(Minghui.org) Aşağıda, menfaat arzusunu, kıskançlığı, gösteriş ve sevinç (coşku) duygusunu bırakmakla ilgili kendi deneyimlerimden küçük kesitleri paylaşmak istiyorum. Eksik veya uygun olmayan bir nokta görürseniz, lütfen merhametle düzeltiniz.
1. Menfaat Arzusunu Bırakmak
2018 yılının Haziran ayında, gerçekleri anlatma sürecinde iftira edilerek polise şikâyet edildim; karakola götürüldüm ve ardından hukuka aykırı bir şekilde beş gün “idari gözaltı” cezası aldım. 2021 yılının Temmuz ayında yine gerçekleri anlatırken bir başkası tarafından tekrar iftiraya uğrayıp şikâyet edildim ve yedi gün “idari gözaltı”na mahkûm edildim.
İkinci defa hapse atıldığım dönem ve çıktıktan sonraki uzun bir süre boyunca, ağır bir olumsuz maddenin beni zaman zaman sardığını açıkça hissettim; bu da beni yıpratacak kadar karamsar ve huzursuz kılıyordu. Sadece ezberden Fa’yı okumak ve uzun süre güçlü doğru düşünceler göndermek beni biraz rahatlatabiliyordu. Bu baskının, menfaat arzumdan kaynaklanan bir “sınav” (veya zorluk) olduğunu biliyordum.
İlk defa idari gözaltına alındıktan sonra, şehirdeki Parti komitesinin disiplin denetim organı, teftiş kurulu ve eğitim bürosunun disiplin birimi beni defalarca taciz etti. Disiplin soruşturmaları ve ekonomik yaptırımlar uygulayarak beni cezalandırmaya çalıştılar. Daha sonra gerçekleri anlatarak onları iyiliğe davet edince, bana yönelik ekonomik yaptırım kalktı. Ancak o sırada, şehirdeki Parti komitesi, denetim kurulu ve eğitim bürosunun yapacağı seri taciz, disiplin soruşturmaları gibi zulümlerle karşı karşıya kalacağım diye çok kaygılanıyordum. Tam olarak söylemek gerekirse, ekonomik zarara uğramaktan endişeliydim; hatta bunun karşısında, yetkililerin beni korkutmasına veya tehdit etmesine dair korku duygum kalmamıştı. Zaten Shifu’nun beni güçlendirmesiyle onlara karşı dimdik durarak, açık ve dürüst bir şekilde gerçeği anlatıp onları kurtarabileceğime inanıyordum. Ama salgın başladığından beri, Çin Komünist Partisi (ÇKP) ekonomik çöküşün eşiğine gelmiş durumdaydı; bu yüzden halkın parasını yağmalayarak her türlü yöntemi kullanıyorlardı.
Karakolda gözaltına alındığım an itibariyle, bu zorluğa neden olan boşluğun ne olduğunu kararlılıkla içime bakarak bulmaya koyuldum. Kısa sürede, tam olarak terk edemediğim menfaat arzusunu keşfettim. Yakın geçmişte, gözaltına alınmadan önceki zihin durumumu ve davranışlarımı kapsamlı biçimde gözden geçirdim. Hatırlıyorum da gözaltına alındığım günün sabahında, menfaat arzumun kabardığını fark etmiştim ama onu durdurmak yerine, “Paraya, mala mülke takıntılı değilim; ancak fırsat ayağıma gelirse kaçırmamalıyım, bu şansı boşa harcamayacağım.” diyerek kendimce onu aklamaya çalışmıştım. Ardından da kendi kendime şöyle mırıldandığımı hatırlıyorum: “Ah, bu menfaat arzum ne kadar ağır; sonunda Shifu bu arzumdan kurtulmama nasıl yardım edecek acaba?” Nitekim aynı günün akşamına doğru, şeytani unsurlar boşluktan yararlanarak bana iftira edilmesine sebep oldu ve gözaltına alındım.
Aslında ben, uygulamaya başladığımdan beri menfaat arzumla savaşırken zorlanıyordum ve onu “açgözlülük, cimrilik, hasislik, aşırı tutumluluk, ucuza konma isteği vb.” gibi alt başlıklara ayırarak üzerinde çalışmaya gayret ediyordum. Ama geriye dönüp baktığımda, o dönem sadece belli bir olayla ilgili maddi çıkardan vazgeçip Dafa’nın rehberliği altında kalmaya çabaladığımı fark ettim; aslında menfaat arzusunun kökünü tam anlamıyla kazıyamamışım. Anladım ki iki kez idari gözaltına alınmam, hep kabaran çıkar beklentim nedeniyleydi. Bunu kavradığımda, bir anda kalbim rahatladı. Shifu’nun bana rehberlik edip doğruyu görmeme yardımcı olduğunu hissediyordum.
