(Minghui.org) Çin ile ilgili iki partili ve iki taraflı Kongre-İcra Komisyonu (CECC), 2021 yıllık raporunu 31 Mart 2022'de yayınladı. Çin'de Falun Gong'a yapılan zulüm gibi insan hakları ihlallerinin devam ettiği ve bunun “bir eylem çağrısı ve 'olağan şeyler' zamanının bittiğine dair bir mesaj” olduğunu ortaya koydu.
Bu rapor, ABD Senatörü Jeff Merkley (D-OR) ve ABD Temsilcisi James McGovern (D-MA), Komisyon Başkanı ve Eş Başkanı tarafından yayınlandı.
CECC Başkanı Jeff Merkley, “Çin hükümetinin insan haklarını korkunç bir şekilde kötüye kullanması ve insan onurun ayaklar altına alması, Çin Üzerine Kongre-İcra Komisyonu'nun son 20 yıldır yaptığı gibi, Çin'deki insan hakları ve hukukun üstünlüğü ihlallerini belgelemesini her zamankinden daha önemli kılıyor." dedi. O, Kongre ve ABD Yönetiminin CECC'nin tavsiyelerine göre hareket etmesini umuyor.
Dini Baskı
Yönetici özetindeki rapordan alıntı: “Önceki yıllarda olduğu gibi, yetkililer Falun Gong uygulayıcılarını gözaltına almaya ve sert muamele yapmaya devam etti ve Minghui web sitesine göre 2020 yılında en az 622 uygulayıcı cezai 'tarikat' suçlarından mahkum edildi.
"Minghui ayrıca Çinli yetkililerin uygulayıcılara işkence etmeye ve kötü davranmaya devam ettiğini ve bazen birkaç yıl içinde meydana gelen bu tür suiistimallerin 2020 ve 2021'de düzinelerce uygulayıcının ölümüne neden olduğunu veya bu tür suiistimallere katkıda bulunduğunu bildirdi."
Raporda ayrıca "Çinli yetkililerin uluslararası alanda tanınan insan haklarını barışçıl bir şekilde kullandıkları için gözaltına aldığı veya mahkum ettiği az sayıda kişiyi" temsil eden 10'dan fazla vaka da yer aldı. Bunların arasında Kanada vatandaşı ve bir sağlık teknolojisi şirketi yöneticisi olan Falun Gong uygulayıcısı Bayan Sun Qian da vardı. O, 2017 yılında Pekin'deki evinde tutuklandı. “Baskında polis, Falun Gong materyallerine el koydu. Eylül 2018'de yapılan bir duruşmanın ardından, Chaoyang Bölge Halk Mahkemesi, Falun Gong uygulamasıyla ilgili olarak onu 30 Haziran 2020'de 8 yıl hapse mahkum etti.”
"Yetkililer, Sun'un avukat tutmasını engellemenin yanı sıra, avukatlarına davadan çekilmeleri için de baskı yaptı. Ayrıca, onu gözaltında uzun süre [iki hafta boyunca] zincirleyerek ve biber gazı sıkarak taciz ettiler.”
Yasadışı Gözaltı ve İşkence
“Falun Gong” kelimeleri, ceza adaleti, dini özgürlük ve insan hakları bölümlerinde, 343 sayfalık raporda 40'tan fazla kez yer aldı.
Çin Komünist Partisi (ÇKP) yetkilileri, zorla kaybetme, karanlık hapishaneler, psikiyatrik tesisler ve çok daha fazlası dahil olmak üzere sayısız yargısız gözaltı biçimini kullandı. Minghui'nin 31 Ağustos 2020 tarihli raporundan elde edilen kanıtlara atıfta bulunan rapora göre, "Varlıklarının ve suiistimal edilişlerinin hiçbir yasal dayanağı yok ve bu tür yerlerde gözaltına alınanlar - birçoğu dilekçe sahibi ve Falun Gong uygulayıcısıdır - ne zaman serbest bırakılacaklarını bilmiyorlar ve herhangi bir prosedür korumasına sahip değiller." (Atıf yapılan Minghui raporuna buradan ulaşabilirsiniz).
