(Minghui.org) İsviçre'nin dört bir yanındaki Falun Gong uygulayıcıları, Çin'de devam eden zulüm hakkında farkındalık yaratmak için yakın zamanda bir dizi etkinlik düzenlediler. 12 millet meclis üyesi, Falun Gong'a desteklerini ifade eden ve Çin'deki baskıyı kınayan mektuplar yazdı.

Etkinlikler Bern, Zürih ve kuzeydoğu kenti St. Gallen'de düzenlendi. Etkinlikleri destekleyen mektuplar yazan milletvekilleri, Ulusal Konsey ve Eyaletler Konseyi ile Federal Meclis'in alt ve üst odalarından geldi.

Ağır İnsan Hakları İhlalleri

Ulusal Konsey üyesi Yvonne Feri

2011'den beri Ulusal Konsey üyesi olan Yvonne Feri, azınlıkları ve şiddet mağdurlarını korumaya her zaman özen gösterdiğini söyledi.  Çin'deki Falun Gong uygulayıcılarına yönelik vahşet, yasa dışı tutuklamalar, pervasızca işkence ve beyin yıkama dahil olmak üzere, yapılan kötü muamele Temmuz 1999'dan beri devam ediyor. Dahası, Çinli yetkililer Falun Gong uygulayıcılarını öldürüyor ve organlarını kar için satıyor.

Bu tür davranışların kabul edilemez olduğunu ve Çin'deki bu suçların İsviçre'den bakıldığında uzak görünse de, böylesi bir zalim rejime boyun eğmenin sonuçlarının da herkese zarar vereceğini söyledi. Wuhan virüsünün yayılması bunun güzel bir örneğidir. Kısa bir süre içinde tüm dünya etkilendi ve bugüne kadar hayatlarımız hala normale dönemiyor.

Feri, Çin'deki uygulayıcıların bundan çok daha fazla acı çektiğini söyledi. Falun Gong uygulayıcıları sırf barışçıl bir meditasyon şekli uyguladıkları için işlerini, ailelerini, arkadaşlarını, sağlıklarını ve hatta hayatlarını kaybetti.

Temel insan hakları evrensel standartlardır ve herkesin bunlara saygı duymasına ve korumasına güvenir. Falun Gong uygulayıcılarına, Çinliler adına gösterdikleri çabalardan dolayı teşekkür etti ve daha fazla insanın zulmü dile getireceğini ve bu büyük davaya katkıda bulunacağını umduğunu söyledi.

ÇKP 70 Yıl Boyunca Günde 2.700 Kişiyi Öldürdü

Ulusal Konsey üyesi Martina Munz mektubunda, Falun Gong uygulayıcılarının başına gelen trajedilerden, Çin Komünist Partisinin (ÇKP) sorumlu olduğuna dikkat çekti. Çin'deki zulüm, insan haklarını, inanç özgürlüğünü ve vicdanlarımızı korumanın aciliyetinin altını çizdiğini belirtti.

1949'da iktidara geldiğinden beri totaliter ÇKP rejimi insan haklarını, ifade özgürlüğünü ve dini özgürlüğü görmezden geldi. Diktatörlük, sosyal gruplar arasındaki savaşları başlattı ve insanlığı yok etmek için kapsamlı çabalar sarf etti. Çin'deki tüm medya sansürlenirken ve kişisel özgürlükler kısıtlanırken, sıradan vatandaşlar, sayısız çalışma kampında yaşayan mahkumlar gibi beyinleri yıkanmaktadır.

Ulusal Konsey üyesi Martina Munz

ÇKP'nin sayısız siyasi hareketi sırasında yaklaşık 70 milyon insan hayatını kaybetti. Bu, ÇKP'nin 70 yıl önce iktidara gelmesinden bu yana günde ortalama 2.700'den fazla can anlamına geliyor. Falun Gong zulmünün en kötü yönlerinden biri, ÇKP'nin organ ticareti veya organları için insanları öldürmesidir. Birçok Falun Gong uygulayıcısı bu zulümlerin kurbanı oldu.

Munz, Falun Gong uygulayıcılarını ve onların destekçilerini, ÇKP zulmüne karşı barışçıl çabalarını sürdürmeye çağırdı. Bu çabalar, Çin'deki insan haklarını iyileştirecek ve Çin halkının itibarını yeniden kazanarak Çin'e ve dünyaya umut getirecektir. Uygulayıcılara gösterdikleri azim için teşekkür etti ve daha fazla ortak çabayı destekleyeceğini belirtti.

