(Minghui.org) Çin Komünist Partisi (ÇKP), 20 Temmuz 1999'da ülke çapında Falun Gong'u hedef alan  bir kampanya başlattığında, grubun birkaç ay içinde ortadan kaldırılmasını bekliyordu. Sonuçta, ÇKP'nin onlarca yıllık yönetimi boyunca, hedeflenen çok az sayıda kişi, örgüt veya ideoloji onun acımasız vahşetinden sağ kurtulabildi.

Ancak, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerine dayanan bir meditasyon sistemi olan Falun Gong, 22 yıllık amansız zulümden sonra hala ayakta duruyor ve dünya çapında milyonlarca insan tarafından uygulanıyor.

ÇKP'nin Falun Gong uygulayıcılarına yönelik ciddi insan hakları ihlalleri, dünyanın her yerinden yetkililerin dikkatini çekti. 20 Temmuz 2020'de iki Kanadalı Parlamento Üyesi (Peter Kent ve Judy Sgro) ve bir İsveç Parlamento Üyesi (Ann-Sofie Alm), zulme son verilmesi ve gözaltına alınan tüm Falun Gong uygulayıcılarının serbest bırakılması için ortak bir bildiri başlattı.

O zamandan beri, 35 ülke ve bölgede 900'den fazla bakan ve mevcut ve eski parlamento üyesi, Çin'deki zulmü durdurmak için ortak bildiriyi imzaladı.

Bu yetkililer arasında Birleşik Krallık, Almanya, Fransa, İtalya, Danimarka, İrlanda, Hollanda, İsveç, İsviçre, Belçika, Avusturya, Norveç, Finlandiya, Polonya, Çekya, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, İspanya, Kıbrıs, Slovakya, Romanya dahil olmak üzere 23 Avrupa ülkelerinden yaklaşık 500 kişi bulunmaktadır. 

Yıllar Boyunca Daha Fazla Destek Kazanılması

ÇKP 1999'da zulüm yapmaya başladığından beri, Çin'in içindeki ve dışındaki Falun Gong uygulayıcıları, hükümet yetkililerine, sivil toplum kuruluşlarına ve genel halk dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki insanlara gerçekleri açıklamaya çalışıyorlar.

Avrupa'da, uygulayıcılar Falun Gong egzersizlerini göstermek ve yoldan geçenlere bilgi materyalleri dağıtmak için Çin elçiliklerine ve konsolosluklarına gittiler. Ayrıca topluluk etkinliklerine katıldılar, forumlar düzenlediler, müzik grupları kurdular ve halkı Çin'deki vahşet konusunda bilgilendirmek için sanat sergilerine sponsor oldular.

Bu tutarlı çabalar sayesinde, birçok yetkili kişi, Falun Gong hakkında fazla bir şey bilmemekten zulmü daha iyi anlamaya başladı.

20 Temmuz 2009 civarında düzenlenen etkinliklerde, Birleşik Krallık, Almanya, Fransa ve Belçika'daki birçok Avrupalı politikacı, Falun Gong'a desteklerini açıkça dile getirdiler. Dönemin Avrupa Parlamentosu (MEP) Üyesi olan Gerard Batten, Parlamento Meydanı'ndaki bir mitingde uygulayıcıları cesaretlerinden dolayı övdü.

“Çin gibi bir ülkede insanların ayağa kalkıp sesini yükseltmesinin büyük cesaret gerektirdiğini artık biliyorum. Özgür bir ülkede yaşadığımız için, tadını çıkardığımız özgürlüğün kıymetini unutmak kolay” diye bir röportajda açıkladı. "Bu yüzden, Falun Gong adına topluluk önünde konuşmanın yapabileceğim en az şey olduğunu düşünüyorum."

Dönemin Avrupa Parlamentosu (MEP) Üyesi olan Gerard Batten, Temmuz 2009'da düzenlenen bir etkinlikte konuştu.

Liberal Demokrat Parlamento Üyesi (Milletvekili) adayı Neville Farmer, ÇKP'nin insan hakları ihlallerine karşı çıkmak için etkinliğe katıldığını söyledi. Özellikle, canlı Falun Gong uygulayıcılarından organların toplamasının utanç verici olduğunu söyledi.

Avrupa Parlamentosu eski Başkan Yardımcısı Edward McMillan-Scott, 2009 yılında, Çin'deki Falun Gong zulmünün bir soykırım olduğunu sık sık söylediğini belirtti. Çin'de büyük çapta işkence olduğunu ve çoğunun Falun Gong uygulayıcılarını hedef aldığını söyledi. Kötü muamelenin temel amacı, uygulayıcıları inançlarından vazgeçmeye zorlamak. Uluslararası toplumu bu işkence vakalarına odaklanmaya ve failleri sorumlu tutmaya çağırdı.

