(Minghui.org) 

Shifu bize şunu öğretti:

"Hoşgörü, kişinin xinxing'ini geliştirmesinin anahtarıdır. Öfke, şikâyet ya da gözyaşları ile katlanmak, kendi kaygılarına takıntılı sıradan bir insanın hoşgörüsüdür. Hiç öfkelenmeden veya yakınmadan tamamen dayanmak ise, bir uygulayıcının hoşgörüsüdür." (Daha İleri Yükselmeler İçin Esaslar l, Hosgörü (Ren) Nedir?)

Bir uygulayıcının hoşgörüsüne nasıl ulaşırız? Yirmi yılı aşkın bir süredir Falun Dafa uygulamama rağmen hala zoraki hoşgörü durumundayım ve bir uygulayıcının hoşgörüsüne ulaşamadım. Niye bu durumun içindeyim? Son zamanlarda bazı sağlık sorunları yaşadım. İlk başta uygulamamda gevşediğim için olduğunu düşündüm. Takıntılarımı aradım ve birçok saplantımı buldum. Fakat temel sorunum henüz çözülmedi. Sonra düşündüm ki: ''20 yıldan fazla bir süredir kendimi geliştiriyorum ve her zaman insani düşünceler yerine ilahi düşüncelere sahip olmam gerektiğini söylüyorum. Hiç bir şekilde kötü düşüncelere sahip olmamalıyım. Ama aslında tanrısal, insani veya kötü düşünceler nelerdir?" Yıllardır uygulama yapmama rağmen, bu konu hakkında henüz net değildim. Eğer bunu bilmiyorsam ilahi doğasını nasıl geliştirebilirim?

1) İlahi Düşünceler Hakkındaki Anlayışım

Bunu sakince düşünürken birden fark ettim: Merhamet, İyilik, Hoşgörü ilahi olanın doğası değil midir? Evet. İlahi olanın doğası tüm canlılara karşı yüksek hoşgörü ve merhamet barındırır. Günlük hayatımızda başımıza gelen her şey, ilahi doğadan kaynaklanmıyor mu?

Shifu bize şunu anlatıyor:

"Cennetlerde çok sayıda Kral vardır. Bildiğiniz gibi Sakyamuni, Rulay'ların sayısının aynen Ganj Nehri kıyısında bulunan kumlar kadar olduğunu söylemişti. Hindistan'daki Ganj nehrinde ne kadar kum olduğunu bir düşünün! Ve bundan daha da fazladır -Sakyamuni'nin söylemiş olduğu şey değişken anlamdadır. Her Rulay, bir Fa-Kralı'dır. Ve Buda Okulu tek değildir. Buda Okulu sadece çok fazla sayıda Tanrıya sahip olan yaygın bir biçimdir. Peki, ne sayıda Tanrı vardır? Bunun gibi kaç adet Kral vardır? Eğer her bir Kral, bir şeyler meydana geldiğinde olayları sizin ele aldığınız gibi ele alsaydı, bu büyük bir sorun olurdu. Onlar, seviyeleri ile tutarlı olmayan bu tür münakaşalara sahip değillerdir. Elbette ki, onlar gerçeği görebiliyorlar ve en iyi yolu görebiliyorlar, fakat onlar da sıklıkla sahip oldukları bir takım görüşlerde belirli farklılıklar taşıyorlar. Fakat asla tartışmazlar. Onlar sınırsız bir tolerans durumu içerisindedirler, tüm canlılara karşı merhamet ve iyilik ile her şeyi anlayabilme durumu içerisindedirler. İnsan terimleri ile ortaya koyacak olursak, daima başkalarını anlayabilme durumundadırlar. Bu yüzden, bazen bizler sıradan insanların güçlü takıntılarıyla "öküz boynuzuna" girmemeli ve onun içinden uzun bir süre çıkmazlık etmemeliyiz, onu ne kadar fazla düşünürsek bir o kadar saplantılı hale geliriz -onun hakkında ne kadar fazla düşünürseniz zihniniz bir o kadar hiddetlenir ve onu ne kadar çok düşünürseniz şeytanlar sizi bir o kadar suiistimal eder." (2002 Boston Fa Konferansında Fa'yı Öğretme)

Bu Fa öğretisini okuduktan sonra şu şekilde anladım: Muazzam hoşgörüyle tüm varlıklara karşı merhametli ve tüm olaylara cömert bir tavırla davranmak gerek, bu ilahi doğasıdır. Bir uygulayıcı zihniyetini korumak ve diğer insanları anlamak ilahi doğanın bir parçasıdır. Canlılara karşı merhametli düşünceler olduğunda ve her olayda iyilik dolu tutumu koruyabildiğimizde bunlar tanrısal düşüncelerdir.

Bu düşüncelerle, birçok uygulayıcıya ve sıradan insanlara karşı duyduğum öfke ve buna bağlı tutarsızlığımı bırakabildim. Sonuç olarak, sağlığım önemli ölçüde iyileşti. Shifu benden birçok kötü şeyi yok etti.

2) Öyleyse İnsani Düşünceler Nelerdir?

Bunu anladığımda kendi kendime sordum: “O halde insani düşünceler nedir?” İnsan doğası bencilliğe dayanır ve bu nedenle tüm bencil düşünceler insan tutumlarına aittir. Başkalarının haksız olduğunu düşündüğümüzde ya da haksızlığa uğradığımız için onlarla çatışmaya girdiğimizde bu o zaman bir takıntıdır. Birisi kişisel ilgimizi ihlal ettiğinde başkaları tarafından suistimal edilmeye izin verilmemesi gerektiğini düşünürsek, o zaman bunlar da insani düşünceleridir.

