(Minghui.org) Ben 26 yıldır Dafa’yı uyguluyorum, şu anda 63 yaşındayım. Fa-düzeltmesi döneminde bir Dafa uygulayıcısı olabildiğim için kendimi son derece onurlu hissediyorum. 2012’de inancım nedeniyle Çin’de tutuklanıp yedi ay gözaltına alınmamın ardından Çin’den ayrıldım ve Amerika Birleşik Devletleri’ne göç ettim. Kendimi geliştirmek için gayretle uygulama yaparken aynı zamanda San Francisco'nun turistik bölgelerinde Çinli turistlere gerçeği açıkladım, Çin mahallesindeki iş yeri sahiplerine Epoch Times gazetesini dağıttım ve işverenlerime, komşularıma ve etrafımdaki herkese Dafa’nın güzelliğini gösterdim.

Tutuklanıp Gözaltına Alındıktan Sonra Çin’den Ayrılmak

1998’de Dafa uygulamasına başladığımdan beri daha iyi bir insan olup “Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü” Fa ilkelerini izlemek için çabaladım. Artık işteki menfaatlerim için savaşmıyor ve kişisel çıkarları hafife alıyordum. İş yerimde rüşvet, yolsuzluk gibi şeylere hiç bulaşmadım, her koşulda iyi bir insan olmaya çalıştım. Çin Komünist Partisi Temmuz 1999’da Dafa zulmünü başlattığında, iş yeri yöneticileri beni korudu; benim ismimi yetkililere bildirmediler, sadece emekliye ayrılmış çalışanların isimlerini verdiler. Dolayısıyla 2012 Mayıs’ına kadar, anavatanımda kimliğim ifşa olmamıştı.

Fakat 2012 Mayıs’ında bir gün, birkaç uygulayıcı arkadaşla birlikte Fa’yı öğrenmek için toplanmıştık. İçimizdeki bir uygulayıcıyı polis takip ediyormuş; o anda topluca gözaltına alındık. O gün beni yerel ilçe emniyet müdürlüğüne götürdüler, iki polis yasa dışı biçimde sorguya çekti. İçimden şöyle düşündüm: “Bu yıllar boyunca tanımadığım insanlara gerçeği anlatırken hep üçüncü bir şahıs rolüyle yapıyordum. Şimdi kimliğim açığa çıktı, o zaman bir Dafa uygulayıcısı olarak onurlu bir şekilde konuşayım.” Böylece, bu iki polise gerçeği anlattım, ikisi de (Çin Komünist Partisi’nden) istifa etmeyi kabul etti. O günden sonra onları bir daha görmedim.

Ertesi gün, ilçe emniyet müdürlüğü beni bölge gözaltı merkezine gönderdi. Orada önce gardiyana gerçeği anlattım ve “Üç Ayrılma” (Çin Komünist Partisi ve onun örgütleri Gençlik Kolu, Kızıl Genç Öncüler’den istifa) konusundan bahsettim. O, gerçeği anlayınca Dafa uygulayıcılarını korumaya başladı, suçlulara “Sakın Falun Dafa uygulayıcılarına zorbalık yapmayın!” diye talimat verdi. Böylece ben de gözaltı merkezinde özgürce Fa’yı çalışabildim, egzersizleri yapabildim ve gerçeği anlatabildim. Yedi buçuk aylık tutukluluk süresince 28 kişiyi “Üç Ayrılma”ya ikna ettim.

2013 Ocak ayında, ailem kefaletle beni serbest bıraktı. Gözaltı merkezinden ayrılırken, gardiyan ailemin önünde bana, “Artık özgürsün, evine dönüp egzersizlerini yapabilirsin,” dedi. Bu söz üzerine ailem bana karşı daha müsamahalı oldu. Fakat her an yasa dışı biçimde hapse mahkum edilme tehlikesiyle karşı karşıyaydım. “610 Ofisi”nin baskısından kurtulmak için, bir uygulayıcı arkadaş bana ABD’ye gelmeyi teklif etti. O anda Shifu’ya içimden şöyle seslendim: “Amerika’ya geliş sebebim Shifu’ya Fa-düzeltmesinde yardım etmek, yeminimi yerine getirmek. Yoksa keyif sürmeye gelmiyorum.” Sonuçta çok kolaylıkla San Francisco’ya gelebildim. Uygulayıcı arkadaşları bulduk ve ertesi gün, Garden Corner (Çin mahallesinde ünlü bir nokta) dediğimiz turistik yerde gerçeği anlatmaya başladık.