Dini özgürlüğün yaygın şekilde ihlal edilmesiyle ilgili olarak raporda, ÇKP yetkililerinin, birden fazla gruba karşı ortak taktikler kullanarak dini grupları ve bireyleri bastırmaya ve kontrol etmeye çalıştıkları tespit edildi. Daha spesifik olarak, “Son yıllarda çeşitli eyaletlerdeki yetkililer, Protestan Hristiyanları, yeraltı Katoliklerini ve Falun Gong uygulayıcılarını gizli mobil 'dönüştürme' tesislerinde yasadışı bir şekilde gözaltında tutuyor, ışıksız veya havalandırmasız odalara kapatıyor, dayak, sözlü taciz ve zihinsel işkence uyguluyor ve beyin yıkama teknikleri kullanarak inançlarından vazgeçmeleri için baskı yapıyor.” Ayrıca, birden fazla şehirdeki yetkililerin, nüfus sayımı görevlilerine bu grupları hedef almak için vatandaşların evlerinde dini aktivite belirtileri bildirmelerini emrettiği bildiriliyor.
Yetkililer, Falun Gong uygulayıcılarına ve diğer azınlık gruplara karşı suç duyurusunda bulunmak için ceza hükümlerini de kötüye kullandı. Bu nedenle rapor, ABD Kongresi ve İdare yetkililerini Çinli meslektaşlarını zulmü sona erdirmeye çağırmaya teşvik ediyor.
Organ Toplama ve Ölümler
Raporda, inanç gruplarına göre kategorize edilen insan hakları ihlallerinde, önceki yıllarda olduğu gibi, Çinli yetkililerin Falun Gong'a olan inancı ve uygulamayı yasaklamaya devam ettiği, uygulayıcıları gözaltına aldığı ve sert muameleye tabi tuttuğu tespit edildi.
"Çinli yetkililer, uygulayıcıları, 'yasanın uygulanmasını baltalamak için bir tarikat örgütlemeyi ve kullanmayı' suç sayan ÇHC Ceza Kanunu'nun 300. maddesi uyarınca kovuşturmaya devam etti."
İngilizce Minghui'nin Aralık 2020'de yayınlanan ve bir diğerinin Ocak 2021'de yayınladığı bir raporuna atıfta bulunan CECC raporunda şu tespit edildi, “Çinli yetkililer, 2020'de düzinelerce Falun Gong uygulayıcısının ölümünden sorumluydu ve Liaoning, Shandong, Sichuan, Hebei ve Jilin eyaletlerinde en büyük sayılarla, en az 622 uygulayıcı, Falun Gong uygulamasıyla bağlantılı olarak açıkça mahkum edildi.”
Özellikle CECC raporunda, 12 BM insan hakları uzmanından oluşan bir grubun Haziran 2021'de Çin'de zorla organ toplanmasına ilişkin güvenilir raporlar nedeniyle "son derece endişe" ve "derin endişe" duyduklarını söylediği, "gözaltında tutulan belirli etnik, dilsel veya dini azınlıkları, genellikle tutuklama nedenlerini [açıklamadan] veya tutuklama emri [olmadan] farklı yerlerde hedef aldığı'' belirtildi.
BM grubu, hedef alınan gruplar arasında “[etnik] azınlıklar, Falun Gong uygulayıcıları, Uygurlar, Tibetliler, Müslümanlar ve Hristiyanlar”'dan bahsetti.
Ayrıca, CECC raporunda, Çin rejiminin “yasa dışı gözaltılar ve aile üyelerinin işkenceden kaynaklandığından şüphelendiği ölümler dahil olmak üzere Falun Gong uygulayıcılarına karşı dini özgürlük ihlalleri” ile ilgili Minghui makalelerine atıfta bulunuldu.
Ahlaki Yükümlülükler
Rapor, "CECC, ÇKP'nin Uygurlara, Tibetlilere, Falun Gong uygulayıcılarına, Hristiyanlara, gazetecilere, savunma avukatlarına ve Çin'in zorla asimilasyon politikaları nedeniyle ciddi suistimallere maruz kalan diğer kişilere karşı açıklanamayan suçlarını belgelemeye öncelik vermelidir." diyerek tamamlandı.
CECC Eş Başkanı James McGovern, “Komisyonun görevi yalnızca Çin hükümeti tarafından işlenen insan hakları ihlallerini belgelemek değildir, aynı zamanda baskı ve sansür nedeniyle hikayelerini anlatamayanlara karşı ahlaki yükümlülüğümüzdür” dedi. "CECC'nin tavsiyelerini eyleme geçirmek için meslektaşlarımla çalışmaya devam etmeyi sabırsızlıkla bekliyorum."
Bu makalede ifade edilen görüşler, yazarın kendi görüşlerini veya anlayışlarını temsil eder. Bu web sitesinde yayınlanan tüm içeriğin telif hakkı Minghui.org'a aittir. Minghui, çevrimiçi içeriğinin derlemelerini düzenli olarak ve özel günlerde yayınlamaktadır.