(Minghui.org) 2014’de karar verildiğinde Dalian Gözaltı Merkezinde altı gündür açlık grevi yapıyordum. Hücre penceresi açıldığı sırada duvara yaslandığımı hatırlıyorum. Bir gardiyan başını sokup dedi ki: “Kararın verildi. 6 yıl hapse mahkum edildin. Temyiz başvurusunda bulunmak istiyor musun?” “Evet, tabii ki.” dedim. Hücre sorumlusunu aradı ve ona dedi ki: “Müdür temyiz başvurusunda bulunmak isterse ona sadece bir parça kağıt ve on dakika verin dedi. Onu izlersiniz ve kimsenin ona yardım etmesine izin vermezsiniz.”

Başvurum

Yazdım, “Hava bedava. Haber bilgileri neden özgürce dolaştırılmıyor? Çinliler gerçeği öğrenmeye özlem duyuyor. Dileklerini izledim ve onlar için NTDTV’yi çekecek uydu bağlantısı kurdum ve onlara gerçeği söyledim. Ne suç işledim? Burada ÇKP’nin (Çin Komünist Partisi) politikalarını izleyen ve Falun Dafa uygulayıcılarına zulmeden resmi dairelerdeki o insanları şu andan itibaren bunu yapmayı bırakmaları için ciddiyetle uyarıyorum. Kendinizi geri döndürmek için hala zamanınız var. Zulüm politikasını izlemeye devam ederseniz, Falun Dafa ve uygulayıcılara karşı işlediğiniz suçları ödeyemeyeceksiniz.”

Hücre sorumlusu başvurumu okumayı bitirdikten sonra bana hayranlıkla baktı ve dedi ki: “Çok cesursunuz. Bunu yazarsanız daha ağır bir ceza verileceğinden korkmuyor musunuz? Başvurunuzda kendinizi hiç savunmuyorsunuz.”

Avukatım gözaltı merkezinde beni görmeye geldiğinde dosyamı okuduktan sonra bana neden temyiz başvurusunda bulunmadığımı sordu. Dosyamda hiç başvuru olmadığını söyledi.

Neredeyse Ölümcül Kan Basıncı

On gündür açlık grevi yapıyordum. Bir doktor serum verildikten sonra kan basıncımı ölçtü, ama makine üçüncü denemeye kadar bir değer göstermedi. Küçük tansiyon 10’du ve büyük tansiyon değeri 60’dı. Doktor ve güvenlik görevlileri korkmuştu. Bir ambulans aradılar ve beni acil tedavi için Dalian 210 Hastanesine götürdüler. Hastanede işbirliği yapmadım. Sonunda bir gözaltı merkezi memuru benimle konuştu ve merkez tıbbi kefaletle serbest bırakılmam için başvuruda bulunduğu ve durumum stabil olduğunda beni serbest bırakacağı için benden savaşmamamı istedi.

İki yargıç beş gün sonra koğuşa geldi. Aleyhimde verilen kararı okudular: Başvurum reddedilmişti ve asıl ceza yürürlükteydi.

Dabei İlk Hapishanesine Götürülme

Açlık grevimin 16. gününde sabah saat 4:30’da dört polis memuru mahkumlara beni alt kata taşımaları talimatını verdi. Bir hapishaneye giden bir minibüse konuldum. Dört mahkum beni yukarıya taşıdı. Fotoğrafım çekildi ve parmak izlerimi almaya çalıştılar. İşbirliği yapmayı reddettim. Yarım saat sonra bir minibüse taşındım. Birkaç uygulayıcı içerisindeydi.

Birkaç saat arabayla gittikten sonra, sürücü bağırdı, “Dabei İlk Hapishanesine [Shenyang Şehri, Liaoning Eyaleti] geldik.” Kalbim biraz dalgalandı. Bunun Falun Dafa uygulayıcılarına zulmetmekte uzmanlaşmış olan kötü bir hapishane olduğunu biliyordum. Birçok uygulayıcı orada ölmüştü. Sakinleştim ve kendime dedim ki: “Bunun üstesinden gelebilirsin.”

