(Minghui.org) Para, şehvet, ego ve bilim sıradan insanların zihnine hükmediyor ve bugünlerde çoğu insan Tanrı'ya inanmıyor. Ancak bizler hakikati yine de geleneksel değerlere gönderme yaparak inanç perspektifinden açıklayabiliriz.

Shifu Li bize şunu öğretti,

“Dolayısıyla, eğer kendi seviyeniz yüksekliğinde konuşursanız, iyi neticeler elde edemezsiniz, çünkü diğerleri hala sıradan insanlardır. Sıradan bir insan, her gün birikimlerini kontrol eder, başkalarına karşı komplolar geliştirir, kişisel menfaatler için başkaları ile mücadele ve rekabet eder, önemsiz kazançlardan mutlu olur ve önemsiz kayıplar yüzünden acı çeker. Canının istediği her şeyi yapar ve bir insanın sahip olduğu tüm duygu ve arzulara sahiptir. Sıradan bir insan, işte böyledir.” (Avrupa Fa Konferansı'nda Fa’yı Öğretme)

Bazı uygulayıcıların genellikle insanlarla çok yüksek seviyede konuştuğunu gözlemledim. Shifu’nun Zhuan Falun'da bu konudaki şeyleri nasıl açıkladığını düşünürken birden aydınlandım.

Zhuan Falun'u yüzlerce kez okudum, ancak ilk kez anladım ki Shifu, bizden doğrudan Tanrı'ya inanmamızı ya da inanmazsak sonuçlarına katlanmamızı istemiyor.

Kendi xiulian uygulama yolumu hatırladım. Egolarımın ve kişisel ilgi ve duygularımın peşinden gitmekten yavaş yavaş vazgeçtim. Günlük hayatımda Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini takip ederek daha iyi bir insan oldum ve artık sıradan bir insan gibi düşünmüyorum. Dünyaya ve hayata bakışım yavaş yavaş değişti.

Şimdi Shifu'ya ve Fa'ya sıkıca inanıyorum, ama bu uzun bir süreçti. Shifu’nun öğretileri bana rehberlik etti ve düşüncelerimi ortadan kaldırmama yardımcı oldu.

Shifu diyor ki,

"Fa'nın öğretilmesi sürecinde benimsediğimiz yaklaşım tarzı -insanların sahip oldukları bariyerleri kırmak ve yok etmek için ve de insanların evrenin prensiplerini gerçek anlamda anlamalarını sağlayabilmek için, onların anlayabileceği mantık ve kavramları kullanmak idi.” (Changchun Fa Konferansında AsistanlaraFa’nın Öğretilmesi)

İnsanların anlayabilmesi için gerçeği açıklarken kullandığımız kelimeleri düşünmeliyiz. Kaygımızı ve sabırsızlığımızı dizginlemeliyiz.

Yüz yüze gerçekleri açıklamak sırasında ve uygulayıcılar tarafından ortaya konan medya programlarında yaygın bir olgu var - ki bu da çok yüksek seviyede şeyler hakkında konuştuğumuzdur. ABD seçimleri tartışılırken bile sık sık Tanrı veya yaratıcıdan bahsediliyor.

Kaygı Doğru Bir Durum Değildir

Uygulayıcıların çok yüksek seviyede konuşmalarının nedenlerinden biri, bir takıntı olan kaygıdır. Kaygı, insanların bir sorunu çözmekte zorlandıklarında yaşadıkları duygusal bir durumdur.

Endişeli olmak kesinlikle doğru bir durum değildir. Fa'dan öğrendiğimize göre, endişeli olmanın bilgeliğimizi ve iyi olan taraflarımızı bastıracağını biliyoruz. İnsanları kurtarırken endişelenirsek, uzun yıllar süren xiulian uygulamasından edindiğimiz, sıradan insanlar için çok yüksek olan anlayışlarımızı bulanıklaştırabilir.

