(Minghui.org) Biz Falun Dafa uygulayıcıları, gözaltı merkezlerinde tanıştığımız insanlar üzerinde olumlu bir etkiye sahibiz. Aşağıda bir gözaltı merkezinde tanıştığım iki kişi ile aramızda geçenleri anlatacağım.

Peng

Peng, Rus kökenli bir Çinliydi. Genç, uzun boylu, ince ve çok güzeldi. Bir gün şafak vakti başkalarıyla birlikte benim hücreme nakledildi. Gözaltı merkezi, herkesin her sabah, öğleden sonra ve gece televizyonda beyin yıkama programları izlemesini şart koşuyordu. Bağdaş kurarak oturmak zorundaydık ve her 45 dakikada bir on dakikalık mola vardı. Tutukluların çoğu için bağdaş kurarak oturmak zordu. Bense televizyonu hiç izlemedim ve arkada bir yerde oturup ezberden Zhuan Falun'u okudum. Peng uzun boylu olduğu için arkada bana yakın bir yerde önümde oturmuştu.

Bir molada yanıma geldi, bana baktı “Ne okuduğunu net duyamadım ama kendimi çok rahat hissettim. Seni dinleyebilir miyim? Bir süre dinledi ve "Harika!" diye haykırdı.

Bundan sonra, teneffüs sırasında birkaç kez yanıma geldi ve ona Falun Dafa'yı anlatmamı istedi. Küçükken tanrılara ve Buda'ya inandığını ve bazı mistik deneyimler yaşadığını söyledi. Ona söylediklerimi çabucak anladı ve Çin Komünist Partisi'nden (ÇKP) ve onun gençlik örgütlerinden ayrılmayı kabul etti. Ona nasıl meditasyon yapılacağını da gösterdim. "Meditasyon yaparken ne düşünmeliyim?" diye sordu.

"Sadece 'Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi' diye düşünüyorsun" diye yanıtladım.

Bir sonraki teneffüste yanıma geldiğinde, “Ne kadar harika! Bacaklarımı on dakika kadar bağdaş oturduğumda genellikle ağrıyordu, ama ben sadece 'Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi' diye tekrarlamaya devam ettim. Tüm bu süre boyunca bu cümleleri tekrarlarken vücudumun çok rahat olduğunu hissettim, sanki su üzerinde yüzer gibiydim."

Gözaltı merkezinin kurallarına aykırı olarak gözaltına alınan bir Falun Dafa uygulayıcısı ile Fa'yı çalışmakta ve egzersizleri yapmakta ısrar ettiğim için, "yeni mahkûm hücresine" transfer edildim. Kısa bir süre sonra Peng'in serbest bırakıldığını duydum.

Bin

Bin'i "yeni mahkûm hücresinde" tanıdım. Daha önce başka bir hücredeymiş ama o bölümün sorumlusunu gücendirdiği cezalandırılmak amacıyla, ben gelmeden bir gün önce bu hücreye nakledilmişti.

"Yeni mahkum hücresi", diğer tutuklular tarafından "şeytanın hücresi" olarak adlandırılıyordu ve burada yeni gelenler gerçekten zor anlar yaşıyordu. Hücre başkanı, yeni tutuklulara acı çektirmek için mümkün olan her yolu kullanıyordu. Atmosfer çok iç karartıcıydı. Bu hücrede tutulan hemen herkes travmatik acılar çekerlerdi.

Oradaki ikinci günümde Bin ile iyi arkadaş oldum. Bana yaklaşık on yıl önce bir şirkette çalıştığını ve şirketin sahibinin bir Dafa uygulayıcısı olduğunu söyledi. O zamanlar gençti, evinden uzakta çalışıyordu ve hafta sonları gidecek yeri de yoktu. Patronu onu neredeyse her hafta sonu evine davet ediyordu ve ona ailesinden biri gibi davranıyordu Daha sonra ÇKP, Falun Dafa'ya zulmetmeye başladığında, patron Almanya'ya gitmiş ve orada çok iyi bir hayat kurmuştu.

Bin'in patronu ona Falun Dafa'dan bahsetmişti ama o, uygulama hakkında net bir anlayışa sahip değildi. Bu yüzden ona daha etraflıca gerçeği  açıkladım ve o da mutlu bir şekilde, "En sonunda Falun Dafa'nın ne olduğunu anlıyorum" dedi. ÇKP'yi bırakmasını önerdim ve ÇKP’den ayrıldı ve ayrıca ona içtenlikle "Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi" demesini ve böylelikle kutsanacağını söyledim. Bunu unutmayacağını söyledi.

Aynı Peng gibi Bin, de teneffüslerde uzun süre bağdaş kurarak oturduğunda bacaklarında ağrı hissettiğini, ancak "Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi" demeye başlar başlamaz ağrının geçtiğini söyledi. Herhangi bir acı hissetmiyorum, dedi. Onun adına çok mutlu oldum.

Bu makalede ifade edilen görüşler, yazarın kendi görüşlerini veya anlayışlarını temsil eder. Bu web sitesinde yayınlanan tüm içeriğin telif hakkı Minghui.org'a aittir. Minghui, çevrimiçi içeriğinin derlemelerini düzenli olarak ve özel günlerde yayınlanmaktadır.

Çince versiyonu mevcut