(Minghui.org) Şirketimden bir yönetici ve bir iş arkadaşım evime geldi ve beni ofise gitmem için çağırdı. Onlara gerçeği açıklamam gerektiğini biliyordum, bu yüzden Shifu’dan doğru düşüncelerimi güçlendirmesini istedim.

Yerel 610 Ofisi’nin başkanı kapıda bizi bekliyordu. İçeri girdiğimizde, Falun Dafa uygulayıcılarına zulmetmekten sorumlu yerel polis departmanının başkan yardımcısını fark ettim. Etkilenmedim. Onları takip ettim ve bir toplantı odasına geçtik. Siyasi ve Hukuki İşler Komitesi başkan yardımcısını tanıttılar ve kocamın yakın zamanda hapishanede zulüm sonucu hayatını kaybettiği için bana ilgi göstermeye geldiğini söylediler.

Hepimiz oturduktan sonra, biri söylediklerimizi yazmaya başladı. Neden kayıt aldıklarını sorduğumda kişi yazmayı bıraktı.

Onlara Falun Dafa’nın dünya çapında uygulandığını, ancak kocamın zulme uğrayıp hapse atıldığını, işkence gördüğünü ve sonunda bu zulüm sonucu öldüğünü anlattım. Dedim ki: “Ben Falun Dafa’nın Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerine göre davranıyorum. Kimseye nefret beslemiyorum, şikâyet etmiyorum, intikam aramıyorum. Ama iyi insanlara zulmedenler, iyiliğin ödüllendirileceği, kötülüğün cezalandırılacağı göksel ilkeden kaçamaz. Falun Dafa uygulayıcılarına iyi davranan kişiler kutsanır. Kocamın zulüm sonucu öldürülmesinden sonra beni ziyaret edip teselli etmek isteyen arkadaşlarımı ve akrabalarımı cezalandırdınız. Bu yanlış değil mi?”

Doğru düşüncelerim güçlüydü ve bir saat boyunca konuştum. Siyasi ve Hukuki İşler Komitesi başkan yardımcısı ve İç Güvenlik Bölümü müdürü de dahil olmak üzere hepsi dikkatle dinledi. Onlara, 20 Temmuz 1999’da zulüm başladıktan sonra binayı temizlemekle görevlendirildiğimi, oysa daha önce birden fazla kez “Başarılı Çalışan” ödülü aldığımı söyledim.

Toplantı dostane bir şekilde sona erdi. Ertesi sabah müdürümün ofisine gittim ve toplantıya katılanların ne düşündüğünü sordum. “Çok güzel konuştun, zulümle ilgili gerçekleri çok açık bir şekilde anlattın,” dedi. Sonrasında işyerindeki uygulama ortamım iyileşti.

Eski komşularımızdan birini gördüğümde, kocamın zulüm sonucu öldürüldüğünü söyledim. Gözleri dolarak, “Cennet bizi izliyor!” dedi. Akrabalarım eşimi çok takdir ederdi, biri, “Onun gibi ben dayanamazdım,” dedi.

Bir gün pazardan geçerken biri bisikletimin arkasından tuttu. Arkama baktığımda yaşlı bir kadın gördüm. Şöyle dedi: “Uyguladığınız Falun Dafa gerçekten çok iyi. Oğlum yurt dışına çıktı ve birçok ülke gezdi, oralarda Falun Dafa’yı açıkça uygulayabiliyorlar. Korkmayın. Er ya da geç uygulayıcılar haklı çıkacak.”

On yıl önce çocuğumun özel öğretmeniyle konuştuğumda, kocamla benim iyi insanlar olduğumuzu ve Falun Dafa’nın doğru olduğunu söyledi. Oğluma iyi baktığı için kendisine teşekkür ettim. Çocuğum sınıf arkadaşlarının evlerine gittiğinde, aileler Falun Dafa’nın ve uygulayıcıların iyi olduğunu söylemiş. Bazıları, Tiananmen Meydanı’ndaki kendini yakma olayının Çin Komünist Partisi tarafından uydurulduğunu biliyormuş. Diğerleri ise akrabalarının Falun Dafa uyguladığını söylemiş.

Gerçeği açıklarken birçok iyi kalpli insanla karşılaştım ve hepsi bana dikkatli olmam gerektiğini hatırlattı.

Orijinal Çince makale