Daha sonra bol bol Fa’yı ezberledim, güçlü doğru düşünceler gönderdim ve Dafa’yı ölçüt alarak gerçekte menfaat arzusunu nasıl bırakacağım üzerinde kararlılıkla çalıştım. İçimde en ufak bir menfaat düşüncesi belirdiğinde bile Fa’yı esas alarak onu çürüttüm. Sonunda gündelik yaşamımda ister küçük bir maddi şey olsun ister büyük çapta bir parasal mesele olsun, hepsine karşı kalbimin sakin ve dingin olduğunu, “çıkar” kavramının zihnimde neredeyse hiç yer etmediğini hissettim. Maddi menfaatin söz konusu olduğu olaylar artık aklıma bile gelmiyordu. Bu süreçte çıkar düşüncesinden kurtulmanın getirdiği hafifliği ve rahatlığı derinden yaşadım.
2. Kıskançlık Duygusunu Bırakmak
13 Haziran 2020 öğleden sonrası, bir başka uygulayıcıyla motosikletle köylere doğru gerçeği anlatmaya gidiyorduk. Aniden motosikletimin gaz kolu yerine dönmemeye, freni ise tutmamaya başladı. Motosiklet ipini koparmış bir at gibi çılgınca hızla koşuyordu. İkimiz de aynı anda Shifu’dan yardım diledik ve aceleyle motosikletin anahtarını çekip çıkardık. Diğer uygulayıcı güvenli bir şekilde indi. Fakat ben “bir bakayım sorun tam olarak neymiş” diye düşünürken, gaz koluna tekrar dokunur dokunmaz motosiklet yine hızlanıp beni sürükledi. Bu kez mecburen motosikleti yol kenarındaki elektrik direğine çarpıp durdurmak zorunda kaldım; sol diz kapağım incindi.
Eve döner dönmez lotus pozisyonunda meditasyona oturdum ve içime bakarak sorunu aradım. Bu kaza ve yaralanmanın kökünde kıskançlık olduğunu derhal fark ettim. Son birkaç gündür, Shifu’nun “Zhuan Falun” adlı kitabında örnek olarak anlattığı “yapma yeterliliği olmayan kişinin terfi ettiği, ama olması gereken kişinin terfi etmediği” sahneye çok benzer bir olay okulda yaşandı.
Bizim bölümdeki L adlı meslektaş, genelde işini ciddiye almaz, sık sık geç kalır veya erken gider, bazen okulda yok olurdu. Bir keresinde bölüm başkanıyla kavga etmişti; okul müdürü kendisini azarlayınca, kocasını okula çağırıp müdüre kavga çıkarması için meydan okumuştu. Yani bu kişi hiç de iyi olmayan iş ahlakıyla tanınırdı. Ancak bu sene performans değerlendirmesinde “mükemmel” derece aldı, yıl sonunda da “seçkin öğretmen” unvanına layık görüldü. Bu durumu öğrenince içimde bir rahatsızlık hissettim. Biliyordum ki aslında bu kıskançlığın yüzeye çıkmasıydı. O düşünceleri temizlemek için doğru düşünceler gönderdim. Ama meslektaşın sergilediği onca kötü davranış ile bölüm başkanı ve okul yönetiminin zayıflığından kaynaklanan akıl almaz tavrı sık sık zihnime hücum ediyordu. Kafamda, “nasıl böyle saçma bir karar alınır” diye kızgın düşünceler beliriyordu. Fark eder etmez bastırıyor ve doğru düşüncelerle temizlemeye çalışıyordum; ama biraz gevşeyince yine zihnimde dönmeye başlıyordu; öfke duyuyordum. Neticede, bugün eski güçler bu boşluktan yararlanarak beni bu kazaya sürüklediler.
Meditasyon yaparken, L meslektaşıma, bölüm başkanına ve okul müdürüne karşı içimdeki tüm yanlış fikir ve düşünceleri inceledim; ayrıca, kıskançlığın bende açığa çıkan her yönünü ve buna bağlı gelişen kin, mücadeleci ruh, şöhret arzusu, itibar kaybetme korkusu, gurur/ego gibi insani duyguları da tek tek bulup ortaya çıkardım ve bunları kökünden temizledim. Bu şekilde uzun bir süre sürekli arınma ve temizleme yaptıktan sonra, yüksek sesle defalarca geğirdim, ardından çokça kirli balgam çıkardım. Yaklaşık bir saat kadar bu temizlik sürdü ve sonunda tüm bedenim hafifledi, sanki gökyüzü de berraklaştı, ruhum arındı.
