(Minghui.org) Ben 1999 yılının başında Fa’yı elde etmiş olan genç bir Dafa uygulayıcısıyım. Yirmi yıldan uzun süredir uygulama yapıyorum. Ne yazık ki bu süreçte ciddiyetle ve azimle uygulamaya devam ettiğim zamanlar az; uygulamamda gevşek davrandığım zamanlar ise çok oldu. Ancak son bir yıldır nasıl “iyi bir şekilde” uygulama yapabileceğimi anlamaya başladım. Şunu söylemeliyim ki Shifu’nun merhametli ayarlamaları ve uygulayıcı arkadaşların özverili yardımı sayesinde yavaş yavaş gelişiyorum.

İlerlemek İstiyorsak Cep Telefonu Bağımlılığına Son Vermeliyiz

Uzunca bir süre içten içe “gerçekten uygulamada ilerlemek istiyorum” diye düşünsem de bir türlü eyleme geçemiyordum. İşteyken boş vaktim olduğunda, alışveriş sitelerinde gezinir ya da eğlence programları izlerdim. Parti kültürü nedeniyle Çin’e ait dizi ve filmleri izlememeye dikkat ediyordum, ancak Amerikan veya Kore yapımlarını izlemeyi seviyordum. Yemek yerken bile telefonu karşımda dikey şekilde koyup bir şeyler seyretmeye alışmıştım. Bazen araba kullanırken bile telefona göz attığım oluyordu; bir seferinde az kalsın kaza yapıyordum.

Gerçekten de cep telefonunun insanı bağımlı hâle getiren “tehlikeli bir yönü var. Shifu bir konuşmasında şöyle belirtmişti:

“İnsanlar gözleri ile gördüklerinin önemli olmadığını ve eğer onu daha fazla görmek istemezlerse bir şeye bakmayı durdurabileceklerini söyleyebilirler. Ama bu doğru değildir. Görüşünüz bir şey ile kontak kurduğu zaman, bu şey içinize girmiştir. Bunun sebebi, her şeyin diğer boyutlarda kendini türetebiliyor olmasıdır ve bu yüzden bir şeye ne kadar uzun bakarsanız, o şey o kadar içinize girer. Ne olursa olsun, ister televizyondaki ister bilgisayardaki bir şey olsun, her baktığınızda o şey içinize girer. Bu kötü şeyler vücudunuza ve beyninize ne kadar yüklenirse, davranışlarınıza da bir o kadar hükmederler. Konuşmanız, düşünme şekliniz ve olaylara bakış açınız -bunların hepsi etkilenecektir.” (2010 New York Fa Konferansında Fa'nın Öğretilmesi)

Ben de bazen izlediklerimin etkisiyle sevinip üzülüyor ve o yapımlara kendimi kaptırıyordum. Aslında zamanın boşa geçtiğini biliyordum, ama yine de bu alışkanlığımı kıramıyordum. Bu da uygulamada azimli olmamı engellediği gibi sabahları kalkıp egzersiz yapamama sebep oluyordu. Sonuçta her şeyi boşluyordum ve bir anlamda sıradan bir insan gibi yaşamaya başladım. Dafa’yı ve uygulamayı önceliklerimin üst sıralarına koyamadım, bir uygulayıcının sahip olması gereken halden çok uzaktaydım. 

Nihayetinde, kötü unsurların bir tacizi beni bu rahatlık durumundan çekip çıkardı. Zulüm ihtimaliyle karşılaştığımda korku duygusuyla aniden uyanıp kendi içime bakmaya başladım, doğru düşünceler gönderdim ve o zamanki uygulama durumumu gözden geçirdim. Evet, normal zamanlarda rahat davranıyordum, ama kritik bir anda alarm durumuna geçebilmiştim. Bir gün çatıya çıktım, gökyüzüne bakarak doğru düşünceler göndermeye başladım. Tam o sırada, “Ben hayattaki her şeyi fazla ciddiye almışım; konforlu bir yaşamın keyfini sürüp duruyorum, Dafa uygulayıcısının misyonunu tamamen unutmuşum.” diye düşündüm. İçten gelen bir pişmanlık duydum ve samimi bir şekilde Shifu’ya: “Gerçekten değişeceğim, lütfen bana bir şans daha verin. Ben kötü unsurların veya üç alemin kontrolüne girmeyeceğim, polis de beni kontrol edemez!” diye seslendim. Bu kararlı doğru düşünceyi gönderdiğim anda, Shifu’nun gerçekten benim için devreye girdiğini hissettim ve kötü unsurların yarattığı baskı ortadan kayboldu.

