(Minghui.org) “Üvey anne” kelimesi çoğu insan için olumsuz bir çağrışım yapar, ancak bu zorlu bir roldür. Öz annem beni dövdüğünde çok fazla umursamazdım, ancak üvey annem beni birazcık bile eleştirdiğinde ona karşı kin beslerdim.

Çocukluğumdan beri sağlığım kötüydü ve annem gibi ben de sürekli ilaç almak zorundaydım. Diğer insanlar ilaç aldıktan kısa bir süre sonra iyileşirdi ama bu bende işe yaramıyordu; her hastalandığımda serum taktırmak zorunda kalıyordum. Çin tıbbı ilaçlarını içerek büyüdüm ve mutluluğun ne anlama geldiğini hiç bilmiyordum. Kendimi hep depresif hissettim ve sonra da bir gün annem vefat etti.

Üvey Annem

Babam bir yıl sonra yeniden evlendi. Üvey annem çok yetenekliydi ve sağlığı son derece iyiydi. Hasta olduğum için beni küçümserdi. Kardeşim de ben de ondan hoşlanmıyorduk, bu yüzden evimizde sürekli bir savaş vardı.

Taşınıp büyükannemle yaşamaya başladım ve yemin ettim: üvey annem orada olduğu sürece asla o eve dönmeyecektim. Babam gözyaşları içinde geri dönmem için yalvardı ama ben kararlıydım.

2003 yılında bir Falun Dafa uygulayıcısı Zhuan Falun'u okumamı önerdi. Kitabı okudum ve farkına varmadan sağlığıma kavuştum. Başımdaki ve belimdeki ağrılar geçti. Kalbim güneş ışığı ile doldu. Değerli kitabı elime aldım ve sanki yıllarca dolaşan bir çocuk, sonunda ev diyebileceği güvenli ve sıcak bir yer bulmuş gibi, sevinçle ağladım.

O zamanlar birkaç yıldır evimden uzaktaydım ve kalbimde evimin hem tanıdık hem de yabancı bir şey olduğunu hissediyordum. Zhuan Falun'u okuduktan sonra üvey annemden özür dilemem gerektiğini hissettim.

Ve bir gün evimize gittim ve ona, “Anne, ben hatalıydım! Falun Dafa'yı uygulayıp Fa'yı öğrenene kadar hatalı olduğumu fark etmemiştim. Lütfen beni affet.”Dedim. O ve ben ikimiz de birlikte ağladık. O, “Kimin bir hatası yok ki! Sorun değil! Devam et ve uygula, iyi bir insan olmanın nesi yanlış?” dedi.

“Üç metre derinliğindeki buz bir günde çözülmez” derler. Ancak üvey annem ve benim aramdaki yabancılaşma Falun Dafa uyguladığım için bir günde çözüldü.

Ben 2003 yılında Dafa'yı uygulamaya başladığımda zulüm çoktan başlamıştı ve uygulayıcılara ciddi baskılar yapılıyordu. O zamanki kocamın tüm ailesi Dafa uygulamama karşıydı ve kocam bana karşı özellikle saldırgandı. Beni şiddetle dövüyordu ve birkaç kez neredeyse öldürüyordu.

Bir gün babam beni ararken kocam, “Ailene seni dövdüğümü söyleme, yoksa seni öldürürüm!” dedi. Üvey annem onu duydu ve hemen, “Sakın ona dokunayım deme! Onu hemen eve götürüyorum!” dedi.

Üvey annem ve görümcem geldiler, kocamı azarladılar ve beni eve getirdiler.

Üvey Annem Benim Yanımda

Babam çok öfkeliydi ve benimle baba-kız ilişkisini kesmek istediğini söyledi ve Dafa'yı bırakmamı sağlamak için kendini öldürmekle tehdit etti. Üvey annem de mutsuzdu ama beni uygulamadan alıkoymak için tek kelime etmedi.

Altı ay sonra kocam bir mesaj gönderdi, “Falun Dafa'yı uygulamayı bıraktığı sürece geri gelebilir, aksi takdirde onu boşayacağım.” Üvey annem hemen karşılık verdi, “O uygulamaya devam edecek. Boşanmayı kabul et!” Bu sözler benim için “dünyayı sarsan” sözlerdi! Bunu düşündüm ama söylemeye cesaret edemedim. Ona kalbimin derinliklerinden minnettardım.

O zamanlar, Falun Dafa'yı uyguladığım için suça bulaşabilecekleri korkusuyla kimse bana yaklaşmaya cesaret edemedi, ama üvey annem korkmadı.

Yağmurlu bir sabah, bir adli polis memuru evime Falun Dafa uyguladığım gerekçesiyle boşanma davası açmak için bir mahkeme celbi getirdi. Babam yine öfkelenmeye başladı ama üvey annem, “Hepimiz mahkemeye gidelim ve onun ne yapmaya cesaret ettiğini görelim!” dedi. Onun sözlerini duyunca cesaretlendim ve kendime güvendim.

Bazı komşularımız da dahil olmak üzere on iki kişi mahkemeye gittik. O gün kocamın tarafında sadece o ve amcası vardı. Bizi gördüğünde duvarın dibinde durdu. Kardeşim ona vurmak istedi ama üvey annem ve ben onu durdurduk. Ben, “Falun Dafa uygulayıcıları merhametlidirler ve kimseyi incitmezler.” dedim.

Boşanma anlaşması yapıldıktan sonra üvey annem bir araç ayarladı ve birkaç kişiyi çeyizimi geri getirmeleri için yönlendirdi. Üvey annem çok saygılıydı ve sırf o gün kalbimin derinliklerinden “Ben hatalıydım” dediğim için elinden gelen her şeyi yaptı.

Üvey annem sonunda vefat etti. Aramızdan ayrılmadan önce, “Çocuklar (kardeşim ve ben) benimle iyiler ama onunla (babamla) anlaşamıyorlar” demişti.

Akrabalarımız ve komşularımız ne zaman onun eksikliklerinden bahsetse, “Bu aile için çok fedakârlık yaptı. Biz fakirdik ve o tek bir gün bile mutlu olamadı. Hepimizin hataları ve erdemleri var, bu yüzden onun iyi taraflarına bakalım” derdim. Herkes benim değiştiğimi ve Falun Dafa'yı boşuna öğrenmediğimi söyledi.

Ben sadece yüz milyon Dafa uygulayıcısından biriyim. Her kim değerli Zhuan Falun kitabını okursa ondan çok faydalanacaktır.