1996 yazında Falun Dafa uygulamaya başladım, şimdi 68 yaşındayım. Ben köyde yaşıyorum. Falun Dafa uygulamaya başlamadan önce, birçok hastalıktan dolayı acı çekiyordum ve yaşamak için daha fazla zamanım olmayacak gibi görünüyordu. Shifu’nun merhametli kurtarışı olmasa, bugüne kadar hayatta kalamazdım. Falun Dafa’nın yardımıyla zihinsel ve fiziksel sağlığımı geri kazandım ve hastalık ıstıraplarını geride bıraktım. Bunun için Shifu’ya sonsuz minnettarım.

Burada Shifu’nun öğrencilerini nasıl koruduğunu, kendi deneyimlerimden anlatmak istiyorum.

Temmuz 2000’de sıcak bir yaz gününde şehir hapishanesinde acımasızca tutulan ve işkence gören 100’den fazla uygulayıcıdan biriydim. Kol ve bacaklarımızı gererek sıcak beton zeminde yüzüstü sürünmeye zorlandık.

Polis, güvenlik görevlileri ve gözaltı merkezi müdürü, beş veya altı mahkuma, ellerinde metal kamçılarla bizi takip etmesini emrettiler. Uygulayıcılar karınlarını her zaman zeminin üzerinde tutmaya zorlanmışlardı. Polis mahkumları karnı yere değeni dövmeye zorladı.

Sekiz gün boyunca hiçbir şey yememiştim fakat aç değildim ve duygusal olarak da iyi durumdaydım.

Shifu’nun şu sözleri zihnimde belirdi:

"Bazı uygulayıcılar şöyle dedi: “Korkacak ne var? Kafamı kesseler bile vücudum burada oturmaya devam edecek.” (Daha İleri Yükselmeler İçin Esaslar l, “Büyük İfşa”)

Bunun üzerine ayağa kalktım ve bağırarak dedim ki: “Uygulayıcılar ayağa kalkın! Biz Dafa öğrencileriyiz. Biz Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü uyguluyoruz ve iyi birer insan olmak için çabalıyoruz. Yanlış bir şey yapmadık. Biz bu şekilde zulüm görmemeliyiz.”

Daha sonra polis memuru mahkumlara beni yere düşürmelerini emretti. Geniş omuzlu ve kalın belli bir adam tüm gücüyle beni dört kez kırbaçladı.

Acıdan hareket edemeyeceğimi düşündüler. Ama onlar birkaç adım yürüdükten sonra ayağa kalktım ve sözlerimi tekrarladım. O anda korkmuyordum. Gözaltı merkezinin müdürü öfkeyle bağırdı ve dört tutukluya beni sert bir şekilde kırbaçlamak için kollarımı ve bacaklarımı yere bastırmalarını emretti. Sonra bana kırbaçla üç kez vurdular.

İlk başta birazcık acı hissettim, ama sonra acıyı hissetmiyordum. Kullandıkları kamçı 1,80 m uzunluğunda, şeker kamışı kadar kalın ve muazzam ağırlığa sahip üç metal telden oluşuyordu.

Bana vuran adam yoruldu, ağır nefes alıyordu. “Sana vurmak istemiyorum” dedi. “Ama yapmazsam, bana vuracaklar.”

“Ben bir Dafa uygulayıcısıyım” diye cevap verdim. “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü uyguluyorum ve iyi bir insanım. Senden nefret etmeyeceğim.” Sonunda, adam, kısa kısa nefesle, gözaltı merkezinin müdürüne döndü ve “Müdürüm çok yoruldum, devam edemeyeceğim” dedi.

Kamu güvenlik müdürlerinden biri, “Kırbaç ağır” dedi. “Bir ağaç dalı kullanın ve kırılana kadar vurun.”

Ağaç dalı ile vurduklarında, ilk üç vuruşta biraz acı hissettim, hepsi bu kadardı. Bundan sonra hiç acı hissetmedim. Mahkum çok uzun bir zaman bana ağaç dalı ile vurdu. Sonunda o kadar çok bitkin düştü ki artık dalı sallayamadı bile. Kesik kesik nefes alırken gözaltı merkezinin müdürüne bana daha fazla vuramayacağını söyledi. Sonra hapishane müdürü “Üçüne birden vurun!” dedi. Diğer iki uygulayıcının Shifu’nun koruması altında herhangi bir acı hissetmeyeceğini düşündüm.

Baş mahkum artık vahşete dayanamadı. Polisler gider gitmez mahkumlara dedi ki: “Dalı yere vurun, sonunda kırılacak.”

Mahkumlar söylediğini yaptı, dal parçalandı. Mahkumlardan biri müdüre bağırdı, “Dallar kırıldı, artık onları kullanamıyoruz.”

Temmuzdu ve güneş yakıyordu. Beton zemin, alev almış gibi çok sıcaktı. Polis komutanı, uygulayıcıları güneş batıncaya kadar dışarıda kalmaya zorladı. Müdürlerden biri “Üç tur boyunca onlara başlarının tepesinden başlayarak vur! Kimin ısrarla [Falun Dafa] uygulamaya devam edeceğini görelim” dedi.

İlk uygulayıcıyı üç kere dövdükten sonra, gözaltı merkezi müdürü uygulayıcıya “Uygulamaya devam edecek misin?” diye sordu. Uygulayıcı: “Evet! Evet! Evet!” diye bağırdı. Sözleri tüm kampta yankılandı.

Bu uygulayıcının sesi, 100’den fazla uygulayıcının birlikte, içlerinden bağırışıydı. Güçlü sözleri doğru düşüncelerden oluşuyordu ve kötülüğü sarstı. Sonuçta, yumruklar durdu.

Hapishanedeki izleme odasından bir kişi daha sonra, kullanılan kamçıların insan etini parçalayabileceğini söyledi. Fakat ben hiçbir yerimde herhangi bir acı hissetmedim ve vücudumda darbelerden hiçbir iz yoktu.

Shifu’nun öğrencileri için her şeye dayandığını derinden anladım. Shifu bizi her an koruyor. Bu aynı zamanda Falun Dafa’nın insan dünyasındaki harika bir tezahürüdür. Bir Dafa öğrencisi olarak, yüce, merhametli Shifu’ya çok minnettarım.

Yirmi iki yıl geçti ve çok sayıda işkenceye ve birçok sıkıntıya maruz kaldım. Ancak yine de büyük bir kararlılıkla uygulamama devam ettim.

Bir Fa-düzeltmesi dönemi Dafa uygulayıcısı olarak, her zaman içime bakacağım, kendimi iyi geliştireceğim ve üç şeyi iyi yapacağım.

Shifu, merhametli kurtarışınız için teşekkür ederim.


Çince versiyonu: http://www.minghui.org/mh/articles/2018/5/16/师父对弟子的保护-366605.html