(Minghui.org) Selamlar, Shifu! Selamlar, uygulayıcı arkadaşlar!
1996 yılında Falun Dafa uygulamaya başladım. Falun Dafa uyguladıktan sonra, merhametim sayesinde aile ortamımın nasıl değiştiğini anlatmak istiyorum. Ailem artık "Falun Dafa iyi" diye tekrarlıyor ve zulmü ifşa etmeme yardımcı oluyor.
Kocamın huysuz bir mizacı vardı ve önemsiz şeyler yüzünden sık sık öfkeleniyordu. Onunla evlenmeden önce sakin bir kişiliğim vardı ama onun yanında olmak beni sinirli yapıyordu. Öfkelendiğinde ben de karşılık veriyordum ve hatta bazen kavga ediyorduk. Bana kin besliyordu, sık sık eve sarhoş geliyor ve benimle kavga ediyordu.
Buna yıllarca katlandıktan sonra, zihinsel ve fiziksel olarak tükenmiştim. Kendimi bitkin ve hasta hissediyordum. Kocam beni böyle görünce daha da sinirleniyordu. Bir keresinde göklere haykırdım, "Hayat neden bu kadar zor?" Hayat benim için anlamını yitirmişti.
Falun Dafa'yı uyguladıktan sonra, Shifu’nun Fa'sı birçok sorumu yanıtladı. Hayattaki her şeyin bir neden ve sonucu olduğunu öğrendim. Hiçbir şey tesadüfen olmuyordu; hepsi geçmiş yaşamlarımızda yaptıklarımızdan kaynaklanıyordu. Kötü işler acıya, hastalığa ve zorluklara yol açıyordu. Kişi ne kadar çok zarar verirse, o kadar çok acı çekiyordu.
Kocama karşı duyduğum kızgınlığı bırakmam gerektiğini fark ettim. Shifu’nun öğrettiği gibi ona iyi kalpli bir şekilde, sabır ve hoşgörüyle davranmaya karar verdim. Ne kadar mantıksız olursa olsun, kendime iyi kalpli olmayı ve saldırgan davranmamayı hatırlattım
Shifu "New York Toplantısında Fa'nın Öğretilmesi Konferansı" öğretisinde diyor ki:
"Yin ve yang teorisine göre, kadınlar iyi kalpli olmalıdırlar ve kaba olmamalıdırlar."
Xinxing'imi geliştirdikçe, kocamın iyi niteliklerini fark ettim. Becerikli, güvenilir ve sevilen biriydi. Tüm ev işlerini, hatta alışverişi bile o yapıyordu. Daha önce onun bu iyi taraflarını hiç görememiştim.
Eskiden dikkatsizdim ve ona karşı hiç bir ilgi veya destek göstermemiştim. Bencilliğimin ve inatçılığımın ona zarar verdiğini fark ettim. Davranışımı Dafa prensipleriyle karşılaştırdığımda, yanıldığımı gördüm. Ona iyi davranmaya, şikayet etmeden veya talepte bulunmadan, ona olan karmik borcumu ödemeye karar verdim.
Bunu anlamak iyi bir şeydi, ancak uygulamaya koymak zordu. Kocamın öfkesi kötüleşti ve bağırıp çağırması ve öfkeli suratı tepki vermeme neden oldu. Ancak Shifu’nun öğretilerini hatırladım, gözyaşlarımı tuttum ve kendime dayanmam gerektiğini hatırlattım. Kendime onun güçlü yönlerini görmem ve patlamalarını görmezden gelmem gerektiğini hatırlattım. Süreç acı vericiydi, ancak sonunda duygularımı kontrol ettim ve sakin kaldım. Tam olarak toleransa ulaşamamış olsam da, xiulian'imde bir adım ileri gittiğim için mutluydum.
Birkaç denemeden sonra, artık kocamın bana belli bir şekilde davranmasını beklemiyordum. İyi kalpli yaklaşımım onun da kalbini yumuşattı. Öğretileri sürekli inceleyerek içten ve dıştan değiştim.
