(Minghui.org) Komünist bir ülke olan Vietnam’da yaşıyor olmak, uygulayıcılar olarak Fa’yı çalışıp sıradan insanlara ait düşünce ve saplantılarımızı ortadan kaldırmamızı daha da önemli kılıyor. Bu yalnızca kendi xiulian’ımız (kişisel gelişimimiz) açısından değil, aynı zamanda ülkenin geleceği açısından da hayati önem taşır.

1. Vietnam'daki Uygulama Ortamına Neler Oluyor?

Shifu, 2018 yılında Vietnamlı uygulayıcılara özel bir makale yazdı ve net bir şekilde şöyle ifade etti:

"Bu yüzden Vietnam'daki uygulayıcılarımız, bu alışılmadık zaman zarfında sakin olmayı sürdürmeli ve şu anda, önlem almak veya cepheleşmek bir yana dursun, gerçeği açıklamaya yönelik büyük çaplı faaliyetlerde bulunmamalıdır. Xiulian uygulaması, her şeyden önce, kendimiz üzerinde çalışmak ve takıntıları bırakmakla ilgilidir; bu nedenle, şu anda daha çok kendi başınıza Fa'yı çalışıp, egzersizleri yapın ve büyük grup çalışmalarını veya grup egzersizlerini organize etmeyin." (Vietnam Uygulayıcılarına)

Fakat 2018'den bugüne, büyük ve küçük çaplı pek çok faaliyet bu açık talimatın aksine gerçekleşti. Büyük grup egzersiz alanları oluşturulmasından yüzlerce kişinin katıldığı deneyim paylaşım konferanslarına ve son dönemde büyük ölçekli karakter oluşturma faaliyetlerine kadar birçok olay meydana geldi. Ayrıca yerel koşulların dikkate alınmadığı bazı gerçekleri açıklama girişimleri, mevcut ortama daha fazla baskı gelmesine neden oldu.

Bununla birlikte, bu yerel faaliyetlere rağmen https://vn.minghui.org/ hâlâ düzenli olarak Shifu’nun yeni makalelerini yayınlamaktadır. Ancak, Minghui sitesinin satıldığı ya da ele geçirildiği şeklinde söylentiler yayılmaya başladı. Daha ciddi olarak, "durumun değiştiği" ve Shifu’nun 2018 makalesinin artık geçerli olmadığı iddiaları ortaya atıldı. Bu, Shifu’nun öğretilerini doğrudan reddetmekten farklı mı?

Bir uygulayıcı olarak, böylesine çarpıtılmış anlayışların hâlâ birçok uygulayıcı tarafından neden kabul edildiğini gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Bu sadece anlayış farklılığı mı, yoksa ajanların sabotaj işaretleri mi?

Shifu şöyle demişti:

"Vietnam hükümetine sızan ÇKP özel ajanları, bu baskıyı ortadan kaldırmak için, hükümeti Falun Gong uygulayıcılarını bastırmasına yönelik ikna etmek üzere para, diplomatik yol ve ticari çıkarlar kullandı. Bunu, uluslararası toplumun dikkatinin dağıtmak ve Çin'de Falun Gong'a yaptığı zulümden dolayı kendi kendisinin başına açtığı baskıyı hafifletmek umuduyla yaptı."  (Vietnam Uygulayıcılarına)

Shifu’nun ayarlaması sayesinde, ben de bu uyarıdaki derinliği bizzat tecrübe etme imkânı buldum.

2024 yılında, bölgemizde bir ajan, kimliğini gönüllü olarak ifşa etti. Bu kişi Fa’yı ciddi biçimde çalışıyor, egzersizleri yapıyor ve hatta birçok uygulayıcıdan daha iyi davranışlar sergiliyor gibi görünüyordu. Fa çalışma grubundaki ve egzersiz alanındaki herkes onu çok seviyordu.

Fakat bazı şüpheli davranışları da vardı. Örneğin, egzersiz alanını organize eden koordinatörden bilgi koparmaya çalışıyordu. Koordinatörün elinde somut kanıt yoktu ama yine de kendisine Fa’yı bozacak ciddi hatalar yapmaması için uyarıda bulundu. Adam uyarıyı dikkate almadı ve trafik kazası geçirdi—hayati tehlikesi olmadı.

Koordinatör endişelenip onunla tekrar konuştu, bu tür uygunsuz işlere devam etmemesi konusunda uyardı, aksi takdirde güvenliğini tehlikeye atacağını söyledi. Adam yine ajan olduğunu reddetti ama birkaç gün sonra bir kaza daha geçirdi. İlahi varlıkların onu hâlâ koruyor olduğu hissediliyordu; bu kazadan da ağır bir şekilde yaralanmadan kurtuldu. Ardından koordinatörle buluşup ajan olduğunu itiraf etti.

Haftalık rapor vermesi gerektiğini, Fa çalışma grupları ve egzersiz alanları dâhil bölgedeki ortamla ilgili sürekli bilgi aktardığını söyledi. Ayrıca, başka bazı konuları araştırmakla görevlendirildiğini de (güvenlik nedeniyle ayrıntılara girilmiyor) belirtti. Ancak Dafa hakkında kötü bir şey yazmadığını iddia etti.

Şunu da ekledi: Bizim bölgemizde çok sayıda ajan varmış ve hiçbiri birbirinin kimliğini bilmiyormuş. Her biri kod adı ve özel bir iletişim kanalı kullanıyormuş. İtirafından sonra başka bir yere gönderildi.

