(Minghui.org) Selamlar Shifu! Selamlar uygulayıcı arkadaşlar!

Yüz yüze gerçeği on üç yıldır açıklıyorum. İnsanlara zulmü anlatmak için neredeyse her gün dışarı çıkıyorum. Gerçekleri kabul etmeyi reddeden ve polisi arayan insanlar da dahil her çeşit insanla karşılaşıyorum. 22. Minghui Çin Fa Konferansı (Fahui) vesilesiyle, olağanüstü yeteneklerimizi kullanmanın birkaç hikâyesini paylaşmak istiyorum.

Polis Merkezi Şefi Shifu’ya Küfrettiği İçin Cezalandırıldı

Gerçeği açıklarken ihbar edildim ve polis merkezine götürüldüm. Polis merkezindekilerin de Shifu’nun akrabaları olduğunu düşündüm, fakat onlar Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP’nin) yalanlarıyla kandırıldıkları için Falun Dafa’ya zulmediyorlar. Madem buradayım, onları kurtarmalı ve gerçeği öğrenmeleri için onlara bir şans vermeliyim.

Polisin bana sorduğu her şeye cevap vermeyi reddettim. Onlara Falun Dafa’nın ne kadar iyi olduğunu anlattım ve Partiden ayrılmalarını istedim. Onlardan biri beni elektrikli copla şok etmekle tehdit etti. “Bana elektrik verirsen, akım sana geri teper. Bana inanmıyorsan dene,” dedim. Bana işkence etmedi.

Polis merkezi şefi belgeleri imzalamamı istediğinde reddettim. Ardından Shifu’ya küfretmeye başladı. O’nu durdurmak için Dafa’nın bana verdiği gücü kullandım. “Küfretmeye devam edersen ağzını kapatırım,” dedim. Birdenbire dili tutuldu. Ayağa kalktı ve dışarı çıktı. Yarım saat sonra geri döndü. “Üzgünüm, Shifu’nuza küfretmemeliydim, hatalıydım,” dedi. O şefti, ağzı acımasa özür diler miydi?

24 saat gözaltında kaldım. İki erkek ve iki kadın polis memuru Parti üyeliklerini bırakmayı kabul etti. Şef ayrılmadı ama o da Falun Dafa’nın iyi olduğunu anladı. İki kadın memur bana, “Teniniz pembe, kırışığınız yok, saçınız siyah,” dedi. Ben de, “Bu Falun Dafa uyguladığım için. Eve gidin ve annenize ‘Falun Dafa iyi, Doğruluk, Merhamet, Hoşgörü iyi’ sözlerini tekrar etmesini söyleyin, ona iyi gelir,” dedim. “Evet!” dediler.

Ertesi gün gözaltı merkezine sevk edildim. Muayeneden geçemediğim için beni kabul etmediler. Polis memuru, “Sen falanca mısın!” dedi. “Evet,” dedim. “Kaç yaşındasın?” diye sordu. “65,” dedim. “Nasıl bu kadar genç görünüyorsun?” dedi. “Çünkü Falun Dafa uyguluyorum,” dedim. “O halde ben de uygulayacağım,” dedi.

Polis Memurları Hareket Edemedi

Hasat mevsiminde, öğleden sonra yüksek bir köprünün yanından geçiyordum. Yirmili yaşlarında bir genç bana doğru bakıyordu. Yol onarımı nedeniyle yolun iki yanındaki büyük ağaçlar kaldırılmıştı. Kavurucu bir sıcak vardı ve gölge yoktu. Genç adam sıcak güneşin altında duruyordu.

Yanına gidip, “Delikanlı, ne yapıyorsun? Sıcak değil mi?” dedim. Gülümsedi ama cevap vermedi. Yüzü ter içindeydi. Acıdım ve çantamdan materyaller çıkarıp ona vermek istedim. “Sana bir uğurluk vereyim,” dedim. Aldı, baktı, bana geri verdi ve “İstemiyorum,” dedi.

Sonra çantamdan Dafa hakkında bilgiler içeren bir USB çıkardım ve nasıl kullanılacağını anlattım. USB’yi aldı. “Delikanlı, lütfen ‘Falun Dafa iyi, Doğruluk, Merhamet, Hoşgörü iyi’ sözlerini hatırla, ÇKP’den ayrıl ve felaketlerden korun,” dedim. Gülümsedi ve “Sen gerçekten iyi bir insansın,” dedi. “Eve git ve USB’deki içeriklere bak. Falun Dafa’nın ne kadar iyi olduğunu anlayacaksın,” dedim. “Beni kurtarıyorsun!” dedi. “İnsanları kurtaran Shifu’dur, ben sadece gerçeği yayıyorum,” dedim.

Tam o sırada köprüden bir polis aracı indi. Böyle garip bir minibüs hiç görmemiştim. Genç adam birden gülümsedi ve, “Ne iş yaptığımı biliyor musun?” dedi. Bisikletimin önüne geçip, “Hadi polis merkezine gidelim,” dedi. Yumuşak ama kararlı bir sesle, “Hayır, seninle gelmeyeceğim,” dedim. Saçmalamaya başladı.