Bir keresinde, kirli olduğu için bir tencere fırlattı ve çöp kutusunu kırdı. Sonra da kumandayı bulamadığı için yeni televizyonumuzu kırdı. Sanki durumun dışındaymışım gibi sakin kaldım. Ona gülümsedim ve öfkesi kayboldu. Geçmişte bunu asla yapamazdım, Shifu kalbimi değiştirdi.
Sakin bir şekilde ona, "Uzaktan kumandayı bulamayınca televizyonu kırdın. Pirinç tenceresi temiz olmayınca çöp kutusunu kırdın. Uzaktan kumandayı bulup pirinç tenceresini yıkamamı söyleyebilirdin. Bir şeyleri kırmak paraya mal olur ama öfke aynı zamanda vücutta sağlığa zarar veren toksinlerin salınmasına da neden olur. Bana bak, neden her zaman sağlıklıyım? Çünkü artık öfkelenmiyorum." Bir duraksamadan sonra ekledim, "Ben de kendi sorunlarımı gördüm, dikkatsiz, bir şeylere bağımlı ve tembel olabiliyorum. Bunlar üzerinde çalışacağım." Kocam tek kelime etmedi, gülümseyerek arkasını döndü.
Sadece kocama rehberlik etmedim, aynı zamanda her şekilde onunla ilgilendim, ihtiyaçlarını her zaman aklımda tuttum, hatta aile bütçesini de o yönetebilsin diye ona devrettim. Kocam evinin sıcaklığını hissetti. Bir gün, "Bana neden bu kadar iyi davranıyorsun?" diye sordu. "Çünkü Shifu sana böyle davranmamı öğretti, bu yüzden Shifu’ya teşekkür etmelisin!" dedim.
Kocamda bir değişiklik fark ettim; yüzü yumuşadı, gözleri daha nazik oldu ve daha sakin konuşmaya başladı. Hatta daha önce hiç hissetmediğim bir şekilde benimle ilgilenmeye başladı. Falun Dafa beni değiştirdi ve nezaketim kalbini eritti.
Şimdi Shifu’ya tütsü sunuyor. Bazen Shifu’nun fotoğrafının önünde durup sessizce bir şeyler söylüyor. Shifu için her zaman en iyi tütsüyü satın alıyor.
Kocam, "Falun Dafa İyi!" Diye Haykırdı
Olumlu değişikliklerime tanık olduktan sonra, kocam Falun Dafa uygulamamı tamamen desteklemeye başladı.
Bir keresinde dört polis memuru evimizi yağmalamak için geldi. Kocam sakindi ve onlara kararlı bir şekilde, "Biz iyi insanlarız. Etrafınıza bakabilirsiniz ama ortalığı dağıtmayın." dedi. Polis saygılı davrandı. Bir memur dikkatlice dolabımızı ve çekmecelerimizi açtı ve kontrol etti; bir diğeri kızımızın gardırobunun içine baktı. Diğer iki memur hiçbir şeye dokunmadı. Kocam güçlü görünse de korktuğunu biliyordum ama bana karşı tek bir kelime etmedi.
Hatta güvenlik ekibi liderine, "Doğru ve yanlış tarih tarafından yargılanacak. Böyle iyi bir uygulama bir gün suçlamalardan aklanacak, bu yüzden kendinize bir çıkış yolu bırakmalısınız." dedi. Lider, "Endişelenmeyin. Kimse sizi ihbar etmediği sürece, bir uygulayıcının bir şey yaptığını görsem bile, karışmam." diye cevap verdi. Kocam ayrıca onlara Falun Dafa'ya zulmettikten sonra cezalandırma prensibine karşı karşıya kalan insanlardan bahsetti.
Kocam insanlarla konuştuğunda gururla, "Karım Falun Dafa uygulayarak çok fayda sağladı hasta olmadı ve artık ilaca ihtiyacı yok. Yorulmadan çok çalışıyor. Hatta bir kazada bacağı ciddi şekilde kırıldığında bile doğal olarak iyileşti. Falun Dafa harika! Dafa uygulayıcısı bir eşim olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum." dedi. Söylediklerini duyan birçok kişi Falun Dafa'yı olumlu görmeye başladı ve ÇKP'nin zihinlerine yerleştirdiği yalanlardan kurtuldu.
