(Minghui.org) Aradan 16 yıl geçti ama ben hâlâ yasadışı bir şekilde zorunlu çalışma kampında tutulan 200'den fazla Falun Dafa uygulayıcısının hep birlikte "Falun Dafa iyi, Falun Dafa doğru Fa! Shifu’ya mutlu bir Sonbahar Ortası Festivali diliyoruz!" diye bağırdıkları anı canlı bir şekilde hatırlıyorum.
2008 Pekin Olimpiyatları sırasında birkaç uygulayıcı ve ben tutuklandık ve Liaoning Eyaletindeki Masanjia Zorunlu Çalışma Kampı’na götürüldük. Uygulayıcılar Wang, Chen ve ben, 200'den fazlası uygulayıcı olan yaklaşık 600 mahkûmun bulunduğu Birinci Tugaya yerleştirildik.
Sonbahar Ortası Festivali’nden bir gün önce Wang bana Chen'in kampın yemek salonunda çok fazla şeytan olduğunu ve "Falun Dafa iyi" diye bağırmanın onları yok edebileceğini söylediğini anlattı. Üçümüz bütün uygulayıcıları Sonbahar Ortası Festivali’nde, sabah saat 9:00’da atölyede, bu cümleyi haykırmaları için organize etmeye karar verdik. İlk önce Chen'in bağırmasını ve Wang'ın ondan sonra bağırmasını ve sonra diğer uygulayıcıların onu takip etmesini planladık. Üçümüz diğer uygulayıcıları bilgilendirmek için önden gittik.
Ertesi sabah saat 7:00’de atölyede çalışırken, dikmekte olduğum kumaş parçasının üzerindeki karakterler birbirine karıştı ve sadece "12" kelimesini görebildim. Yanımdaki uygulayıcıya, "Sanırım Shifu bize saati öğlen 12'ye değiştirmemizi söylüyor, bu doğru düşünceler gönderme zamanı" dedim.
Sabah 9:00’dan önce diğer uygulayıcıları plandaki değişiklikten haberdar etmek için iki saatten az zamanımız vardı. Bu imkânsız bir görevdi çünkü uygulayıcıların serbestçe dolaşmalarına izin verilmiyordu ve bunun yanı sıra, her uygulayıcının iki ya da üç işbirlikçi tarafından izlendiği gerçeği vardı. Her nasılsa, bütün uygulayıcılar kısa bir süre sonra öğle vakti yemek salonunda bu ifadeyi haykırmamız gerektiğini anladılar. Bu Shifu'nun bir mucizesi olmalıydı çünkü yakından izlenirken bu kadar kısa sürede 200'den fazla uygulayıcıyı bulmamız ve onlarla konuşmamız mümkün değildi.
Tugayımız saat 11:30'da çalışmayı bitirdi ve yemek salonuna geçti. O günden önce, uygulayıcılar her zaman yemeklerini hızlı bir şekilde bitirirlerdi, böylece saat 12'de hücrelerine geri dönebilir ve doğru düşünceler gönderebilirlerdi. O gün uygulayıcılar yemeklerini bitirdikten sonra yemek salonundaki sandalyelerinde sessizce oturdular ve o anı beklediler.
Öğlen 12:00’de Chen ayağa kalktı ve yüksek sesle "Falun Dafa iyi!" diye bağırdı. Sonra Wang ayağa kalktı ve "Falun Dafa iyi!" diye bağırdı. Gardiyanlar ve işbirlikçiler koşarak Chen ve Wang'ın üzerine atlarken, 200'den fazla uygulayıcının geri kalanı ayağa kalktı ve "Falun Dafa iyi, Falun Dafa doğru Fa!" diye bağırdılar. Uygulayıcılar daha sonra saygı işareti olarak ellerini göğüslerinin önünde birleştirdiler ve "Shifu'ya mutlu bir Sonbahar Ortası Festivali diliyoruz!" diye bağırdılar. Sanki grubun sesi yemek salonundan çıkıp evreni doldurdu ve şeytanları yok etti.
O anda, gardiyanların hiçbiri ne yapacağını bilemedi ve kısa bir süre öylece durdular. Daha sonra Chen ve Wang gardiyanların ofisine götürülürken diğer uygulayıcıların hücrelerine geri dönmelerine izin verildi. Beni izleyen işbirlikçi, "Tatillerde hepimiz en yakınlarımızı özleriz. Bugün Sonbahar Ortası Festivali ve Shifu'nuzu neden selamlamak istediğinizi anlayabiliyoruz." Shifu'nun insanların kurtarılmasını engelleyen unsurları ortadan kaldırdığına inanıyorum.
Wang o öğleden sonra atölyeye geri geldi. Bana baş gardiyanın onu dövmediğini söyledi ama yemek salonunda yaptığı şeyi yapmak için neden inisiyatif aldığını sormuştu. Wang ona bir hikaye anlattı: "2004 yılında ciddi bir araba kazası geçirdim ve ölümün eşiğindeydim. Falun Dafa ile karşılaştım ve iyileştim. Shifu o gün hayatımı kurtardı ama ben burada baskı altında uygulamadan vazgeçtiğime dair bir bildiri imzaladım. Shifu'ya ihanet ettim ve bugün en içten dileğimi haykırmak zorundaydım."
Şaşkınlık içinde baş gardiyan ona "İfadeni geri çekebilirsin" dedi.
Wang daha sonra yemek salonunda gardiyanlar üzerine çullanıp başını yere eğdiğinde, "Sanki diğer boyutlardaki kötü varlıklar başımı sıkıca sarmış gibi hissettim. O anda, Shifu kafamı çeliğe çevirdi ve kafamı salladığım anda tüm kötü unsurlar küle dönüştü." dedi.
Akşam yemeği saatinde Chen'i yemek salonunda gördük. Bize gardiyanların onu da rahatsız etmediğini söyledi.
O gece çok canlı bir rüya gördüm. Güneşin bana neredeyse dokunabileceğim kadar yakın olduğu garip bir yere gittim. Güneş sıcaktı ama insanlar alemindeki gibi göz kamaştırıcı değildi. Bana gülümseyen şefkatli bir baba gibiydi. Bu yerde tüm bitkiler ve ekinler zümrüt yeşiliydi; hava saf ve temizdi ve nefes aldığımda tazelik varlığıma nüfuz ediyordu. Bunun beni cesaretlendiren Shifu olduğunu biliyordum.