(Minghui.org) 25 yaşındayım ve Çin'deki çoğu genç gibi benim de çok küçük yaşlardan beri Çin Komünist Partisi (ÇKP) tarafından beynim yıkanmıştı. Eskiden, yozlaşmış ÇKP’nin ahlaki standartlarından derinden etkilenen radikal bir komünist destekçiydim.

Ancak, 2015 yılında vicdanımı uyandıran Falun Dafa'yı (Falun Gong olarak da adlandırılır) uygulamaya başladım. ÇKP'nin kötülüğünü tanıdım ve ahlaki karakterimi geri kazandım. Umarım hikayem Çin'deki komünist takipçileri de uyandırır.

Çin'de doğup büyüyen benim yaşımdaki insanların beyinleri ÇKP'nin telkiniyle yıkandı. ÇKP'nin gerçek doğası olan nefret ve cehalet, vatanseverlik adına kalbimize işlendi. İlkokulda, ben ve arkadaşlarım resim yapmayı severdik. Tek yaptığımız Japonları öldürme resimleriydi. Çin dışındaki insanlar hayal bile edemezler, ama bu ÇKP'nin eğitimi olan –şiddetin - sonucudur.

2008 Pekin Olimpiyat Oyunları ben ortaokuldayken yapıldı. Radikal milliyetçilik o zaman Çin'de doruğa ulaşmıştı. Tibetlilerin ve Uygurların diğer ülkelerdeki Olimpiyat Meşalesi rölesinde protesto ettiklerini gördüğümde, polis onları durdurmadığını görünce öfkelendim. Her türlü çevrimiçi forumda demokrasi eylemcilerine karşı savaşmaya başladım. O zamanlar sadece ÇKP'nin bir destekçisi değil, aynı zamanda bir “savaşçı " idim. ÇKP'yi rahatsız eden herkesin dövülmesi, ÇKP'nin Tayvan'ı işgal etmesi ve Çin ile ABD arasında bir savaş olacağı gibi şeylere inanıyordum.

Tarih ve siyaset bilimi derslerinde öğretilen komünizm iddialarını tamamen kabul ettim ve bu derslere çok çalıştım. ÇKP'nin politikalarını ve "kapitalist sistem yakında çökecek" gibi politik sloganlarını akıcı bir şekilde ezbere okuyabiliyordum ve bu derslerden yüksek puanlar aldım.

Sonuç olarak, değerlerim ve düşünme şeklim bu tür eğitimden kötü etkilendi. Öğretilmeden, sosyal olguları ve tarihi analiz etmek için ÇKP'nin ideolojisini ve felsefesini nasıl kullanacağımı öğrendim. Başkaları Çin toplumundaki kaosu eleştirdiğinde ÇKP'yi nasıl savunacağımı buldum. “Bilgeliğim” ile gurur duyuyordum, çünkü bunu kendi başıma çözdüğümü düşünüyordum. Hatta insanları ÇKP'yi eleştirmemeye ikna edecek bir kitap yazmayı bile düşünmüştüm.

Şüphe Geliştirme

Lise eğitimi de aynıydı. Bize öğretilen tek şey ÇKP'yi övmekti. Bazı öğretilerin sahte olduğunu fark etsem de, yine de kendimi onları kabul etmeye zorladım. Materyalist bir şekilde eğitilmemiz, maddi şeylere değer vermemi sağladı. Ahlakın gerçek olmadığını, elle tutulamaz olduğunu ve yönetim sınıfının bunu insanları kandırmak için kullandığını düşündüm. Sadece maddi şeylerin gerçek olduğuna ve herhangi bir davranışın kişisel kazanç ile sonuçlandığı sürece iyi olduğuna inandım.

11. sınıfta, ÇKP'nin tarihini ve mevcut Çin toplumunu doğru anlayan harika bir tarih öğretmenim vardı. Sık sık bizi kendimiz için düşünmeye ve ders kitaplarındaki öğretilere meydan okumaya teşvik etti. Onun rehberliğinde birçok tarih kitabı okudum ve bana söylenen birçok şeyin yanlış olduğunu görünce şaşırdım. ÇKP bize 1948'den önce Çin toplumunu yaşayan bir cehennem olarak resmetti, ancak insanların konuşma özgürlüğü vardı; Çin'in Kore savaşına katılımı haklı gösterilemez; ÇKP'nin siyasi hareketleri milyonlarca insanı öldürdü; ve bunun gibi. ÇKP'nin tarihi yanlış tanıttığını fark ettim.