Bunun ardından cep telefonu kullanımımı ciddi şekilde azalttım. İş yerinde boş kalınca Dafa müzikleri dinliyor, kitap okuyor veya Fa’yı ezberliyorum. Sabah 9, öğleden sonra 3 gibi zamanlarda fazladan doğru düşünceler gönderiyorum; bütün diğer normal doğru düşünceler gönderme zamanında da doğru düşünceler göndermeyi yarım saate kadar uzatmaya çalışıyorum. Uygulama durumum bu şekilde yavaş yavaş düzelmeye başladı. İlk başta kendimi zulümden korumak için doğru düşünceler gönderiyordum; sonra korkumu aşıp başkalarını korumaya yönelik doğru düşünceler göndermeye başladım. Bu süreçte hapishanelerdeki uygulayıcı arkadaşların ne kadar zor koşullarda olduğunu daha derinden hissettim ve onlara da diğer boyuttaki kötü unsurları yok ederek doğru düşüncelerle yardım etmek için daha çok çaba harcamaya başladım.

Düzensiz ve istikrarsız egzersiz yapma durumum da bu süreçte değişti. Artık her sabah erken kalkabiliyorum. Daha önce, kendimi “en iyi” hissettiğimde bile sabah 06.30-07.30 arası sadece 1 saat ayakta yapılan egzersizleri yapabiliyordum. Akşam da bazen ek olarak meditasyon yapıyordum. Şimdiyse bu en “kötü” halim oldu; yani artık her gün bundan daha iyi yapmaya gayret ediyorum. İlerleme, küçük damlalarla birikerek oluşuyor; gevşemek de aynı şekilde adım adım insanı düşürüyor. Bu yüzden asla gevşeyemeyiz.

Bir keresinde aklıma aniden şu düşünceler geldi: “Uygulama nedir? Eski zamanlarda uygulama yapanlar ne kadar katı disiplin içindeydiler, ne kadar çok acı çekiyorlardı. Ben ise her gün konfor içinde rahat bir şekilde yaşıyorum; bu uygulama mı? Bu şekilde gerçek manada Tamamlanma’ya ulaşabilir miyim? Dafa uygulaması çok daha özverili bir çaba gerektirmez mi? Her gün azimle çalışmamız gerekmez mi?” Aslında cevabı apaçık bir soruydu, ama ben ancak o zaman fark edip gerçekten anlamaya başlamıştım.

Grup Halinde Fa Çalışmasına Katılmak ve Karşılıklı Yardımlaşmak 

Shifu diyor ki, 

“Bu, Shifu'nun size karşılıklı olarak birbirinizi kurtarmanızı ve birbirinize yardım etmenizi, kendinizi kurtarırken başkalarını da kurtarmanızı söylemesidir – bu, son zamanda birbirlerini kurtaran canlı yaşamlardır.”  (Tehlikeden Uzak Durun)

 Böylece uygulayıcıların birlikte ilerlemesine işaret ediyor.

Gerçekten de grup hâlinde Fa çalışmanın ne kadar önemli olduğunu derinden hissediyorum. Uygulayıcılar birbirine gerçekten destek oluyor ve ben de bundan dolayı çok müteşekkirim. Eğer böyle bir ortam olmasaydı, tek başına uygulama yapmak gerçekten zor olurdu.

