(Minghui.org)

Ah, Orta Krallık, sevdiğim ülke...

Sen benim indiğim ve büyüdüğüm yersin.

Değerli kültürünüz, değer verdiğim şey,

Beş bin yılın kristalleşmiş bilgeliği.

Şafakta kalkarız, gün batımından sonra dinleniriz.

İlkbaharda şeftaliler tomurcuklanır, sonbaharda ise anneler gelir.

Erkeklerimiz tarlada çalışıyor, kadınlarımız tezgahta dokuma yapıyor,

Çocuklar oynar, nezaketi bilmek tüm güzel şeylerin çiçek açmasını sağlar.

Evlerimiz temiz ve havadar, elbiselerimiz sade ve derli toplu;

Saygı çiftlerimizi bağlar, çocuklarına rehberlik eder.

Boş zamanlarımızı satrançla, müzikle, resimle dolduruyoruz.

Süzülen bulutların altında, göl kenarındaki köşklerde.

Bizim akıllı adamlarımız alçakgönüllü ve adildir.

Eskileri onurlandırırlar, cennete ve kadere kulak verirler,

Evleri düzen içinde, ülkeleri huzur içinde tutun.

Sanatta ve savaşta yetenekliler, Yol'u takip ederler.

Ah, Orta Krallık, kutsal vatanım—

Geçmiş günlerin hikayeleri seni aklımda tutuyor.

Ey Orta Krallık, seni arzuluyoruz—

Birçok bilge adam için tavrınız ilham kaynağı olmuştur.

Zaman çevik beyaz bir at gibi dörtnala koşuyor,

Tepeler ve akarsular değiştikçe yıldızlar göğe doğru döner.

Ormanlar altın toprak boyunca sonsuzluğa uzanıyor,

Kadim dostlarımızın evleri hala ayakta ve varlığını sürdürüyor.

Basit, saf tavırlarımız artık belirsiz bir anıdan başka bir şey değil;

Yol arkadaşları arasında sadece bir sıcaklık hayaleti kaldı.

Halkımız bir zamanlar Maitreya adını kutsamıştı.

Şimdi Dafa cennete götürüyor ama insanlarımız görmüyor.

Xi'an'ın kuleleri, antik saray duvarları...

Peki bir zamanlar bu koridorlarda dolaşan Tang Taizong nerede?

Pekin'in tapınakları, büyük Tao'ların tapınakları—

Yaşamı, ölümü, yeniden doğuşu kim anladı?

Ah, Orta Krallık veya Orta Ova geniş—

Sayısız gezgin sınırlarınız geçti.

Ah, Orta Krallık, bir gezginin evi—

Tüm yolculukların başlangıcı, yolculuğumuzun sonu.