Mencius veya Mengzi (M.S. 372-289), Çin tarihindeki en ünlü filozoflardan biridir. Bir defasında, “Xia, Shang ve Zhou hanedanlıklarının üçü de iyilikle saltanatı kazandı ve iyi olmayarak da kaybettiler. Aynı neden, devletlerin parçalanmasını ve gelişmesini, korunmasını ve mahvolmasını belirledi.” demişti. Aynı zamanda şöyle demişti, “Eğer bir imparator iyiliksever değilse, saltanatı onda kalması için koruyamaz. Eğer Devletin başı iyiliksever değilse, atalarına ait tapınağı koruyamaz. Eğer bir bilgin veya sıradan bir adam iyiliksever değilse, kol ve bacaklarını koruyamaz.”

“Bugünlerde insanlar ölümden ve yıkımdan korkuyorlar, ve hala iyiliksever olmamaktan zevk alıyorlar – bu tıpkı içki içmekten nefret eden birinin şarap içmeye devam etmesi gibidir.” [1]

Antik Çinliler ahlaki prensiplere değer vererek, bir kişinin kendi etrafını etkileyebileceğine ve çevresiyle huzur ve uyum içinde yaşayabileceklerine inanırlardı. Eğer tüm toplum bu şekilde davranırsa, ülke kesinlikle refah içinde olacak ve toplum varlıklı ve barış içinde olacaktır.

Yanzi’nin Kral Zhuang’a ve Kral Jing’e Önerisi

Yanzi (M.S. 578-500), Çin birçok küçük ülkeye bölündüğünde, Chun ve Qiu döneminde ünlü bir politikacı ve diplomattı. Qi Kurallığının Kralı Zhuang, Jing Krallığına saldırmak istedi. Yanzi’ye önerisini sordu. Yanzi, “Bu yapılmamalı. Zaten çok var, ve siz daha çok istiyorsunuz. Sürekli büyüme arzuluyorsunuz, kibrinizin büyüdüğü gibi. Çok şeye sahip olan ve hala fazlasını isteyen kişi kendisine tehlike getirecektir.”

Yanzi’nin sözlerini duyan Kral Zhuanf çok mutsuz oldu. Böylece, Yanzi görevinden ayrıldı ve kırsala yerleşti.

Kral Zhuang, Jin’e zorla saldırdı ve kısa bir zafer elde etti. Aynı zamanda Ju’ya saldırdı. Fakat bir yıl sonra, Kral Zhuang kendi bakanlarının biri tarafından öldürüldü.

Jing Kralı Lu’ya saldırmak istediğinde, Yanzi tavsiyesini verdi, “Lu kralı iyiliksever ve dürüst. Halkı tarafından çok seviliyor. Böyle bir ülkeye saldıran bir kişi kendisine sadece uğursuz bir tehlike çekecektir. Aynı zamanda duydum ki, sadece ülkesini sabit tutacak ve halkını mutlu edecek yüksek erdeme sahip bir kral, bir savaş gerçekleştirebilecek bir orduyu yetiştirebilir.” Jing Kralı Yanzi’nin tavsiyesini dinledi ve Lu’ya saldırmadı.

Zhanghua Sarayı Hakkında Wuju’nun Yorumu

Chu Krallığının Kralı Ling büyük bir saray inşa edilmesini emretti. Birkaç yıl sürdü ve çok insan gücü aldı, neredeyse ülkenin hazinesini boşalttı. Zhuanghua Sarayı tamamlanınca, Kral Ling ve tüm bakanları sarayın yüksek kulesine çıktılar.

King Li, “Ne kadar güzel bir kule!” dedi. Wuju, bakanlarından biri, krala, “Bilge bir kral erdemlidir ve saygı görür. Halkının memnun ve mutlu olmasından zevk alır, yüksek erdemli olanlardan tavsiye alır, ve uzaklardaki insanlar ona erdemli itibarından dolayı sadakat duyacaklardır.” dedi.

“O, bu kadar güzel oyma sütunlar ve boyanmış kirişler inşa etmeyi veya geniş bir orkestradan çıkacak eğlenceli yüksek sesli bir müziği, veya göze hitap eden güzel sahneler ive lüks mobilyaları düşünmez.”
“Güzel bir saray inşa etmek ne iyiliği yapabilir, diğer yandan ülkenin hazinesini boşaltırken? Bir kişinin çok fazla bencil arzuları varsa, onun iyiliği ve adaleti mutlaka azalır. Eğer majesteleri bu kulenin güzel olduğunu düşünüyorsa, korkarım ki ülkeniz tehlikededir.”

Wuju’nun uyarısı dört yıl sonra gerçekleşti, Kral Ling kardeşi ve diğer saltanat yetkilileri tarafından tahttan indirildiğinde. Kendisini bir sığınağa astı.

Kral Mu Çiftçilerden Özür Diler

Qin Krallığının Kralı Mu’nun her çeşit ünlü atı muhafaza ettiği bir çiftliği vardı. Bir gün birkaç at kaybolmuştu. Çiftlikte görevli yetkili çok korkmuştu. Kralın ona kesinlikle çok kızacağını ve idam edeceğini düşündü. Yetkili her yeri aradı ve sonunda kasabanın yanında at kemiklerine benzer objeler buldu. Kasabalıların atları öldürüp yediklerini düşündü. Kasabadaki üç yüz çiftçiyi tutukladı ve onları krala götürdü.

Yetkili Kral Mu’ya çiftçilerin atları yediğini ve idam edilmeleri gerektiğini söyledi. Kral Mu’nın kızmamasına çok şaşırdı. Çiftçilerden özür diledi ve onları eve yolladı.

Birkaç yıl sonra, Kral Mu başka bir ülkeyle savaştaydı. Ordusunun etrafı sarılmıştı ve yenilmek üzereydi. Kral Mu’nun kendisi de tehlikedeydi. O kritik saniyede, küçük bir atlı birlik düşman çizgisini geçti ve Kral Mu’nun ordusuyla yan yana savaştı. Atlı birlikler cesurca savaştı, ve düşmanı yendiler. Kral Mu güvene alınmıştı. Atlı birliklere minnettardı ve kim olduklarını sordu. Birlikler Kral Mu’nun atlarını yiyen çiftçiler olduklarını söylediler.

Kral Mu’nın affediciliği ve iyilikseverliği sonunda onu bile kurtarmıştı.

[1] James Lee tarafından The Mencius’dan alınmıştır.

Çince metin: Çince Metin İçin tıklayınız