Selamlar Shifu,

Selamlar uygulayıcı arkadaşlarım,

Deneyimlerimi paylaşmaya başlamadan önce, bir Fa Konferansı’na daha katılmanın ve deneyim paylaşımı yapmanın çok değerli bir fırsat olduğunu söylemek istiyorum, burada olduğum için çok mutluyum.

Deprem

Shifu’nun, Kasım 2021’de yayınlanan, ‘’Bir Uyanış Çağrısı’’ adlı makalesinin ilk cümlesi şöyleydi:

‘’Kozmosun Fa düzeltmesi bitti ve şu anda Fa düzeltmesinin insan dünyasına geçişi gerçekleşiyor.’’ (Bir Uyanış Çağrısı)

Ve makale yayınlandıktan 2,5 ay sonra Türkiye’de Kahramanmaraş, Pazarcık’ta tüm ülkede çok büyük acılara sebep olan büyük deprem gerçekleşti.

Ailem Pazarcıklı, dört dayım, dört teyzem, üç halam, kırktan fazla kuzenim ve onların da çocukları var. Bunların büyük bir kısmı Pazarcık’ta yaşıyordu. Depremde birçok aile üyemizin evleri, iş yerleri yıkılarak harap oldu. Ancak, tek bir aile üyemin bile sağlığına zarar gelmedi. Evleri yıkılan aile üyelerimiz o gece evlerinde değillerdi. Hepsi Shifu'muzun koruması sayesinde, bugün hala hayattalar.

Depremden kurtulan aile üyelerimizin bazılarını evimizde misafir ettik. Yeğenim 6 yaşındaki Asya, her gün benimle Dafa egzersizlerini yaptı. Bazen bir kez evde yaptıktan sonra, aynı gün bir kez de sahildeki egzersiz alanına gitmek istiyordu ve orada tekrar meditasyon yapıyorduk. Diğer aile üyelerim de kültürlerine çok yabancı olmasına rağmen Dafa’ya karşı çok pozitif bir yaklaşım gösterdiler.

Tüm bu acılar biraz dindikten sonra köyümüze ziyarete gittiğimizde, sağ kalan insanların halleri beni çok etkiledi. Bu insanlar hayattaki maddi kazanç ve kayıpların hiç de önemli olmadığını anlamış, çok daha iyi insanlar olmuşlardı.

Babaannemin tamamen yerle bir olmuş evine girdiğimde, değişik türden bir huzur hissettim. Tamamen temizlenmiş saf bir enerji ile sarıldım, sanki bu bölge tamamen arındırılmıştı. Enerjisi o kadar temizdi ki, aklımdan hiçbir düşünce geçiremedim.

Tüm bu deprem felaketi ve sonrasında yaşadığım deneyimler boyunca kendimi, uygulamamı gözden geçirdim. Zamanımızın ne kadar kısıtlı olduğunu ve acele etmemiz gerektiğini daha iyi idrak ettim. İnsan dünyasının Fa düzeltmesinin başladığı bu dönemde, üç işi yaparken asla gevşememeliyim. Tüm bu süreç bittiğinde geri dönüp baktığımda, pişmanlık duyacağım bir rehavete kapılmamalıyım.

Shifu makalesinde şöyle diyordu:

“Toplum şu anda kendi sonuna ulaşmış durumda ve yaşanmakta olan bütün bu kötü şeyler kaçınılmazdır. Bizim yaptığımız her şey, insanları kurtarmak içindir. Eski evren böyledir, kendi haline bırakın. Sizin sorumluluğunuz canlıları kurtarmak ve yeni evrene göndermektir.” (Bir Uyanış Çağrısı)

Yalnız Değilim

Uygulama yolculuğum boyunca Shifu’nun her zaman yanımda olduğunu bilsem de, kendimi çok yalnız ve mutsuz hissettiğim zamanlar oldu, bir dönem yine bu duygulara batmıştım. Bu yalnızlık hissinin sebep olduğu gösteriş düşkünlüğü, onaylanma arzusu gibi başka takıntılarım da ortaya çıkmıştı. Bunları bırakmak için azmetmeye karar verdiğim anda Shifu bana bir fırsat sundu.

