(Minghui.org) Selamlar Shifu, selamlar uygulayıcı arkadaşlar.

Son üç yılda birçok şey meydana geldi ve çok şey değişti. Shifu’ya uygulama deneyimlerimi ve anlayışlarımı bildirmek ve bu Fa konferansı sırasında kendi uygulamama durumumu incelemek istiyorum.

Temel Takıntı

Bir uygulayıcıyla “temel takıntılar” hakkında yaptığım bir tartışma sırasında, benimle, son birkaç yılda gerçekten içine bakmadığını, her bir düşünce ve davranışını incelemediğini, bu nedenle birçok takıntısını, özellikle de temel takıntısını bulanıklaştırdığını paylaştı.

Son zamanlarda Fa’yı ezberliyor ve çalışıyor, ayrıca Minghui.org’daki uygulayıcı paylaşımlarını okuyordu. Ancak o zaman temel takıntısını gerçekten fark etti; bu takıntı, doğum-yaşlılık-hastalık-ölüm döngüsünün acılarından kurtulma ve Buda’lığın büyük özgürlüğüne ulaşma arzusuydu. Fakat bu, eski evrenin bencilliğine dayanıyordu ve Shifu’nun bizim özgecilik doğrultusunda, kendimizden önce başkalarını düşünerek xiulian uygulamamız gerektiğine ilişkin öğretilerine aykırıydı.

Sözleri bende de bir yankı oluşturdu. Fa’yı elde etme deneyimime bakarak içime döndüm ve kendi temel takıntımı bulmak üzere düşündüm.

Bir olay nedeniyle görevimden alındım. İmrenilen bir pozisyona sahipken bir anda sıradan bir çalışana dönüştüm. Bu kayıp duygusu ve yaşadığım acı gerçekten dayanılmazdı. İşe gitmek bile zor hale geldi. İş arkadaşlarımla nasıl iletişim kuracağımı düşündüm; birinin beni fark edip etmeyeceğini ve davranışlarının samimi olup olmayacağını merak ettim. Bu sorular zihnimi sürekli meşgul etti. Bu sırada işyerinde hakkımda birçok söylenti yayılıyordu. Aşağılayıcı bakışlar, dedikodular, alaycı sözler ve başarısızlığımla dalga geçilmesi beni adeta boğuyordu.

Bu olaydan sonra Falun Dafa uygulamaya başladım ve şöhret ve çıkar karmaşasından kaçmak için güvenli bir liman buldum. Bu da bana temel takıntımın şöhret ve çıkara duyulan arzu olduğunu düşündürdü.

Fakat temel takıntıların bile kökleri vardır, bu yüzden o kökleri açığa çıkarmak için daha derine baktım. Dafa aracılığıyla ruhsal bir rahatlık bulmaya çalışmak zaten yanlıştı. Dafa’yı kişinin takıntılarını örtmek için kullanması ise başka bir hataydı. Aynı zamanda güçlü arzularım vardı; şöhret ve çıkar arzusu, rezil olmama, bir şeyleri gizleme arzusu, yenilgiyi kabul etmeme arzusu, rekabet etme arzusu ve Dafa’yı kullanmak gibi kirli bir düşünce.

Tüm arzular “ben”in etrafında döner ve “ben”in arkasında saklı olan büyük şey bencilliktir; işte ortadan kaldırmam gereken gerçek temel takıntı budur. Bir kişi Falun Dafa uygulamaya ister hastalık nedeniyle ister başka bir nedenle başlamış olsun, gerçekte Dafa’yı bir şey yapmak, bir şey elde etmek veya bir hedefe ulaşmak için kullanmak istiyordu. Özünde, xiulian uygulamasına başlama noktasını harekete geçiren şey bencillikti.

Diğer takıntılar da bencillikle ilgilidir. Örneğin, zarar görmekten kaçınmak için rekabetçi olmak; kaba konuşup tartışmayı kazanmaya çalışmak ve zorbalığa uğramaktan kaçınmak, hatta kişi hatalı olsa bile tartışmayı kaybetmek istememek. Uygulayıcı arkadaşlara tepeden bakarız çünkü onların bize zorluk çıkaracağından ve bizi etkileyeceğinden korkarız. Parti kültürünün çekirdeği kişisel çıkardır. Her türlü takıntı bencillikten doğar ve bu da eski evrenin sapması ve yok oluşunun nedenidir.

Duygular Tarafından Rahatsız Edilmek

On yılı aşkın bir süredir eşimden boşanmış durumdayım ve kızımız daima onunla yaşadı, bu nedenle kızım için hislerim oldukça mesafeli kaldı. Uygulayıcılar bana onu sorduğunda her zaman, “Onun kendi kaderi var. Buna ben karar veremem,” diye yanıt verirdim.

Bazı uygulayıcılar bu tutumumu anladı, bazıları ise bunu sorumsuzluk olarak gördü. Ancak mevcut durumum gereksiz zorluklar veya karmaşalar yaratmama izin vermiyor. Zorlamak yerine işlerin doğal akışına bırakılması daha iyidir. Eğer tekrar karşılaşmamız kaderde varsa, olur; yoksa neden birbirimizi rahatsız edelim? Uzun süre böyle düşündüm.