Diğer uygulayıcılara birbiri ardına hapishaneye kadar eşlik edildi. Sonunda tek ben kaldım. Hapishane gardiyanı beni minibüste uzanırken gördüğünde dedi ki: “Durumu fazlasıyla kötü olduğu için onu kabul etmeyeceğiz.” Minibüsteki polis memuru tedirgin oldu ve bir üstüne telefon etti. Hapishane beni kabul etmede hemfikir olana kadar neredeyse bir saat konuştular. Daha sonra 610 Ofisi ve Siyasi ve Hukuki İşler Komitesiyle iletişime geçip onlara açlık grevim yüzünden üç kez serbest bırakıldığımı ve bu kez hiçbir koşul altında serbest bırakılmayacağımı söylediklerini öğrendim. Böylece Dabei İlk Hapishanesine taşındım.

Zulmü Reddedip Bir Uygulama Ortamı Yaratın

Karanlık bir odaya taşındım. Hiç kimse benimle ilgilenmedi. Bir mahkum hala hayatta olup olmadığımı görmek için her birkaç saatte bir içeri girip bana dokunuyordu. Bir gün bir hapishane gardiyanı birkaç mahkumdan beni ofisine taşımasını istedi. İsminin Jin Xu olduğunu ve 19. koğuş şefi olduğunu söyledi.

“Dosyanı gördüm,” dedi. “Daha önce tıbbi kefaletle üç kez serbest bırakılmışsın. Durumun özel. Burada mahkumların ölmesi çok normaldir. Yemeye başlarsan, seni zorla dönüştürmeyeceğimizi garanti ediyorum. Günlük ihtiyaçlarını satın alabilirsin ve ailen seni ziyarete gelebilir.” Bunu düşündüm ve kabul ettim. Oradan canlı çıkmalıydım.

Jin Xu yemeye başladığımı gördüğünde kayboldu. Ama sadece karımı bir kez görmeme izin verdiler. Sebebi karımın bana şunu demesiydi, “Herhangi bir mahkum seni dövmeye cüret ederse, bana söyle. Gardiyan seni döverse onun kimlik numarasını hatırlayıp bana söyle, ona dava açacağım.” Karımı görmeme artık izin vermediler.

19. koğuş uygulayıcıların hapsedilip zorla dönüştürüldüğü yüksek-güvenlikli bir alandır. Bir uygulayıcı üç ifadeyi yazmazsa, erkek veya bayan tek kişilik hücre hapsinde tutulup dönüştürülünceye kadar bir kaplan oturağında kısıtlanır. Böylesine acımasızlık altında bile bazı uygulayıcılar kararlı kalıp dönüştürülmeyi reddettiler.

Oradaki yemekler korkunçtu ve bize yeterince yemek verilmiyordu. Uzun bir dönem açlık grevi yaptım. Sağlığım yetersiz beslenmeden dolayı kötüydü. Tuvalet kağıdı bile dahil temel gereksinimler yoktu. Bunu kabul etmeli miydim? Hapishane kanunuyla korunuyor olmalıydık. Mahkumlar aile üyelerini görme ve yemek satın alma hakkına sahiplerdir.

Hücre sorumlusuna gidip dedim ki: “Hapishanenin bizi temel yaşama haklarımızdan yoksun bırakmasını protesto etmek için bugün bir açlık grevine başlayacağım. Gardiyan Jin Xu bana ailemi görüp malzeme satın alabileceğim konusunda söz verdi. Gardiyanlar neden sözlerini tutmuyorlar?”

Mahkumlar beni açlık grevinden vazgeçmeye ikna etmeye çalışmak için yanıma geldiler. Onlara Jin Xu’nun sözünü tutmadığını söyledim. Açlık grevindeyken beni zorla beslediler ve bana işkence ettiler. Etkilenmedim. Açlık grevi haberlerim Minghui websitesinde yayınlandığında korkmuşlardı. Benimle her gün konuşuyorlardı. Açlık grevinin 18. gününde koğuşumdaki gardiyan malzeme satın alıp her ay karımı görebileceğim konusunda bizzat söz verdi. Her gün egzersizleri yapma hakkı talep ettim. İtiraz etmediler.