Merhametimizi Kullanmak

Çok yüksek seviyede konuşmamak için bir başka neden de, kalbimizin derinliklerinden kurtarılacak kişiyi gerçekten önemsiyor muyuz sorusunu akla getirmemizdir. Gerçeği açıklarken, haklı olduğumuza başkalarını ikna etmekte mi ısrar ediyoruz? Yoksa onları gerçekten kurtarmak mı istiyoruz? Basitçe söylemek gerekirse, merhamet uyguluyor muyuz?

Bir benzetme yaparsak: Diyelim ki biri bir nehre düştü ve boğulmak üzere. Köprüde onu kurtarmaya çalışıyoruz. Eğilip onu dışarı mı çekeceğiz? Yoksa ona uzun bir bambu sırığı mı uzatacağız? Atlayıp onu dışarı çıkaracak mıyız? Yoksa kürek çekerek bir tekneye mi çıkaracağız?

Onu kurtarmaya çalışırken, fiziksel gücünü ve ne kadar dayanacağını dikkate alıyor muyuz? Suya dalıp onu kurtaracak mıyız yoksa köprüde durup "Dayanmalısın! Daha güçlü kulaç atmalısın!" diyeceğiz. Onu gerçekten kurtarmak için ne yapacağız?

Gerçekten merhamet geliştirdik mi? Başkalarını kendimizin yerine koyuyor muyuz? İnsanları kurtarmak için söylediklerimizi düşündük mü? Çok yüksek bir seviyede konuşursak, kişi anlamayacak ve kurtarılamayacaktır - tıpkı köprünün üzerinde duran ve boğulmakta olan kişiyi nehirden çekmeyi reddeden bir kişi gibi.

İnsanlara "Falun Dafa İyi" İfadelerini Tekrarlamayı Önermek

İnsanları, tehlike ile karşılaştıklarında "Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi" diye tekrarlamaya teşvik etmek için anlaşılabilir iki açıklama vardır ve çoğu insan bunlardan en az birini kabul edebilir.

1.“Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi” ifadelerini hatırlayıp tekrarlayan çok ciddi derecede hasta olan kişilerin hastalıkları gitmiştir. Bazı insanlar, umutsuz bir durumda göründüğünde kelimeleri tekrarlamanın kendilerine yardımı olduğunu söylüyorlar. Hem Çin'de hem de denizaşırı ülkelerde bunun birçok örneği vardır.

2.Fiziki perspektiften açıklama.

Shifu diyor ki,

“İnsan düşüncesi bir çeşit mesaj, bir enerji tipi ve maddesel bir varlık biçimidir. İnsan düşündüğünde, beyin bir frekans üretir. Bazen kutsal sözleri tekrarlamak oldukça etkili olabilir. Neden? Çünkü evrenin kendine ait bir titreşimsel frekansı vardır ve kutsal sözlerin frekansı, evrenin o frekansıyla uyuştuğunda bir etki ortaya çıkar." (Falun Gong)

Bu kelimelerin insanların sağlığını değiştirebileceğini açıklamak için bu fiziksel kavramı nasıl kullanabiliriz? En iyi yol, derin şeyleri basit bir şekilde açıklamaktır. İnsanların anlayabilmesi için basit bir dil kullanmalıyız. Bazen bu ilkeyle ilgili ilginç bir hikaye kullanmak, insanların anlamasına yardımcı olabilir.

Eğer niyetimiz onları gerçekten kurtarmak ise, gerçeği açıkladığımızda Shifu bize bilgelik verecektir. Bizler ne söyleyeceğimizi bilmeliyiz, böylece konuştuğumuz insanlar bunu anlayabilir ve kurtarılabilirler.

Editörün notu: Bu makalede ifade edilen görüşler, yazarın tek başına sorumlu olduğu kendi görüşlerini temsil eder. Okuyucular makalenin esaslarını kendi başlarına değerlendirmelidir.

Minghui.org'da yayınlanan tüm makaleler, grafikler ve içerikler telif hakkıyla korunmaktadır. Ticari olmayan çoğaltmaya izin verilir, ancak makale başlığı ve orijinal makaleye bağlantı ile atıf yapılmasını gerektirir.

Çince versiyonu