Yavaş yavaş uyandım ve ÇKP'nin zihnimdeki imajı parçalanmaya başladı. Siyasi beyin yıkamaya direnmeye başladım. O zamandan beri, ÇKP'den herhangi bir siyasi bilgi aldığımda, ilk önce şüphe ediyordum. Gerçeği bulmaya ve kendi doğrumu bulmaya çalışıyordum.

Ama sonuçta, zihnim uzun yıllar ÇKP'nin ideolojisi tarafından işgal edilmişti ve Çin'de kötü bir sansür uygulanıyordu, bu yüzden bazı gerçekleri öğrenmiş olmama rağmen ÇKP'nin gerçek yüzünü hala göremiyordum. ÇKP'den hala umudum vardı. Diktatörlüğün geçici olduğunu ve ÇKP’nin ekonomiyi geliştirebildiği sürece Çin'in yavaş yavaş demokrasiye sahip olacağını düşündüm.

Şok Olmak

Üniversitede Falun Dafa'yı uygulamaya başlayana kadar böyle yanılsamalar yaşadım.

İkinci sınıftayken bir öğrenci organizasyonunun yetkilisi oldum. Uğraştım ve çok çalıştım. Stresten dolayı kötü uykusuzluk yaşıyordum. Bir gece yataktan fırladım. Birdenbire, annemin Shifu Li Hongzhi'nin (Shifu Li, Falun Dafa'nın kurucusu) derslerinin ses kayıtlarını cep telefonuma kaydettiğini hatırladım. Annem bir Falun Gong uygulayıcısıdır.

Küçükken, kısa bir süre onunla Falun Gong egzersizlerini yapmıştım. Falun Gong’u gerçekten uygulamamama rağmen, bunun iyi olduğunu biliyordum. ÇKP'nin Falun Gong'a karşı zulmünü biliyordum, ama nedenlerini bilmiyordum - bilmek de istemiyordum. O gece uyuyamadım, bu yüzden dersleri dinlemeye karar verdim.

Şaşırtıcı bir şekilde, dersleri dinlerken uykuya daldım. Shifu Li, kişinin kendini nasıl geliştireceğinden bahsetti. İçeriği doğru ve olumluydu ve kendimi güvende ve rahat hissettirdi. Tüm endişelerim ortadan kalktı, bu yüzden uykuya dalabildim. O zamandan beri her gece dersleri dinledim ve daha fazla uykusuzluk yaşamadım.

Birçok kez dersleri tekrar dinledim. Onlardan hayatın gerçek amacının ne olduğunu, neden iyi bir insan olunması gerektiğini, nasıl iyi bir insan olunacağını ve yaşamların nereden geldiğini öğrendim. Evrenin gizemleri ve insan dünyasındaki karmik ilişki gibi diğer sorularım da derslerle cevaplandı. Falun Gong'u uygulamaya karar verdim, çünkü gerçek benliğime geri dönmek istiyordum.

Küçüklüğümden beri sindirim sistemimle ilgili problemlerim vardı. Midemde birçok yiyeceğe karşı hazımsızlık problemi yaşıyordum ve sık sık kusuyordum. Uygulamaya başladıktan kısa bir süre sonra, artık sindirim problemim yoktu.

Daha da önemlisi Dafa'nın Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini öğrendim. Bu daha önce kimsenin bana öğretmediği bir şeydi. Günlük hayatta bu ilkeleri takip etmeye çalışıyorum. Kavga etmiyorum ve diğer insanlarla ilişkim uyumlu bir hale geldi. Artık önemsiz şeyler için endişelenmiyorum. Zorluklar ve sorunlar karşısında, Zhuan Falunu (Falun Gong'un ana kitabı) sakince okuduğum sürece her zaman bir çözüm bulabilirim. Birçok takıntıyı bırakabiliyorum ve seviyemi geliştirebiliyorum. Zhuan Falun, ne kadar meşgul olsam da, her gün okumam gereken bir kitap haline geldi.

Sonra yüzleşmem gereken bir soru vardı. Falun Dafa çok iyi, ama neden ÇKP tarafından zulüm görüyor? ÇKP'nin propagandası doğru mu? Cevapları internetten aradım. Sansürü kırdım ve Çin'de halka açık olmayan çok fazla bilgi buldum. Minghui web sitesindeki uygulayıcıların makaleleri, uygulamadan nasıl fayda gördüklerini anlatıyordu. Bunlar Falun Dafa'nın erdemli ve zulmün yanlış olduğuna dair inancımı pekiştirdiler.