Kocamın, orduda Falun Dafa'dan bahsettiğinde onunla tartışan, iki eski meslektaşı vardı. Covid-19 salgınından sonra onlarla tekrar karşılaştı. İkisi de virüs sırasında çok acı çektiklerini söylediler; biri bir aydan fazla yatakta kalmak zorunda kalırken diğeri neredeyse iki hafta yatağa mahkûm olmuştu.
Kocam onlara, "Dafa'ya inanmadığınız için acı çektiniz. Covid olduğumda içtenlikle, 'Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi' sözlerini tekrarladım ve üç günde iyileştim. İkiniz de üç aşı yaptırdınız ve ben sadece iki tane yaptırdım. Eşim hiç yaptırmadı, yine de birlikte yaşamamıza rağmen sağlıklı kaldı. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?" dedi. Konuşamadılar.
Kocam sık sık sessizce "Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi" diye tekrarlar. Bazen bunu yüksek sesle bile bağırır. Bir keresinde sokakta yürürken bu sözleri bağırmıştı ve bir sokak temizlikçisi çekinerek ona "Hükümet Falun Dafa'ya karşı çıkıyor. Bunu söylemekten korkmuyor musun?" diye sormuştu. Kocam, "Falun Dafa uygulamak karımı daha iyiye dönüştürdü." diye cevap verdi.
Bir keresinde bir grup insanla bir restorandaydı ve onlara "Hep birlikte 'Falun Dafa iyi' diye haykıralım" dedi. Hep birlikte ayağa kalkıp bağırdılar. İki polis memuru içeri girdiğinde kocam, "Ne için buradasınız? Bizi tutuklamak mı istiyorsunuz? Ben Falun Dafa uyguluyorum beni tutuklayacak kadar cesur musunuz?" diye sordu. Bir polis memuru, "Sen uygulamıyorsun; Falun Dafa uygulayıcıları içki içmez." dedi. Diğer polis memuru özür dileyip gitti. Kocam ve arkadaşları gülmeden edemediler.
Bir gün kocam kısık bir sesle eve geldi. "Sesini nasıl kaybettin?" diye sordum. "Batıda açık bir alana gittim ve sesim kısılana kadar 'Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi' diye bağırdım." diye cevap verdi. Yüzündeki masum, çocuksu ifadeyi görünce gülmeden edemedim ve "İnanılmazsın! Bağırışların pozitif enerji taşıyor, diğer boyutlardaki kötü ruhları uzaklaştırıyor." dedim. O da benimle birlikte güldü.
Kocamın Falun Dafa'ya olan desteği gerçeği açıklamama yardımcı oldu. Tüm akrabalarımız ve arkadaşlarımız ÇKP'den ve bağlı kuruluşlarından istifa ettiler. Kocam ayrıca üzerinde Falun Dafa mesajları yazılı para kullanıyor ve hatta küçük banknotları değiştirmek için bankaya gidiyor. Her hafta Minghui Weekly'yi yaklaşık yirmi kilometre uzaklıktaki bir uygulayıcı arkadaşına teslim ediyor.
Kocam "Partiden Ayrılmak İstiyorum" Dedi
Bir gün, kocam topluluk sekreterine "Partiden ayrıldığımı resmen ilan etmek için buradayım" dedi.
Bir noktada, topluluk sekreteri kocamı aradı ve Falun Dafa uygulamamla ilgili bir belgeyi imzalaması için ofise gelmesini istedi. Kocam ona "Bunu imzalayamam" dedi ve telefonu kapattı. Ona "Onlara gerçeği anlatmalısın!" dedim.