Mersin’de Halk Eğitim Merkezi’nde sorumlu bir antrenörle tanıştım ve gelen kadınlara dağıtması için birçok broşür verdim. İlgilerini çekerse geleceğimi söyledim. Bir gün belirledik, hiçbir şey bilmeden oraya gittim. İçeri girdiğimde, 40 kişi egzersizleri yapmak için hevesle bekliyordu. Gözlerime inanamadım. Egzersizleri yaptık ve ardından onlara gerçekleri açıkladım. Tek başıma bir uygulayıcı olarak orada bu kadar kişiye Dafa’yı tanıtmak benim için muhteşem bir histi. Shifu yalnız da olsam yapabileceklerimi bana göstermek ve beni yüreklendirmek için böyle güzel bir ayarlama yapmıştı. Minnettarlığım tarif edilemezdi.

Geçtiğimiz yıl uygulamamın en çetin yılıydı. Shifu’nun ayarlaması ile, oldukça zıt karakterli olduğum birisi olan eşimle evlendim. Evlenmek maddi manevi birçok yönden hayatımı daha zor hale getirecekti, bunu biliyordum. Bunları xinxingimi geliştirmem ve uygulamamda ilerleyebilmem için büyük bir fırsat olarak gördüm.

Ancak evlendikten sonra testlerim çok ağırlaştı. Ancak ben ilk zamanlarda insani duygulara kapılarak uygulamamda gevşedim ve büyük bir hata yapmaya başladım. Test geldiğinde ilk düşündüğüm şey, testin ne kadar büyük olduğu ve geçmenin ne kadar zor olduğuydu. Birkaç kez başarısız olduktan sonra, duygularımı kontrol altına almayı bırakarak, başarısızlığı kabullendim. Bu uygulama yapmamak gibiydi. Ben bir uygulayıcıyım, nasıl duygularım tarafından kontrol edilebilirim?

Shifu, şöyle diyor:

“Zorlukları ne kadar büyükmüş gibi algılarsanız, işleri sürdürmek de bir o kadar zorlaşır, çünkü "görünüş zihinden kaynaklanır." Bu yüzden de, göreviniz inanılmaz külfetli bir hale gelir. Ben "görünüş zihinden kaynaklanır" derken, bununla aynı zamanda, "zorluğun" olayın önemini abartmanızdan ve kendinizi daha düşük bir ışık altında görmenizden kaynaklandığını söylemek istiyorum.’’ (Epoch Times Toplantısında Fa'nın Öğretilmesi)

Bir gün öfkemi kontrol edemediğim bir anda, çok büyük bir araba kazası yaşadık. Aracımıza hızla benim bulunduğum kapıdan bir motosiklet çarptı. Üzerime camlar kırıldı, kapı çöktü ve koluma hava yastığı patladı. Hiçbir acı hissetmedim. Israrlara rağmen hastaneye gitmedim ve kimseden şikayetçi olmadık. Shifu’nun korumasıyla mucizevi olarak, metrelerce yerde sürüklenen yaşlı motosiklet sürücüsü de dahil, kimseye bir şey olmadı. Eğer uygulayıcı olmasaydım, o gün belki de ölecektim. Arabamızı kaybettik, ancak maddi bir kayba bile uğramadık, daha iyi bir araba alabildik.

Bu kaza benim için bir dönüm noktası oldu. Sıradan dünyadaki kısacık mutluluğa kapılarak uygulamamda gevşediğim zamana noktayı koydum. Ve sıkı bir şekilde üç işi yapmak için çabalamaya döndüm. Shifu’nun merhametli kurtarışına layık olabilmek için daha fazla çabalayacağım.

İçime baktım, öfke duygumun altında çoğu zaman haklı çıkma takıntım vardı. Bir şeylere hoşgörü gösterdiğimde bile içimden ‘’Haklıyım ama alttan alacağım.’’ diye düşünüyordum. Bu bir uygulayıcının hoşgörüsü olamazdı. Neden haklı olmakla bu kadar ilgileniyorum? İçimde bir de, itibarıma olan takıntıyı buldum. İtibarımı kaybetmemek için haklı olmak istiyordum. Gerçek bir uygulayıcı için, haklı olmak da, itibar da önemli değildir.