Ondan sonra Dabei İlk Hapishanesindeki 19. koğuşta egzersizleri yaptım. Durum ne kadar kötü olursa olsun, Fa’yı okuyup egzersizleri yapmaya devam ettim. Diğer uygulayıcılar cesaretlenmişlerdi ve onlar da temel haklarını talep ettiler. Sonunda hapishane temel gereksinimlerimizi satın alabileceğimiz konusunda hemfikir oldu.

Hapishanede Onurlu Bir Şekilde Fa’yı Onaylamak

Hapishanede zaman algısına sahip değildim. Bir yıldan fazla süre 19. koğuştaydım ve birçok uygulayıcı dönüştürülmedi. Hücreler daha fazla uygulayıcıyı barındıramıyordu. Çin Yeni Yılından önce bizi dönüştürmek için uygulayıcıları diğer hücrelere nakletmeye karar verdiler. Uygulayıcılar çeşitli kanallar aracılığıyla bunu öğrendi.

19. koğuştaki uygulayıcıları dönüştürmekten sorumlu gardiyan Aralık 2015’de bir gün benimle konuşmaya geldi. Dedi ki: “Hepiniz farklı hücrelere yeniden yerleştirileceksiniz. Hepiniz karanlık hapsine kapatılma, sigara çakmaklarıyla yakılma, uykudan yoksun bırakılma, vb. yöntemler kullanarak zorla ‘dönüştürüleceksiniz.’ Lütfen bunun hakkında düşünün ve bilmeme izin verin.”

Hücreye geri geldiğimde uygulayıcı Aiping ile karşılaştım. Elbise yıkıyordu. Uygulamada çok kararlıydı ve işkenceye uğramıştı. 19. koğuşta en uzun süre kalan kişiydi. Endişeli olduğunu gördüm. Ona haberi duyup duymadığını sordum. Başıyla onayladı. Dedim ki: “Kararlı kalmak kişinin hayatını kaybetmesinden daha değerli.” Hemfikir oldu.

Ertesi sabah birçok gardiyan çıkageldi. Her şeyi paketlememiz söylendi ve her kim çağrılırsa eşyalarıyla ayrılmak zorundaydı. 2. koğuşa nakledildim. Uygulayıcı Aiping 1. koğuşa nakledildi. Bu koğuşlar en kötü olanlarıydı. İkimiz de bize zulmetmeye başlamalarından önce bir açlık grevi başlattık. Uygulayıcıların doğru düşünceleri ve doğru eylemleri nedeniyle Dabei İlk Hapishanesindeki bu yeni zulüm silsilesi bir ay sonra sona erdi. Çoğu uygulayıcı uygulamasında çok kararlı kaldı.

2. koğuşta işbirliği yapmadım. Her gün Fa’yı çalıştım ve egzersizleri yaptım. Gündelik ihtiyaçları satın aldım ve ayda bir kez karımı gördüm. Sonraki yıllarda her ne engelleme olursa olsun, aynı yolu izledim. Yasal dayanağı olmayan ortamla savaşmak için birçok kez açlık grevine girdim. Gardiyanlar asla beni dönüştürmeye çalışmadılar.

“Shifu Li Şaşırtıcı!”

Ocak 2018’de bir gün bir gardiyan mahkum ekibi sorumlularına hapishanenin mahkumlardan işe erken gelmeye başlamalarını, geç vakitte bitirmelerini ve yoklama sırasında çömelmelerini talep ettiğini söyledi. İtaat etmeyen herhangi kimse cezalandırılacaktı. Ekip sorumlusu geri döndü ve bir toplantı düzenledi. Dedi ki: “Herkes dikkatlice dinlesin. Çömelmeyen her kimse cezalandırılmaya hazır olsun.”