Topluluk sekreteri ikinci kez aradı ve "Lütfen yanıma gel, seninle tanışmak istiyorum" dedi. Kocam "Sen benimle tanışmak isteyebilirsin, ama ben seninle tanışmak istemiyorum. Sadece bir şey imzalamamı istiyorsun, değil mi? Sana söyleyeyim, karım eskiden hastaydı. İş yerimdeki insanlar her gün gardiyanın odasında şifalı otlar kaynattığını gördüler. İş yerindeki herkes onun sağlık sorunlarını biliyordu ve her ilacı denedi ama hiçbir başarı elde edemedi. Falun Gong uygulamaya başladığından beri sadece fiziksel ve zihinsel olarak iyileşmekle kalmadı, aynı zamanda herkese karşı iyi kalpli oldu. Anneme kendi annesi gibi davranıyor ve kardeşlerime birçok yönden yardım ediyor. Ailemizdeki ve mahallemizdeki herkes ona derin bir saygı duyuyor. O belgeyi imzalamayacağım" dedi ve telefonu kapattı.
Sekreter üçüncü kez aradı ve "Falun Dafa Parti'ye karşı. İmzalamak sizi hiçbir şekilde etkilemeyecek..." dedi. Kocam, "Komünist Parti çok güçlü, askerleri, silahları ve gelişmiş silahları varken, Falun Gong uygulayıcıları silahsız sıradan insanlar. Neden barışçıl vatandaşlardan bu kadar korkuyorsunuz? Bu saçmalığın da ötesinde; dünya çapında gülünç. Falun Gong bir inançtır ve yasa inanç özgürlüğü tanır. Falun Gong'u tamamen destekliyorum. Öyleyse ne yapmaya çalışıyorsunuz? Tekrar imzalamamı isterseniz, Parti'den resmen istifa ettiğimi ilan edeceğim!" Bir kez daha telefonu kapattı.
Başka bir zaman, kasaba yönetiminden biri Falun Dafa uyguladığım için kızımıza bir şey imzalamasını emretti. Kızım, "Bunu imzalayamam" diye cevap verdi. Kişi, "İmzalamazsan patronunla konuşurum" dedi. Kızım, "Devam et ve patronumla konuş! Daha sonra senin patronunla konuşurum. Bir kızın annesi Falun Dafa uyguladığı için imzalaması gerektiğini söyleyen belgeyi görmek istiyorum. Bana yönetmeliği göster!" diye cevap verdi. Telefonu kapattı.
Hem kocama hem de kızıma, "Tekrar ararlarsa, doğrudan benimle konuşmalarını söyle" dedim.
Başka bir gün, polis karakolu kızımı aradı ve kibarca, "Annen Falun Dafa uyguladığı için, bir belge imzalamak için karakola gelebilir misin?" diye sordu. Kızım, "Anneme doğrudan sordun mu? Bana sormanın bir anlamı yok" diye cevap verdi. Polis memuru, "Annen yaşlı, bu yüzden onu rahatsız etmekten çekiniyoruz" dedi. Sonra, "Falun Dafa uygulaması sana yük oldu mu?" diye sordu. Kızım, "Hiç de değil" diye cevap verdi. Falun Dafa bizim için bir lütuf oldu. Eskiden hastaydı ve ev işlerini yapamıyordu ve her zaman onu kaybedeceğimden korkuyordum. Şimdi sağlıklı, tüm ev işlerini yapıyor ve hatta bize yardım ediyor. Sonunda huzura kavuştum ve işe odaklanabiliyorum." Görevli, "Peki, bunu böyle mi bırakmalıyız?" diye sordu. Kızım, "Evet, öyle bırakalım." diye cevap verdi.
Kocam bu hikâyeyi duyduğunda neşeyle güldü ve kızımızı övdü, "Çok güzel söyledin." Yetkililer onları bir daha asla rahatsız etmedi.
Shifu’nun yeni makalesi "İnsanoğlu Nasıl Var Oldu" yayınlandıktan sonra, kocam sonunda Falun Dafa'nın temel kitabı olan Zhuan Falun'u eline aldı ve her gün okumaya başladı.
Gerçekten de iyi kalpli olmanın bu dünyada ebedi bir değer olduğunu ve gücünün sınırsız olduğunu düşünüyorum. Sadece iyi kalplilik insanları uyandırabilir. Başkalarına yardım etmek için iyiliklerle dolu bir kalbe sahip olmak Shifu’nun benim için çizdiği yoldur.