Shifu şöyle diyor:

“Kişi kendi haklılığını ispatlamalı veya onurunu kurtarmalı” sözü sıradan insanlara mahsus bir deyiştir. Bir düşünün: Haklılığını kanıtlamak ve onurunu kurtarmak için yaşamak –bu yorucu değil midir? İnsana acı vermez mi? Değer mi buna?’’ (Zhuan Falun 9. Ders)

Ve başka bir konferansta:

“Duygudan muaf olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Bu, tüm canlılara karşı merhamet duymak demektir ve de bu, duygudan tamamen farklıdır ve herkesi kapsar. Birisi böyle olduğunda, duygunun, bıktırıcı ve gereksiz olduğunu hisseder. Bu, tıpkı hoş olmayan bir şey duyduğunuzda veya olmaması gereken bir şey gördüğünüzde, onu reddetmenize ve onunla alakalı olmak istememenize benzer. Her neyse, şu an için yapabileceğiniz tek şey, duyguyu mantık kullanarak ele almaktır.’’ (2018 Washington'da Fa'nın Öğretilmesi)

İçime bakarken bir şeyin daha farkına vardım. Memnuniyetsizdim. Her şeyim olmasına ve refah içinde yaşayarak uygulamamı yapabilmeme rağmen memnun olmuyordum ve yaşadığım şartlardan şikayetçiydim. Hayatımdaki güzelliklerin, Fa’yı edinmiş olmanın kıymetini bilmiyordum. Bu kesinlikle bir uygulayıcının düşünceleri değildi.

 Shifu şöyle diyor:

“Eğer bir kişi gerçekten Dafa'yı elde edebilmişse, bu kişi en şanslı kişidir.’’  (Zhuan Falun 2. Ders)

Broşür Dağıtmak

Yaşadığım yerde bazen sahilde yürüyerek broşür dağıtıyorum ve ilgisini çekenlere Fa’yı anlatıyorum. Daha sonra bu broşürleri çöpte ya da yerde gördüğüm zaman bazen hala öfkelenebiliyorum. Bir gün yine çöpte buruşmuş bir broşür gördükten sonra, ‘’Acaba hata mı ediyorum?’’ diye düşündüm. O gün eve gidince Minghui’den dinlemek için bir podcast açtım. Bir uygulayıcının deneyim paylaşımıydı. Bu uygulayıcı, askerde devriye gezerken, yerde buruşmuş ve yarısı yanmış, yazılarının bir kısmı okunmaz hale gelmiş bir Dafa broşürü bularak Fa’yı edinmişti. Bu uygulayıcı şu anda uygulamasının 20. senesindeydi!

Evet, broşür dağıtmaya tabii ki devam edecektim. Sonsuz rehberliğin için teşekkür ederim Shifu.

Temel Takıntımı Bırakmak

Uygulamama başladığım günden beri, tüm hayatımı etkileyen temel takıntımın farkındaydım; bu da fiziksel bedenime olan takıntım. Hayatımın yarısını tamamen bedenimin estetiği ve kondisyonum için çalışarak, bu yönde beslenerek ve tüm planlarımı buna göre yaparak yaşadım. İşimi de bunun üzerine kurdum. Uygulamama başlayalı 4 seneyi geçti, ancak bu takıntımı bırakmak için ileri doğru bir adım atamadım, çünkü takıntımı mesleğimi bahane ederek haklı çıkarıyordum. Son zamanlarda takıntı git gide büyüdü ve uygulamama engel yaratmaya başladı.

Spor yapabilmek için Dafa egzersizlerimi aksattığım uzunca bir süreç oldu, bir yandan da pişmanlıkla doluyordum. Nihayet artık bir seçim yapmam gerektiğini anladığım zaman, bir gün sağ bacağımda bir ağrı ile uyandım. Ağrı tüm üst bacağıma, kalçama ve belime yayılarak, 1 hafta boyunca devam etti. Zor hareket etmeye başladım. Daha sonraki günlerde ağrıyan yerler önce kızardı, sonra da küçük iltihaplı yaralar çıkarmaya başladım. Yaraları gördüğümde mutlu oldum çünkü karmanın sonunda yüzeye çıktığını ve temizleneceğimi düşündüm. Acıdan uyuyamıyor, egzersizlerimi yapamıyor ve Fa çalıştığımda da anlamıyordum. Üç günlük bir direnişin ardından, yerimden hiç kıpırdayamadan sadece acıdan ağladığım bir hale geldim ve ne yazık ki en sonunda eşimin beni hastaneye götürmesine razı oldum.

Zona teşhisi konuldu, o gün hastanede ağrı kesici iğne vuruldum ve eve gidince yazılan ilaçları da itiraz etmeden aldım. Ertesi günden itibaren bir daha ilaç almadım. Acılarım bir hafta boyunca devam etti ama artık dayanamayacağım bir noktaya gelmedim. Bir hafta sonunda tüm yaralarım söndü ve kurudu.