Şu an iki farklı çalışma grubuna katılıyorum. Gözlemlediğim kadarıyla farklı uygulayıcıların farklı güçlü yanları var ve bu farklılık aslında birbirini tamamlıyor. A isimli uygulayıcıdan aldığım bir olumlu yönü, B isimli uygulayıcıya aktarabiliyorum; B’nin iyi taraflarını da A’ya anlatıyorum, bu şekilde birbirimize örnek oluyoruz ve birbirimizi motive edip uygulamada beraber ilerliyoruz. İlerleme kaydeden kişilerin hikâyelerini duymak, diğer arkadaşları da gayretlendiriyor.

Örneğin, uygulayıcı A Fa’yı hep çift lotus oturuşunda ve dik oturarak, kitabı her iki eliyle kavrayarak okur. Hem ben hem de B, bu şekilde çalışmayı başta yapamıyorduk. A bize defalarca söyledi ama o zamanlar ben de çift lotus oturuşu yapmak istemiyordum. Sonra bunu ciddiye aldım ve B ile gruptaki bazı arkadaşlarla birlikte çabalayıp biz de Fa’yı çift lotus pozisyonunda okuyabilmeye başladık.

Uygulayıcı B’nin ailesini çok iyi şekilde uyumlu hale getirdiğini, sürekli olarak bir uygulayıcı gibi davrandığını ve hep içine baktığını görüyorum. Ailesindeki herkes de Dafa’ya olumlu bakıyor. İnsanların yoğun olduğu ortamlarda dahi gönül rahatlığıyla “Dafa iyi, Falun Dafa harika” diye konuşabiliyor. A ile ben ikimiz de bu konuda gerideyiz. B’nin aile içinde nasıl içine baktığını, başkalarına Dafa hakkında nasıl gerçeği anlattığını A’ya aktardım. Hepimiz birbirimize ilham veriyoruz. Bu süreçte ben de iş yerinde, akrabalarımın yanında veya arkadaşlarım arasında Dafa’nın güzelliğini nasıl anlatacağım, korkularımı nasıl aşacağım ve gerçeği anlatan materyalleri nasıl yayacağım gibi konularda çaba göstermeye başladım. Eskiden bu konularda çok eksiğim vardı.

Hastalık Karması Hakkında Bazı Düşünceler 

Son dönemde “hastalık karması” yaşayan bazı uygulayıcılarla karşılaştım. Gözlemlediğim kadarıyla bu durumda olanlar, sorunun ciddiyetini tam kavrayamamış gibi görünüyorlar. “Ay, hastayım, şu anda katlanmam gereken bir durum var.” diyerek pasif bir halde olabiliyorlar. Aslında aşmak istiyorlar ama “istek var, güç yok” diye tabir edilebilecek bir durumda kalıyorlar. Onlara yardım edebilmek için sadece cesaretlendirebiliyor veya doğru düşüncelerle destek olmaya çalışabiliyorum. Sonra kendi kendime bu konuya dair aşağıda anlatacağım yeni bir anlayış geliştirdim; yanlışım varsa lütfen düzeltiniz.

Bazı uygulayıcıların kolu, bacağı felç düzeyinde hareketsiz hale geliyor. Düşünün, bu beden bize ait; bedenin sahibi ana ruhumuzdur. Yani bedeni, benliğimizi asıl yöneten odur. Kollarımız, bacaklarımız ana ruhun emrini dinlemeli. Ama işlevini yitirdiğinde, emri kimden alıyor? Sanırım, başka boyutlardaki kimi kötü varlıkların etkisiyle hareket ediyorlar—yani onlar sözünü ettiğimiz “düşük seviyeli ruh”lar. Uygulayıcı olarak bedenimizi bu tür varlıkların kontrol etmesine nasıl izin veririz? Demek ki bu durumda ana bilincimiz yeterince güçlü değil. Bir akıl rahatsızlığı yaşayan kişi de zihnini kontrol edemeyince, o boşluktan giren varlıklar bedeni yönetiyor. Bu nedenle bu koşullarda ana bilincimizi şunlarla güçlendirmemiz şart: Ruhen canlı olmak, bol bol doğru düşünceler göndermek, Fa’yı çalışmak ve ezberlemek, sürekli içe bakmak, gerçekten ilerlemek, düşüncelerimizi düzene sokmak… Böyle yaparsak başka boyuttaki kötü unsurları yok edip tekrar bedenimize hakim olabiliriz.

