(Minghui.org) 1998 yılında Falun Dafa'da xiulian uygulamaya başladım. 20 yılı aşkın uygulama süresince birçok iniş ve çıkışlardan geçtim ve birçok zorluğun üstesinden geldim.

Kötü Zulme Karşı Çıkmak ve İşbirliği Yapmamak

2017 yılında, iki uygulayıcı Falun Dafa hakkındaki gerçeği açıklamak ve bilgilendirici materyalleri dağıtmak için başka bir bölgeye gitti. O bölgenin yerel polisi onları tutukladı. Bölgemizdeki uygulayıcılar, haberleri duyduktan sonra onları kurtarma çabamıza katıldılar. Doğru düşünceler gönderdik, polisi ve savcıları aradık, onlara açık mektuplar yazdık ve kötüleri internette ifşa ettik. Tutuklanan iki uygulayıcının derhal serbest bırakılmasını talep ettik.

İki uygulayıcı arkadaşım ve ben, tutuklanan iki uygulayıcının gözaltına alındığı bölgeye yüzlerce kilometre yol kat ederek onları kurtarmaya çalıştık. Ama oraya vardığımız gece tutuklandık.

Polis bizi karakola götürdü, kaplan oturağına bağladı sorguya çekti ve kandırarak ve zorlayarak itiraf ettirmeye çalıştı. Bizi bütün gece uykusuz bıraktılar ve bir sonraki sabaha kadar sorguya çektiler. Sorgu sırasında hiçbirimiz işbirliği yapmadık. Bir polis çaresizce, "İtiraf etmezsen seni yine de cezalandırabiliriz" diye bağırdı. Ardından, “Onları tıbbi muayene için hastaneye götürün ve ardından gözaltı merkezine kilitleyin” dedi.

Hastanede, polise ve doktorlara Falun Gong ve zulmü anlattım ve onlara Falun Gong uygulayıcılarına karşı yürütülen zulme katılmamalarını tavsiye ettim. Ancak dinlemediler. Beni dizginleyip tansiyonumu ölçmeye çalıştılar. Direndim ve “Falun Dafa iyi! Shifu masum!” diye bağırdım.

Birkaç polis memuru bana doğru koştu ve içlerinden biri, “Bağırdığı her şeyi kaydedin!” emrini verdi. Üzerime atılırken doktorun masasını devirdiler ve olay mahalline yakın insanlar etrafımızda toplanıp izlediler. Kaos oldu. Daha sonra daha fazla polis çağırdılar ve tıbbi muayeneyi tamamlayabilmeleri için bizi zorla tuttular. Muayeneden sonra bizi gözaltı merkezine aldılar.

Gözaltı merkezi polis tarafından korunuyordu. Gözaltı merkezine girmek için, duvar boyunca çevreyi koruyan silahlı polis memurlarına rapor vermek gerekir.

Shifu’nun şu öğretisi aklımda yankılandı,

“Durum ne olursa olsun şeytanın talepleri, emirleri veya kışkırtmalarıyla işbirliği yapmayın.”

(Daha İler Yükselmeler İçin Esaslar II, Dafa Öğrencilerinin Doğru Düşünceleri Güçlüdür)

Silahlı polise rapor vermeyi reddettim. Duvardaki polis, “Eğer rapor vermezsen seni vururum!” diye bağırdı. Bana eşlik eden polis korktu ve “Ateş etme! Ateş etme! İzin ver deneyeyim!" dedi. Copunu kaldırdı ve şu şekilde tehdit etti, “Seni üç kez uyarıyorum. Uyarı bir, rapor edecek misin?” “Hayır” dedim. Daha sonra beni iki kez daha uyardı, ben de iki kez daha “Hayır” yanıtını verdim. Beni sürükledi ve çevreyi geçti; yürürken acımasızca, “Yaşlı olmasaydın seni öldürürdüm!” dedi.

Gözaltı merkezinde hapishane kurallarını okumayı veya hapishane üniforması giymeyi reddettim. Fa'yı okumaya devam ettim ve egzersizleri yapmakta ısrar ettim. Zulme karşı çıkmak için açlık grevlerine başladım. Şeytanla işbirliği yapmayı reddettim ve testleri geçtim.

Sorgulama Sırasında Falun Gong Hakkındaki Gerçeği Açıklamak

Bölgemizdeki beş uygulayıcı, üç aylık bir süre içinde tutuklandı. Bölgemizdeki yerel polis bizi büyük ve önemli bir vaka olarak gördü. Zabıta Dairesi müdür yardımcısı şahsen beni sorgulamaya geldi. Bir düzineden fazla polis memuru, sorgu mahallinde tüfeklerini bana doğrultmuş halde duruyordu. Ayrıca fotoğraf çektiler ve sorgulamayı videoya aldılar.

Müdür yardımcısı, arada metal bir çitle karşıma oturdu. Bana, "Bir hükümet çalışanı olarak, neden Falun Gong'u uyguluyorsun?" diye sordu. Ben, “Falun Gong doğrudur. Sivil İşler Bakanlığı ve Asayiş Bakanlığı'nın açıklamaları hukuka aykırıdır. Falun Gong'u uygulayarak yanlış bir şey yapmadım. Falun Gong, ülkeye ve insanlara fayda sağlıyor. Neden Falun Gong'u uygulamayayım?” dedim. O, "O zaman bana Falun Gong'un ülkeye ve insanlara nasıl fayda sağladığını açıkla" dedi.