Tabii ki tüm bu süreç boyunca içime baktım, içimde hem bedenime olan, neredeyse ömür boyu devam etmiş olan temel takıntımı buldum, hem de bu takıntıdan doğan başka takıntılar, gösteriş düşkünlüğü, rekabet, kıskançlık, kendinden hoşnut olma, onaylanma ihtiyacı gibi bir sürü takıntı buldum. Elbette zihnim bunlardan arınırken, bedenim büyük bir reaksiyon gösterecekti. Elbette bu boyutta insanlar ona bir hastalık diyeceklerdi ama ben bedenimde büyük bir arınma yaşadığımı biliyordum.

Bu süreçte beni en çok üzen ve utandıran şey ise, uygulama sürecim boyunca ilk kez hastaneye gitmek ve ilaç almak zorunda kalmış olmamdı. İçime baktım. Neden dayanamayacağım bir acı yaşadım? Daha önce de büyük karmalar çıkardım ama hiç dayanamayacağım türden bir şey olmamıştı. Acı eşiğim yüksek ve dayanıklıyımdır. Neden üstesinden gelemedim? Cevabı buldum. Çünkü takıntımın farkında olmama rağmen bırakmamakta yıllarca direterek, bu zorluğu kendime ben yaratmıştım. Üstesinden gelemeyeceğim bir karma yaratmıştım.

Shifu diyor ki:

“Kendi başınıza durup dururken bir başka zorluk daha yaratmış olmuyor musunuz? Bu takıntıdan kurtulmak için daha fazla sıkıntı çekmek zorunda kalmayacak mısınız? Her test veya her sıkıntı, xiulian'de yükselme ve düşme konularının her ikisiyle de bağlantılıdır. Xiulian zaten zordur. Kendi başınıza bu sıkıntıyı yarattığınızda, üstesinden nasıl geleceksiniz? Bunun sonucu olarak, sıkıntı ve zorluklar ile karşılaşabilirsiniz." (Zhuan Falun 6. Ders)

Broşür Dağıtmak 

Shifu diyor ki:

“Bir problem ortaya çıktığında, bunun nedeni bu kişinin inatçı bir şekilde Fa ilkelerine karşı gelmesindendir. Git ve problemin nereden kaynaklandığını bul. İnatçılığından vazgeç ve olayları düzelt.’’ (Amerika Başkentindeki Fa Konferansında Fa'nın Öğretilmesi)

Temel takıntımı bırakma sürecinde benliğimi kaybetmekten korktuğumu fark ettim. Sıradan insan dünyasında doğduğumdan beri edindiğim kirli fikir ve maddeleri ‘’ben’’ sanıyordum ve onlar gittiğinde ortada bir “ben’’ kalmayacakmış gibi korkuyordum. Onlar benim orijinal, gerçek benliğim değildi ki. Asıl şimdi Shifumun rehberliğinde gerçek benliğime dönüyorum.

Temel takıntımı bırakma sürecim hala devam etse de, büyük oranda kurtuldum. Bu deneyimi tek kelime ile özetleyecek olursam, bu, hafiflemektir...

Başarısızlık

Uygulama yolculuğumda beni en çok geriye çeken düşüncem; başarısız olduğum, iyi bir uygulayıcı olamadığım düşüncesiydi. Kaldığım testler için aylarca pişman oldum, gerçeği aktif bir şekilde açıklayamadığımda, zihnimin içinde ne kadar beceriksiz olduğum, standartlara uyan bir uygulayıcı olamayacağımla ilgili düşünceler belirirdi. Bu düşünceler bana çok fazla acı çektirirdi. İçimde sürekli devam eden bu başarısızlık hissi, beni en çok baltalayan şeydi. Bunların beni uygulama yapmaktan alıkoymaya çalışan şeytani engellemeler olduğunu anladım ve hepsini reddettim. Bu düşüncelerden kurtulmak için Shifu’dan yardım istedim, daha fazla Fa çalıştım ve doğru düşünceler gönderdim.

Shifu diyor ki: 

“Yaptığınız her şeyin değerini bilmelisiniz, çünkü o durum, kendi değerinizi bilmeniz anlamına gelmektedir!’’ (Daha Azimli Olun)

Teşekkür ederim Shifu,

Teşekkür ederim uygulayıcı arkadaşlarım.

Orijinal Çince makale