Anladım ki bu olay Shifu’nun kıskançlık hissimi yok etmem için düzenlediği bir fırsattı. Artık geriye dönüp L meslektaşıma ve okul idaresine baktığımda, eskiden hissettiğim o kınama, öfke, içerleme tamamen kaybolmuştu. Hatta onlara, xinxing’imi (karakterimi) geliştirmeme katkı sağladıkları için minnettar olduğumu gördüm. Shifu’ya sonsuz şükranlarımı sunuyorum; onun merhametli düzeni ve kurtarışı sayesinde yükseldim!
3. Gösteriş ve Sevinç (Coşku) Takıntılarını Bırakmak
Çocuğumun modern tıbbın çözemediği ciddi bir hastalığa yakalanması nedeniyle 1 Mayıs 2006’da ben ve çocuğum, Falun Dafa’yı uygulamasına başladık. Falun Dafa, çocuğun büyümesi ve iyi bir geleceğe sahip olması için muazzam bir mucize yarattı ve sanki gerçek bir “efsane” yazdı.
Dafa uygulamasına başlamadan önce, çocuğum tamamen felç olmuş durumdaydı, tüm eklemleri şişmiş, deformasyona uğramış, kasları erimişti; dokuz yaşındaki bir çocuğun kilosu 10 kg bile etmiyordu, adeta içi boş bir iskelet haline gelmişti. Falun Dafa ile tanıştıktan sonra tüm kalbimizle uygulamaya başladık ve çocuğun belirtileri hızla kontrol altına alındı. Fa’yı sürekli okuyup egzersizleri yaptıkça, kalp ve zihin seviyemizi arındırdıkça, çocuğun bedeni yavaş yavaş toparlandı ve sonunda tamamen normale dönüp sağlığına kavuştu.
Hastalık çok ağır olduğu için, çocuğumun enerjisini daha çok Dafa uygulamasına vermesi gerekiyordu; bu nedenle günlük okul derslerine ayırabileceği zaman kısıtlıydı. Ancak Dafa, insanın zekâsını ve bilincini geliştirebilir. Çocuğumun bütün ilköğretim hayatı boyunca okula devam süresi toplamda üç yılı bile bulmadı. Ortaokulda (7. ve 8. sınıfta) öğretmenlerin verdiği ödevlerin çoğunu yapmadı; sadece öğretmenlerin sınav amaçlı verdiği test kâğıtlarını ve dönem içi-dönem sonu sınavlarını verdi. 9. sınıfa (mezuniyet yılı) geldiğinde her branştan az miktarda ödev yapmaya başladı. Sonuç olarak ortaöğretim bitirme sınavlarının neticeleri açıklandığında çocuğum, eyaletin önde gelen nitelikli lisesini kazanacak kadar iyi puan almıştı.
Liseye başladıktan sonra, başta öğretmenle konuşup anlaşarak, “Ders sırasında dikkatle dinleyecek ama ders dışında kesinlikle ödev yapmayacak; eğer sınıfta boş zaman varsa, ödevini orada yapacak; sınıfın dışında kalan zamanda tamamen Falun Dafa’ya odaklanacak” diye karar verdik. Üniversiteye giriş sınavı sonuçları açıklandığında, çocuğum istediği prestijli üniversiteye çok iyi bir puanla girdi.
Üniversiteden başarıyla mezun olduktan sonra, yüksek lisans sınavlarını da geçti ve lisansüstü programına kabul edildi. Yüksek lisans eğitimini bitirdikten sonra ise ABD’deki bir üniversitenin doktora programına kabul aldı.
ABD’deki doktoradan kabul mektupları, danışmandan gelen tam burs onayı gibi belgeler arka arkaya gelmeye başlayınca, farkında olmadan gösteriş ve sevinç takıntılarım kabardı.
Çocuğumun vize işlemleri sırasında, çalıştığım kurumun yöneticileri çocuğumun yurt dışına gideceğini eğitim bürosunun sosyal güvenlik/610 gibi ilgili birimlerine bildirmiş. Bu birimler de raporu şehirdeki devlet kurumlarına, oradan da şehir 610 ofisine, şehrin Kamu Güvenliği birimine ve mahalle yönetimine iletmiş. Ardından sırasıyla bu kurumlarda Falun Gong zulmünden sorumlu kişiler, beni ve kocamı arayıp çocuğumla “görüşmek” ve “mülakat yapmak” istediklerini söylediler.
