(Minghui.org) Ben 2015 yılında Falun Dafa’yı uygulamaya başlayan genç bir uygulayıcıyım. Polis 2019 yılında evime zorla girdi ve uygulama yaptığım için beni tutukladı. Bir gözaltı merkezine götürüldüm ve 2021 yılında serbest bırakıldım. İki yıl boyunca gözaltı merkezinde Fa’yı onaylama deneyimimi paylaşmak istiyorum.

Komünist Şarkılarını Söylemeyen Tek Kişi

Yeni gelenler genellikle ilk olarak, kuralları ezberlemek, ÇKP (Çin Komünist Partisi) şarkılarını söylemek vb. gibi gözaltı merkezi kurallarını öğrenmeleri söylenen bir geçiş hücresine götürülüyordu. Kuralları ezberlemeyi ya da ÇKP şarkılarını söylemeyi reddettiğimde hücredeki atmosfer aniden gerginleşti. Diğer tutuklular, bunun hücrelerin değerlendirilmesinde kendilerine ödül verilmesine, hatta toplu olarak cezalandırılmamıza neden olacağından endişe ediyorlardı. Bazıları beni ikna etmeye çalıştı, bazıları benimle mantık yürüttü, hatta bazıları bana kötü bir ders vermekle tehdit etti. Onlara endişelenmemelerini, onların olaya karıştırımaması için bu konuyu gardiyanlarla konuşacağımı söyledim.

Ertesi gün gözaltı merkezi gardiyanına yaklaştım. Doğrudan konuya girdikten sonra gardiyan şöyle dedi: “Söylesene, eğer herkes okuyup şarkı söylerken sen bunu yapmazsan, ben işleri nasıl yönetebilirim? Bana iyi bir neden sunamazsan seni cezalandırmak zorunda kalacağım.”

Şöyle dedim: "ÇKP, Falun Dafa'ya iftira atıyor ve zulmediyor ve birçok iyi insan hayatını kaybetti. Eğer Komünist Parti’yi öven şarkılar söylersem bu vicdanıma karşı gelmek olur. Beni cezalandırabilirsiniz ve size kızmayacağım. Ancak bir gözaltı merkezi gardiyanı olarak görevlerinizi yerine getirirken iyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı birbirinden ayırmanız gerektiğini bilmenizi isterim.” Ona (Komünist Sovyetler Birliği için çalışan) Doğu Alman polisinin Batı Almanya'ya kaçan insanları nasıl öldürdüğünü ve daha sonra yargılandığını anlattım. Dedim ki, ”Umarım Dafa uygulayıcılarına iyi davranırsınız; böylece kutsanacaksınız.”

Sonunda, ”Bunu düşünmen için sana bir gün vereceğim." dedi. Fakat bir daha bu konuya değinmedi.

Fa'nın Onaylanması İçin Olumlu Bir Ortam Yaratmak

Tutuklanmadan önce, tanımadığım insanlara nadiren yüz yüze gerçeği açıklıyordum. Her zaman diğer kişinin bunu kabul etmeyeceğinden endişelenirdim, bu yüzden de insanları kurtarmak için birçok fırsatı kaçırdım. Gözaltı merkezinde herkes benim bir uygulayıcı olduğumu biliyordu. Yani bir anlamda uygulayıcıları temsil ediyordum ve eylemlerim Falun Dafa'nın imajını doğrudan etkileyebilirdi. Kendime iyi şeyler yapmam gerektiğini söyledim.

İlk başta, sadece insanlarla konuşarak gerçeği açıkladım ve birçok insanın şüpheci olduğunu gördüm. Kendime şunu sordum: "Onlara Dafa'nın güzelliği, bir Dafa uygulayıcısının nasıl davrandığı ve Falun Dafa'ya nasıl iftira atıldığı gibi anlattığım şeylerin hepsi doğru. Neden bana inanmıyorlar?” İnsanların sadece gördüklerine inandıklarını fark ettim. Günümüz toplumunda düşük ahlaki standartlardan dolayı güven bunalımı yaşanmaktadır. Bu nedenle insanların birine inanması zordur. İnanmalarına yardımcı olmak için iyi şeyler yapmam gerektiğini fark ettim.

