(Minghui.org) Ben sıradan bir Falun Gong uygulayıcısıyım; hayatımda öyle büyük olaylar yaşamadım. Sadece gündelik yaşamımda Falun Dafa’nın Doğruluk, Merhamet, Hoşgörü ilkelerine elimden geldiğince uyarak iyi bir insan olmaya çalışıyorum. Dafa’nın gücü, bedenimi arındırdı, zihnimi ve kalbimi temizledi. Aşağıda, kendi hikayemi sizlerle paylaşmak istiyorum:
Falun Dafa ile Tanışmak: Hastalıksız, Hafif Bir Bedene Sahip Olmak ve Gençleşmek
1998 yılında Falun Dafa’yı uygulamaya resmen başladım. O dönemde ağır bir vertigo (baş dönmesi) sorunum vardı; sık sık gözüm kararıyor, ne olduğunu anlayamadan bayılıp yere düşüyordum. Bazen yolda yürürken, bazen de uykudan yeni kalktığımda veya bir işle meşgulken aniden bayılıyordum, ne zaman kendime geldiğimi bile hatırlamıyordum. Yüzüm, her defasında çürük ve morluk içinde kalıyordu ya da tek katlı evin avlusunda yere kapaklandığım için toza toprağa bulanıyordum. Hastaneye gittim, doktorlar “uyku halinde görüntüleme” gibi testler yaptılar, iğne ve ilaç verdiler ama hiçbir faydasını görmedim. Bu durum, hayatımı iyice zorlaştırıyor ve beni perişan ediyordu. Fakat Falun Dafa’yı uygulamaya başladıktan kısa bir süre sonra, vertigo sorunum hızla ortadan kayboldu.
Uygulamaya yeni başladığım günlerde, bir keresinde elektrikli bisikletimle torunumu kursa götürüyordum. Oturduğum lojmanın girişinde, önümü kesen demir bariyeri fark etmedim; çarpıp bariyeri yamulttum fakat bana hiçbir şey olmadı. Eskiden olsaydı, kesin yere yığılır ve ciddi şekilde yaralanırdım.
Ayrıca gençliğimde özellikle evlenmeden önce farenjit ve alerjik rinit geçirmiştim. O dönemde bir türlü iyileşmeyen bir gribim vardı ve “Evlilik sırasında ilaç kullanma; uğursuzluk getirir,” gibi bir söz duymuş, tedaviyi sürekli ertelemiştim. Sonunda bu kronik öksürük ve burun akıntısıyla giden bir hastalığa dönüşmüştü. Falun Dafa’ya başladıktan sonra bu rahatsızlıklarım da yok oldu.
Uygulama sayesinde sadece hastalıklarımı atlatmakla kalmadım, giderek daha genç göründüğümü de fark ettim. Şu anda 65 yaşındayım ama hareketlerim gayet çevik, yüzümde hemen hemen hiç kırışıklık yok. Cildim pürüzsüz, esnek, pembe-beyaz parıltılı ve sağlıklı bir ten rengim var. Çoğu insan beni 40’lı yaşlarda sanıyor. Bazen hareketlerimden dolayı “Genç misiniz acaba?” diye bana takılanlar oluyor. Falun Dafa, bedeni ve ruhu birlikte geliştiren bir uygulamadır; uygulayan birçok kişi belli bir süre sonra sanki ‘yaşının sabitlendiğini’ hissettiğini söylüyor. Günümüzde buna “yaşın donması” diyorlar. Ben de herhangi bir özel cilt bakımı ya da kozmetik yaptırmadan, sadece Dafa’yı uygulayarak bu “donma”ya ulaştım diyebilirim.
Trafik Kazalarında Kimseyi Suçlamamak, Kimseden Tazminat İstememek
Falun Dafa’yı uyguladıktan sonra bedenimdeki iyileşmeye ek olarak karakterimde de büyük bir yükseliş yaşadım. Zorluklarla karşılaştığımda başkalarıyla tartışmaya girmiyordum, zarara uğrasam bile üzerinde durmuyordum, sabredilmesi gereken yerde sabrediyordum; erdem biriktirmeyi seçiyordum.
2003 yılının baharında bir gün, bisikletle eve dönüyordum. Karşımdan üzerinde üç genç adamın olduğu bir motosiklet hızla bana doğru gelip çarptı. Çarpmanın etkisiyle bisikletten savruldum ve yaklaşık iki metre ilerde yere kapaklandım. Yüzüstü uzandığım an aklımdan tek bir düşünce geçti: “Ben iyiyim, hiçbir şeyim yok.” Kalktığımda gerçekten hiçbir hasarımın olmadığını fark ettim. Bisikletime baktım, sadece gidonu yamulmuştu. Üç genç hemen yanıma geldi, “Teyze, iyi misiniz?” diye endişeyle sordular. “Ben iyiyim, sorun yok. Siz yolunuza devam edin,” dedim ve onları gönderdim. Dafa’yı uygulamasaydım, muhtemelen bu kadar ağır bir kaza sakatlanmama yol açardı. Hatta hasar olmasa bile tazminat, “manevi zarar” vb. adı altında para isteyebilirdim. Günümüzde, en ufak bir kazada bile başkalarını haksız yere suçlayıp para koparmaya çalışan insanlar çok. Ama ben bir uygulayıcı olarak asla öyle düşünmedim. Benzer kazalarla daha önce de birkaç kez karşılaştım; Shifu’nun korumasıyla hep bir zarar görmeden atlattım, hiçbir zaman da karşı taraftan para talep etmedim.