Bu telefonu aldığım anda, içimde parlayan bir farkındalıkla “Bu gösteriş ve sevinç takıntılarından dolayı şeytani unsurlar bir boşluk buldu!” diye düşündüm. Aslında her şey, merhametli ve yüce Shifu ile Dafa tarafından bağışlanmıştı. Shifu’nun sonsuz merhamet ve koruması olmasaydı, çocuğumun hayatı ve sağlığı bile garanti altında olmazdı; nasıl böylesine harika sonuçlara ulaşabilirdik ki? Bunu düşünüp çok utandım. Hemen oturup doğru düşüncelerle kendi alanımı temizledim; gösteriş ve sevinç takıntılarını silip süpürdüm. O coşkulu, kendini beğenmiş hâle “Siz bana ait değilsiniz! Ben sizi tanımıyorum ve onaylamıyorum! Sizler sonradan edinilen kötü yaşam formlarısınız, yok edilmeniz gerekiyor; benim Fa’yı doğrulamamı, canlıları kurtarmamı engelleyemezsiniz!” diyerek net bir tavır aldım. Aynı zamanda, başka boyuttan zulüm yapan, Dafa uygulayıcılarına engel ve zarar vermek isteyen şeytani unsurları ortadan kaldırmak için güçlü doğru düşünceler gönderdim. Şeytani makamların isteklerini tamamen reddettim ve kesinlikle iş birliği yapmayacağımı belirttim.
Bizim doğru düşüncelerimizin etkisiyle, başta çocuğumla belirli bir gün, belirli bir yerde zorunlu görüşme yapmakta ısrar eden yetkililer yavaşça geri adım atmaya başladılar. Önce, “Tamam, o halde anne-babası da görüşmede bulunabilir” dediler. Sonra da “Görüşme yeri ve zamanı konusunda siz nasıl uygun görürseniz öyle yapalım” seviyesine geldiler. Anladım ki madem kesinlikle görüşmek istiyorlar, biz de doğru düşüncelerle yüzleşip bunu bir fırsata çevirebiliriz; hem bu kişilere gerçekleri anlatarak onları kurtaralım hem de çocuğun sorunsuz yurt dışına çıkabilmesi için tüm engelleri temizleyelim diye düşünüyordum. Çünkü çocuğum, 2015’in Haziran ayında Jiang Zemin’e karşı Yüksek Savcılık’a şikâyet dilekçesi göndermişti. Üniversite okuduğu dönemde, mahalle yetkilileri veya 610 görevlileri çocuğumu arayıp “Hâlâ uygulama yapıyor musun?” diye taciz etmişti. Dolayısıyla yurt dışına çıkışta bir engel çıkarırlar mı diye de biraz tereddütlüydük.
Nihayet görüşmeyi kabul ettik. Belirlediğimiz gün, şehrin 610 ofisi müdürü, yardımcısı, şehrin Kamu Güvenliği bölümünün müdür yardımcısı, eğitim bürosu güvenlik sorumlusu, mahalle 610 ofisi müdürü ve çalıştığım okulun müdür yardımcısı olmak üzere altı kişi, ofisime gelerek çocuğumla görüştü. Sohbet nispeten rahat bir atmosferde geçti. Onlar, çocuğun yurt dışında neler yapacağını belirli noktalarda kısıtlamak istediler ama biz her birini açıkça reddettik. Sonrasında da “O halde çocuğun yurt dışına çıkışını engellemeyeceğinize dair bize net bir söz vermenizi istiyoruz.” dedik. Onlar da “Bu konuyu şehrin Parti sekreterine rapor ettikten sonra kesin cevap verebiliriz.” dediler. Ertesi sabah saat dokuzda, 610 müdürü beni aradı ve çocuğumun yurt dışına çıkmasına asla engel olmayacaklarını, gönül rahatlığıyla hazırlıklarımızı yapabileceğimizi söyledi. Shifu’ya merhametli koruması için sonsuz teşekkür ediyorum!
Sonuç
Dafa uygulaması, doğrudan insan kalbine bakar. Uygulama sürecinde, eğer sürekli sakinleşerek Fa’yı okuyup çokça çalışır, kalbimize Fa’yı yerleştirir ve “içimize bakmayı” güçlü bir hazine olarak görürsek, Shifu’nun bize güç vereceğini anlıyoruz. Bu sayede, Dafa’ya uymayan her türlü düşünceyi, insani anlayışı, takıntıyı ve arzuyu birer birer bırakarak xinxing’imizi (karakter seviyemizi) yükseltiyoruz. Böylece katman katman yukarı çıkarak, nihayet “Tamamlanma”ya ulaşmanın standartlarına yaklaşabiliyoruz.
Merhametli, yüce Shifu’ya sonsuz şükranlar! Tüm uygulayıcılara da teşekkür ederim!
Saygılarımla,
合十 (Heshi)
Telif Hakkı © 2025 Minghui.org'a aittir. Her hakkı saklıdır.
Kategori: Kendini Geliştirme