(Minghui.org) 2023 yılında bir gözaltı merkezinde tutuluyordum. Orada karşılaştığım herkese gerçeği açıkladım ve onları Çin Komünist Partisi’nden (ÇKP) ve ona bağlı gençlik örgütlerinden ayrılmaya teşvik ettim. Karşılaştığım herkesin gerçeği dinlemek ve kurtarılmak için geldiğine inanıyordum.
Yeni gelen herkesin morali bozuk oluyordu. Onlarla ilgileniyor ve onları yönlendiriyordum. Kendilerini daha iyi hissettiklerinde, karmik geri ödemenin nedensel ilişkisini anlatıyor, insanların iyi işler yapması ve başkalarına karşı iyi kalpli olması gerektiğini, böylece kutsanacaklarını söylüyordum. Ayrıca insanların uygunsuz yollarla kazanç elde ettiklerinde karma biriktirdiklerini ve karma oluşturmuşlarsa bu borcu ödemeleri gerektiğini de anlatıyordum. Hepsi beni dinledi ve söylediklerimi kabul etti.
Bir gün uyuşturucu ticareti nedeniyle 18 yaşındaki Ling (takma ad) içeri getirildi. Kendisi de uyuşturucu kullanıyordu ve güçlü bir karaktere sahipti. Başkalarıyla tartışmayı severdi, açık sözlüydü ve adalet için ayağa kalkmayı severdi. Falun Gong’u duymuştu ancak Falun Gong’un tam olarak ne olduğunu bilmiyordu. Merakından dolayı benimle Falun Gong hakkında konuştu. Ona şunu söyledim: “Falun Gong iyi ve doğrudur. Falun Gong uygulayıcıları Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü ilkelerine göre xiulian uygular. İyi ve iyi kalpli insanlar olurlar. Pek çok insan Falun Gong’u öğrenmeye geldi. Kıskançlıktan dolayı Jiang Zemin, Falun Gong’a iftira atmak, onu bastırmak ve karalamak için siyasi bir kampanya başlattı. Tiananmen’deki kendini yakma olayı, Falun Gong’a iftira atmak için Jiang’ın rejimi tarafından sahnelendi. Falun Gong uygulayıcıları öldürmenin yanlış olduğuna inanır. Bir Falun Gong uygulayıcısı nasıl intihar edebilir ki?”
Üç yaşında, annesi tarafından bakılan bir oğlu vardı. Onunla hiç ilgilenmiyordu. Serbest bırakıldıktan sonra uyuşturucu kullanmamasını, bir iş bulmasını ve oğlunu büyütmesini söyledim.
Ona gülümsediğimde, “İyi kalpli ol, dürüst ol ve iyi bir insan ol.” derdi. “Hoşgörüyü” unutacağını söylerdi. Ben de, “Evet, sen hoşgörü uygulamıyorsun. Hep başkalarıyla tartışıyorsun. Bundan sonra hoşgörü uygulamalısın.” dedim.
Bir gün bir şey söylediğinde bazı tutuklular ona güldü. Onlara karşılık vermedi. Daha sonra birkaç tutuklu daha onunla alay etti. Bana, başkalarının onunla dalga geçtiğini söyledi. Ona, “Dinleme. Çok fazla düşünme. Hafife al. Bırak gitsin. İnsanlar sadece gülüyor. Ciddi değiller.” dedim. Onlarla tartışmadı. Bana, “Bu sefer hoşgörü uyguladım. Sadece gülmelerine izin verdim.” dedi. Onu takdir ettim. Gelişme gösterdi.
Bir sabah bana, “Teyze, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü’yü öğrenmek istiyorum. Annem ve oğlum için biraz erdem biriktirmek istiyorum. Babam, benim çok fazla kötü şey yapmam yüzünden ölmüş olabilir ve bu onun ölümüne sebep olmuş olabilir. O iyi bir babaydı. 13 yaşındayken toplumda savrulmaya başladım. Ailem benim için çok endişelendi. Pek çok kötü şey yaptım ve pek çok şeye tanık oldum. Başkaları tarafından kandırıldım. Şimdi annem ve oğlum için biraz erdem biriktirmek istiyorum. Kendim için hiçbir şey yapmak istemiyorum. Çok fazla kötü şey yaptım. Eğer karmik geri ödemeyle karşılaşırsam, karşılaşayım. Şimdi Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü’yü öğrenmek istiyorum.” dedi. Ben de, “Çok iyi! Bu içten düşünceye sahip olduğunda, hayatın diğer boyutlarda ışıldıyor.” dedim. Ona, Shifu’nun yazdığı Hong Yin’deki şiirleri öğrenmek isteyip istemediğini sordum. Öğrenmek istiyorum dedi.
