(Minghui.org) Kıskançlığı fark etmek her zaman kolay değildir ve diğer takıntıların altında saklıdır. Son zamanlarda, uygulayıcıların gizli kızgınlık ve kıskançlıklarını nasıl keşfettiklerini ve ortadan kaldırdıklarını paylaştıkları makaleler okudum. Bu iki takıntıya sahip olmadığımı düşünüyordum, ancak kendime daha derinlemesine baktığımda durumun böyle olmadığını fark ettim.

Aile Üyeleri Arasındaki Sevginin Ardındaki Gizli Kıskançlık

Kardeşim anne babamın evinden taşındığında, çiftlik araçları, tarlalar ve süt inekleri de dahil olmak üzere mülklerinin çoğunu ona ve eşine devrettiler ve arazilerinin sadece küçük bir kısmını kendilerine ayırdılar. Yerel geleneklere göre, aile mülkiyeti oğula geçer. Bu kadar çok şey aldıktan sonra, kardeşim oldukça varlıklı olmasına rağmen annem onlara nakit olarak on bin yuan verdi. Öte yandan annem ve babam çok tutumlu yaşardı.

Küçük kız kardeşim ve ben annemize kızmıştık ve babama şöyle yakınmıştım: “Neden kardeşime bu kadar çok para veriyorsun? Yaşlandığınızda kendinize yetecek kadar paranız olmayacak! Gelininiz o kadar önemsiz ki, tıbbi tedavi için bir kuruş harcar mı? Dikkatli olmalısınız!”

Kız kardeşimin ailesi ile erkek kardeşimin ailesi arasında iyi bir ilişki yoktu ve ben her zaman ailemin onu kayırdığını hissederdim. “Onlara bu kadar çok para vermemelisin,” diye babamı uyardım. “En küçük kızına yardım etmelisin çünkü ailesi işlerini yürütmek için borç para almak zorunda. Gelinin sana çok kötü davranıyor ve ben çok uzakta yaşıyorum. Yaşlılığında kime güvenebilirsin?”

Görünürde aile sevgisi konusunda endişeliydim. Annem ve babamın yaşlılıklarında tıbbi bakım için paraları olmazsa acı çekeceklerinden endişeleniyordum. Kız kardeşimin ailesine zor bir hayat yaşadıkları için acıyordum. Ancak daha derinlere indiğimde, erkek kardeşimi ve yengemi kıskandığımı fark ettim.

Bana göre kardeşim ve karısı sadece kendi kişisel çıkarlarını düşünüyorlardı ve aileme karşı nankörlük

ediyorlardı, buna rağmen ailem onlara çok para veriyordu. Kız kardeşim ve ben, ebeveynlerimize karşı saygılı ve sadık davrandık, ancak ikimiz de elimiz boş döndük. Benim yeterince param vardı ve aileme bayramlarda ve doğum günlerinde para veriyordum. Tek kelime etmememe rağmen, kardeşimin anne babama nadiren para vermesi beni üzüyordu. Ama ailemin onlara verdiği para benim param değil miydi?

Bir gün küçük kız kardeşimin ailesi maddi sıkıntıya girdi. O ve kocası işlerini devam ettirebilmek için borç para almak zorunda kaldılar. Ailem onlara bir kuruş bile borç vermedi ama kardeşimin ailesine borç verdiler! Ailemi anlayamıyordum. Görünüşte kardeşimi savunuyordum ama gerçekte kıskanıyordum.

Kızgınlığımın Arkasındaki Saklı Kıskançlık

Kız kardeşim ve ben çocukken kalp hastasıydık. Evlenmeden önce babam kız kardeşimi büyük bir hastaneye götürdü ve orada kalp rahatsızlığı tedavi edildi, ancak bana herhangi bir tedavi uygulamadı. O zamanlar babamdan korkuyordum ve sessiz kalıyordum. Ama bunu her düşündüğümde ona kızgın hissediyordum. Sonunda kalp hastalığımı iyileştirmek için Falun Dafa uygulamaya başladım. Daha sonra bunu düşündüğümde, bunun bu şekilde ayarlanmış olduğu sonucuna vardım. Xiulian uygulamaya ve Fa'yı öğrenmeye başladığımda, bu kızgınlığı ortadan kaldırmak için xiulian uygulamam gerektiğini fark ettim.

İçime baktığımda, kız kardeşimi kıskandığımı fark ettim. Elbette onun kalp hastalığının iyileşmesinden dolayı mutluydum ama babam tarafından haksızlığa uğradığımı hissediyordum. Bir gün, bir uygulayıcı arkadaşım bana tekrar düşünmemi tavsiye etti ve aşağıdakilere dikkat çekti:

1. Babam beni doktora götürmemişti çünkü ailemin buna gücü yetmiyordu. Bu açıdan bakıldığında, ona kızmak için hiçbir neden yoktu.

2. Kız kardeşim ve ben kalp hastası olsaydık ve babam ikimizi de tedaviye götürmeseydi, ona karşı herhangi bir kızgınlık hissetmezdim.

Buradan, bu konuda babama duyduğum kızgınlığın iki yönü olduğunu anladım: Babam beni değil, kız kardeşimi tedavi ettirmişti. Bir tarafta kızgınlık, diğer tarafta kıskançlık vardı.