Ayrıca ÇKP'nin Falun Gong'a saldırmak için kendini yakma gibi birçok yalan yayınladığını da gördüm. Zulmün vahşetini gördüm. Birçok uygulayıcı fiziksel işkence nedeniyle vefat etmişti. Canlı uygulayıcılardan devlet onaylı zorla organ toplanması konusunda sağlam kanıtlar gördüm. Falun Gong uygulayıcılarını savunan Çinli insan hakları avukatlarının yaşadığı zulmü gördüm.

Gerçek şu ki bütün bunlar ÇKP hakkında daha derin düşünmemi sağladı. Falun Gong'a karşı zulüm, onun tarihte işlediği tek suç mu? Böylece, komünist partinin tarihini Paris'teki başlangıcından, Sovyetler Birliği dönemine, ÇKP'nin sayısız siyasi hareketine, demokrasi eylemcilerini bastırmasına, sansüre, beyin yıkamaya ve batı toplumuna sızmasına kadar okumaya başladım.

Komünistler Çin'e ve dünyaya sayısız felaket getirdiler. Ama pek çok Çinli bunu hiç duymadı. Şok olmuştum! Son on yılda ne öğrendim? ÇKP suç işlerken ne yaptım? Bunun için savaştığımı ve savunduğumu hatırlayarak utandım.

ÇKP'nin kötü doğasını tamamen tanıdım. Bu yüzden The Epoch Times web sitesinde Parti'den ve gençlik örgütlerinden ayrıldığımı duyurdum. Ayrıca ÇKP'yi destekleyen tüm makaleleri sildim ve tüm tarih ve politika ders kitaplarını attım. Uyandım ve ÇKP'den ayrıldım.

Dafa'yı Uygulayarak Parti Kültürünü Temizleme ve Ahlakı Geri Kazanma

Parti'den ayrılmak, Parti'nin telkinlerinden kurtulmak anlamına gelmez. ÇKP ateizmi ve savaş ideolojisini Çin halkının zihnine yerleştirdi ve geleneksel Çin kültürünü yok etti. Her Çinli, diğer toplumlardaki kültürlerden çok farklı olan ÇKP'nin beyin yıkamasından etkilenir.

Ben de ÇKP'nin beyin yıkamasının kurbanıyım. Dafa'da xiulian uygulamaya başlayana kadar bunun farkında değildim. Parti'nin beyin yıkamalarından etkilenen davranışlarım ve konuşmalarım Dafa standardına uymuyordu. Bu benim xiulian uygulamamda büyük bir engeldi. Kendimi düzeltmek ve ÇKP’nin telkinlerini temizlemek için Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkesini kullanmalıyım.

ÇKP'nin beyin yıkamasının en yaygın ve bariz tezahürü, bende kök salmış olan nefrettir. Japonlardan nefret ettim; Amerikalılardan nefret ettim; ÇKP'nin tüm rakiplerinden nefret ettim. Günlük hayatta beni mutsuz eden her şeyden nefret ettim. Sevmediğim insanlara karşı sert davrandım. Bu zihniyet nedeniyle, bir şeyler yapmak için radikal yollar kullandım ve başkalarına, hatta aileme karşı bile sert davrandım.

Bu zihniyet Dafa'nın öğretilerine aykırıdır. Shifu Li, Zhuan Falun'un başında diyor ki:

“Sıradan insan toplumunda insanlar çok küçük kişisel çıkarlar yüzünden birbirleri ile yarışıyor, birbirlerini aldatıyor ve birbirlerine zarar veriyorlar. Bütün bu düşünce şekilleri tamamen terk edilmek zorundadır. Bilhassa bugün gong öğretisini benimseyen kişilerin, özellikle bu gibi düşünceleri terk etmesi gerekir.” (Zhuan Falun, 1. Ders)

Bunu fark ettiğimde, nefret dolu zihniyetten kurtulmaya odaklanmaya başladım.

Örneğin, günümüzde birçok insan yolda sürücü öfkesi sergiler. Sadece bisiklete binmeme rağmen, sürerken öfkeleniyorum. İnsanlar yoluma girdiğinde veya yanlışlıkla bisikletimle çarpıştığında çok kızıyordum. Yüzeyde kendimi kontrol edebiliyordum, çünkü bir Dafa uygulayıcısının hoşgörü ilkesine uyması gerektiğini biliyordum, ama kalbimden başkalarını suçluyordum, bu yüzden gerçekten hoşgörülü değildim.