Falun Gong'u uygulamaya başladıktan sonra yaşadığım inanılmaz değişiklikleri ona tek tek anlattım; Uzun süre kritik bir hastalık geçirdikten sonra sağlığıma kavuştuğumu, sinirli ve kaba bir insandan mantıklı bir insana, kötü bir insandan iyi bir insana dönüştüğümü anlattım. Sonra onlara "Tiananmen meydanındaki kendini yakma olayının" bir uydurma olduğunu söyledim ve onlara İsa ve Sakyamuni'nin gelişim hikâyesini anlattım. Sorgu odası sessizleşti ve gergin ortam sakinleşti.

Konuşmamı bitirdikten sonra müdür yardımcısı beklenmedik bir şekilde, “Bugün polislerimizi eğittiğiniz için teşekkür ederiz” dedi. “Sizi eğitmek gibi bir niyetim yoktu” dedim. “Ben sadece size Falun Gong'u uygulamaya başladıktan sonra yaşadığın değişikliklerden bahsetmek ve Falun Gong hakkındaki gerçeği açıklamak istedim."

Sonra, "Ben de sana yardım etmek istiyorum. Ancak, son birkaç gündür bizimle işbirliği yapmadın. Bugün bana adını söylersen, aile üyelerinin seni görmesine izin verebilirim. Birkaç gündür dışarıda seni görmek için bekliyorlar ve çok endişeliler. Aslında, adını ve nerede çalıştığını biliyoruz. Her şey senin tavrına bağlı. Aileni düşünmelisin." Dedi.

Shifu’nun şu öğretisi aklımda belirdi,

“Çok zordur çünkü insanların arasında çıkarlarınızı bile bile kaybedersiniz. Önemli çıkarlarınız karşısında etkilenecek misiniz? İnsanların birbirlerine karşı olan entrikalarının ortasında nasıl davranacaksınız? Arkadaşlarınız veya aileniz acı çektiğinde etkilenecek misiniz? Onları nasıl değerlendireceksiniz? Bir uygulayıcı olmak işte bu kadar zordur!” (Zhuan Falun, 8. Ders)

Gözyaşları yüzümü kapladı. Müdür yardımcısına "Ailemi özledim ama adımı söylemeyeceğim" dedim. Müdür yardımcısı bana baktı ve şöyle fısıldadı, "Söylemezsen, sana yardım edemem." Sonra elini salladı ve "Onu hücresine götürün" dedi.

İnsanların Falun Gong'u Anlamasına Yardımcı Olan İnanılmaz Deneyimler

Kuzey dağlarında, damlayan suyun hemen buza dönüştüğü dağda kıştı. Bir gün, gözaltı merkezindeki su musluğu dondu ve tutukluların kullanacak suyu yoktu. Musluğu ateşle, kaynar suyla ısıtmaya çalıştılar ve musluğu sonuna kadar çevirdiler. Ancak yine de suyu akıtamadılar.

Herkesin suya ihtiyacı olduğunu düşünerek yanına gittim ve “Bir deneyeyim” dedim. Bana tereddütle baktılar ve "Falun Gong (Falun Gong uygulayıcılarını adlandırdıkları şekil)?" dediler. Musluğu sağ elimle yaklaşık 10 saniye sıkıca tuttum ve sonra su fışkırdı. Olay yerindeki insanların hepsi heyecanla, "Falun Gong! Falun Gong! Harika!" diye bağırmaya başladı.

Yan hücredekiler de bağırışları duydu ve “Ne oldu? Ne oldu?" diye bağırarak sordular. Tutuklular, "Falun Gong inanılmaz! Olağanüstü gücüyle musluğu açtı!” dedi. Onlara Falun Gong'u anlatmak ve hayat kurtarmak için iyi bir fırsat olduğunu düşündüm. Onlara Falun Gong'u ve zulmü anlatmaya başladım.

Ben gözaltına alındığımda başka bir mucize daha oldu. Yaklaşık bir yıl boyunca orada gözaltına alındıktan bir gün sonra, karanlık ve nemli hücrede ileri geri yürürken, hücredeki bir kişi şaşkınlıkla bana şöyle sordu: "Yürürken, sizi takip eden, dönen iki büyük parlak daire gördüm. Bir süredir onları izliyorum, bunlar ne?"

Ona, "Onlar sana sık sık bahsettiğim Falun." Dedim. Şaşkına döndü ve şöyle dedi: "Bana söylediklerin doğru! Yardım et! Yardım et! Bana yardım et!" Bende ona, "Ben sadece bir xiulian uygulayıcısıyım ve seni kurtaracak kapasitem yok. Shifu ve Falun Dafa insanları kurtarabilir." Dedim. Bekleyemedi ve hemen "Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi" kelimelerini tekrarlamaya başladı.

Daha sonra bu iki hikâyeyi polise ve yeni tutuklulara anlattım. Hikâyeler hızla gözaltı merkezine yayıldı.

Minghui.org'da yayınlanan tüm makaleler, grafikler ve içeriğin telif hakları saklıdır. Ticari olmayan çoğaltmaya izin verilir, ancak makale başlığı ve orijinal makaleye bir bağlantı ile atıfta bulunulmasını gerektirir.

Çince versiyonu mevcut