(Minghui.org) Yaklaşık iki yıl önce bir gece, insanlara Falun Gong’u ve zulmü anlatmak için telefon görüşmeleri yapıyordum. Çevirdiğim bir numaradan, Bo adında bir adam telefonu açtı. Sohbet sırasında ona Çin Komünist Partisi’nden (ÇKP) ve örgütlerinden ayrılmasını tavsiye ettim. Bana hiçbirine katılmadığını söyledi. Aynı zamanda, "ÇKP o kadar da kötü değil, değil mi?" diye sordu.

Bu adamın ÇKP'nin doğasını anlamasına yardımcı olmak için, 4 Haziran 1989'da Tiananmen Meydanı'nda meydana gelen olayı ele aldım. Bo'ya ÇKP'nin üniversite öğrencilerinin üzerine tanklarla saldırıp yaraladığını söyledim. Ancak bana güldü, “1989'da kaç yaşındaydınız? Olay yerinde miydiniz? Bu söylentiye nasıl inanabildiniz?!" dedi. Ona "1968 yılında doğdum ve 1989'da lisedeydim" dedim. Bo, “Telefonda sesiniz çok genç geliyor. Ben de 1968'de doğdum." dedi.

Yaşlarımızın benzerliği bizi yakınlaştırıyor gibiydi. Sonra ona olay yerinde olmadığımı, ancak bölgemden bir üniversite öğrencisinin katliamda öldüğünü söyledim. ÇKP’nin, ailesine baskı yaptığını ve olay hakkında konuşmalarına izin verilmediğini, annesinin oğlunu kaybetmenin acısına dayanamadığını ve daha sonra zihinsel bir çöküş yaşadığını anlattım.

Bo'ya, Tiananmen Meydanı yakınlarında yaşayan bir akrabam olduğunu ve neredeyse tüm katliama tanık olduğunu da bildirdim. ÇKP’nin olanları saklamak için çok uğraşmasına rağmen, çoğu kişinin bu olayın gerçeğini bildiğini söyledim. Sözlerimi duyduktan sonra Bo’nun dili tutulmuştu.

Ayrıca bu adamla, ÇKP'nin canlı Falun Gong uygulayıcılarının organlarını toplaması hakkında da konuştum. Yine bana inanmayarak “İmkansız! Bu imkansız!" diyerek hemen karşılık verdi.

Ona “Konuşmanızdan iyi bir insan olduğunuzu anlayabiliyorum. Böyle acımasız bir suçun gerçekten olabileceğine inanmakta neden zorlandığınızı da anlayabiliyorum. Vicdanlı ve iyi bir insan buna inanamaz. İnsanlardan hala hayattayken organ toplamak, insanın ahlaki sınır çizgisini aşıyor. Bu sadece olmakla kalmadı, büyük ölçekte hala yapılmaya devam ediyor. Bu vahşet ordunun, hapishanelerin, silahlı polisin, hastanelerin ve diğer sistemlerin ortak suçu." dedim.

Anlatmaya devam ettim, “Falun Gong uygulayıcılarımız Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini izleyerek iyi insanlar olmaya çalışıyorlar. Ancak ÇKP, Falun Gong uygulayıcılarını tutuklamaya ve organlarını toplamak için gözaltına almaya devam ediyor. Uygulayıcılar gözaltına alındığında numaralandırılır, kan testi yapılır ve organlarının durumu incelenir. ÇKP bunu bize neden yapıyor? Bu suçu açığa çıkarırken nasıl hissettiğimizi hayal edebiliyor musunuz?" dedim.

Bo ile Guizhou Eyaletindeki “Gizli Karakter Kayası” hakkında da konuştum. Ona bu eski kayada "Çin Komünist Partisi Yok Olacak" sözlerinin yazılı olduğunu söyledim. Bana inanmadı. Bana güldü ve eğitimsiz olduğumu belirterek, “Bu kayayı kendiniz görmediniz, öyleyse neden bu şeylere inanıyorsunuz? Bilime inanmalısınız." dedi.

Ona “Üniversite diplomam var ve ben bir öğretmenim. Hiçbir şeye kolayca inanmam. Çocukluğumuzdan beri ateist bir ortamda yaşıyoruz. Böyle şeylere inanmakta güçlük çekmenizi anlıyorum. Ancak bu 'Gizli Karakter Kayası' gerçek. Bunu kendi gözlerimle gördüm. 2002 yılında keşfedildiğinde, Xinhuanet, Halkın Günlüğü, Çin Merkez Televizyonu (CCTV) ve diğer birçok medya bu keşfi bildirdi, ancak son karakteri (Çince ‘yok olacak’ karakterini) çıkardılar. İnternetten kontrol edebilir veya kendi gözlerinizle görmek için oraya gidebilirsiniz." dedim.

Ve devam ettim “Soğuk rüzgarda sizinle konuşmak için duruyorum. Bu tür telefon görüşmeleri yaparken büyük bir risk alıyorum. Telefonum ÇKP tarafından izlenebilir ve yeri tespit edilebilir. Güvenliğim için bu aramayı yapmak için evimden dışarı çıkmam gerekiyordu. Her Çinli'nin böyle bir telefonla aranma şansı yok. Nerede olduğunuzu bilmiyorum ve bu numarayı rastgele çevirdim. Bu gerçekleri duyduğunuz için çok şanslısınız." dedim.

Samimiyetim ve merhametim büyük ihtimalle onu etkiledi.Bo'nun ses tonu çok kibarlaştı ve bana Wuhan'da olduğunu söyledi. Ben de ona Kuzey Çin'de bir şehirde olduğumu söyledim.

Bo'ya Falun Gong'un yüce, yüksek seviyeli bir Buda okulu uygulaması olduğunu ve dünya çapında tanındığını açıkladım. Söylediklerimi kolayca kabul etti. Bir kez daha bu adama ÇKP'den ve bağlı olduğu örgütlerden ayrılmasını tavsiye ettim. Bana gençken Gençlik Birliği'ne ve Genç Öncüler'e katıldığını söyledi ve onun için önerdiğim takma adı kullanarak onlardan ayrılmayı kabul etti. Daha sonra içtenlikle teşekkür etti.

Bo'ya veda ederken, "Evinize gidin, dışarısı soğuk!" dedi. Bu beklemediğim yanıt beni çok şaşırttı. O anda, vücudumda bir ısı dalgası dolaştı ve soğuk, yalnızlık ve yorgunluk hislerim kayboldu.

Bu deneyim beni derinden etkiledi. Bu adam için duyduğum sevinç kelimelerin ötesindeydi! Bir yaşam Falun Gong'u anladığı zaman, Dafa uygulayıcısı en iyi ödülünü alır. O anda kalbimin derinliklerinde Shifu’nun onun sözlerini gerçeği açıklamam için beni cesaretlendirmek amacıyla kullandığını hissettim. Teşekkürler Shifu!

Çince versiyonu