O akşam işi bitirdiğimizde, yüzlerce mahkum beş sıra halinde ayakta durdu. Gardiyan emretti: “Sayım,” benim dışımda herkes çömeldi. Orada ayakta durdum ve hiçbir şey söylemedim. Herkes bana bakıyordu. Gardiyan bana bağırdı, “Neden çömelmiyorsun?” Ona bakıp gülümsedim. O anda Shifu Li’nin öğrencisi olmaktan çok gurur duydum. Durumun iyi olmadığını görmesi üzerine, bir mahkum bunu hafifletmeye çalışarak dedi ki: “O öyledir. Onu sadece görmezden gelin. Herkes ayakta dursun. Bugünlük hepsi bu kadar. Bunun hakkında yarın sabah konuşacağız.”

O gece herkes benim hakkımda konuştu. Bazısı dedi ki: “Şu Falun Gong uygulayıcısına bakın. Shifu Li şaşırtıcı. Öğrencisine bir kuruş vermiyor ama öğrencisi ölüm riskiyle yüzleşirken bile hala onu izliyor.”

Ertesi gün gardiyan bana biraz yakındı. Hepsi bu kadardı.

Doğru düşüncelerim ve eylemlerim, Dafa ilkelerine uymam nedeniyle mahkumlar bana saygı duyuyorlardı. Gardiyan bana nadiren sıkıntı çıkardı. Sorumlu mahkum bana çok saygı duyuyordu. Beni gözetleyen mahkumlar bende kusur bulmuyorlardı. Onlardan bazıları benimle iyi arkadaş oldular. Bu daha sonra onlara gerçeği açıklamam için iyi bir temel oluşturdu.

Gerçeği Açıklamak ve Hapishanedeki İnsanları Kurtarmak

2. koğuştaki genç bir uygulayıcı oraya gönderildikten kısa bir süre sonra “dönüştürülmüştü.” Her gün ağır işler yapmak zorundaydı. Orada olduğum için mutluydu. Her ne zaman fırsatı olsa beni görmeye geliyordu. Onu hep cesaretlendiriyor ve ona cesaretinin kırılmamasını söylüyordum. Düştüyse bunun önemli olmadığını, ayağa kalkması gerektiğini söylüyordum. Ona Shifu’nun makalelerini gösterip ondan Fa’yı izleyerek kendini geliştirmesini istiyordum.

Gardiyan genç uygulayıcıya yakın olduğumu gördüğünde, beni daha sert bir hücre hapsine koymak için bir bahane buldu. 18 gün açlık grevi yaptım. Genç uygulayıcı gerçekten gelişti ve uygulamayı bırakma ifadesini geçersiz kılan resmi bir beyan yazdı. Çalışmayı reddetti. Gardiyan bunun benim yüzümden olduğunu düşündü, bu nedenle genç uygulayıcıyı başka bir hücreye naklettiler. Bu genç uygulayıcı serbest bırakıldığında uygulamada kararlı kaldı.

Birçok mahkum bu kadar çok açlık grevi yaptıktan sonra hala sağlıklı olduğumu gördüğünde gerçek güce sahip olduğumu düşündü. Bazıları bana okumaları için Falun Gong kitaplarımın olup olmadığını sordular. Bir mahkum daha önce bir Taoist xiulian uygulaması yapıyordu, ona Zhuan Falun’u ödünç verdim. Onu iki hafta okudu ve bana dönen Falun’u hissettiğini söyledi. Ona Shifu’nun onunla şimdiden ilgilendiğini söyledim. Zhuan Falun’u okumayı bitirdi ve birkaç ay sonra serbest bırakıldı. Falun Dafa’yı kesinlikle uygulayacağını söyledi.

2. koğuştayken, etrafımdaki neredeyse tüm mahkumlar ÇKP ve bağlı örgütlerinden çekildiler.

