(Minghui.org) 13 Mayıs 2023'te Helsinki'deki Forum Alışveriş Merkezi'nde sıcak ve güneşli bir günde Falun Dafa uygulayıcıları, Falun Dafa'nın halka tanıtımının 31. yıl dönümünü kutladılar ve ayrıca Falun Dafa'nın kurucusu Shifu Li Hongzhi'nin 72'inci doğum gününü kutladılar.
Gitar şarkıları, koro gibi grup çalışmaları gibi kutlama etkinliklerine ev sahipliği yaparak, Shifu'ya şefkatli kurtarışı için şükranlarını ifade ettiler. Ayrıca insanlara Falun Dafa'nın hem bedene hem de zihne nasıl fayda sağladığını ve aynı zamanda kişinin karakterini nasıl geliştirdiğini anlattılar.
Yoldan geçenler gülümsedi, onaylayarak başını salladı ve başparmakları ile onay işareti yaptılar. Birçoğu Falun Dafa broşürlerini kabul etti, Çin Komünist Partisinin (ÇKP) devam eden zulmünü öğrendi ve uygulayıcıların zulmü sona erdirme çabalarını desteklemek için dilekçeyi imzaladı.
13 Mayıs'ta Helsinki'de Dünya Falun Dafa Günü Kutlandı
İnsanlar Falun Dafa'yı öğrendi.
Helsinki Üniversitesi'nden bir doktora öğrencisi olan Anton Berg, tezini Uygurların insan hakları meseleleri üzerine yazmıştı. Tezi, ÇKP'nin Çin'de insan haklarını bastırmak için teknolojiyi ve veri tabanı bilgilerini nasıl kullandığına odaklanıyordu. "Falun Dafa'ya acımasızca zulmedildiğini ve hatta uygulayıcıların zorla canlı organ toplamaya tabi tutulduğunu biliyorum. Bu bilgi, tezime dahil ettiğim İnsan Hakları İzleme Örgütü raporunda yayınlandı” diye anlattı.
Helsinki Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Anton Berg, tezini Çin'deki insan hakları meseleleri üzerine yazdı.
"ÇKP sadece Uygurları hedef almıyor, aynı zamanda Hristiyanlara ve Falun Dafa'ya da zulmediyor. Bu inançlar Çin kültürünün bir parçası ama Partinin düşmanı olarak görülüyor. ÇKP manevi düzeydeki hiçbir şeyden hoşlanmaz.
“Ülkeler bir bütün olarak işbirliği yapmalı, bu konu daha fazla insanın dikkatini çekmeli. Ülkeler artık Çin ile iş yapmamalı. Pes etmeyin ve insan hakları ihlallerine göz yummayın.”
Türkiye'den bir üniversite öğrencisi olan Eylül Küpcü, İsveç'in Stockholm kentinde seyahat ederken ÇKP'nin Falun Dafa uygulayıcılarına yaptığı zulmü öğrendi.
"Komünizmin vahşi ideolojisini teşhir ettiğinizi biliyorum," dedi. “Birçok Çinli soykırıma maruz kaldı ve canlı organ toplamaya zorlandı. Çin'in barışçıl olmasını umuyorsunuz ama Çin bir diktatörlük çünkü insanların ifade özgürlüğü yok."
Eylül Küpcü ve Baran Bayraktaroğlu, Falun Dafa'yı destekledi
Eylül Küpcü, İsveç'ten aldığı Falun Dafa broşürlerini Finlandiya'ya götürerek arkadaşlarıyla paylaşmıştı. Çinli arkadaşlarından biri zorla canlı organ toplandığını öğrenince üzüldü.
Baran Bayraktaroğlu, “İnsan hakları sorunları Çin'de bir sorun ve bunun değişmesi gerekiyor. İnsanlar ifade ve inanç özgürlüğüne sahip olmalıdır.”
Genç bir adam broşürü aldı ve zorla canlı organ toplama resmini işaret ederek "Bu nerede oluyor?" diye sordu. Bir uygulayıcı ona bunun Çin'de olduğunu söylediğinde, resmin neyi anlatmak istediğini sordu.
Uygulayıcı, "Yatmakta olan kişi, hayatta ve bilinci yerinde olan bir Falun Dafa uygulayıcısıdır. Herhangi bir anestezi uygulanmadan, henüz hayattayken organları alınıyor. Bu 2002'den beri devam ediyor.
"Falun Dafa uygulayıcıları, daha iyi insanlar olmak için Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerine bağlı kalıyorlar. Çok sağlıklı vücutları var ve 1992'den 1999'a kadar Çin'de 100 milyondan fazla insan Falun Dafa'yı uyguladı. Ancak ÇKP'nin eski başkanı Jiang Zemin, onu ortadan kaldırmak için ülke çapında bir zulüm kampanyası başlattı.”
Uygulayıcı adam ile, Çin'de sürekli korku ve baskı altında yaşadığına dair kişisel deneyimlerini paylaştı. Adam şok oldu ve "Sizin için ne yapabilirim?" diye sordu. Zulmü sona erdirmek için dilekçeyi imzaladı.
İnsanlar Falun Dafa hakkındaki gerçeği öğrenirken ve uygulayıcıların Çin'deki zulmü sona erdirmesine yardımcı olmak için dilekçeyi imzalarken
Hindistan'dan olan Chiras, Falun Dafa'yı öğrendikten sonra grup uygulama alanlarının yerini sordu. Hem kendisinin hem de eşinin meditasyonla ilgilendiğini ve Chiras'ın Falun Dafa'nın temel kitabo olan Zhuan Falun'u okumak istediğini söyledi. “Bu zulüm hiç olmamalı. Tıpkı Finlandiya'da olduğu gibi herkesin temel insan haklarına sahip olması gerekir.”
Katarina, Falun Dafa hakkındaki gerçeği bir yıl önce öğrenmişti. İnsan hakları konularını araştırdı ve devam eden zulmü öğrenince çok üzüldü. “Herkese eşit davranılmalıdır” dedi.
Helsinki'de bir öğrenci olan Michael, annesi geçmişte Falun Dafa uyguladığı için zulmün farkındaydı. Arkadaşı Emma, uygulayıcıların kutlama aktivitelerini izlemek için kaldı. Çin'deki sayısız uygulayıcının durumunu öğrendiği için üzgündü ve onlara iyi dileklerini iletti.
Bir Rus çift, Falun Dafa broşürlerini okumak için adımlarını yavaşlattı. Rusça bir versiyonun mevcut olduğunu görünce mutlu oldular ve dilekçeyi imzaladılar.
Bangladeş'ten iki ve Finlandiya'dan bir lise öğrencisi Uygurların insan hakları meselelerini zaten biliyordu. Falun Dafa uygulayıcılarına yapılan zulmü duyduklarında sempati duydular. Gruptaki bir kız uygulayıcıya sarıldı ve içtenlikle Çin'deki Falun Dafa uygulayıcılarının güvende olmasını diledi.