(Minghui.org) İşten eve dönerken otobüste yaşlı bir kadının garip bir pozisyonda oturduğunu fark ettim. Koltuğuna yaslanmak yerine başının üzerindeki tutamağa tutunmuştu. Başı öne düşmüş, uyuyakalmıştı.
Düşüp yaralanmasından endişe ettim ve ona, “İsterseniz uyurken size destek olabilirim,” dedim. Gözlerini açtı ve bu şekilde oturmak zorunda olduğunu, belindeki ağrıyı ancak böyle hafifletebildiğini söyledi. Ona Falun Dafa’dan bahsettim ve içtenlikle “Falun Dafa iyi, Doğruluk–Merhamet–Hoşgörü iyidir” sözlerini tekrarlarsa bir mucize yaşanabileceğini, ağrısının kaybolabileceğini anlattım.
Kadın birden bağırarak, Falun Dafa’yı yaymaya çalıştığımı söyledi! Yanında oturan eşi de öfkeyle, “Sen Çin Komünist Partisi’ne (ÇKP) karşı mısın? Falun Dafa’yı tanıtman için sana para mı veriyorlar? ÇKP bana para ödüyor ve bu otobüs de ÇKP’ye ait, o yüzden hemen inmelisin!” diye bağırdı.
Otobüs kalabalıktı ve bazı yolcular da kargaşaya katıldı: “Polisi çağırın, tutuklasınlar!” dediler. Ortam bir anda gerginleşti.
Korkuya kapıldım, ama aynı anda içimden, öncülüğü benim yapmam gerekir diye düşündüm. Doğru düşüncelerim güçlendi ve durumun kontrolünü elime almam gerektiğini hissettim.
Yüksek sesle şöyle dedim: “Bu hanımefendinin belinde ağrı vardı, ben de ona Falun Dafa’nın dokuz uğurlu sözünü söylemenin faydalarından bahsediyordum. Ayrıca, ÇKP biz uygulayıcılara para ödemez. Hepimiz emeğimizle çalışıp kazancımızı elde ederiz. Çalışmazsak maaş alabilir miyiz? Toplumu ayakta tutan, Çin halkının ödediği vergilerdir. ÇKP hiçbir şey üretmez — aksine, salgın döneminde birçok insanın ölümüne neden olmuştur. Eğer Çin dışında bir yere gittiyseniz, Falun Dafa’nın tüm dünyada uygulandığını bilirsiniz.”
Yolcuların çoğu sessizce beni dinledi ve bazıları söylediklerimi onayladı. Gerçekten de başka ülkelerde Falun Dafa uygulayan insanları gördüklerini söylediler. Bana suçlama yönelten yaşlı çift, kendi duraklarında hızla otobüsten indi. Polisi çağırmayı savunan kişiler de sakinleşip başlarını öne eğdiler. Kötü unsurlar dağılmıştı.
Başta sadece yaşlı kadına yardım etmek istemiştim. Ancak onun çıkardığı gürültü sayesinde korkumu bıraktım ve gerçeği cesaretle ifade edebildim. Sonunda, otobüsteki çoğu kişi Falun Dafa hakkındaki gerçeği anlamış oldu. Böylece kötü bir durum, iyi bir sonuca dönüştü.
Bu olay bana şu gerçeği hatırlattı: “Tek doğru düşünce yüz şeytanı bastırır.” (Zhuan Falun, Üçüncü Ders)
Ayrıca, Shifu Batı Amerika Fa Konferansı’nda şöyle demiştir:
“Zorlu koşullarla karşılaştığınızda eğer düşünceniz gerçekten doğru olabiliyorsa, o zaman, kötülüğün zulmü ve müdahalesiyle karşı karşıya kaldığınızda, sarsılmaz doğru düşüncelerle güçlendirilmiş tek bir cümleniz, kötülüğü anında parçalara ayırabilir (Alkış) ve kötülük tarafından kullanılanların kaçıp gitmesine neden olur; bu, kötülüğün üzerinizdeki zulmünü dağıtır ve kötülüğün size müdahalesini iz bırakmadan yok eder.”
(Batı Amerika Uluslararası Fa Konferansında Fa'nın Öğretilmesi)
Falun Dafa için cesurca konuşabilmemi sağlayan, merhametli koruması için Shifu’ya minnettarlığımı ifade etmek istiyorum.
Telif Hakkı © 2025 Minghui.org'a aittir. Her hakkı saklıdır.
Kategori: Gerçeği Açıklama