(Minghui.org) Yue E’nin hayatının en güzel dönemi, 58 yaşında başladı. Çünkü o yıl Falun Dafa’yı (Falun Gong) uygulamaya başladı. O andan itibaren türlü hastalıkların bedeni üzerindeki işkencesinden kurtuldu, kocasını kaybetmenin acılı yasından çıktı, kara bulutlarla dolu yaşam çizgisini değiştirdi ve yepyeni bir hayata kavuştu. Bu yıl 80 yaşında olan Yue E, huzurlu ve neşeli kalbiyle, Shifu Li Hongzhi’ye derin bir minnet duyuyor. Onun için, uygulamadan sonraki her gün, yeniden doğmak anlamına geliyor.

Zor Bir Çocukluk ve Gençlik

Küçükken, Yue E’nin ailesi yoksuldu. Anne babası tarlada çalışarak geçimlerini sağlıyor, sekiz çocuğu büyük zorluklarla yetiştiriyorlardı. İlkokulu bitirdikten sonra Yue E, bir terzi ustasının yanına çırak olarak girdi ve meslek öğrenirken aile bütçesine katkıda bulundu. Terzi ustasının dürüst ve sorumluluk sahibi bir arkadaşı vardı. Bu kişi, Yue E için de çok uygundu. Böylece ustası ikisini tanıştırdı.

Yue E şöyle anlatıyor: “Biz çok gelenekseldik, öyle randevulaşma falan yoktu. Karşı tarafı insan olarak beğenince hemen nişanlandık. O sırada nişanlım Keelung’da (Jilong) çalışıyordu, ben ise Tainan kırsalında elbise dikiyordum. İki buçuk yıl sonra ancak küçük bir ev satın alınca evlenebildik.”

Evlilik Hayatı ve Sağlık Sorunları

Evlendikten sonra Yue E, adeta iki uçtan yanan bir mum gibiydi. Kocası itfaiyeci olduğundan, tayfun çıktığında komuta merkezine gidip emir veriyor, bazen deniz kıyısında kurtarma çalışmalarına katılıyor, üstüne üstlük toplumda bitmek bilmeyen vakalarla uğraşıyordu. Kocası evde olmadığında, Yue E bir yandan iki küçük çocuğa bakarken, diğer yandan dikiş makinesinin başına geçip ek gelir elde etmeye çalışıyordu.

Şöyle diyor: “O zamanlar bir elbise dikmek sadece 25 Tayvan doları kazandırıyordu. Eğer elbise işi yoksa, hafta sonları resmi kurumların mutfağında yardım edip yemek yaparak günlük 200 Tayvan doları kazanıyordum. Yaşam zordu, çok para kazanamıyordum. Ama kocam bana çok iyi davranırdı. Tek moralimi bozan, benim bitmek bilmeyen sağlık sorunlarımdı.”

Yue E 23 yaşında evlendi. Gençlik yıllarını tamamen ailesine adadı. Ancak çocuklar büyümeye başladığında, kendi sağlığının giderek kötüleştiğini fark etti: “36 yaşımda mide ülseri oldum, dört kez endoskopi yapıldı. Bunun dışında baş dönmesi, sinüzit, alerjik rinit gibi hastalıklarım vardı. Mide problemim çok ciddiydi, yemek yediğimde mide asidi yükselir, hazımsızlık çekerdim. Bu aynı zamanda kabızlığa da yol açıyordu. Ayrıca ayaklarımda da ‘Hong Kong ayağı’ dedikleri mantar vardı. Baştan ayağa kadar sağlıklı bir noktam yoktu diyebilirim.”

Üç günde bir hastaneye gitmek sıradan olmuştu; Yue E artık hastanenin gedikli hastalarındandı. En kötüsü de sık sık gece yarısı bayılıp acilen ambulansla hastaneye kaldırılmasıydı. Böylece yirmi yıla yakın bir süre, bitmek bilmeyen ıstıraplarla geçti. Bu uçsuz bucaksız acıların içinde sık sık sorardı: “Neden hayatta bu kadar çok işkence, bu kadar çok acı var? Ne zaman bu azaptan kurtulacağım?”

Falun Gong'u Uyguladıktan Sonra Hayatında Yeni Bir Umut Doğdu

2002 yılında, Yue E 55 yaşındaydı. En küçük kız kardeşi, onun sürekli inleyip sızlanmasına, solgun benizli haline dayanamayıp ciddiyetle şöyle dedi: “Şu an senin bedenini değiştirebilecek tek şey Falun Gong!”

Kız kardeşi bir ortaokul öğretmeniydi. Bir meslektaşı aracılığıyla Falun Gong’u tanımış ve uygulamaya başlamıştı. Onun sabırlı rehberliğiyle Yue E de birlikte öğrenip egzersizleri yapmaya başladı. Yue E şöyle anlatıyor: “Egzersiz yaparken avuç içlerim çok ısınıyordu, iki elimde güçlü bir enerji hissediyordum. Bir süre sonra vücudum eskisine göre çok hafifledi; sanki bisiklet sürerken biri beni arkadan itiyor gibiydi, yürürken bile adeta ayaklarım yere değmiyormuş gibi hafifti.”