Bisiklette oturuyordum. Ayağa kalktım, yaklaştım ve gözlerinin içine baktım. “Delikanlı, sana merhametle davrandığımı hissetmiyor musun?” Gözlerimiz kilitlendi ve utandı. “Plaka numarana bakayım,” dedi. “Hızlıca gitmeliyim,” diye düşündüm. “Sen burada dur. USB’ye bakınca anlayacaksın,” dedim. Gittim.

Birkaç gün sonra öğleden sonra dışarı çıktım. Hava çok sıcaktı ve sokaklarda az insan vardı. Mesajlar astım ve materyal dağıttım. Bir süre yürüdükten sonra yolun karşı tarafında bir ağacın altında üç adam gördüm. İkisi gençti, biri daha yaşlı görünüyordu. Çimleri biçiyorlardı. Doğru düşünceler gönderirken yaşlı adama, “Çok sıcak, neden biraz dinlenmiyorsun?” dedim. “Seçeneğim yok, geçimimi sağlamak zorundayım,” dedi. “Sana bir uğurluk vereyim,” dedim. Materyaller verdim, aldı. Gülümsedi ve ne olduğunu biliyor gibiydi, okumaya başladı.

Partiden ayrılmasını söyledim, kabul etti. Genç adamlardan biri materyalleri aldı ve Parti üyeliğinden ayrıldı. Diğer genç ise materyalleri almayı reddetti.

Tam ayrılacakken genç adam yaşlı adama, “Bu materyaller ne?” diye sordu. “Falun Dafa,” dedi. Genç adam beni durdurdu ve, “Sen bir tarikatı yaymaya çalışıyorsun. Seni polise ihbar etmeliyim,” dedi. Bisikletimi engelledi. Kalbim bir an durdu, sonra sakinleştim. “Ben bir Falun Dafa uygulayıcısıyım,” diye düşündüm. Hızlı düşünüp, bisikletimi geriye çekerken, “Aptalca bir şey yapma, bu senin için iyi olmaz. Kımıldama,” dedim. Olağanüstü gücümü onu olduğu yerde tutmak için kullandım. “Materyallere bak. Bir dahaki sefere sana açıklayacağım” dedim ve gittim.

Polis Aracının Lastiği Patladı

Bu olay on yıldan fazla zaman önce oldu: Gece yarısından sonra kamuya açık yerlere Dafa mesajları yazmak için sık sık dışarı çıkardım. Başta tebeşir kullanıyordum. Sonra sprey boya kullanmaya başladım.

Birkaç yere sprey ile mesaj yazdıktan sonra arkamdan yavaşça takip eden beyaz bir araba fark ettim. Hemen doğru düşünceler gönderdim ve motosikletimi bir ara sokağa sürdüm. Oradan başka bir ana caddeye çıktım ve mesaj yazmak için yeni bir yer buldum. Motosikletime geri döndüğümde beyaz aracın yine arkamda olduğunu gördüm. Hızla motosiklete atladım ve dar bir sokaktan geçip başka bir ana caddeye çıktım.

Beyaz araç yine arkamdaydı. Ondan kurtulmaya çalıştım. Bu sefer motosikletimin deposunun neredeyse boş olduğunu gördüm. Motor en fazla 10 dakika içinde duracaktı. Çok endişelendim.

Shifu’dan yardım istedim. “Shifu, araba beni takip ediyor, lütfen onu durdur.” Hızla doğru düşünceler göndermek için olan mısrayı okudum. O anda iki yüksek patlama sesi duydum ve ardından çarpma sesleri geldi. Beyaz aracın yoldaki korkuluklara çarptığını düşündüm. Motosikletimin benzini bitti. Yürüyerek otobüs durağına gittim ve bir tabelanın arkasına saklandım. Telefonda konuşan bir adam duydum: “Patron, kaza yaptım, hem ön hem arka lastik patladı.”

Hızla eve döndüm. Evimin pencereleri ana caddeye bakıyordu. Pencereden bir araba gördüm, sonra üç-dört kişi indi. Onlara sessizce, “Meşgul olun, şimdi dinlenmem lazım,” dedim. Saat 5’e kadar uyudum. Dışarı çıkıp kazayı gördüm. Korkuluk kaldırılmıştı ve bir iz vardı. Altı sıra korkuluğa çarptığını saydım, kurtarılacak gibi değildi. Shifu’nun beni koruduğu için sonsuz şükran duydum!

Sakin Bir Şekilde Kişiye Bakmak

Birkaç yıl önce, insanlar taranarak Dafa hakkında bilgi okuyabilsin diye QR kodlu kartlar dağıtırken bir tane kartı genç bir adama verdim. Bir süre sonra geri geldi. Dostça görünmüyordu. Gözlerinin içine bakıp, “Lütfen beni dinle. Bunu senin iyiliğin için yapıyorum,” dedim. “Böyle şeyler dağıtma, çok tehlikeli! Ana caddelerde verme; burada bizden çok var,” dedi.

Deneyimime göre, bu tür olaylarla karşılaştığımızda paniğe kapılmamalı, sakin kalmalı ve Fa'dan gelen bilgeliği, dürüst, özverili ve nazik düşüncelerimizi kullanarak insanların vicdanını uyandırmalı, kötü düşüncelerini bastırmalıyız ve bu, sıkıntıların üstesinden gelmemize yardımcı olacaktır.

Teşekkürler Shifu!

(Minghui.org’daki 22. Çin Fa Konferansı için seçilmiş gönderi)

Orijinal Çince makale