(Minghui.org) 59 yaşındayım ve 25 yıldır Falun Dafa uyguluyorum. Birçok inatçı hastalığım vardı, ancak uygulama yapmaya başladıktan iki ay sonra hepsi kayboldu. Vücudum hafifledi ve çok mutlu oldum. Falun Dafa'nın Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerine göre davrandım.

Tutuklandım ve bir otelde 15 gün boyunca gözaltında tutuldum, bu süre zarfında iki kez neredeyse işkenceyle öldürülüyordum. Daha sonra bir gözaltı merkezine transfer edildim ve 50 kişiyle aynı hücreye konuldum. Hücre liderinin lakabı “Dişi Kaplan” idi. Hiç gülmezdi. Her mahkûm ondan korkardı ve hücredeki atmosfer bunaltıcıydı. Özellikle yeni gelenler için bu durum zordu ve gizlice ağlarlardı.

Mahkûmların Uyanışı

Yeni gelen mahkûmlara gerçekleri açıkladım ve onları Çin Komünist Partisi'nden (ÇKP) ve bağlı örgütlerinden ayrılmaya teşvik ettim. Bana hayatın son derece zor olduğunu ve ne zaman biteceğini kimsenin bilmediğini söylediler. Gülümseyerek şöyle cevap verdim, “Size günde üç öğün yemek veriliyor. Ne zorluğunuz var ki?”

Onlarla ilgilendim. Onlara tuvalet kağıdı, giysi ve atıştırmalıklar verdim, ayrıca gün ortasında şekerleme yapabilmeleri için yatak yerlerini ayarladım. Herkese iyi davrandığımı ve başkalarını kendimden önce düşündüğümü gördüler. Bana sırlarını açtılar. Onlara Falun Dafa’nın ilkeleriyle rehberlik ettim. Zamanla hayata bakış açıları düzeldi ve bana “Falun Dafa Teyzesi” demeye başladılar.

Okumaları amacıyla iki hikaye yazdım. İlk hikaye, benim hayatım hakkındaydı; Falun Dafa'yı uygulamadan önce hastalıklardan nasıl acı çektiğimi, çalışmak için kırsaldan şehre taşındığımda katlandığım zorlukları ve sonrasında nasıl zenginleştiğimi anlatıyordu. Evlerimiz ve diğer maddi şeylerimiz olmasına rağmen, kocam bana iyi davranmadığında nasıl umutsuz hissettiğimi; pahalı ilaçlar kullanmama rağmen sağlığım kötüleştiğinde nasıl çaresiz kaldığımı; Falun Dafa’yı uygulayarak nasıl fayda gördüğümü ve hastalıklardan kurtulduğumu; ve nasıl daha düşünceli bir insan haline geldiğimi anlattım.

İkinci hikaye, 15 gün boyunca bir otelde gözaltında tutulduğum süre boyunca yaşadıklarımla ilgiliydi. Neredeyse işkenceyle öldürülüyordum ve yüzüm deforme olmuştu. Mahkûmlar can sıkıntısı çekiyorlar ve hikayelerimi okumaktan hoşlanıyorlardı; Çin Komünist Partisi’nden (ÇKP) ayrılmayı kabul ettiler. Bazı mahkûmlar okumak istemedi, bu yüzden onlardan yazım hatalarını kontrol etmelerini istedim. Hikayelerimi okuduktan sonra sonunda ÇKP’den ayrılmayı kabul ettiler.

Bazıları daha önce Falun Dafa’nın ne kadar harika olduğunu bilmediklerini söyledi. Bazıları Falun Dafa'yı bırakmam için beni ikna etmelerinin söylendiğini ama hikâyelerimi okuduktan sonra bunu istemediklerini söylediler. Bazıları da, serbest kaldıktan sonra Falun Dafa’yı uygulayacaklarını söyledi. Bazı mahkûmlar Hong Yin’den şiirler ezberlemeye başladılar. Bazıları ise benden Falun Dafa şarkıları söylememi istedi. Onları dinledikten sonra gözyaşlarına boğuldular.

Temizlik yaparak, çamaşır yıkayarak ve diğer günlük işleri yaparak onlara yardım ettim. Mahkûmlar bana güveniyordu.