Bir gün, Zhuan Falun'daki bir paragraf beni uyandırdı. Shifu Li bir hikayede diyor ki:

“Taiyuan Şehrinde Fa'yı ve egzersizleri öğretirken, 50 yaşlarında bir uygulayıcı vardı. O ve eşi birlikte dersime katılmaya geliyorlarmış. Karşıdan karşıya geçerken, yolun ortasına geldiklerinde, süratle bir araba gelmiş ve yaşlı bayanın elbisesi bu arabanın aynasına takılmış. Bayan 10 metreden fazla sürüklenmiş ve ardından da yere savrulmuş. Araba 20 metre daha gittikten sonra durmuş. Şoför çok kızgın bir şekilde arabadan inmiş ve "Nereye yürüdüğünü gözün görmüyor mu?" demiş. Günümüzde insanlar bu şekilde davranıyorlar ve bir problem ile karşılaştıklarında hatalı olup olmadıklarına bakmaksızın, hemen sorumluluk almaktan kaçıyorlar. Arabadaki yolcu: "Bayanın durumunun nasıl olduğuna bir bak. Onu hastaneye götürelim" demiş. Şoför o anda kendine gelerek: "İyi misiniz bayan? Yaralı mısınız? Sizi hastaneye götüreyim, bir baksınlar." demiş. Bu uygulayıcı yavaşça ayağa kalkmış ve "Ben iyiyim, gidebilirsiniz." demiş. Elbisesindeki tozu silkelemiş ve eşiyle birlikte oradan uzaklaşmış.” (Zhuan Falun, 4. Ders)

Bu hikayeyi birçok kez okumuştum, ama fazla düşünmemiştim. O gün birdenbire bayanın çok hoşgörülü ve bağışlayıcı olduğunu fark ettim. İnsanlar yolumu kapattığında veya bana çarptığı için nasıl öfkelenebilirdim ki. Bir uygulayıcı için doğru mu bu? Davranışım, Dafa'nın belirlediği standardın çok altındaydı. Utanmıştım.

Daha çok düşündüm. Bu durum Parti tarafından zihnime aşılanan mücadele felsefesinden geliyordu. İnsanlar yolumu engellemedi veya bilerek benimle çarpışmadı. Trafik kurallarına uyuyorum ve ihlal edebiliyorlar. Ama bu beni kızdırmamalı.

Yoldaki öfkenin yanı sıra, işyerinde ve evde de başkaları hakkında şikayet ediyordum. Ben merkezliydim ve kendimden başka kimseyi düşünmüyordum. Bu, Parti tarafından mücadele felsefesinin zihnime telkin edilmesinin bir uzantısı değil mi? Dafa'yı geliştirmeyen bir kişi bile böyle davranmamalı, kaldı ki Dafa uygulayıcısından bahsetmeye bile gerek yok.

Shifu Li diyor ki:

“Bildiğiniz gibi, bir kişi Arhat seviyesine ulaştığında, kalbinde hiçbir şey için kaygılanmaz. Herhangi bir insan meselesi için asla kaygılanmaz; sürekli olarak gülümser ve daima mutludur. Ne kadar kaybederse kaybetsin, umursamadan gülümsemeye ve mutlu olmaya devam eder. Eğer bunu gerçekten yapabiliyorsanız, şimdiden Arhat Meyve Konumunun giriş seviyesine ulaşmışsınız demektir.” (Zhuan Falun, 9. Ders)

Bunu anladıktan sonra öğretileri takip etmek için elimden geleni yaptım. İnsanlar arasındaki ilişkilerin uyumlu olabileceğini fark ettim. Şikayet etmeyi bıraktığım da, endişem çok azaldı ve çatışmalar sırasında hatalarımı bulmak için kendi içime bakmaya başladım.

Bende derin bir iz bırakan başka bir deneyim daha var. Mayıs 2019 tarihinde Hong Kong'a gittim ve yerel Falun Gong uygulayıcılarının Dünya Falun Dafa Günü kutlama etkinliklerini izledim. ÇKP tarafından satın alınan ve genellikle Falun Gong uygulayıcılarını taciz eden ve tehdit eden yerel bir örgüt var. Kutlamada, bu örgütün bir üyesi bana Falun Gong'u karalayan bir el ilanı vermeye çalıştı. Gözlerim yuvalarından çıkacak gibi sinirlendim. Utandı ve gitti.