Ne Olursa Olsun Zhuan Falun Benimle Olacak

Hapishaneye geldikten sonra çok geçmeden Zhuan Falun’un bir nüshasını almayı başardım. O kadar mutluydum ki o gece güçlükle uyudum. Shifu’ya söz verdim: Kitap hayatta olduğum sürece benimle olacak. Çalışma alanında kitap okumak uygun değildi. Her gece mahkumlar yattığında, paragraf paragraf elle kopyaladım. Çalışma alanına el kopyasını getiriyordum ve gün içerisinde onu ezberliyordum. Günden güne ve yıldan yıla zorluklarım olmasına karşın, yanımda Fa’ya sahip olduğum için şanslı ve mutlu hissediyordum.

Bir gün hücre sorumlusu yanıma geldi ve dedi ki: “Bazı mahkumlar kitabı elle kopyaladığını gördüler. Bana sıkıntı yaratma. Kitabı nerede okuduğun umrumda değil ama hücrede okuma.” Kitabı kopyalayamadığım için Zhuan Falun’u okumak için çalışma alanına götürdüm. Orası tozlu olduğu için atölyede bir müddet sonra kitap kirleniyordu. Üzgündüm. Değerli kitabım kirlenmişti. Ne yapmalıyım? Onu temizlemeye karar verdim. Bir kauçuk silgi ödünç aldım ve kitabı sayfa sayfa temizledim. Bir gün o kadar odaklanmıştım ki tam yanımda oturan yeni koğuş müdürünü görmedim. Kitabıma el konuldu. Son derece kızgındı, ekip sorumlusu ve hücre sorumlusunu cezalandırdı.

Ertesi gün ekip sorumlusu ve hücre sorumlusundan özür diledim. Dedim ki: “Değerli kitabıma iyi bakmadığım için üzgünüm. Size sıkıntı yarattım. Sonuca katlanmak zorundayım. Shifu’ma hayatta olduğum sürece kitabın benimle olacağına dair bir söz verdim. Kitap gittiği için, yaşamak istemiyorum. Şu anda bir açlık grevi başlatacağım.”

Sekiz gün açlık grevindeydim. Her gün her zamanki gibi çalıştım ve yatağı kendim yaptım. Hiçbir yardıma ihtiyaç duymadım. Mahkumlar şaşırmışlardı. Sıradan bir kişi yedi gün açlık grevi yapmasının ardından ölüm tehlikesiyle yüzleşiyor olurdu. Ama ben hala her zamanki gibi çalışıyordum. Bu insanlara Falun Dafa’nın ne kadar olağanüstü olduğunu gösterdi. Değerli kitabımı geri aldım.

Kanunu Çiğnediği İçin Dava Açılan Hapishane

Karım benim için dava açmak amacıyla bir avukat tuttu. Avukat bana bir belge getirdi ve benden onu imzalamamı istedi, ama koğuş gardiyanı belgeyi almama engel olmak için her türden bahaneyi buldu. Onu imzalayamadım. Karım hapishanedeki farklı şubelere müracaat etti ama onlar sorumluluğu birbirine yıktılar. Gardiyanlarla defalarca konuştum. Her çeşit bahaneyi buldular. Bu bir yıl devam etti.

Karımla görüştüğümde, dedi ki: “Hapishane bizi engellediği için yasal prosedürlerle devam edemiyoruz. Kanuna göre, Dabei İlk Hapishanesi ve yöneticilerine karşı dava açacağız.” Bir hafta sonra idareci yanıma geldi ve davadan bahsetti. Hiç kimsenin onu engellemeye cesaret edemediğini söyledi. Benim için prosedürü tamamlamak zorundaydı.

Karım Zulme Karşı Çıkmama Yardım Ediyor

Karım ve ben 1999’da zulüm başladıktan sonra evlendik. Oğlum bir aylık bile değilken Falun Dafa için temyiz başvurusunda bulunmak için Pekin’e gittim. Tutuklandım, hapsedildim ve zulme uğradım. Karım ÇKP’nin propagandası tarafından kandırılmıştı, şikayet edip benimle kavga etti. Ama Falun Dafa hakkındaki gerçeği öğrenip diğer uygulayıcıların bana yardım ettiğini gördüğünde benliksiz davranışlarından gerçekten etkilenmişti.