Gözaltı merkezindeki her hücre mini bir topluluk gibiydi ve içinde kıdem düzeyleri vardı. Örneğin hücre başkanıyla ilişkisi iyi olanlar ya da uzun süredir orada bulunan biri kapının yanında oturup yemek yiyebiliyorken, yeni gelenler sadece arka tarafta, banyonun yanında oturup yemek yiyebiliyordu. Yemek geldiğinde tabaklar ön kapıdan getiriliyordu, dolayısıyla girişe en yakın oturanlar beğendikleri yemekleri seçiyordu. Arkada oturduğumda neyle karşılaşırsam karşılaşayım asla şikayet etmedim. Daha sonra önde oturduğumda daha iyi görünen yiyecekleri asla seçmedim. Mesela haftada bir yumurta yiyorduk, ben de en küçük ve en basık olanı seçerdim.

Duş almak için sıraya girdiğimizde her zaman sıradaki son kişi ben olurdum. Hiçbir zaman kişisel çıkarım için başkalarıyla rekabet etmedim ve elimden geldiğince başkalarına yardım etmeye çalıştım. Yavaş yavaş, insanlar yardıma ihtiyaç duyduklarında bana geldiler; örneğin Çince bir karakterin nasıl telaffuz edileceğini bilmediklerinde, yasal belgelerde ne yazacaklarını bilmediklerinde ya da bilgili bir kişiyle tartışmak istedikleri bir şeyle karşılaştıklarında. Yorulmadan herkese yardım ettim ve onlara rehberlik etmek için Dafa'nın ilkelerini kullandım. Bazıları benimle sohbet ettikten sonra kendilerini daha iyi hissettiklerini söyledi; bazıları beni tüm gözaltı merkezindeki en medeni kişi olarak nitelendirdi, çünkü hiç küfür etmiyordum; bazıları çok iyi bir sabıra sahip olduğumu söyledi; bazıları gözaltına alınıp en çok haksızlığa uğrayan kişinin ben olduğumu söyledi.

Gözaltı merkezinde hayat çok sıkıcıydı ve eğlence faaliyetleri azdı. Saatlerce oturmak zorunda kalırdık, ki bazıları bunu dayanılmaz bulurdu. Birisi onlara bir hikaye anlatmamı önerdi. Ben de onlara geleneksel kültürü ve tarihi hikayeleri anlatmaya başladım. Hikayelerde Dafa'nın gerçeğinden bahsettim. Herkes hikayeleri beğendi.

Kimlerin ÇKP'den ayrılmadığını düşündüm ve onlarla konuşma fırsatları bulmaya çalıştım. Herkes üzerinde iyi bir izlenim bıraktığım için çok az kişi ÇKP'den ve gençlik örgütlerinden ayrılmalarını istediğimde bunu reddetti.

Bir kişi ÇKP hükümet yetkilisiydi. Falun Dafa'nın iyi olduğunu söylemesine rağmen hala yalnızca ÇKP'nin Çin'i yönetebileceğine inanıyordu; dolayısıyla ÇKP ne kadar kötü olursa olsun değiştirilemeyeceğine inanıyordu. Onu ikna edemedim. Bu kişinin benim tarafımdan kurtarılamayacağını düşündüm.

Daha sonra Shifu’nun öğretileri beni uyandırdı. Shifu dedi ki:

“İmkansızmış gibi göründüğünde ve imkansız olduğu söylendiğinde bir deneyin ve gerçekten imkansız olup olmadığını görün." (Dokuzuncu Ders, Zhuan Falun)

Bu yüzden onunla konuşmak için inisiyatif aldım. Ona şöyle dedim: “ÇKP birçok kötü şey yaptı ve bunu kimse inkar edemez. Budist karmik ilişkiler ilkesi göz önüne alındığında, ÇKP kesinlikle ortadan kaldırılacaktır. Bunun için ölmeye hazır olmadığını söylemiştin. Sanırım bu sana yardımcı olabileceğim birkaç şeyden biri, çünkü güvende olmanı istiyorum. ÇKP'den ayrılman ve o zehirli yeminini silmen için sana takma bir isim verebilirim. Ne dersin?" Sonunda kabul etti.