Daha sonra ifade tarzımın yanlış olabileceğini fark ettim. Yanlış işler yapıyordu, ÇKP'nin yalan yaymasına yardım ediyordu, ama o da ÇKP'nin yalanlarının - Buda Fa'yı karaladığı için cezalandırılmayla sonuçlanacak - kurbanıydı. ÇKP tarafından satın alınmıştı, ancak aptalca bir şey yaptığını bilmiyordu. Yazık değil mi? Ona merhamet göstermem gerekmez mi? Shifu Li diyor ki: “Zulümle karşılaşsanız bile, her şeyi bir uygulayıcının merhameti ile ele almalısınız.” (Vietnam Uygulayıcılarına)

Hong Kong'lu uygulayıcılara kıyasla utandım. Kutlama etkinliklerinde bu örgüt hoparlörlerden Falun Gong'u lanetledi ve saldırdı. Fakat uygulayıcıların hiçbiri karşılık vermedi. Herkes sakin ve huzurluydu. Bu örgütün saldırılarıyla yüz yüze, uygulayıcılar yıllarca, Shifu’nun “Bir uygulayıcı olarak her şeyden önce yapmanız gereken ilk şey, size vurulduğunda veya hakaret edildiğinde karşılık vermemektir -dayanmak zorundasınız.” (Zhuan Falun, 9. Ders) öğretisini izliyorlar. Kötülüğe karşı asla şiddet uygulamıyorlar, ama ben o kadına kötü davrandım. Davranışlarım ÇKP'nin zihnime aşıladılarından kaynaklanıyordu.

Parti Kültürünü Parçala kitabının da işaret ettiği gibi, parti kültürü insanlara sorunları çözmek için savaşan bir zihniyete sahip olmayı öğretiyor. Çatışmalarla karşılaştığında, Parti'den etkilenen insanların ilk tepkisi soğuk ve vahşi bir şekilde mücadele etmektir. Ama Dafa bize insanlara samimiyet, merhamet ve hoşgörü ile davranmayı öğretiyor.

ShifuLi diyor ki:

“Uygulayıcılar olarak anlaşmazlıklar ile aniden karşılaşacaksınız. Peki ne yapmanız gerekiyor? Merhametli ve iyilik dolu bir kalbi daima korumalısınız. O zaman bir problem ile karşılaştığınızda doğru bir şekilde davranabileceksiniz, çünkü böyle bir kalp size olaya göğüs gerecek zamanı verir. Herhangi bir şey yaparken, başkalarına karşı daima iyi kalpli ve kibar olmalısınız. Bir sorun ile karşı karşıya kaldığınızda, öncelikle başkalarının bunu kaldırıp kaldıramayacağını veya incinip incinmeyeceğini göz önünde tutun. Böyle yaptığınız sürece hiç bir problem olmaz." (Zhuan Falun, 4. Ders)

Nefret, Parti tarafından öğretilen bileşenlerden sadece biridir. Aynı zamanda yalan söylemeyi, ben merkezci olmayı, abartmayı, başkalarına düşman gibi davranmayı, başkalarını düşünmemeyi vb. içerir. Bütün bunlar Dafa'nın Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü öğretisine ve geleneksel Çin ve batı kültürlerine aykırıdır. Dafa'nın rehberliğinde bu sorunları kendimde bulma ve kendimi düzeltme şansım oldu. Xiulian uygulamasında ahlakımı düzeltmeye ve bana aşılanan her şeyi temizlemeye çalışıyorum.

Sonuç

Radikal olmaktan sakin ve huzurlu olmaya doğru devam etme sürecine baktığımda, Dafa'nın öğretilerini derinden takdir ediyorum. Eğer Dafa olmasaydı, hala ÇKP tarafından kandırılırdım ve hala radikal bir ÇKP'nin takipçisi olarak internette savaşıyor olurdum. Dafa iç huzuru bulmama ve yaşamın gerçek anlamını anlamama yardımcı oldu. Shifu Li'ye gelişmeme yardım ettiği için teşekkür ederim.

ÇKP'nin Falun Gong'a karşı zulmü 21 yıldır devam ediyor. Uygulayıcılar karşılık koymak için asla şiddet veya herhangi bir kötülük kullanmıyorlar. Biz sadece Parti'nin kötülüğünü halka açıklıyoruz ve iktidar kaybettiğinde insanların Parti ile aldatılmamasını ve yok edilmemesini umarak, Parti'den ayrılmalarına yardım etmeye çalışıyoruz. Parti yakında cennet tarafından cezalandırılacak. Parti'den ayrılmak kendinize parlak bir gelecek getirmenin en iyi yoludur.

Umarım hala zulüm politikalarını izleyenler de dahil olmak üzere tüm Çinliler, bu duruma ayılır ve Falun Gong'un gerçekte ne olduğunu öğrenirler. Bu kaotik dünyada, Falun Dafa'nın iyi olduğunu ve Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü'nün iyi olduğunu bilmek herkese kutsama getirecektir.

Çince versiyonu