Organların Alınmasının Durdurulması

Falun Gong uygulayıcıları zulme direnme çabalarını sürdürdükçe, seçilmiş yetkililerden giderek daha fazla destek aldılar. 2019 yılına gelindiğinde, milletvekilleri de dahil olmak üzere Avrupa ülkelerinde daha fazla lider, Falun Gong'un Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini açıkça övdü ve uygulayıcıların ÇKP'nin zulmüne karşı koyma cesaretine olan hayranlığını dile getirdi. Uygulayıcıların Çin'deki insanlar Falun Gong'a olan inançlarını özgürce uygulayana kadar bunu sürdüreceklerini umdular.

Almanya Milletvekili Ulli Nissen, Mayıs 2019'da Frankfurt'taki Dünya Falun Dafa Günü kutlamalarına katıldı. Çin'deki Falun Gong zulmünün onu kızdırdığını ve üzdüğünü söyledi. Özellikle, ÇKP'nin uygulayıcılara işkence yapması ve organ toplaması durdurulması gerektiğini söyledi. Bu vahşetin korkutucu ve iğrenç olduğunu ve bu yüzden Çin'de Falun Gong'a karşı yapılan zulmün kabul edilemez olduğunu söyledi.

Milletvekili Ulli Nissen, 2019 yılında Almanya'nın Frankfurt kentinde düzenlenen Dünya Falun Dafa Günü kutlamalarına katıldı.

2020'nin başlarında başlayan küresel covid salgını, dünyanın ÇKP'nin yanlış bilgi ve yalanları nasıl yaydığını anlamasına daha da yardımcı oldu. Sonuç olarak, yetkililer ÇKP tarafından işlenen suçların sona erdirilmesine daha fazla önem verdiler.

Belçika Senatosunda daha yaşarken organları alınan vicdan  mahkumları için, özellikle de Falun Gong uygulayıcıları ve Uygurlar için, ÇKP'nin devlet-onaylı organları almasını kınamak üzere, 12 Haziran 2020 tarihinde 7-162 sayılı Önerge kabul edildi. Önerge 10 senatör tarafından desteklendi ve 12 Mayıs'ta tanıtıldı. 8 Haziran'da Senato'da tartışıldı ve 12 Haziran'da kabul edildi.

Birkaç senatör kendi siyasi partileri adına konuştu ve ÇKP'nin canlı organ toplamasını kınadı. Senatör Mark Demesmaeker, "Falun Gong uygulayıcılarını sık sık Lüksemburg Meydanı'nda [Avrupa Parlamentosu önünde] etkinlikler düzenlerken görüyorum" dedi. "Özellikle, canlı Falun Gong uygulayıcılarından organ toplamaya yönelik korkunç ve dehşet verici suç eylemine son verilmesi çağrısında bulunuyorlar."

ÇKP'nin otokrasisi altındaki Çin'in kesinlikle kapalı bir siyasi sisteme sahip olduğunu söyledi. Bu baskıcı sistem, Hristiyanlar ve etnik azınlıkların yanı sıra Falun Gong uygulayıcıları gibi dini ve azınlık gruplarını hedef almaktadır. Bu gruplar, bu totaliter siyasi sistem altında canlı bir organ bağış bankasına dönüştürülmüştür. Demesmaeker, zorla organ toplamanın suç olduğunu ve bu yasadışı eylemlerin cezalandırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Geleneksel Değerler

Mayıs 2021'deki Dünya Falun Dafa Günü kutlamaları için Avrupa Falun Dafa Derneği, 23 İrlanda federal milletvekili de dahil olmak üzere birçok hükümet yetkilisinden tebrik mektupları aldı. Mektuplar, Falun Dafa'nın yararlarını ve Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini vurguladı. Ayrıca Çin'deki baskının yakında sona ereceği umudunu da dile getirdiler.

Avrupa Falun Dafa Derneği, 2021 Dünya Falun Dafa Günü onuruna 23 İrlanda federal milletvekilinden tebrik mektupları aldı.

Lordlar Kamarası Üyesi Burtersett Barones Lister'i Profesör Margot Ruth Aline Lister gönderdiği mektupta şunları söyledi: “'Doğruluk, merhamet ve hoşgörü' sadece günlük yaşamda değil, siyasette de önemli ilkelerdir. Bu nedenle size Falun Dafa Günü için bu kısa destek mesajını göndermekten memnuniyet duyuyorum.”