İnsanlar sürekli olarak gözaltı merkezine gelip gidiyorlardı. Yeni gelen insanlara gerçekleri açıklamak için acelem yoktu. Her gün Falun Dafa egzersizlerini yaptım. Şaşırdılar. Attığım temeller sayesinde diğerleri yeni gelenlere benden bahsetti. Onları yavaş yavaş tanıdıkça ve benim hakkımda iyi düşündüklerinden kesinlikle emin olduğumda, Dafa hakkındaki gerçeği açıklama ve onlardan ÇKP'den ayrılmalarını isteme fırsatı bulurdum. Bu genellikle sorunsuz giderdi.

Gözaltı merkezinde olmama rağmen, Shifu'nun merhametli ayarlamalarını hala açıkça hissedebiliyordum. Örneğin, hücremdeki mahkûmların çoğu ÇKP örgütlerinden her ayrılışında, yeni bir hücreye transfer ediliyordum ve baştan başlamak zorunda kalıyordum. Birçok kişi gerçeği öğrendikten sonra çok heyecanlanır ve "Falun Dafa iyi!" diye bağırırdı. Bazı insanlar bana, "Eğer ÇKP düşerse, Falun Dafa uygulayıcıları iktidara gelecek ve bu harika olacak" dedi. Onlara uygulayıcıların siyasi güçle ilgilenmediklerini söyledim. Bazı kişiler benden iletişim bilgilerini istedi ve serbest bırakıldıktan sonra Dafa'yı öğrenmek için beni bulacaklarını söylediler. Bir keresinde Çin Yeni Yılı'nda herkes kağıt oynuyordu ve ben de kenarda oturup Fa'yı ezbere okuyordum. Aniden yaşlı bir adam yanıma geldi ve elimi tuttu, gözlerinde yaşlar vardı. Ona evini özleyip özlemediğini sordum. Başını salladı ve şöyle dedi: "Senden çok fazla şey öğrendim…"

Gardiyanlar da gerçeği öğrenmişti. Bir keresinde rutin bir inceleme yapmak için bir gardiyan geldi. Özellikle benim hakkımda konuşmak istediğini söyledi. Kibar, nazik ve sakin olduğum için beni övdü.

Fa'yı Doğrulamak İçin Mektuplar Yazmak

Kağıt ve kalem yedekleri satın alabiliyorduk. Mektuplarımız kontrol edileceğinden, gerçeği açıklayan mektuplar yazarak Fa'yı doğrulayabileceğimi fark ettim. Aileme her mektup yazdığımda, gardiyanların mektubumu okuduğunda ne düşüneceğini düşünürdüm. Dolayısıyla mektubu yazdığımda içeriğin yarısı onlara Dafa hakkındaki gerçeği anlatmak ve Falun Dafa uygulayıcılarının ne tür insanlar olduğunu onlara anlatmak amaçlıydı.

Bazen bizden deneyimlerimiz hakkında yazmamız da isteniyordu; bu da gardiyanlara gerçeği açıklamak için iyi bir fırsattı. Etkisi çok iyiydi.

Bir süre ailemden mektup alamadım. Mektupların saklandığından şüphelendim. Bunun üzerine savcılığa bir rapor mektubu yazarak soruşturma için dava açılmasını talep ettim. Bir gözaltı merkezi gardiyanı hızla yanıma geldi ve mektuplarımın tutulmadığını söyledi. Daha sonra, onu zor bir duruma sokacağımdan endişelendi ve aynı gözaltı merkezinde alıkonulan, kendisi de bir uygulayıcı olan eşime mektup yazmam için bana özel izin verdi.