Benim şöyle bir düşüncem vardı: “Sabah yarım gün mutlaka dışarı çıkıp Fa-düzeltmesine destek olmalı, canlıları kurtarmalıyım; öğleden sonra çalışıp karnımı doyuracak kadar para kazanırım, fazlasını istemem.” Dolayısıyla Shifu bana, yaşlılara bakıcılık işini ayarladı, kazancım tam yemek ve barınma masraflarımı karşılayacak kadardı. Birbiri ardına dört farklı yaşlıya baktım. Her gün sabahları turistik noktaya gidip gerçeği anlatarak insanları kurtardım, öğleden sonra da bakım işine gittim.

ABD’ye ilk geldiğimde, Garden Corner’daki gerçeği anlatma noktasında sekiz ay durdum. Sonra öğrendim ki Palace of Fine Arts (San Francisco’nun ünlü turistik noktalarından) tarafında gerçeği anlatan uygulayıcı sayısı azmış; oraya gidip her gün gerçeği anlatmaya, insanları “Üç Ayrılma”ya ikna etmeye başladım. Yağmur, çamur, tatil, hafta içi demeden beş yılı aşkın (pandemi başlayıp turist azalıncaya kadar) hiç aksatmadan devam ettim. Genelde sabah 7’de çıkıyordum, yanıma öğle yemeğimi alarak Fine Arts’ın bulunduğu yere gidiyordum, öğle vakti 12’den sonra da direkt bakım işine geçiyordum. O dönemde turist yoğunluğu çok yüksekti. Günlük onlarca tur kafilesi geliyordu, özellikle yaz ve kış tatillerinde daha da artıyordu. Turistlerin büyük çoğunluğu Çin’den geldiği için, onlarla samimi iletişim kurmak adına sırayla fotoğraflarını çekmeyi teklif ediyordum. Fotoğraf çekerken bir yandan da gerçeği anlatıp “Üç Ayrılma”yı teşvik ediyordum. Günde onlarca kişiyi, en fazla 78 kişiyi, en az 20-30 kişiyi ÇKP’den istifa ettirebiliyordum. Dünyada toplam “Üç Ayrılma” sayısı üç yüz milyona ulaştığında, benim ABD’de ikna ettiğim kişi sayısı 30 bini aşmıştı. Sonradan bir uygulayıcı arkadaş “Üç Ayrılma” sayısını kaydederken zihni rakamlarla meşgul etmenin bir beklenti doğurabileceğini ileri sürdü ve “Bu bir takıntı olabilir mi?” diye paylaşınca, daha fazla not tutmadım.

Pandemi başlayınca, gerçeği anlatmanın daha da acil olduğunu hissettim. Ancak Fine Arts’a gelen turist sayısı azaldı. O yüzden her gün Çin mahallesindeki Tuidang – “Partiden Çekilme” – merkezi noktasına gidip broşür dağıttım, gerçeği anlattım. Eğer Tuidang merkezinde yeterli kişi yoksa, tezgâhı kurma ve kaldırma işlerinde yardımcı oldum.

Kasım 2020’de, uygulayıcı Xiaowang benden “Epoch Times Gazetesi”ni dağıtmama yardım etmemi istedi. Bu gazete gerçeği anlatan, insanları kurtaran bir gazete olduğu için, bunu seve seve kabul ettim. Kafam tam rahat olacak şekilde gazete dağıtmak adına, baktığım yaşlı kadının bakım işinden ayrıldım. Yaşlı teyze beni bırakmak istemedi. Şu anda üç yıldan fazla zaman oldu, işi bırakalı hâlâ sık sık beni arıyor. Çünkü yakın akrabası yok, sadece benim telefon numaramı biliyor. Hastaneye yattığında irtibat kişisi benim. Bir şey olduğunda hastane beni arıyor. Bir keresinde yine hastaneye kaldırılmıştı, aradılar, gittim, çok sevindi. Üç kere ziyaret ettim, gönüllü gibi oldum. Bana para vermek istedi, kabul etmedim. “Yeniden işe gelir misin?” diye sordu. “Zamanım yok,” dedim. O da “O zaman bana bakabilecek başka bir Dafa uygulayıcısı ayarla,” dedi. Çünkü Dafa uygulayıcılarının güvenilir insanlar olduğunu biliyor, bize güveniyor. Birkaç ay aradım ama kimseyi bulamadım.

Yaşlı teyze bana tekrar, “Haftada bir gün gelebilir misin?” diye sordu, çünkü o gün yardımcı personeli başka bir yaşlıya bakmak için gidiyormuş. Bunu birkaç kez dile getirdi, teyze gerçekten çok çaresiz göründü, ben de kabul ettim.