Exeter Belediye Başkanı, Meclis Üyesi Peter Holland, “Exeter Şehri Lord Belediye Başkanı olarak ve vatandaşları adına Falun Dafa Topluluğuna destek mesajımı eklemek istiyorum” diye yazdı. "Falun Dafa Topluluğunun değerleri: doğruluk, merhamet ve hoşgörü benim değerlerimdir ve eğer tüm Milletler tarafından benimsenirse, o zaman dünyanın çok daha iyi bir yer olacağına eminim" diye ekledi.

Lordlar Kamarası Üyesi Baron Haworth, Alan Robert Haworth tebrik mektubunda şunları yazdı: “Zulmün devam etmesi derinden hayal kırıklığı yaratıyor. Dünyanın doğruluk, uyum, merhamet ve hoşgörü gibi temel değerlerden daha azına değil, daha fazlasına ihtiyacı var. Ve sadece Çin'de değil. Kampanyanıza desteğimi eklemekten çok mutluyum.”

Diğer ülkelerdeki yetkililerden de benzer mektuplar alındı. Almanya'dan MFP Ulli Nissen mektubunda Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü'nün saygı duyulan ve barışçıl değerler olduğunu yazdı. ÇKP'nin zulmünü kınadı ve vahşete bir son verilmesi çağrısında bulundu.

MHP Heiko Kasseckert, "Uygulayıcılar sadece daha iyi bir fiziksel sağlık kazanmakla kalmıyorlar, aynı zamanda yeni bir spiritüel güven kazanıyorlar ve uyumlu, huzurlu ve mutlu bir hayat buldular" diye yazdı. “Dünyanın hemen hemen tüm ülkelerinde uygulayıcılar vardır ve milyonlarca insan, saygıya değer değerler olan doğruluk, merhamet ve hoşgörü değerlerine göre egzersiz yapıyor ve yaşıyordur. Salgının şiddetlendiği günlerde bu değerler bizim için özellikle önemlidir.”

“Falun Gong tarafından temsil edilen 'Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü' değerleri asildir ve saygıya değerdir ve politikalar yoluyla garanti altına alınmaları gerekir. Ancak Çin hükümetinin Falun Gong'a yaklaşımı tam tersidir. MSP Oliver Stirbock mektubunda, "Saygısı, insanlığı ve hukukun üstünlüğü yok" diye yazdı. "Uluslararası toplum bu suçlara dikkat etmeli. Varlığınız iyi ve Liberal Demokrat Parti sizin tarafınızda."

Hessen Eyalet Parlamentosu'ndan Karin Müller, Hessen Eyalet Parlamentosu'ndan Martina Feldmayer ve Miriam Dahlke, Yeşiller adına bir tebrik mektubu gönderdi. Şunları yazdılar: “13 Mayıs Dünya Falun Dafa Gününü içtenlikle kutluyoruz. ÇKP'nin devam eden zulmü ve şiddeti karşısında, takdire şayan olan Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörünün peşinden hala barışçıl bir şekilde devam ediyorsunuz.”

Avrupa Parlamentosu Üyesi Michael Gahler, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerinin evrensel değerler olduğunu söyledi. Dinlerde, siyasette ve günlük yaşamda uygulanabilir diye belirtti.

İsviçre'den yetkililer kabul etti. Cenevre Şehri Senatörü Luc Barthassat, Falun Dafa'nın bize geleneksel değerlerin ve insan haklarının çok önemli olduğunu söyledi. Uygulamanın, insanlık için umudu temsil eden asil değerler olan Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü değerlerine dayandığını kaydetti.

Genève Kantonu Büyük Konsey Yardımcısı Emmanuel Deonna, Falun Gong uygulayıcılarının benimsediği Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerinin insanlık için kritik olduğunu söyledi.

Birlikte Durmak

Konuşmalarda ve tebrik mektuplarında birçok Avrupalı yetkili, totaliter ÇKP'ye karşı Falun Gong uygulayıcılarının yanında olmaya istekli olduklarını söyledi.

Almanya'daki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) başkanı Ines Claus, Mayıs 2020'deki Dünya Falun Dafa Günü kutlamasında, Çin'deki Falun Gong zulmünün tamamen farkında olduğunu söyledi. Mektubunda kendisinin ve meslektaşlarının zulmü durdurmak için çalıştıklarını yazdı. Falun Gong zulmü devam etmesine rağmen, Falun Gong uygulayıcılarının cesaretinin yakın gelecekte zulmü durduracağına inandığını belirtti.