Kızım bu yıl üniversite giriş sınavına girdi ve artık kalbim huzurlu değildi. Duygular yağmurdan sonra mantar gibi fışkırdı. Önceki mantıklı açıklamalarım yüzeyde oldukça geçerli görünüyordu. Genellikle onun derslerine pek dikkat etmezdim, ancak üniversite giriş sınavı söz konusu olduğunda en azından biraz ilgi göstermeli ve hakkında bir şeyler bilmeliydim. Aile ve arkadaşlar durumu, puanını veya hangi okula kabul edildiğini sorduğunda kendimden emin bir şekilde yanıt verebilecek kadar bilgi sahibi olmalıydım.

Bu sebepler bencildi, gerçek bir ilgi değil, sadece durumu idare etme şekliydi.

Aldığı puanlarla hangi üniversitelere girebileceğini araştırdım ve son üç yılın her bir üniversitenin giriş puanlarını ve bölüm bazlı giriş puanlarını, ayrıca hangi bölümün seçilmesinin artı ve eksilerini internette aradım. Çoğu zaman gece yarısını geçene kadar araştırdım, doğru düşünceler göndermeyi bile unuttum. Bazen kahvaltıyı hazırladıktan hemen sonra yeniden araştırmaya başlıyor ve sonra kahvaltıyı yemeyi unutuyordum. Bu birkaç gün boyunca böyle devam etti.

Bir keresinde kızımızın üniversite başvurularını ve bölüm seçimini konuşmak için eski eşimle iletişime bile geçtim, fakat ne söylemek istediğimi bitirmeden telefonu yüzüme kapattı ve karışmamamı söyledi. İnadıma dokundu. Bu nedenle araştırmaya, sormaya ve okulları telefonla aramaya devam ettim. O birkaç gün zihnimi tamamen tüketti ve karmakarışık hale getirdi; aklımda sadece puanlar ve okullar vardı.

Sonra bunun doğru olmadığını fark ettim. Ben bir uygulayıcıyım. Duygular tarafından nasıl bu kadar kolay sarsılabilirdim! Onun puanı meslek yüksekokulu ve iyi bir bölüm için yeterliydi. Daha kötü ne olabilirdi? Neden bu kadar endişeleniyordum?

Kendime birkaç soru sordum. Onun tatmin edici olmayan puanlarının sebebi benim kendi uygulama durumum olabilir miydi? Diğer uygulayıcıların çocuklarının iyi puanlar aldığını görünce (hatta kendi yeğenim ve küçük yeğenim bile üniversite giriş sınavında onun puanından yüz puandan daha fazla aldılar), bir utanç ve aşağılık duygusu mu hissetmiştim? Daha önce çocuğumu ihmal ettiğim için, eğer kendimi iyi geliştirirsem onun da doğal olarak iyi olacağına dair bir inancı mı barındırmıştım? Bunların hepsi birer takıntı ve insanî kavramlardı.

Bir başka duygusal çatışmam da büyük ablam ve eniştemle yaşandı. Aynı zamanda uygulama yaptığım için yetkililer sürekli ailemi rahatsız ediyor ve bu durum onların kendilerini kötü hissetmesine neden oluyordu. Bu yüzden bana karşı kaba konuştular. En çok beni seven ablam bile onların tarafını tuttu ve beni sert bir şekilde eleştirdi. Ben de zaten kötü bir ruh hâlindeydim.

Bir gün o kadar duygusallaştım ki neredeyse enişteme vuracaktım. Yine sarhoş olmuştu ve o gün çıldırmış gibi davranıyordu — hatta beni dövmekle tehdit etti. Onun alkolik olmasından hep hoşnutsuzdum. Sarhoş olduğunda eşini döverdi ve bir keresinde neredeyse onu boğarak öldürüyordu. “Sana neredeyse 20 yıldır katlanıyorum ve şimdi beni mi dövmek istiyorsun?” diye düşündüm.

Ona vurmak için yumruğumu sıktım, ama o korkuyla geri çekildi. Elimi indirdim. Sonuçta Shifu’nun yeni yazılarını okumuştu ve yetkililer beni taciz ettiğinde birkaç kez Dafa projesi için ekipman taşımama yardım etmişti. Ayrıca ben bir uygulayıcı olduğum için zaten bu kadar öfkelenmemeliydim.

Ablam daha sonra yanıma gelip beni teselli etti ve bu meseleyi bırakmamı söyledi. Bunun Shifu’nun sözleri aracılığıyla beni aydınlatması olduğunu düşündüm. Daha sonra bu sorunun ciddiyetini fark ettim. Artık eski güçlerin ailemi taciz etmelerine, aramızda çatışma ve mesafe yaratmalarına, uygulama ortamımı bozmalarına ve üç işi yapmama engel olmalarına izin veremezdim. Kesinlikle tuzaklarına düşemezdim. Bu yüzden ailemden özür diledim, bu meseleye takıntılı olmayı bıraktım ve kısa süre içinde konu kapanmış oldu.