Böylece mektuplar eşimle benim aramda birer elçi haline geldi. Mektuplarımızda birbirimizi teşvik ettik. Mektuplarımız genellikle önce onun hücresinin başına gittiğinden ve herkesin duyabileceği şekilde açıkça okunduğundan, bunu daha fazla insana gerçeği açıklamak için bir fırsat olarak kullandık. Eşim, hücresindeki pek çok kişinin mektuplarımızı dinlemeyi çok sevdiğini ve hayran olduklarını ifade etti. İnsanlar hücreler arasında nakledilirken mektuplarımızdaki bilgiler tüm gözaltı merkezine yayıldı. Neredeyse herkes, her ikisi de Falun Dafa’yı uygulayan bir çiftin orada gözaltına alındığını ve onların zulme uğrayan iyi insanlar olduğunu biliyordu.

Shifu Her Zaman Yanımızda

Dafa uygulayıcıları için zorlu yaşam ortamı ve maddi kaynak eksikliğinin üstesinden gelmek çok da zor değildi. En büyük zorluk, Shifu'nun Fa’sını çalışamamaktır. Birçok kez geceleri rüyamda Dafa kitaplarını aradığımı görürdüm; ara sıra onları bulur ama açtığımda bunların sahte kitaplar olduğunu görürdüm. Shifu'nun Fa'sını daha fazla ezberlemediğim için gerçekten pişmandım.

Shifu o kadar merhametliydi ki, uygulayıcı arkadaşlarımın el yazısıyla yazdığı Zhuan Falun’un yaklaşık 50.000 karakterini elde etmeme yardımcı olan üç "karşılaşma" düzenledi. O kadar mutlu oldum ki, gece gündüz bunu ezberledim. Zamanın boşa gitmediğini hissettiğim için kalbim sevinçle doldu. Bazen yarı uykuluyken sanki havaya uçuyormuşum gibi hissettim. Karımı düşündüm, çünkü onun da Dafa kitaplarına ihtiyacı vardı. Bu yüzden ona yazdığım mektupların içeriğine Fa'yı dahil etmeye çalıştım.

İki kez, mektupların saklandığını ve kendisinin almadığını biliyordum ve üzülmüştüm. Daha sonra eşim bana endişelenmemem gerektiğini söyleme fırsatını yakaladı, çünkü Shifu hücresinde bir uygulayıcı arkadaşının bulunmasını ayarladı ve uygulayıcı Falun Dafa'nın ana kitabı Zhuan Falun'u ezberden okuyabildi. İlk düşüncem şuydu: “Shifu çok harika! Shifu’nun düzenlemesi çok mucizevi!”

Gözaltı merkezinde geçirdiğim iki yıl boyunca, görünüşte tesadüfi birçok olay yaşandı ve bunların hepsinin, yüce merhametli Shifu tarafından ayarlandığını biliyordum. Hepsi birbiriyle bağlantılıydı ve yaratıcılığı kelimelerin ötesindeydi. En son transfer edildiğimde, bir uygulayıcı arkadaşla karşılaşmadım ve yakında oradan ayrılacağımı biliyordum. Yaklaşık iki ay sonra eşim ve ben aynı anda gözaltı merkezinden serbest bırakıldık. Ayrılmadan önce hücremdeki insanlar benim için bir veda partisi düzenlediler. Hepsi bana teşekkür etti. Şöyle dedim: "Eğer bende bazı iyi yönler görüyorsanız, lütfen Falun Dafa’yı uygulamaya başladıktan sonra daha iyi bir insan olduğumu unutmayın. Umarım her zaman 'Falun Dafa iyi; Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi” sözlerini hatırlarsınız.”

Gözaltı merkezinde geçirdiğim iki yıl boyunca pek çok iniş ve çıkışlar yaşadım. Shifu’nun kutsaması ve ilgisi olmadan bunu başaramayacağımı kalbimden çok iyi biliyordum. Shifu’ya merhameti ve bunca yıldır beni koruduğu için çok minnettarım. Ayrıca uygulayıcı arkadaşlarıma özverili yardımları için de çok minnettarım.