O öğleden sonra, akşam yemeğinden sonra birlikte bulaşık yıkarken, ona “Bir İnsan Olmak” şiirini ezberlemeyi öğrettim. Bir süre ezberledi ve daha kolay olması için yazmamı istedi. Böyle bir ortamda yazmanın uygun olmadığını söyledim.
Bulaşıkları bitirdikten sonra biraz sohbet ettik. Hücre kapısı açıldı. Ling’in adı seslenildi. Toparlanması ve eve gitmesi istendi. Çok şaşırdı ve buna inanamadı. Birkaç gün önce duruşmasında savcı 13 ya da 14 ay ceza alacağını söylemişti. Hiçbir hapis cezası almadan serbest bırakılacağını hiç beklemiyordu. Falun Dafa’ya inandığı için kutsandığını biliyordum. Ona, “Falun Dafa’ya inandığın için kutsandın” dedim.
Gözaltı merkezine hangi sebeple gelmiş olurlarsa olsunlar, yeni gelenleri Falun Dafa ile önceden belirlenmiş kader bağı olan insanlar olarak görüyordum. Falun Dafa hakkındaki gerçekleri benden öğrenmeye gelmişlerdi. Onların bilenm tarafları Fa’yı elde etmek istiyordu. Onlarla konuşmak ve gerçeği açıklamak için her fırsatı değerlendirdim. Onlara “Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi” olmak üzere iki cümleyi hatırlamalarını söyledim. Kaldığım hücrelerdeki tutukluların çoğu söylediklerime inandı ve ÇKP’den ve ona bağlı örgütlerden ayrıldı. Bazıları hastalanıp kendilerini iyi hissetmediklerinde bu iki cümleyi tekrarladı. Bana, bu iki cümleyi içtenlikle tekrarladıklarında işe yaradığını söylediler.
Hücrede neredeyse her gün meditasyon yatım, diğer dört set egzersizi ise daha az uyguladım. O sırada sessizce yürür ya da alçak sesle konuşurlardı. Yazın egzersiz yaparken çok terlerdim. Bir kâğıt parçasıyla beni yelpazelerlerdi. Meditasyon yaparken sivrisinek olup olmadığını kontrol etmek için sessizce yanıma gelirlerdi. Davranışları beni çok duygulandırdı. Eğer nöbette olsaydım, doğru düşünceler gönderebilmem için saat 18.00’de yerime geçerlerdi. Akşam yemeği yerken de saat 18.00’de bana hatırlatırlardı.
Hücrede büyük bir aile gibiydik ve çok iyi anlaşıyorduk. Birinin bir sıkıntısı olduğunda herkes yardım ederdi. Herkesin doğum gününü haşlanmış yumurta ve hazır erişteyle kutlardık. Gardiyan, “Çok uyumlusunuz. Hücrenizde her şey yolunda gidiyor.” dedi. Tutuklular Falun Dafa tarafından kutsandı.
Sorgulandığımda gardiyanlara da gerçeği açıkladım. Bazıları beni dinledi, bazıları dinlemedi. Bunun onların seçimi olduğunu ama Falun Dafa hakkındaki gerçekleri dinlemeleri için onlara bir fırsat sunduğumu söyledim. Bir gün bir gardiyan bana bir mahkeme celbini imzalatmak istedi. Reddettim. Daha sonra başgardiyanla birlikte gelip mahkeme celbini tekrar imzalamamı istedi. Şöyle dedim: “Bana haksızlık yapıldı. Hiçbir suç işlemedim. Bunu imzalarsam, suç işlediğimi kabul etmiş olurum. Bunu imzalamam sizin için de iyi olmaz. Falun Dafa gelecekte aklandığında, sorumlu tutulursunuz; size zarar vermek istemiyorum. En iyisi onlara imzalamayı reddettiğimi söyleyin.” Gidip ayrıldılar.
Serbest bırakılacağım gün tutuklular oldukça üzgündü. Onlara, “Tehlikeyle karşılaştığınızda ya da sıkıntı yaşadığınızda lütfen iki cümleyi hatırlayın ve tekrarlayın. Bu süre boyunca birlikte olmamız kaderdi. Fa için yeryüzüne geldiniz. Bu fırsatı mutlaka değerlendirin. Lütfen yeni gelenlere de bu iki cümleyi anlatın.” dedim. Gözyaşları içinde beni uğurladılar.
Telif Hakkı © 2025 Minghui.org'a aittir. Her hakkı saklıdır.
Kategori: Gerçeği Açıklama