Kayıtsız Şartsız Fedakarlık Yapıp Kayınpederime İyi Davranmam
Kayınvalidem erken vefat etmişti. Kayınpederimin üç oğlu ve iki kızı vardı; kocam ikinci oğluydu. Büyük kaynım ve kocam, her yıl kayınpederime düzenli olarak bir miktar para veriyorlardı. Ancak kayınpederim, açıkça büyük oğluna daha fazla düşkünlük gösteriyordu. Bir defasında, ben ve kaynımın karısı aynı anda para vermek için kayınpederimin evine gittik. Kayınpederim paralarımızın ikisini de kabul etti; fakat ben ayrıldıktan sonra, yengemin verdiği parayı ona geri vermiş. Bu durumu duyunca “Ne kadar taraf tutuyor! Ona verdiği parayı geri verirken, bana vermiyor. Sanki biz zorunluymuşuz gibi! Artık bizim paramızı hak etmiyor,” diye öfkelenip kendisinden uzaklaştım.
Fakat Falun Dafa’yı uyguladıktan sonra, bunun yanlış bir düşünce olduğunu anladım.
Shifu diyor ki:
“Elbette sıradan insan toplumundaki xiulian uygulaması süresince, anne ve babamıza karşı saygılı olmalıyız, çocuklarımıza rehber olmalı, akrabalarımız şöyle dursun, her şart altında başkalarına karşı iyi ve kibar olmalıyız.” (Zhuan Falun, Altıncı Ders)
Daha sonra kayınpederim iyice yaşlanınca, üç erkek evladı sırayla onu yanlarında misafir edip bakmaya başladı. Büyük kaynım ve küçük kaynım, onunla aynı köyde yaşadıkları için yalnızca yemek malzemelerini karşılıyor, yemek pişirme, çamaşır vb. işlerini kendisine bırakıyorlardı. Ama sıra bize geldiğinde, ben kayınpederimin çamaşırlarını yıkıyor, sevdiği yemekleri yapıyor, sık sık yeni kıyafetler alıyor ve cebine harçlık koyuyordum. Adeta kendi annem-babammış gibi davranıyordum.
Huysuz Bir Kadından Anlayışlı Bir Eşe Dönüşmek
Uygulamaya başlamadan önce oldukça otoriter, hatta saldırgan bir kadındım. Evde genelde “Ben ne dersem o olur”du; kocam bir dediğimi yapmazsa, anında elime ne geçerse vururdum.
Örneğin, bir keresinde kocam başka bir şehirde askerlik görevindeyken onu ziyarete gitmiştim. Oradaki eski, ağır bir ütüyü eve götürmek istedim, o buna karşı çıktı. Ben de ütüyü
hınçla bacağına fırlattım; bir hafta aksayarak yürüdü. Bir başka defasında, kocam alkolü fazla kaçırmıştı, yataktan kalkmak istemedi. Bana birkaç söz söyleyince, bir bacağından tutup odanın içinde sürüklemeye başladım. “Peki tamam, yeter!” diye yalvarana kadar bırakmadım.
Ama Falun Dafa’yı uygulamaya başladıktan sonra, ona vurmayı tamamen bıraktım. Bir mesele olunca kavga etmek yerine onunla sakince konuşuyordum, bazen onun fikrini dinliyorum. Karşılaştığım bir durumda onun açısından bakmaya çalışıyorum. Şimdi aramız gayet iyi, nadiren tartışma çıkıyor, birbirimize anlayış ve nezaket gösteriyoruz. Kocam emekli olduktan sonra yeni bir iş buldu; kazancının büyük çoğunluğunu bana veriyor, ne istersem almama izin veriyor.
Gelinim Bu Tavrıma Ağladı
Bizim bölgede şöyle bir gelenek vardır: Kız tarafının “çeyiz parası” veya “başlık parası” olarak aldığı meblağ, düğün sırasında damat tarafına götürmesi için kıza geri verilir. Fakat oğlum evlendiğinde, gelinimin ailesi bu parayı kendilerine ayırdı. Oğlum da “Peki, madem öyle, bilgisayar parası da onlardan gelsin,” diye diretince aralarında gerginlik oluştu. Bunu duyunca oğluma şöyle öğüt verdim: “Siz gençsiniz, kendi gücünüz var. Çalışın, kazanıp o bilgisayarı kendiniz alın. Kız yetiştirmek kolay değil ki! Eşin ailesini bırakıp senin yanına geldi, burada kimsesi yok, zaten gurbette gibi. Sen onu ezme!” Gelinim bu sözlerimi duyunca o kadar duygulandı ki ağlamaya başladı. Eğer Falun Dafa’yı uygulamasaydım, belki ben de “Haklısın, onlardan istemelisin,” diye oğlumun tarafını tutardım ya da başka şekilde davranırdım.
Bugün üç nesil aynı çatı altında huzurla yaşıyoruz. Kocam ve oğlum işlerinde başarılılar; kariyerleri de yolunda gidiyor. İkisi de Dafa uygulamamı destekliyor. Gelinim bana çok saygılı davranıyor, torunlarım da çok uslu ve sevecenler. Bütün bunlar Falun Dafa sayesinde kazandığım nimetler. Buradan Shifu ve Dafa’ya gönülden şükranlarımı sunuyorum. Umarım daha fazla insan Falun Dafa hakkındaki gerçeği erkenden kavrar, Dafa ile erkenden tanışıp bu güzelliklere bir an evvel kavuşur!
Telif Hakkı © 2025 Minghui.org'a aittir. Her hakkı saklıdır.
Kategori: Kendini Geliştirme