 Yue E, Olağanüstü Güçlerin Kuvvetlendirilmesi Beşinci Egzersizini Uygularken

 Yue E, Shifu’nun göksel gözünü açtığını ve ona diğer boyutların saf ve kutsal halini bizzat gösterdiğini söylüyor: “Bir defasında aniden altın ışıklarla parıldayan bir Falun gördüm. Gökyüzünde katman katman dizilmiş, sayısız Buda, Tao ve Tanrı vardı. Hepsi beyaz cübbeler giyiyordu; görüntü çok görkemli ve muhteşemdi. Başka bir sefer de meditasyonda derin dinginliğe girince, kendimi sürekli yukarı doğru yükselirken hissettim. ‘Aaa, neden bu kadar yükseğe, bu kadar uzağa çıktım, burası Falun Dünyası mı?’ diye sordum. O anda bir ses bana ‘Henüz değil’ diye yanıtladı ve ben o an meditasyondan çıktım.”

Bedeni olağanüstü hisler yaşamaya başlamasına rağmen, Yue E hala düzenli olarak ilaçlarını almak için hastaneye gidiyordu. Ta ki bir gün, bir uygulayıcı ona “Falun Gong sıra dışıdır” diyinceye kadar. Evine dönünce bu “sıra dışı sözcüğünün anlamı üzerinde iyice düşündü. Sonunda bu kelimenin yüceliğini ve ne anlama geldiğini anladı ve tüm ilaç kutularını çöpe attı. O günden sonra, Yue E sanki yeniden doğmuş gibiydi: “O günden sonra bir tane bile ilaç almadım. Kendimi tamamen hafif, rahat hissediyordum. Merdivenleri koşarak inip çıkabiliyordum. Bu, eskiden hayal bile edemeyeceğim bir şeydi.”

Duygusal Engelleri Aşmak ve Yaşamda Yeni Bir Sayfa Açmak

2005 yılında, kocası hastalık sonucu vefat etti. Gökyüzünde çakan bir şimşek gibi gelen bu beklenmedik olay, Yue E’yi büyük bir sarsıntıya uğrattı. Şöyle anlatıyor: “Eskiden birçok şeyi kocama güvenerek yapıyordum. Aniden bu dayanağımı kaybetmek çok acı vericiydi. Sürekli ağladım, hatta kocamın peşinden gitmeyi bile düşündüm. Kız kardeşim halime dayanamayarak, ‘Ablacığım, sen zaten Falun Gong’u uyguluyorsun, Fa’yı daha fazla oku. Bu zorluğu kesinlikle aşabilirsin,’ dedi.”

 Yue E, Fa Okuması Sırasında Eksiklerini Buluyor ve İnsan Takıntılarını Bırakıyor.

Yue E, Fa’yı okudukça anladı ki insan, sayısız yaşam döngüsünde sayısız akrabalar edinmiştir. Bu ilahi bir oyundur; bazen anne-baba, bazen evlat, bazen eş olarak karşımıza çıkarlar. Ancak ister derin, ister yüzeysel olsun, bu ilişkiler sonunda dağılmak zorundadır.  

Shifu, Zhuan Falun adlı kitabın Altıncı Dersinde şöyle diyor: 

“İnsanlar bir yanılgının içerisinde yaşamaktadır ve bu şeylerden vazgeçemez. Bazı insanlar çocuklarının ölümünü unutamazlar ve onun ne kadar iyi olduğunu sayıklamayı sürdürürler veya ölmüş annesinin ne kadar iyi olduğunu sayıklamaya devam ederler. O kadar kederlidirler ki, sanki onların ardından gitmek istiyor gibilerdir. Niçin anlamıyorsunuz: Sizi yıpratmak için burada değiller mi? Bunu, rahat bir yaşam sürmenizi engellemek için yaparlar.” (Zhuan Falun, Altıncı Ders)

Yue E defalarca Fa’yı okudu ve bir aydınlanma yaşadı: “Demek ki bu bir tür sınav, bir tür yanılsama. Onu bırakmam gerekiyor. Artık kimseye bel bağlamayacağım. Tek güvendiğim Shifu ve Dafa’dır.” Dafa’ya olan sarsılmaz inancı sayesinde, kocasının ölümünden sonraki yeni yaşamına cesaretle adım attı; taşındığı yeni çevreye alıştı, kendisine tertemiz bir sayfa açtı.

Başka bir şehre taşınıp oğluyla yaşamaya başladı. Oğlu ve gelini işe gidince, Yue E bisikletine atlayıp egzersiz ve Fa çalışma noktalarına gidiyor, her sabah erken kalkıp egzersiz yapıyor, diğer uygulayıcılarla birlikte Fa’yı çalışıyordu. Ayrıca günlük öğünleri hazırlıyor, evi temizliyor, ev işleri yapıyor, geliniyle birlikte tatlı torununa bakıyordu.