O gün gittiğimde, “Sen geldin, çok mutlu oldum. Sen gelince içim rahat ediyor. Hastaneye beni ziyarete üç kere geldin, sana para vermek istedim, almadın, o zaman şu gıda kartımı al, kendine yiyecek bir şeyler alırsın,” dedi. “Hayır, istemem. Ben aslında ‘düşük gelirli’

kategorisindeyim, devlet bana geçen yıl iki kez mektup gönderip gıda kuponu almamı, bunun vatandaşlık başvurumu etkilemeyeceğini söyledi. Yine de almadım. Seninkini de istemiyorum, seninkini kullanmam,” dedim. Teyze şaşırdı: “Herkes daha çok para kazanmak istiyor, sen niye istemiyorsun? Burada haftada yedi gün çalışsan, günde sadece öğleden sonra birkaç saat yemek yapsan, 2 binin üzerinde (toplam 2.700) dolar kazanırsın, neden kabul etmiyorsun, neden bu kadar ‘akılsız’ davranıyorsun?” dedi. Ben de “Burada yalnız yaşıyorum, ekonomik yüküm yok, karnımı doyurmaya yetecek kadarı bana yetiyor,” dedim.

Amerika’ya geldikten sonra hakikaten para kazanma hırsım olmadı. Çünkü okuduğum zamanda Çin’de “Kültür Devrimi” vardı, okul yıllarım boşa geçti, fazla bilgi edinemedim. Şimdi Dafa’yı uyguluyorum, daha çok zaman ayırıp Fa’yı çalışmam gerekli, böylece doğru düşüncelerim güçlü olacak ki insanları kurtarabilecek şeyler yapabileyim. Ayrıca Dafa’yı elde etmek için eskiden 8-9 yıl başka qigong’larda arayıştaydım. Dafa’yı elde etmenin kolay olmadığını biliyorum, bu binlerce yılda bir gelen fırsatı çok kıymetli buluyorum. Üstelik anavatandaki uygulayıcılar o kadar zalim bir baskı ortamında her gün gerçeği anlatıyorlar; ben bu özgür ülkede üç işi de daha iyi yapmalıyım.

Tek başıma yaşıyorum, hayatım çok sade; karnımı doyurmak yeterli, yemek konusuna fazla takılmıyorum. Böylelikle Fa-düzeltmesi ve canlıları kurtarma sorumluluğuma daha fazla zaman ayırabiliyorum, yeminimi yerine getirebiliyorum. Elbette herkesin xiulian (kişisel arınma) yolu farklı. Benim bu yolum sade olsa da her günüm dolu dolu geçiyor; iç huzurum da yerinde.

Turistik noktalarda gerçeği anlatma ve yaşlılara bakım yıllarında, konfor arzusu, “pislikten korkma” takıntısı, “zorluğa tahammülsüzlük,” vb. birçok insani duygu ve takıntıyı yavaş yavaş gidermeye çalıştım.

Günlük Yaşam ve İş Ortamında Gerçeği Anlatmak

Bir Dafa uygulayıcısı olarak Shifu’nun söylediklerini takip ediyorum: Günlük yaşamda ve çalışırken fırsat bulursam anlatırım, kime rastlarsam anlatırım. Korku hissim yok, ayrım gözetmem. Yanımda sürekli materyal taşıyor, nereye gitsem orada dağıtıyorum.

Nerede yaşarsam orada komşulara gerçeği anlatıyorum. Bir keresinde yeni bir eve taşınmadan önce, oranın yöneticisine önce gerçeği anlattım ve “Üç Ayrılma”yı yaptırdım. Oraya yerleştiğimde diğer komşulara da anlatmaya başladım; başlangıçta tepkileri sertti, ters davrandılar, materyalleri almadılar, hatta konuşmaktan kaçındılar. Hiç etkilenmedim; biliyordum ki hepsi yalanla kandırılmış. Fırsat bularak ufak ufak anlatmaya devam ettim. Pandemi zamanında, Kantonca bilen yeni bir uygulayıcıyı da yanıma aldım ve ev ev dolaşarak broşür dağıttık, “Falun Dafa İyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü İyi” cümlelerini hatırlattık. Şimdi orada artık oturmuyorum ama dışarıda karşılaştığımızda bana selam veriyorlar. Bazen onları Tuidang merkezinde görüyorum, Epoch Times gazetesini okuyunca mutlu oluyorlar. Sonuçta birkaç kişi sırayla “Üç Ayrılma”yı yaptı.