Bu düşünceleri dile getirmesek de insani tarafımız etkilenir. Bir uygulayıcının hoşgörülü olması gerektiğini kendimize hatırlatsak bile, hoşgörüyü ancak zoraki uygulamış oluyoruz. İçten içe birşeylere kızıyoruz. Bu uzun bir süre devam ederse, qi göğüste birikip göğüs ağrısına veya başka şikayetlere yol açar. Bu doğru olmayan fiziksel durum yaratır çünkü bunlar ilahi düşünceler değil ve insani düşüncelere uzun zamandır sahip olduğumuz içindir.

Hastalık karması takıntısının üstesinden gelmek zorunda olan diğer uygulayıcılar hakkında konuşalım. Belki de yaptıkları tüm yanlış şeyler için onları körü körüne suçladık. Sadece takıntılarını bulmalarına yardım etmeye mi çalışıyoruz? Bu şekilde, onların şeytani zorluklara daha da katlanmasını sağlayarak kötüleştirdik. Onları böyle bir durumda suçlamakta insani bir takıntıdır.

Uygulayıcılar bunu kabul etmeseler bile, onlara kalpten kızarlar. Bu da aynı zamanda bir tür zoraki hoşgörüdür. Uygulayıcılara öfkelerini bırakmaları, ilahi taraflarını güçlendirmeleri ve daha hoşgörülü olmaları için ilham vermeliyiz. Olaya merhametle bakabilirlerse, hastalık karmasının hızla üstesinden geleceklerini düşünüyorum. Hastalık karması olan bazı uygulayıcılar başkalarına öfke besliyor. Öfkelerini bırakamadıkları için uzun süre takıntının üstesinden gelemiyorlar. Etten olan bedeniniz hastalık iblisi tarafından bile götürülebilir.

Bu durumun, birçoğunun uzun zamandır ilahi düşüncelere sahip olmamaları onun yerine insani düşüncelere sahip olmasından kaynaklandığının farkına vardım. Bu nedenle, uygulayıcılar büyük bir hoşgörüye ve geniş bir kalbe sahip olup canlılara karşı merhametli olmalıdır. Bu düşünceleri reddetmenin en iyi yolu budur.

3) O zaman Kötü Düşünceler Nelerdir?

Bunu şu şekilde anlıyorum: İnsan düşünceleri ortaya çıktığı anda kişi kontrolsüzdür ve kaprislere teslim olur, kişi zaten iblisler tarafından sömürülmektedir. O anda şeytani doğa kendini gösteriyor. Bu tür tutumların etkisi altında insanlar mantıksız ve öfkeli hale gelirler. Birbirleriyle tartışıyorlar hatta fiziksel olarak birbirlerine saldırabilirler. Bu nedenle bir uygulayıcı böyle düşüncelere sahip olmamalıdır. Uygulayıcıları sürekli eleştirerek suçlamalarda bulunup yardım edersek, bu zaten insani düşüncelerin bir tezahürüdür. Bu tür davranış iblis tarafından istismar edilecek ve uygulayıcılar için şeytani sorunlara neden olacaktır.

Bunu anladığımda bu tür insani düşünceleri olabildiğince reddetmeye çalıştım. Örneğin; bana kim kötü davranıyor, onlarla uğraşmak istemiyorum gibi düşünceler. Ya da, o ve şu kişi benim hakkımda kötü konuşuyor, nasıl tepki vermeliyim? Birden şunu hatırladım: “Alışveriş yaparken beni dolandırdı” gibi düşünceler belirdiğinde, "Beni kızdırmak istiyor, buna dayanmak gerçekten çok zor." vs..

İnsan düşüncelerim o kadar güçlüydü ki kendimi rahatsız hissettim ve huzursuz oldum. Sonra Zhuan Falun kitabını elime alıp Fa'yı çalıştım ve bir süre sonra kendimi biraz daha iyi hissettim. Ama kitabı bir kenara koyar koymaz düşüncelerim geri geldi.

Sonunda kendimi yükseltmem ve zihnimi ilahi düşüncelerle doldurmam gerektiğini fark ettim. O anda içimde büyük bir hoşgörünün oluştuğunu fark ettim. Tüm kızgınlıklarımı bırakabildim ve bana kötü davranan herkesi affedebildim. Daha sonra Minghui web sitesinde diğer Falun Dafa kitaplarını ve öğretileri okudum. Aniden göğsümden kirli bir şeyin çıktığını hissettim. Aniden vücudum gevşedi ve fiziksel rahatsızlığım kayboldu. İştahım yoktu şimdi tekrar yerine geldi.

Artık bana haksız davrananlara karşı gerçek bir hoşgörü gösterebiliyorum. Gerçekten Shifu'nun dediği gibi:

"....iyi veya kötünün, kişinin o anki düşüncesinden geldiğini....."  (Zhuan Falun)

İlahilik, insani ve kötü düşünceler hakkında bunlar benim seviyemdeki bazı düşüncelerdi. Fa'ya göre uymayan bir şey varsa uygulayıcıların merhametle işaret etmelerini rica ediyorum.

Çince versiyonu