Yolculuğun Son Kısmını İyi Yürümek

Mevcut durumumuzdaki zorluklar beni üzüyor. Yıllar içinde bölgemizdeki bazı uygulayıcılar daha olgun ve sakin hale gelirken, bazıları hastalık karması yaşadı, bazıları vefat etti, bazıları evde kaldı, bazıları saklandı, bazıları aile hayatına kapıldı, bazıları tembelleşip kendinden memnun hale geldi, bazıları telefonlarıyla oynayıp videolar izledi ve bazıları ise Çin Komünist Partisi (ÇKP) içindeki güç kavgasına takılıp kaldı. Materyal basım noktalarının ve Fa çalışma gruplarının sayısı azaldı, iş yapabilen uygulayıcı sayısı da azaldı ve tüm bunlar yaşanırken zulüm devam ediyor.

Gerçeği açıklama ekibinden bir üye tutuklandı ve evi yağmalandı. Bu durum yerel uygulayıcılar arasında oldukça büyük bir dalgalanma oluşturdu. İlk başta kimse pozisyonu doldurmak için gönüllü olmadı. Shifu’dan yardım istedik ve kısa süre sonra bir uygulayıcı öne çıktı. Ancak bazı uygulayıcılar onun tempolu çalışamadığını söyleyerek ekibe uygun bir aday olup olmadığını sorguladı.

Bununla birlikte, başka aday bulmakta zorlanıyorduk. O bunu yapmaya istekli olduğuna göre, Shifu’nun ayarlamalarına uymalıydık.

İlk adım ona bisiklet sürmeyi öğretmekti. Yaşlıydı ve görme yetisi zayıftı. Çok çabaladı, yavaş yavaş ilerleme kaydetti. Bisiklet sürmeyi bilmezken sürer hale geldi; yolcu taşımaktan korkarken sokaklarda ve arka sokaklarda bir ekip üyesiyle dolaşabilir hale geldi. Sonunda başardı. Özellikle zorluktan korkmama ruhu ve azmi gerçekten paha biçilemezdi.

Ayrıca ÇKP’den ve ona bağlı örgütlerden ayrılan kişilerin isimlerini iletme görevini de üstlendi. Ancak eğitimi çok sınırlıydı, bu yüzden ona Çince karakterleri en baştan öğretmem gerekiyordu. Ona bir fonetik tablo aldım ve “a, o, e”den başlayarak ünsüzlerin ve ünlülerin ne olduğunu, nasıl birleştirileceğini ve nasıl telaffuz edileceğini anlattım. Ona bir Çince sözlük aldım ve Çince karakterlere nasıl bakılacağını öğrettim. Ayrıca ona Yüz Aile Soyadı adlı bir kitap verdim ki hikâyeleri okuyup soyadlarını ezberleyebilsin.

Bir başka uygulayıcı da ona yazı alıştırma kitapları verdi, böylece yazı pratiği yapabildi. Çok çalışıyordu. Ekip çok iyi işbirliği yaptı ve sık sık ÇKP’den ayrılan kişilerin isimlerinin yer aldığı birkaç sayfa geri getirdiler. Onun el yazısı da gelişti. Hepimiz onun için mutluyuz.

Sonuç

Bir uygulayıcıyla, son zamanlarda xiulian uygulamaya başladığım ilk zamanki hâlime geri döndüğüm hissine kapıldığımı paylaştım. Tüm eski kötü alışkanlıklarım ve kavramlarım yeniden ortaya çıkmıştı. Bunu bir “yeniden çalışma”ya benzettim. O anda anladığım şuydu: İster iyi uygulama yaptığınızı düşünün ister düşünmeyin, anlayışınız aslında yalnızca kendi seviyenizle ve bakış açınızla sınırlıdır. Gerçek anlamda en doğruyu görebilen yalnızca Shifu’dur. Takıntılarınız veya uygulamanızın sağlam olmadığı alanlar olduğu sürece, onları yeniden çalışmak zorundasınız.

Shifu şöyle diyor,

“Sıradan insanlar arasında terk edilemeyen bütün bağımlılıklarınızdan vazgeçmeniz sağlanacaktır. Bütün bağımlılıklar, onlara sahip olduğunuz sürece, farklı çevrelerde ortadan kaldırılmalıdır. Bocalamanız sağlanacak ve bu sayede Tao'ya aydınlanacaksınız. Kişi bu şekilde xiulian uygular. (Zhuan Falun, Dördüncü Ders) 

Bir uygulayıcı olarak, hangi insanî takıntılar bırakılmalıdır? Takıntı olduğu sürece, tereddüt edilecek, pazarlık yapılacak ya da geri adım atılacak hiçbir şey yoktur. Xiulian, bırakmak demektir.

Lütfen geliştirmem gereken yerleri belirtin.

(Minghui.org’daki 22. Çin Fahui için seçilmiş bir gönderi)

Orijinal Çince makale