Son bir yıldır, kaldığım binada mutfak ve banyo ortak kullanımda. Başta bu komşulara gerçeği anlatınca duymak istemediler, materyal de almadılar, hatta konuşmaya yanaşmadılar. “Hepsi ÇKP’nin beyin yıkamasına çok maruz kalmış” diye düşündüm. Yine de vazgeçmedim, davranışlarımla onları olumlu etkileyeyim dedim. Örneğin ben mutfakta yemek yapıyorken komşulardan biri geldiğinde hemen “Buyur, önce sen yap, ben daha sonra yaparım,” diyorum.

Yahut tam yemeğimi yeni bitirmiş oluyorum, oraya gelen komşu için “İstersen ocağı kapatmayayım?” diye yardımcı oluyorum. Kısa süre sonra hepsi bana kibar davranmaya başladı. Şimdi aralarında bana ocak sırası vereni bile var, dışarıda karşılaştığımızda selamlaşıyoruz. Dafa uygulayıcılarının nezaketini hissediyorlar; ne yaparsak yapalım önce başkalarını düşünüyoruz. “Sen iyi bir insansın,” diyorlar. Hatta bazıları Epoch Times’ı okumaya başladı, birkaç kişi de “Üç Ayrılma”yı yaptı.

Otobüse binerken, ilk iş olarak “düşük gelirli aylık kartımı” şoföre gösteriyorum (her ay 40 dolara alıyorum). Şoför bana başparmağını kaldırıyor. Ben de kendisine gerçeği anlatan materyaller veriyorum. Otobüs şoförlerinin %90’ı kabul ediyor. Sonra öne yakın oturanlardan arkaya doğru giderek yolculara dağıtıyorum. Çinli birini görünce doğrudan gerçeği anlatıp “Üç Ayrılmayı” öneriyorum; Batılı birine rastlarsam birkaç cümle İngilizcemle açıklamaya çalışıyorum.

Alışverişe gittiğimde de mağaza sahibi, çalışanlar ve müşterilere gerçeği anlatan materyaller veriyorum.

Yaşlılara bakıcılık yaparken, daima Doğruluk, Merhamet, Hoşgörü ilkelerine uymaya çalışıyorum. Bakımını yaptığım yaşlıların hepsi bana çok güvendi, “Sen iyi bir insansın,” dediler. “Ben böyle davranmayı Falun Dafa’dan öğrendim,” diye cevap veriyorum. Böylece Dafa hakkındaki gerçeği anlamalarını sağlıyorum.

Bazı yaşlılar benden ÇKP’nin propaganda gazetelerini okumamı istiyor; ben onlara eski Epoch Times gazetelerini ya da özel eklerini veriyorum ki gerçeği öğrenebilsinler. “Bizim bu gazetede doğru bilgileri görebilirsiniz,” diyorum.

Genelde sabah saatlerinde Çin mahallesindeki gazete kutularına Epoch Times’ı bırakıyorum. Saat 10’dan sonra esnaflara eski gazeteleri dağıtıyorum. Birkaç kere verdikten sonra bakıyorum dükkanda müşteri yok, onlara gerçeği anlatıyorum. Çinli esnafların çoğu “Üç Ayrılma”yı kabul etti. Tayvanlı ve Hong Konglu insanlar genelde gazeteleri okumayı seviyor; onlar da gerçeği anlıyor.

İnsani Düşünceleri Gidermek, Uygulayıcı Arkadaşlarla İşbirliği Yaparak Daha Çok İnsan Kurtarmak

Uygulayıcı arkadaşlarla işbirliği yaparken bazen sürtüşme çıkınca, içime bakıyorum ve çoğunlukla bende öfke, sabırsızlık, şikayet etme veya kendini beğenme duygusunun olduğunu anlıyorum. Bunun üzerine Fa’yı daha fazla okuyor, Fa’yı ezberliyor, Dafa ile kendimi kıyaslıyor, yavaş yavaş bu insani düşünceleri ve takıntıları gideriyorum.

Şu anda, akşamları uygulayıcı arkadaşlarla her gün bir bölüm “Zhuan Falun” okuyoruz. Haziran ayından beri, sabah gazete dağıtımını bitirdikten sonra iki uygulayıcıyla bir saat süreyle internet üzerinden Fa’yı ezberliyoruz. Öğleden sonra saat 16-17 arası birkaç uygulayıcıyla internet üzerinden Shifu’nun çeşitli bölgelerde verdiği dersleri okuyoruz. Her sabah erken saatte egzersizleri aksatmadan yapıyorum. Saat 2:50’de kalkıp doğru düşüncelerimi yolladıktan sonra beş takımı birden iki saat yapıyorum. Gazete dağıtma işim yoksa, iki buçuk saat yapmaya gayret ediyorum.

