(Minghui.org) Corona virüsü salgını merkez üssünde sıkışıp kalmış Amerikan vatandaşlarını eve götürmek için Wuhan'a gelen ABD tahliye uçakları, hastalıktan harap olmuş şehre tıbbi malzeme ve insani yardım malzemesi paletleri de getirdi.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 7 Şubat'ta ABD'nin yaklaşık 17,8 tondan fazla tıbbi malzeme gönderdikten sonra Çin'in corona virüsü salgınıyla mücadele etmesine yardımcı olmak için 100 milyon dolarlık fon sağlayacağını da açıkladı. Aynı gün, Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı (HHS) sekreteri Alex Azar, gazetecilere verdiği demeçte, ABD'nin “Çin'e dünya standartlarında uzmanlar göndermeye yönelik uzun süredir devam eden teklifinin masada kaldığını” söyledi.

ABD'nin salgını durdurmaya yardımcı olma desteğine yanıt olarak, Çin komünist rejimi onları neredeyse her gün “yararsız” olmakla eleştiriyor.

“ABD hükümeti bize herhangi bir önemli yardım sağlamadı, ancak Wuhan'daki konsolosluk personelini tahliye etmekte ilkti, büyükelçilik personelinin kısmen geri çekilmesini önermekte ilkti ve Çinli gezginlere seyahat yasağı uygulamakla ilkti" dedi Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hua Chunying, 3 Şubat'ta. Ayrıca ABD'yi “korku yaratmak ve yaymak” ile de suçladı.

Çin'in ABD büyükelçisi Cui Tiankai, 8 Şubat'taki bir forumda ABD'nin iki ülke arasında kamalaşmaya yol açan “siyasi virüslere” karşı uyanık olması gerektiğini söyledi.

“Amerikan Emperyalizmi”

Bu, Pekin'deki komünist rejimin Hong Kong protestoları ve siyasi muhaliflerin insan hakları ihlalleri gibi iç işlerine müdahale etmesiyle ABD'yi ilk kez suçlayışı değildi.

1950'de Vietnam Savaşı sırasında “Amerikan Emperyalizmi” teriminin kullanılmasından bu yana, Çin komünist rejimi Amerikalıları sıklıkla “kötü emperyalistler” olarak tasvir etmiştir. Önümüzdeki 70 yıl boyunca, terim Çin'deki haberlerde tekrar tekrar kullanıldı ve ABD söz konusu olduğunda genellikle Çinli bir kişinin aklına gelen ilk şeydir.

İki ülke arasında ne zaman anlaşmazlıklar ortaya çıksa, devlet televizyonu medyası insanlara “Amerikan emperyalizmi bizi yok etmeye çalışmaktan asla vazgeçmiyor” diye hatırlatıyor.

Aslında, anti Amerikan karşıtı düşünce, ulusal güvenlikten dış politikaya ve insan haklarından dini özgürlüğe kadar pek çok konuda komünist rejimin ABD'ye karşı tutumunun doğrudan bir yansımasıdır. Böyle bir Amerikan karşıtlığı çoğu zaman Çin halkının özgür bir dünya ile Çin Komünist Partisi tarafından yönetilen totaliter bir devlet arasındaki farkları görmesini engeller.

Komünist Parti Üzerine Dokuz Yorum kitabında şöyle söylenmiştir: “Aldatma ve yalanlar ÇKP'nin kontrolü kazanmasında ve sürdürmesinde çok önemli bir rol oynamıştır. Çin, dünyanın en uzun ve en eksiksiz tarihine sahiptir ve Çinli entelektüeller, antik çağlara kadar uzanan, tarihin en büyük inancını göstermişlerdir. Çin halkı, mevcut gerçekliği değerlendirmek ve hatta kişisel manevi gelişime ulaşmak için tarihi kullanmıştır.”

“Tarihin mevcut rejime hizmet etmesini sağlamak için ÇKP, tarihi gerçeği değiştirme ve gizleme pratiği yapmıştır. Şiddet, kontrolü sürdürmek için çok zayıf hale geldiğinde, ÇKP, hükmün şiddet tarafından haklılaştırılmasına ve maskelenmesine hizmet eden aldatmaya ve yalanlara başvurur.”

Çince versiyonu