(Minghui.org) Hastalık belirtileri yaşayan birçok Dafa uygulayıcısının zihinlerinde kızgınlık olduğunu gözlemledim. Bu, vefat eden bazı uygulayıcılar için de geçerlidir. Bu konu hakkındaki anlayışımı paylaşmak isterim.
Kişi kendisine adil davranılmadığını hissettiğinde ya da zorlukların üstesinden gelemediğinde kızgınlık duyar. İnsan bunu ne kadar çok düşünürse o kadar öfkelenebilir. Eğer o anda Fa'yı hatırlayabilirsek, böylesine yanlış bir zihniyeti bir kenara bırakabiliriz ve sorun anında çözülecektir. Test geçilecek ve karma ortadan kaldırılacaktır.
Shifu diyor ki:
"Xiulian uygulamasında belirli problemler ile karşılaşmanızın ya da başkalarının size çok kötü davranmasının ardında iki neden olabilir. Bunlardan birisi, önceki yaşamınızda sizin bu kişiye kötü davranmış olma ihtimalinizin olmasıdır. Kalbinizde bu durumun hiç de adil olmadığını hissedersiniz. "Bu kişi bana nasıl bu kadar kötü davranabilir?" Peki siz geçmişte neden ona öyle davrandınız? Siz de "O dönem hakkında herhangi bir şey bilmiyorum. Bu yaşamın, diğer yaşamla hiçbir ilgisi yok" diye iddia edebilirsiniz. Fakat bunun bir faydası yoktur. " (Zhuan Falun, Dördüncü Ders)
Minghui web sitesinde yayınlanan birçok paylaşım makalesinde birçok uygulayıcı, Shifu'nun öğretisinin bu bölümünü hatırlayarak kızgınlığı ortadan kaldırıyor. Kızgınlıklarını bırakamayanlar, uygulayıcıların düşünmesi gerektiği gibi düşünmüyorlardı. Onlar içlerine bakamadılar, bunun yerine dışarıya baktılar. Bu onların kendilerini gerçek anlamda geliştirmemelerinden kaynaklanıyordu. Tekrar tekrar tökezledikçe, kızgınlıkları birikebilirdi ve sonunda hastalık karması geliştirmelerine veya başka sorunları üzerlerine çekmelerine neden olabilirdi.
Shifu diyor ki:
"Özellikle Budizm’de yardımı dışarıda ararsanız, sizin şeytani bir yol almış olduğunuzu söylerler." (Zhuan Falun, Dokuzuncu Ders)
Yukarıdaki sözler beni derinden etkiledi. İçe bakamamak ve dışarıdan yardım aramak şeytani bir yolda yürümektir. Başkalarını suçlamak yerine kendi eksikliklerimi düşünmem gerektiğini kendime sürekli hatırlatıyorum.
Kızgınlığın Çin Komünist Partisi (ÇKP) telkininin bir parçası olduğunu fark ettim. Çin Komünist Partisi Kültüründen Kurtulma adlı kitapta bir örnek vardı: Oda çok sıcaksa Çin ve Tayvan'dan insanlar nasıl tepki veriyor? Bir Tayvanlı nazikçe şunu öneriyor: "Oda çok sıcak, pencereleri açmama izin verir misiniz?" Çin'den gelen insanların rahatsızlık gösterme ve başkalarını suçlama olasılığı daha yüksektir: "Pencereler neden açık değil? Çok sıcak."
ÇKP'nin telkinleri insanların mantığını etkiler. Bu özellikler kendilerini şeytani yolla uyumlu olan saldırganlık ve kabalık olarak gösterir. Çin'de yaşayan uygulayıcılar olarak, kızgınlığa, öfkeye dikkat etmeli ve alanamıza yayılmasına izin vermemeliyiz. Onu tamamen ortadan kaldırmalıyız.
İnsanlar beni eleştirdiğinde veya arkamdan konuştuğunda sinirlenirdim. Onları düşündüğümde dişlerimi gıcırdatıyordum. Çin Komünist Partisi Kültüründen Kurtulmak kitabını tekrar okuduktan sonra, insanların davranışlarının ÇKP'nin telkininin bir parçası olduğunu fark ettim. Onlar beyinleri yıkanmış bir şekilde büyüdüler, ve bu yüzden bildikleri tek şey bu. Şimdi onlara acıyorum ve artık onlara kızmıyorum.
Kızgınlık ortaya çıktığında merhamet yok olur. Uygulayıcılar bu tür duygusallığın ciddi bir şekilde farkında olmalıdır. Genellikle şehvet ve açgözlülüğe çok dikkat ederim çünkü Shifu bu takıntılardan defalarca bahsetti. Son zamanlarda kızgınlığın görmezden gelinemeyeceğini fark ettim. Elbette, uygulayıcılar olarak tüm takıntılarımızı ortadan kaldırmalıyız. Onları parçalamalı, eylemlerimizi doğru tutmalı ve merhametli ve doğru bir zihniyeti sürdürmeliyiz.