(Minghui.org) Öfke, uygulayıcılar arasında sıklıkla konuşulan bir konudur. Çoğumuz bu duyguyu fark edebilir ve yok etmenin gerçekten zor olduğunu kabul ederiz.

Bazı uygulayıcılar, birçok uygulayıcının yaşadığı hastalık karmasının, aşırı bir öfke biçiminden olan "nefret" den kaynaklandığına inanmaktadır. Öfke, aile çatışmaları, iş arkadaşları arasındaki güvensizlik veya diğer uygulayıcıların kaba sözleriyle ortaya çıkabilir.

Bu tür duygulara sahip birkaç uygulayıcıya, "Bunlar neden öfkeye neden oluyor ki?" diye sordum. Genel cevaplar şöyleydi: Karşı taraf düşünceli değil ya da merhametli değil ya da beni yanlış anlıyorlar vb. Bütün bu cevaplar suçu başkalarına yüklüyor. Tabii uygulayıcılar olarak mazeret aramamaları gerektiğini de söylüyorlar. Yine de verdikleri cevaplar, küskünlüklerine neden olan takıntılarını henüz bulamadıklarını gösteriyor.

Çatışmalar olmasaydı gelişmemiz için fırsatlar olur muydu? Anlaşmazlıklar neden ortaya çıkıyor? Kalbimizi geliştirebilmemiz için ortaya çıkarlar. Bizi rahatsız eden şeyleri duymaktan hoşlanmayız; sadece duymaktan hoşlandığımız şeyleri duymak isteriz. Örneğin, aile üyeleri, iş arkadaşları veya diğer uygulayıcılar görüşlerimizi tutarlı olmayan bir şekilde konuşur veya davranışları bize karşı olduklarını ya da kaba, hatta saldırgan ve otoriter olduklarını düşünüyoruz. İnsan seviyesinde, bu tür bir mantık normaldir. Ancak uygulayıcılar için bu mantığın tam tersi arzu edilir.

Başkalarının ne yaptığına odaklanmaya devam etmemizin nedeni, onların bizim görüşümüze uymaması. Bu da işlerin gidişatından memnun olmamamıza yol açar.

Sıradan bir insan altın kuralı takip edebilse ve başkalarına kendisine davranılmasını istediği gibi davranabilse, başkalarına hoşgörülü davranıp ve diğer kişinin bakış açısına saygı duyabilir. Ancak uygulayıcılar olarak bizim standartlarımız çok daha yüksektir. Kalbimizin etkilendiğini fark ettiğimizde, hemen takıntımızı aramalıyız. Kendimizde olan hatanın farkına varmamız gerekir. Günlük hayatımızdaki pek çok küçük olay, kalbimizin az "etkilenmesine" dikkat etmemekten kaynaklanır. Sonunda, sorunumuzun ne olduğunu bulamayız.

Bazı uygulayıcıların "Diğerlerini öfkelendirecek ne söyledim bilmiyorum" ya da "Ne söyledim ki?" demesi gibi. Eskiden ben de öyleydim. Bu şekilde birçok insanı kırdım. Sonunda sorunlarımı buldum. Genellikle, bu küçük problemlerin farkına varmak zordur.

Şöyle de diyebiliriz: "Neden bunu en başta söylemedin?" Sorun şu ki, çoğu zaman "İstemediğimiz şeyleri duymaktan hoşlanmıyoruz." Bu yüzden başkaları bize doğruyu söylemekten korkuyor olabilir!

Bu benim istemediğim şeyleri duymaktan hoşlanmadığım düşüncemi yavaş yavaş düzeltme yolumdu.

Bu makalede ifade edilen görüşler, yazarın kendi görüşlerini veya anlayışlarını temsil eder. Bu web sitesinde yayınlanan tüm içeriklerin telif hakkı Minghui.org'a aittir. Minghui, düzenli olarak ve özel günlerde çevrimiçi içeriğin derlemelerini yayınlayacaktır. 

Çince versiyonu mevcut