Kişisel Çıkarların Arkasındaki Gizli Kızgınlık

Kayınpederim ölmüş olan kocamın tıbbi masrafları için birkaç bin yuan ödedi. Kocamın ölümünden sonra kayınpederime evimizi verdim ve küçük çocuğumla birlikte annemin evine taşındım. Kocam ve benim 13 hektarlık tarım arazimiz vardı, bunun on hektarı kayınpederimin hediyesiydi. Kocamın ölümünden sonra kayınpederim on hektarlık tarım arazisini geri aldı. Geriye kalan üç hektarlık arazi yaşadığım yerden uzakta olduğu için kayınpederim bu arazide çiftçilik yapıyordu. Yılbaşında oğlumla birlikte onu her ziyaret ettiğimde bana kira olarak yaklaşık 200 yuan verirdi. Daha sonra arazi fiyatı arttı ama yine de bize sadece 200 yuan verdi. O zamanlar geçim sıkıntısı çekiyordum, mutsuzdum ve kayınpederime kızıyordum. Ondan kira istemeyi bıraktım ve kayınpederim öldükten sonra araziyi geri almayı düşündüm. Ancak bu gerçekleşmeden önce, kayınpederim bana ait olan üç dönüm de dahil olmak üzere 13 dönümlük arazinin tamamını ikinci kızı olan görümceme hediye etti.

Görümcemin ailesi oldukça zengindi. Arazimi aldığında bundan hiç bahsetmedi. Öfkeyle oğluma onu aramasını ve üç hektarlık araziyi geri istemesini söyledim. Bir süre düşündükten sonra oğlum şöyle dedi: “Unut gitsin. Eğer araziyi geri istersek, bu sadece bir çatışmaya yol açacaktır. Çok fakir olduğumuz zamanlarda üç hektarlık arazi olmadan da hayatta kalabiliyorduk. Şimdi bir işim var ve para kazanıyorum. Bu o kadar da önemli değil. Kayıp yoksa, kazanç yok. Sakin olmalısın.”

Shifu'nun Fa'sını düşündüm. Herhangi bir çatışmaya neden olmak istemediğim için konudan bir daha bahsetmedim. Ancak yine de kişisel kazanca olan takıntımı tamamen bırakmamıştım.

Arazi fiyatları yükseldiğinde kendimi yine huzursuz hissettim ve şöyle düşündüm: “Üç dönümlük arazinin kirası önceden birkaç yüz yuan iken şimdi yılda 3.000 yuan alabilirdim. Tüm bu yıllar boyunca, bu topraktan elde edilen verim yaklaşık 20.000 yuan olacaktı. Arazi benim, neden görümceme vereyim ki? Oğluma bu konuyu tekrar sorduğumda şöyle dedi: “Kendi haline bırak ve doğal akışını izle. Eğer bir şey seninse, onu kaybetmezsin. Eğer o sana ait olan bir şeyi alırsa, sana De (erdem) verecektir. Adil bir fiyat.”

Fa'yı çalıştığımda, bunun kişisel kazanca olan takıntım ve kızgınlığımı ortadan kaldırmak için bir fırsat olduğunu anladım. Sonunda 20 yılı aşkın bir süredir beni rahatsız eden bu “toprak meselesinde” kişisel çıkarlara olan takıntımı ve kızgınlığımı bir kenara bırakmayı başarmıştım. Bu insan dünyasındaki tüm maddi kazançların sadece geçici olduğunu ve bu dünyaya canlı varlıkları kurtarma misyonuyla geldiğimi anladım. Gerçek dileğim Shifu'ya Fa-düzeltmesinde yardım etmek ve gerçek evime dönmek. Başıma gelen her şey, tamamlanma yolundaki xiulian uygulamamda bana yardımcı oluyor.

Geçenlerde oğlum, “Teyzem üç dönümlük araziyi aldığında, bunun haksızlık olduğunu düşündün. Görünüşte bu kişisel kazanca olan bir takıntı ama arkasında kıskançlık vardı, öyle değil mi?” Daha önce hiç böyle düşünmemiştim. Gerçekten de kıskanmıştım! Eğer görümcemin ailesi fakir olsaydı ve araziyi alsaydı, kendimi huzrusuz hissetmez, paraya ihtiyacı olan herkese yardım ederdim. Ama o zengindi ve bana ait olan arazi ona verilmişti! Öfkeyle toprağımı ona vermek yerine devlete vermeyi bile düşündüm. Bu kötü bir düşünce değil miydi?

Fa'yı çalışarak ve diğer uygulayıcılarla paylaşımda bulunarak şu gerçeğe ulaştım: eğer biri fakirse, kıskançlık hissetmem - hatta ona acırım. Fakat görümcem zengin olduğu için onu kıskandım. Gerçekten de herkese karşı hoşgörülü davranan iyi bir insan değildim.

Kıskançlığı ortadan kaldırmak için çalışmaya devam edeceğim. Kıskançlığı ortadan kaldırmadan gerçek bir merhamete sahip olamam. Kıskançlık kendimizi geliştirmemizi ve daha yüksek seviyelere ulaşmamızı engeller. İçimde daha derinlere bakacağım, diğer takıntıların arkasında gizlenmiş kıskançlığı ortaya çıkaracağım ve onu ortadan kaldıracağım.

Merhametli işaretleriniz için teşekkür ederim, saygıdeğer Shifu! Özverili yardımlarınız için teşekkür ederim, uygulayıcı arkadaşlarım!