıkladı. Şehir-düzeyi memurun ele almasına gerek duyan eyalet-düzeyi bir kuruma şikâyette bulunmuştum, o ve diğer memurların eyalet-düzeyi polis bürosuyla irtibat kurmaktan başka seçenekleri yoktu.

“Sonunda, eyalet düzeyi polis bürosu müdürü kendisi geldi ve bütün polis karakolu şefleri ve yüksek yetkili çalışanların katıldığı herkesi çok sinirlendiren büyük bir toplantı yaptı,” diye devam etti, “Toplantıda, eyalet düzeyi büro müdürü bize dedi ki, “Kim size insanları dövebileceğinizi söyledi? Size bu otoriteyi veren nedir? Sadece Falun Gong uygulayıcıları oldukları için onları dövemezsiniz!’ Bununla kalmayıp, her polis karakolu şefinin ofisinde disiplin komitesi ihbar hattının numarasını görünür bir durumda bulundurması gerekiyor böylece insanlar gerek duyduklarında şikâyette bulunabilirler.”

Bunu diğer uygulayıcılara söyledim ve mutlu oldular. Onlardan birisi bu çabanın kötülüğü geniş ölçüde bastırdığını söyledi. Başka bir uygulayıcı amacımız insanları kurtarmak olduğu için biz uygulayıcıların telafide bulunulmaya ihtiyaç duymadığımızı söyledi. Ayrıca, bunun yüzünden bir ay çalışmamıştım ve geçinmem gerekiyordu. Tavsiyesini izledim ve çalışmaya başladım.

Shifu’ya Fa-düzeltmesinde yardım etme ve canlı varlıkları kurtarma çabalarımız sırasında, bütün takıntıları bırakmaya istekliyim. Sadece kendimizi bırakarak, bizler kendimizi Fa’ya asimile edebilir, doğru düşüncelerimizi güçlendirebilir, bilgelik kazanabilir ve misyonumuzu yerine getirebiliriz. Teşekkür ederim Shifu ve teşekkür ederim uygulayıcı arkadaşlar.

(Son) 

Çince versiyonu