Bu kez tutuklandığımda beni tutuklayan polis memurunu sorgulamaya gitti ve bana neden zulmettiğini sordu. Polis memuru o kadar korkmuştu ki davamı ele almaya cesaret edemedi. Açlık grevindeyken hücremden sorumlu gardiyanın telefon numarasını bulmayı başardı ve onu her gün çaldırdı. Ona Falun Dafa uygulayıcılarını mahkum edebilecek hiçbir yasal koşul olmadığını söyledi. Bu hapishanede üzerimdeki baskıyı hafifletti.

Başka bir hapishaneye nakledileceğimi öğrendiğinde, karım hemen o hapishaneye gitti ve hapishane yöneticilerine çok zayıf olduğumu ve her dakika ölebileceğimi söyledi. Dedi ki: “Onu kabul etmeye cesaret ederseniz, herhangi bir sorun olursa size dava açacağım.” O hapishane beni kabul etmeye cesaret edemedi.

Karım Dabei Hapishanesinde tutulduğum altı yıl boyunca her ay beni görmeye geldi. Paradan tasarruf etmek için asla yüksek hızlı treni kullanmadı ve sadece normal treni kullandı. Sabaha karşı iki veya üçte Shenyang’a varıyordu. Daha sonra beni görmek için hapishaneye giden bir otobüse biniyordu. Beni sadece beş dakika görebilmek için öğlene kadar beklemek zorundaydı. Sadece birkaç cümle söyleyebiliyorduk ve daha sonra ayrılmak zorunda kalıyordu.

Uygulamada kararlı olduğum için, bazen ziyaret ettiğinde onu görmeme izin verilmiyordu. Ağlayarak ayrılıyordu. Bir gün beni gördüğünde çok mutluydu. Gelecek sefer beni görmesi için oğlumuzu getireceğini söyledi. Ama sonraki sefer beni görmelerine izin verilmedi. Daha sonra sorumlu mahkumdan, gardiyan Jin Xu’nun Falun Dafa’yı karalamadıkça beni görmelerine izin vermeyeceğini öğrendim. Karım bunu yapmayı reddetti ve Jin Xu ile tartıştı.

Başka bir seferinde, daha sert bir hücre hapsindeydim. Karım beni görmedi. Hücrelere gitti ve beni aradı. Denetçi gardiyan onunla anlaşmaya çalıştı. Karım ona onları videoya çekeceğini ve onları çevrimiçi ifşa edeceğini söyledi. O kadar korkmuşlardı ki polisi aradılar. İşler ancak karımın cep telefonundaki fotoğrafları sildiklerinde sakinleşti. Daha sonra gardiyan bana dedi ki: “Çok şanslısın. Karın olmasaydı, hapishane yaptığın şeyden dolayı seni öldürecekti.”

Karım Dafa tarafından kutsandı. İyi bir işi var. Oğlum sıkı çalıştı ve bir üniversiteye kabul edildi. Yaşlı anne-babalarımız sağlıklı.

Bunca yıl boyunca benliksiz yardımları için denizaşırı uygulayıcıların yanı sıra yerel uygulayıcılarımıza destekleri ve Minghui websitesindeki bana karşı zulmü azaltmaya yardımcı olan seri haberleri için teşekkür etmek istiyorum.

Bu makalenin zorluklar içindeki uygulayıcıları ve ailelerini cesaretlendirebileceğim umuyorum.

Bu makalede ifade edilen görüşler, yazarın kendi görüşlerini veya anlayışlarını temsil eder. Bu websitesinde yayınlanan tüm içeriklerin telif hakkı Minghui.org'a aittir. Minghui, düzenli olarak özel günlerde çevrimiçi içeriğin derlemelerini yayınlayacaktır. 

Çince versiyonu mevcut