Yeteneklerimi Kullanarak Teknik Destek Vermek 

Genç bir Dafa uygulayıcısı olarak, Shifu bana teknik konularda bir yetenek verdiği için seviniyorum. Çocukluğumdan beri bilgisayar ve teknolojik araçlarla uğraşmaya, onları araştırmaya meraklıydım. Teknoloji forumunda Toolbox V1.2 paylaşıldıktan sonra (şimdi 1.3 sürümü çıktı), ben de oradaki materyalleri indirip paket halinde kullanmayı öğrendim. Bulunduğum bölgedeki uygulayıcılara bilgisayar kurulum ve teknik destek hizmeti vermeye başladım.

Bir seferinde teknoloji forumunda paylaşılan “korumalı okuma TF kartı” yapımına dair bir anlatım gördüm. “Bu proje gerçekten harika!” diye düşündüm. Daha önce bulunduğumuz bölgede “gerçeği anlatan” USB diskleri hazırlamıştık; ancak bunda bazı kısıtlamalar vardı: USB diskin denetleyicisi belirli bir marka olmalıydı, ona uygun bir yazılım gerekiyordu vs. Oysa TF kart öyle değil; çok fazla kısıtlama yok. Biraz daha kaliteli bir kart satın alıp forumdaki yazılımla salt-okunur hale getirebiliyorsunuz. Ardından gerçeği anlatan video ve ses dosyalarını yükleyip basit bir kart okuyucusuyla her türlü telefon veya bilgisayara takarak Dafa gerçeğini izletmek/okutmak mümkün olabiliyor. Ben bu konuyu araştırmaya başladım, pek çok zorlukla da karşılaştım. Neyse ki teknik forumdaki diğer arkadaşlar yardımcı oldular; hepsini adım adım çözdük. Kendi tecrübelerimi de bir rehber olarak forumda paylaştım ki bu yöntemi denemek isteyen başka uygulayıcılar aynı hatalara düşmesinler. Forumdaki moderatör de bu paylaşımıma olumlu geri bildirim verdi. Bu tekniği yereldeki koordinatör uygulayıcıya da anlattım. Böylece bölgemizde gerçeği anlatmanın yeni bir yolunu daha açmış olduk. Bence oldukça etkili bir yöntem.

Doğru Düşüncelere Önem Vermek ve Koşulsuz Şekilde Kendimizi Geliştirmeyi Öğrenmek 

Her zaman doğru düşünceler göndermeye önem verdim ve bunun gerçek gücünü hissedebiliyorum. Durumum iyi olduğunda gözlerimin önünün adeta aydınlandığını ve tüm alanın temizlendiğini hissediyorum. Bir defasında avuçlarımdan sis gibi bir şeyin çıktığını gördüm; ellerimdeki enerjiyi net şekilde hissettim. Eskiden doğru düşüncelerimi bazen tek bacak üst üste atarak gönderiyordum, bunun ardında konfor isteği yatıyordu. Artık mümkün olduğunca çift lotus oturuşu yapıyorum. Böyle yaptığımda geniş su dalgalarına benzeyen enerjinin çevreme yayıldığını hissediyorum; gerçekten çok hoş bir his.