“Dişi Kaplan” Değişiyor

Bir gün öğleden sonra yatağa oturmuş doğru düşünceler gönderiyordum, mahkûmlar ise atıştırmalık yiyordu. Hücre lideri yanıma geldi ve benimle sohbet etti. “Seni uzun zamandır izliyorum,” dedi. “Diğerlerinden farklısın. İşlerini sessizce yapıyorsun, asla kimseyle tartışmıyorsun ya da yalan söylemiyorsun. Herkese karşı iyisin. Görünümüne gerçekten hayranım—cildin pürüzsüz ve parlak. 42 yaşındasın, ben ise sadece 37’yim ama ten rengim solgun. Üzgün hissediyorum ama kimseyle konuşamıyorum.”

Şöyle devam etti: "Genel müdürüm 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ben genel müdür yardımcısıydım ve 13 yıl ceza aldım. Temyize başvurdum. İki yıldır burada tutukluyum. Babam ve kayınpederim aynı askeri birlikteydi. Oğlum 12 yaşında. Her ay kocama yazdığım mektuplar annesi tarafından ele geçirilmiş olmalı, çünkü onları almamış. İki yıldır bana mektup yazmıyor. Hiç para da vermiyor. Ne yaptığını bilmiyorum. Anne ve babam vefat etti. İki erkek kardeşim var. Ağabeyim küçük bir mekanik işleme tesisi işletiyor. Bana yazar ve her ay para gönderir. Bana sakin olmamı söyledi. Beni her ay görmeye çalışıyor ama sağlığı kötü ve şeker hastası. Boşanmış. Bütün bunları düşündükçe sinirleniyorum. Her zaman iyi bir ruh hali içindesin ve herhangi bir endişen yok gibi görünüyor. Sana hayranım. Nasıl oluyor da hiçbir şey seni rahatsız etmiyor?"

Ona Falun Dafa'nın ilkelerini anlattım ve Falun Dafa'yı uygulamaya başladıktan sonra nasıl değiştiğimi, ÇKP'nin uygulayıcılara neden zulmettiğini, ÇKP'nin Tiananmen Meydanı’ndaki kendini yakma olayını nasıl sahnelediğini ve insanların neden ÇKP’den ayrılması gerektiğini açıkladım. Falun Dafa'nın harika olduğunu anladı ve fark etti. ÇKP'den ve bağlı örgütlerinden ayrılmayı kabul etti. Benden kardeşlerini bulmamı ve ben serbest bırakıldıktan sonra ÇKP’den ayrılmalarına yardım etmemi istedi.

Sonra, "Ben de Falun Dafa uygulamak istiyorum. Bana öğretebilir misin? Her sabah mahkûmlar gözaltı kurallarını okuduğunda, lütfen bana egzersiz hareketlerini öğret." dedi. Dedim ki, "Egzersizler sadece tamamlayıcıdır. Asıl önemli olan Fa'yı çalışman ve xinxing’ini geliştirmen, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini takip ediyor ve herkese karşı iyi davranıyor olman.” O da kabul etti.

Her sabah egzersizleri yaptık. Ben Fa'yı okurken o dinledi. Hong Yin'den şiirleri yazdım ve ona ezberlettim. Şiirleri ezberlerken çok ciddiydi ve onları hatırlıyordu.

Yavaş yavaş daha mutlu bir insan oldu ve artık şikayet etmiyor, sözlü tacizde bulunmuyor veya kimseyi eleştirmiyordu. Mahkûmlar onun değiştiğini söylediler. Toplantılar sırasında küfretmiyor, bunun yerine "Söyleyecek bir şeyim yok" diyordu.

Gardiyanlar Gerçeği Öğreniyor

Hücre lideri gardiyanlara gerçekleri açıklamama yardımcı oldu. Gözaltı merkezinin siyasi eğitmeni Çin Yeni Yılından sonra geri döndü. Ona bir tebrik mektubu verdik. Mektupta hikâyemi ve neden hala Falun Dafa'yı uygulamaya kararlı olduğumu, Tiananmen Meydanı olayının nasıl sahnelendiğini ve insanların neden ÇKP’den ayrılmaları gerektiğini yazdım. Mektup için bize teşekkür etti.