Elbette aynı evde yaşayan kayınvalide-gelin arasında zaman zaman anlaşmazlıklar çıkabiliyordu. Yue E mahcup bir şekilde şöyle itiraf ediyor: “Ben biraz tezcanlıyımdır. Gelinimle yaşarken ufak tefek sürtüşmeler oluyor. Bazen anlaşmazlıklar çıktığında haklı olduğumu, neden böyle davrandıklarını sorguluyordum. Düşündükçe sinirleniyor, aklım olumsuz düşüncelerle doluyordu.”

Ancak Yue E fark etti ki öfkelenmek, yakınmak da bir çeşit duygusallıktı. Yüzeyde kimin haklı, kimin haksız olduğunun önemi yoktu. O bir uygulayıcıydı, bunu hatırlamalıydı. “Artık ne zaman şikayetçi veya öfkeli olsam, Shifu’nun Fa’sını zihnimde tekrarlayarak içime bakıp kendimi gözlemliyorum. Duygusallık takıntımı bırakıp bunu merhamete dönüştürmeye, karşı tarafın iyi yönlerini görmeye çalışıyorum. Kusurlarımı bulduğumda mahcup oluyorum, ama aynı zamanda tarif edilmez bir sevinç hissediyorum.”

Çinlilerle Bağ Kurmak

Yue E’nin her günü oldukça dolu geçiyor. Sabah egzersizini tamamladıktan sonra, internet üzerinden “RTC Platformu”na bağlanıp tanımadığı Çinli insanlara telefon ediyor. Bazen karşı tarafın şivesini anlamakta zorlanıyor, bazen de konuşma hızı yavaş kalıyor. Ama tüm zorlukları sabırla aşıyor. On sekiz yıldır her gün Çin’e telefon ediyor. Peki telefonda ne anlatıyor?

“Çin’deki adli, güvenlik ve kamu görevlilerini arayıp Falun Gong’un gerçeklerini anlatıyorum. Karşımdaki hakim, savcı veya polis şefi de olsa korkmuyorum. Tek bir düşüncem var: ‘Falun Gong uygulayıcılarına zulmetmekten vazgeçin, iyiliği seçin, sizin kurtarılmanız daha önemli.’”

Bir seferinde, Falun Gong uygulayıcılarına zulmeden Ulusal Güvenlik ekibine telefon açtığında karşı taraf çok kötü konuşuyordu. Yue E sabırla ona Falun Gong’un Çin Komünist Partisi’nin karalamalarındaki gibi olmadığını anlattı, bu zulme katılmamasını söyledi. Karşı taraf uzun bir süre dinledi, sonunda gerçekleri anladı ve Parti üyeliğinden istifa etti.

Yue E ayrıca Çinli avukatlara da telefon ederek Falun Gong uygulayıcılarını savunmalarını istiyor. Anlatıyor: “Bir keresinde bir avukat, beni dikkatle dinledikten sonra, ‘Tamam, Falun Gong davalarını alabilirim, adaleti savunmaya yardımcı olabilirim,’ dedi. Onu yüreklilik ve iyi kalpliliğinden ötürü övdüm, güldü. Başka bir avukat ise, ‘Sizin birlikteliğinize ve azminize hayranım. Dünyanın farklı yerlerinden sanırım on küsur telefon aldım,’ dedi.”

Bu telefonlar, Yue E’nin birçok Çinliyle iletişim kurmasını sağlıyor. Yue E onların adil ve iyi tarafta yer almalarını, barış ve güzellik dolu bir geleceğe sahip olmalarını diliyor.

Aileden On Üç Kişi Sırayla Uygulamaya Başladı

  Yue E (soldan ikinci) ve Ailesi, Falun Dafa Günü Yürüyüşüne Katılırken

Yue E’deki bedensel ve ruhsal değişimi gören aile üyeleri – oğlu, gelini, kızı, damadı, erkek ve kız torunu – toplamda 13 kişi olarak Falun Dafa uygulamaya başladılar.

Bazen birkaç aile üyesi bir araya geldiklerinde, üzerlerinde gerçekleşen mucizevi olayları konuşuyorlar. Yue E anlatıyor: “Bir defasında kızım araba kullanırken, aniden önündeki araca çarpmak üzere olduğunu fark ediyor. Ama mucizevi şekilde kaza olmuyor. Kızım, ‘Shifu bizi korudu,’ dedi. Damadım bir keresinde çok ağır bir nezle geçirdi, yataktan kalkamıyordu. Ama kalkıp beş takım egzersizi bir seferde yaptı ve ertesi gün işe gidebildi. ‘Dafa gerçekten inanılmaz!’ dedi. Bu tür mucizeler sayısız kere yaşandı. Shifu’nun bizim için yaptıkları için bir milyon kere teşekkür etsek az.”

80 yaşındaki Yue E, artık yaşamının her anını büyük bir minnetle değerlendiriyor. İçtenlikle şöyle diyor: “Shifu beni bu dünyada buldu, beni arındırdı. Eski hayatımda, karmayla dolu sıradan bir insandım. Şimdi ise sağlıklı, mutlu ve son derece huzurlu bir Dafa uygulayıcısıyım. Uygulamamı sağlam şekilde sürdüreceğim. Daha fazla insanın Falun Dafa’nın iyi olduğunu bilmesini istiyorum!”