İsviçre Ulusal Konseyi üyesi Martina Munz, Mayıs 2020 tarihli mektubunda, Falun Gong uygulayıcılarının başına gelen trajedilerden yalnızca Çin Komünist Partisinin (ÇKP) sorumlu olduğuna dikkat çekti. Çin'deki zulüm, insan haklarını, inanç özgürlüğünü ve vicdanlarımızı korumanın aciliyetinin altını çiziyor.

Munz, 1949'da iktidara geldiğinden beri totaliter ÇKP rejiminin insan haklarını, konuşma özgürlüğünü ve din özgürlüğünü göz ardı ettiğini söyledi. Sosyal gruplar arasında savaşlar başlattı ve insanlığı yok etmeye çalışmak için kapsamlı araçlar kullandı. Çin'deki tüm medya sansürlenmiş ve kişisel özgürlükleri kısıtlanmışken, sıradan vatandaşların beyinleri sayısız çalışma kampında yaşayan mahkumlar gibi yıkanmaktadır.

Munz ayrıca ÇKP'nin sayısız siyasi hareketi sırasında yaklaşık 70 milyon insanın hayatını kaybettiğine dikkat çekti. Bu, ÇKP'nin 70 yıl önce iktidara gelmesinden bu yana günde ortalama 2.700'den fazla can anlamına geliyor. Falun Gong zulmünün en kötü yönlerinden biri ÇKP'nin organ ticareti veya organları için insanları öldürmesidir. Birçok Falun Gong uygulayıcısı bu vahşetin kurbanı oldu.

Munz, Falun Gong uygulayıcılarını ve destekçilerini ÇKP'nin zulmüne karşı barışçıl çabalarını sürdürmeye çağırdı. Bu çabalar Çin'deki insan haklarını iyileştirecek ve Çin halkının onurunu geri kazanarak Çin'e ve dünyaya umut getirecek. Uygulayıcılara azimleri için teşekkür etti ve daha fazla ortak çabayı memnuniyetle karşıladı.

Bir Alman politikacı Mayıs 2021'deki Dünya Falun Dafa Günü kutlamasında Falun Gong'a verdiği desteği dile getirdi. “Hessen'den sevgili Falun Gong grubu, özverinize ve topluma getirdiğiniz uyanışa en büyük saygımı sunuyorum. Hiç kimse inançları veya manevi arayışları nedeniyle zulme uğramamalı, hatta öldürülmemelidir. MHP Dirk Bamberger Almanya'da yazdığı mektupta, bu dünyanın her yerinde geçerli," diye yazdı, "Bu vahşete dikkat çekmeye devam etmek için size daha fazla güç ve cesaret diliyorum ve umarım gelecekte birçok hayat kurtarmaya devam edersiniz. Lütfen daha fazla insanın anlayabilmesi için bu ihlalleri kınamakta ve Falun Gong'u yaymakta ısrar edin.”

Mayıs 2021'de Avam Kamarası'ndaki Brighton Köşkü Milletvekili Caroline Lucas, "Birleşik Krallık Hükümeti dünya çapında din ve konuşma özgürlüğünü savunmak söz konusu olduğunda ilkeli bir duruş sergilemeli ve ben Birleşik Krallık Hükümetini Çinli yetkilileri Falun Gong uygulayıcıları da dahil olmak üzere etnik ve dini azınlıklara yönelik sistematik suistimallerinden sorumlu tutması, insan hakları ve dini azınlıkların baskıdan korunması için uğraşacağım"  diye yazdı.

ÇKP'nin Falun Gong'a karşı zulmü 22 yıldır sürmektedir. 23 Avrupa ülkesinden bu 500 kadar destekleyici yetkili sadece rakamlardan ibaret değildir. Aksine, Falun Gong'un Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkeleri gibi geleneksel değerlere meydan okumaya başladığında ÇKP'nin mahvolduğunu gösterir. Şu anda ortaya çıkan şey, daha fazla insanın öne çıkıp rejimi reddetmesi için bir fırsattır.

İlgili Haber:

35 Ülke ve Bölgeden 900'den Fazla Milletvekili, Falun Gong'a Yapılan Zulmün Durdurulması İçin Ortak Bir Bildiriyi İmzaladı

Minghui.org'da yayınlanan tüm makaleler, grafikler ve içeriğin telif hakkı saklıdır. Ticari olmayan çoğaltmaya izin verilir, ancak makale başlığı ve orijinal makaleye bir bağlantı ile atıfta bulunulmasını gerektirir.

Çince versiyonu mevcut