İki saat sonra hücrenin kapısı açıldı. Siyasi eğitmen içeri girdi ve yüksek sesle "Mektubu kim yazdı?" diye sordu. Herkes korkmuştu. Ayağa kalktım ve "Benim” dedim. O, "Mektubunu dikkatle okudum. Bacağında sorun olduğunu öğrendikten sonra erkek arkadaşının 19 yaşındayken seni terk ettiğini söylemişsin. Buna dayanamamış ve şehre yalnız gelmişsin. Bence mutlu olmalısın çünkü böyle bir adam özlenmemeli. Yaşlandığında seni terk etseydi, perişan olurdun. Tiananmen'deki kendini yakma olayının sahnelendiğini yazmışsın. Bu konuda bir şey yapamam. Sadece buradaki gardiyanları izleyebilir ve yasaları ihlal etmediklerinden emin olabilirim. Ayrıca benden gerçeği yaymamı istedin. Ben senden farklıyım. Benim ailem ve çocuklarım var. Ayrıca ailemin geçimini sağlamak zorundayım." dedi ve sonra da gitti. Tüm mahkûmlar rahatlamıştı.

Tüm gardiyanlara ve hapishane müdürüne mektup yazmaya ve mektupları onlara şahsen vermeye karar verdik. Yirmiden fazla gardiyan mektuplarımızı kabul etti.

Hücre lideri de hikayemi göndermek için elinden geleni yaptı ve Minghui web sitesinde yayınlanmasını sağladı.

“Falun Dafa İyi” Diye Tekrarlamak Sayesinde Kutsanmak

Bir sabah orta yaşlı bir bayan beni görmeye geldi ve biraz atıştırmalık getirdi. Dedi ki, "Teşekkür ederim. Sen olmasaydın dün gece ölecektim." Ona ne olduğunu sordum. Dedi ki, "Karnımın alt kısmında dayanılmaz bir ağrı vardı. Zorlukla dayanabildim. Dün görevleri tamamlamadığım için dövüldüm. Bunu gardiyana rapor etmeye cesaret edemedim. Umutsuzluk içinde bana 'Falun Dafa iyi ve Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi' sözlerini tekrarlayarak kutsanacağımı söylediğini hatırladım. Bu sözleri tekrar tekrar söyledim. Sonuç olarak ağrı kayboldu. Çok teşekkür ederim!" Ben de, "Lütfen Falun Dafa'nın kurucusu olan Shifu Li'ye, teşekkür edin! Atıştırmalıklar için teşekkür ederim ama onları kabul edemem." dedim.

Başka bir bayan duruşmasından bir gün önce bana haksız yere mahkûm edildiğini, ama korktuğunu söyledi. Yasayı okuduğunu ve on yıla mahkûm edileceğini düşündüğünü söyledi. Hücremize ilk geldiğinde gerçeği açıklayan materyalleri okumuş ve ÇKP’den ayrılmayı kabul etmişti. Falun Dafa'nın iyi olduğunu kabul ediyordu. Ben de, "Korkma. Lütfen 'Falun Dafa iyi ve Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi' sözlerini içtenlikle tekrarla. Shifu Li sana yardım edecektir.” dedim. Bir sonraki duruşmada yargılandı, ancak serbest bırakıldığı için hücremize geri dönmedi.

Otuzlu yaşlarında başka bir kadın ölüm hücresindeydi. Prangalı ve kelepçeliydi. Cezasını temyize götürdü. Dafa gerçeklerini kabul etti ve ÇKP’den ayrıldı. Uygulayıcılara nazik davrandı. Ne zaman bir teftiş olsa Dafa kitaplarını korudu. Ona tekrar tekrar içtenlikle "Falun Dafa iyi ve Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi" derse bir mucize gerçekleşeceğini söyledim. O da kabul etti. Ölüm cezası ertelendi.

Bir yıldan fazla bir süre gözaltı merkezinde tutuldum ve birkaç hücrede kaldım. Neredeyse tüm mahkûmlar (yaklaşık 200) gerçeği biliyordu ve ÇKP’den ayrılmayı kabul ettiler.