Bol bol Fa’yı çalışınca zihin daha istikrarlı oluyor. Bir xinxing testine denk geldiğimde, örneğin bir uygulayıcı bana karşı kaba davrandığında, kalbim sarsılmıyor, çok hızlıca kendi hatalarımı görebiliyorum. İçimdeki insani duygu ve takıntıları tespit edip reddediyorum, böylece bu sınavı çabucak geçiyorum, uygulayıcıya kin beslemiyorum. Eskisi kadar dert etmiyorum. Şöyle aydınlandım: “Bende o takıntı olmasa, o uygulayıcı bana öyle davranmazdı.” 

Shifu, Zhuan Falun, Dördüncü Ders’te şöyle diyor:

“Sıradan insanlar arasında terk edilemeyen bütün bağımlılıklarınızdan vazgeçmeniz sağlanacaktır. Bütün bağımlılıklar, onlara sahip olduğunuz sürece, farklı çevrelerde ortadan kaldırılmalıdır. Bocalamanız sağlanacak ve bu sayede Tao'ya aydınlanacaksınız. Kişi bu şekilde xiulian uygular.” 

Shifu’nun işaretlerine, uygulayıcıların yardımlarına minnettarım. Ben öyle biriyim ki bir şey yapacaksam “hemen iyi olsun” istiyorum, bazen sabırsız oluyorum; ayrıca çok konuşmaya meyilliyim, aklıma geleni söyleyiveriyorum, bazen uygulayıcı arkadaşların bakış açısını hesaba katmıyorum, belki de bu durum onları rahatsız ediyordur. Halbuki sıradan insanlarla muhatap olurken Dafa’nın standartlarına daha çok dikkat ediyorum ki onlar Dafa’nın güzelliğini görsün ve kurtulsunlar. Uygulayıcılarla beraberken bazen bu kadar sıkı olmuyorum. Shifu’nun yeni yayımladığı “Bir Uyanış Çağrısı” başlıklı kısa makalesi beni derinden sarstı! Kendimi derhal düzeltmeliydim. Karşımda kim olursa olsun, merhametli olmalıyım. Sadece sıradan insanlara değil, uygulayıcı arkadaşlara da merhamet göstermeliydim.

Son iki yıldır sabahları Çin mahallesine gidiyor, gazete kutularını kontrol ediyor, gerçeği anlatıyorum. Eğer olağanüstü bir işim yoksa akşamüstü 5’te tekrar oraya gidip bir saat dağıtım yapıyorum, sonra eve dönüp biraz yemek yedikten sonra 7’deki Fa okuma grubuna katılıyorum.

Duydum ki Çin Konsolosluğu önünde gerçeği anlatmaya giden uygulayıcı sayısı çok azalmış, orada 20 yılı aşkın süredir durmayı sürdüren uygulayıcıların yaşları epey ilerlemiş, yardıma ihtiyaç varmış. Bu sene Şubat’tan itibaren, her Salı sabah 10-12 arası oraya gidiyorum. Arkadaşlar pankart ve afişleri açtıktan sonra kimimiz doğru düşünceler yolluyor, kimimiz orada egzersiz yapıyor, kimimiz geçenlere materyal dağıtıyor. Ben konsolosluk önünde kuyruk bekleyenlere broşürler verip gerçeği anlatıyorum, “Üç Ayrılma”ya teşvik ediyorum. Kalabalık olduğunda 15-16 kişi, az olduğunda 2-3 kişi “Üç Ayrılma”yı yapıyor.

Bir kişinin kurtulduğunu görünce içtenlikle onun adına mutlu oluyorum, onun için dua ediyorum. İnsanları kurtarmakla ilgili projelere katıldıkça şunu gördüm: Uygulayıcılar iyi işbirliği yapınca kurtarılan insan sayısı artıyor. Xiulian yolunda attığım her adımda, Shifu’nun merhametli koruması ve yardımı var. Bundan sonra daha gayretli olacağım, xinxing’imi durmadan yükselteceğim, uygulayıcı arkadaşlarla birlikte daha çok canlıyı uyandıracağız.

Teşekkür ederim, Shifu! Teşekkür ederim uygulayıcı arkadaşlar!

Orijinal Çince makale