Acımasızlıkları Açığa Çıkarmak

İsviçre Halk Partisi'nin Zürih yasama üyesi Tobias Baggenstos, uygulayıcıların ÇKP'ye karşı koyma cesaretine hayran olduğunu söyledi. Falun Gong'un yanı sıra diğer azınlıklar ve inanç gruplarının bastırılmasının da pervasız olduğunu söyledi. "Tutuklanan şahıslar ulusun mal varlığına dönüştürülüyor. O kadar iğrenç ki, zorunlu çalışma kamplarında sömürülmenin yanı sıra organları da satışa çıkarılıyor. Bu da hem istemsiz “bağışçıları” hem de organları teslim alanları bu utanmaz sistemin kurbanı yapıyor."

Zürih'teki İsviçre Halk Partisi'nin yasama üyesi Tobias Baggenstos

Baggenstos, hem kendisinin hem de partisinin bu tür suçları kınadığını söyledi. Bu konuda bilgilendirilmenin başlı başına önemli olduğunu söyledi. İnsanların ne olduğunu ve ne olabileceğini bilmeye ihtiyacı var. Bunu insanlara, hatta dinlemek istemeyenlere bile anlatacağını söyledi, çünkü tüm dünya ÇKP'nin kötü işlerinden haberdar edilmelidir, diye belirtti.

İnsan Hakları Suçlularına Karşı Yaptırımlar

Zürih'ten başka bir yasama üyesi olan Urs Hans, Falun Gong uygulayıcılarının 20 yıl önce televizyonda barışçıl bir şekilde meditasyon yaptığını gördüğünü açıkça hatırladığını söyledi. İnternet üzerinden uygulamaya baktı ve Çin'deki 21 yıllık zulüm hakkında daha fazla bilgi buldu ve 20 Temmuz'da Zürih'te uygulayıcıların mitingine katıldı.

Olay sırasında Hans, İsviçre hükümetine ÇKP diktatörlüğüne karşı yaptırımlar uygulamaya ve her yerdeki insanların tarihin derslerinden ders çıkarması çağrısında bulundu. Yetkililerin ekonomik çıkarlar nedeniyle sessiz kalmaması gerektiğini söyledi. ÇKP'nin küresel genişlemesi kısmen birçok Batılı ülke ve iş yerinin Çin'e yoğun bir şekilde yatırım yapmasından kaynaklanmıştır. Kısa vadeli kazanımlara odaklanarak Batılı liderler, ahlaki değerlerinden ve bağımsızlıklarından feda ettiler.

Zürihli bir yasama üyesi olan Urs Hans

Hans, ölenler için sadece yas tutmanın yeterli olmadığını da sözlerine ekledi. İnançlarından dolayı Çin'de zulüm gören uygulayıcılara yardım etmek için hem İsviçre'de hem de Avrupa'nın geri kalanında somut adımlar atılmalıdır. Aksi takdirde, tüm dünya totaliter ÇKP rejiminin kurbanı olabilir, diye belirtti.

Sosyal Demokrat Parti'den yasama üyesi olan Bernhard Hauser'de aynı fikirdeydi. İsviçre hükümetini ÇKP'nin insan hakları ihlallerini açıkça eleştirmeye çağırdı. Ayrıca, zulmün devam ettiği süre boyunca, İsviçre ile Çin arasındaki ticareti yasaklamak için yasal önlemlerin yürürlüğe girmesi gerektiğini vurguladı.

Örnek Vatandaşlar

Yeşil parti ile olan Basil Oberholzer, St. Gallen'deydi. Dini özgürlüğün evrensel bir değer olduğunu belirtti. İnsanlar, yaşamın amacını ararken zulüm gördüklerinde, bu, insan haklarının ciddi bir ihlalidir.

Falun Gong uygulayıcılarının sadece inançlarını uygulamak istediklerini söyledi. Barışçıl tavırları ve böylesi acımasız zulüm karşısında gösterdikleri azim herkes için olumlu bir örnektir. Bu şekilde baskıları görmezden gelmek insanlığı tehlikeye atar.

Sosyal Demokrat Parti'nin bir başka üyesi olan Eva Keller, ÇKP'nin işlediği suçları daha fazla insanın bilmesi gerektiğini söyledi. Falun Gong, Çin'de bastırılan tek grup olmasa da ve Falun Gong zulmü hakkında çok az medya haberi olmasına rağmen, insanlar bu tür acıları asla görmezden gelmemeleri gerektiğini belirtti.

Yeşil Parti'den Nadine Niederhauser, zulmün yakında sona ereceğini umarak uygulayıcılara Çin'deki korkunç durumu açığa çıkardıkları için teşekkür etti.

Çince versiyonu mevcut