Sıklıkla karakollara, emniyet müdürlüklerinin yakınına gidip orada doğru düşünceler göndererek kötülüğü yok etmeye çalışıyorum. Bir seferinde uzaktan doğru düşünceler gönderirken, o kocaman emniyet binasının gözümde küçücük kaldığını, hiçbir öneminin olmadığını hissettim. Zulümle yüzleşen uygulayıcılar “Jiang Zemin’e dava açma kampanyasına katıldıkları için bazen polis tarafından telefonla taciz ediliyordu. Aynı sorunla ben de karşılaştım. O dönemde her akşam tacizde bulunan polis karakolunun önüne gidip doğru düşünceler gönderdim ve bu yaklaşık bir ay sürdü. Sonunda o taciz kesildi. Sonradan duydum ki polis, beni çok aramasına rağmen bir türlü bulamamış. Tabii ki bu Shifu’nun şefkatli koruması sayesinde oldu.

Çocukluğumdan beri birçok konuda becerikli olduğum için, gösteriş takıntım ağır basıyordu; sürekli kendimi önemli buluyordum. Bir dönem “kendinden kaynaklı sapma” eğilimleri gösterdiğimi fark ettim, ama bunun bilincinde değildim. O sırada Shifu’ya tütsü yakıp saygı sunmak dahi aklıma gelmezdi; iç dünyamda Shifu ile iletişim kurma niyetim zayıftı. Bir işte başarılı olduğumda “Ne kadar güçlü doğru düşüncelerim var!”diye kendime pay çıkarıyordum; Shifu’nun merhametli korumasını tamamen unutmuştum. Şimdi geriye dönüp bakınca korku hissediyorum: “Ne kadar kibirli ve kendini beğenmiş durumdaymışım!” Neyse ki çevremdeki uygulayıcılar beni uyardılar. Deneyim yazılarımı okurken, “Neden diğerleri hep Shifu’ya şükran duyduklarını belirtiyorlar ama ben hiç yapmıyorum?” diye kendime sordum. “Neden Shifu hiç aklıma gelmiyor?” Bunu düzeltmeye karar verdim ve Shifu’ya saygılarımı sunmaya başladım; içtenlikle “Lütfen beni güçlendirin, Shifu!” demeyi alışkanlık edindim. “Shifu’ya inanç, Fa’ya inanç” konusundaki zayıf noktalarımı gidermeye odaklandım. Ayrıca “Shifu’yu Anmak” gibi paylaşımları bol bol dinlemeye başladım. Böylece içimde kök salmış kibirli ve sahte benlik yavaş yavaş yok oldu; yerini alçakgönüllü bir tavır aldı.

Shifu, merhametli bir şekilde yolumu ayarladı ve beni mevcut çalışma gruplarımdaki iyi niyetli, özverili uygulayıcılarla tanıştırdı. Birbirimize destek olarak ilerliyoruz ve artık “hatalarımı bulup kendimi değiştirmeyi” daha iyi öğreniyorum. Ayrıca Minghui’deki makalelerden çok şey öğrendim. Oradaki paylaşımlar, “Dafa içinde geliştirilen tamamen başkalarını düşünen saf kalplerle” yazılmış olduğu için insanı derinden etkiliyor. Minghui radyosunda makaleleri seslendiren uygulayıcıların sakin ve şefkatli sesleri ise Çin Komünist Partisi kültüründen kaynaklanan aceleci ve kaba yönlerimi fark etmemi sağladı ve bunları düzeltebilmem için bana yardımcı oldu.

Şimdi gerçekten ilerlemek için çaba göstermeyi öğrendim. Eskiden bunu yapmadığım için çok pişmanım; bunca yılı boş yere harcamışım. Oysa şu an ciddiyet ve sevinç içinde, tam da Shifu’nun ayarladığı yolda yürüyormuşum gibi hissediyorum. İçimde tarifsiz bir mutluluk var.

Etrafımızdaki uygulayıcılarla aramızdaki bağın değerini bilelim ve birbirimize karşılıklı destek olarak uygulamada daha çok ilerleyelim. Böylece yeminlerimizi yerine getirerek Shifu’yla birlikte evimize dönelim. Shifu’nun daha az endişelenmesi ve daha çok sevinmesi için çabalayalım.

Uygunsuz ifadelerim varsa, lütfen merhametle düzeltiniz. Teşekkür ederim uygulayıcı arkadaşlar.