Şehrimiz büyük değil, fakat buna rağmen çok sayıda ajan mevcut! Bu, uzun zamandır aklımda olan şüpheleri doğrular nitelikte. Peki, bu ajanlar neden 2018’deki yazıya aykırı faaliyetleri teşvik etmek için bu kadar istekli? Bu etki ne kadar yayılabilir? Ve neden bu kadar geniş bir kesime yayılıyor? Sonuçta bunlar uygulama faaliyetleri: Fa’yı çalışmak, grup egzersizleri yapmak, deneyim paylaşım konferansları düzenlemek… Gerçek komplo nedir? Kimler kullanılıyor, kimler bu işin beyni?

2. Komplo Derinleşiyor

Shifu’nun ayarlaması sayesinde, daha üst düzeyde olan başka gelişmeler hakkında da bilgi sahibi oldum. Önceki örnek, yerel ölçekte nasıl bir müdahale olduğunu gösteriyordu. Şimdi ise bakanlık düzeyinde neler olduğunu anlama fırsatım oldu.

Bir yetkili, göreve başladığı günden itibaren sürekli Falun Dafa konusuyla ilgili baskılara maruz kalmış. Ancak bu kişi, zaten Dafa hakkındaki gerçeği anlamış olduğundan, dönemi boyunca bu konuyu ele almaktan kaçınmaya çalışmış. Yine de üst kademeden gelen baskılar hiç durmamış.

Bu yetkilinin altında çalışan başka bir kişi ise göreve gelir gelmez Dafa faaliyetlerini ciddi şekilde engellemeye başlamış. Oldukça kötü bir şöhrete sahipmiş ve Falun Dafa adı geçtiğinde herkesin aklına ilk o gelirmiş. Bu kişi şimdi görevinden alındı ve yasal soruşturmalara tabi tutuluyor.

Beni asıl şaşırtan nokta ise, bu kişi yargılandığından beri aynı kurumda çalışan pek çok meslektaşının Dafa kitaplarını ödünç alarak okumaya başlaması oldu. Gerçekte, bazı özel konumlardaki varlıklar hâlâ Buda doğalarını muhafaza ediyorlar. İçlerinde, bu dünyaya geliş amaçlarını bildiklerine dair bir his var. Dafa’nın gerçeğini bilmek için bekliyorlar!

En az üç defa, önceki dönemde “Dafa’ya karşıymış” gibi görünen bazı yetkililerin, güvenli bir ortam oluştuğunda, “Dafa’nın iyi olduğunu ve uygulayıcılara saygı duyduklarını” ifade ettiklerini duydum.

Fakat aynı yetkililer, birçok ajanın Dafa uygulayıcılarının arasına sızmış olduğunu, bazılarının öfkesine yenik düşerek veya şahsi önyargıları yüzünden anormal davranışlarda bulunabileceğini de düşünüyorlar. Buna rağmen, Vietnam hükümetinin topyekûn bir baskı planladığına hiç inanmıyorlar.

Shifu şöyle öğretiyor:

“Fakat yüksek varlıkların perspektifinden, kozmosun arındırılması sırasında, bu kötü şeylerin kaderlerinde olan ortadan kaldırılmaya direnmeleri sadece kaçınılmaz bir şeydi. Dolayısıyla bu şeyler, insan dünyasında ve özellikle Çin'de, uygulayıcılar da dahil tüm canlılar için, muazzam bir baskı yarattılar ve toplumda ortaya çıkan kaotik ve yozlaşmış fenomenleri ortaya çıkardılar. Çin komünizminin kötü hayaleti, yalnız başına bütün bunlara sebep olamaz; erdemli Tanrılar, onu, uygulayıcılara zulmetmeye başladığı anda yok ederlerdi. Zulmün devam ettiği yaklaşık yirmi yıl içinde, o biriken kötü şeyler şimdi temizlendi. Çin komünizminin kötü hayaleti de aynı şekilde yok edilmesinin son aşamasındadır. Hiç kimsenin, ÇKP'nin yaptığı Falun Gong zulmüne benzer bir şey başlatması tekrar mümkün değildir çünkü diğer boyutlardaki kötü faktörler ortadan kalkmıştır; insanlar, bu büyük şeytani güçlerin desteği olmadan böyle bir şey yapamazlar." (Vietnam Uygulayıcılarına)

Yüzeyde bakınca 1999 yılındakine benzer bir büyük zulüm başlatmanın artık mümkün olmadığı görülüyor. O zaman, neden ÇKP ajanları Vietnam hükümetine sızarak ortalığı karıştırmak için hâlâ aktif bir şekilde uğraşıyor?

Benim anlayışıma göre, ÇKP, Vietnam’ı Dafa’ya karşı suç işlemeye iterek büyük kitlelerin yok oluşuna bahane oluşturmak istiyor. Aynı zamanda, Dafa’nın adını karalamak için çok büyük çaplı bir olay gerekli—bir “bomba” etkisi yaratacak bir şey. Çin’de yaptıkları gibi, Dafa uygulayıcılarının “Tiananmen Kendini Yakma” sahtekârlığı veya “1400 Ölüm Vakası” iftiralarıyla itibarsızlaştırılması, insanları “uygulayıcıların kendilerine ya da başkalarına zarar verdiği” yalanlarına inandırmak amaçlanıyor. Yani insanları Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerinden uzaklaştırıp Falun Dafa’ya düşman hale getirmek istiyorlar.

Bölgemizdeki müdahaleler devam etse de bunlar çoğunlukla ufak tefek ve gerçeği (Dafa hakkındaki hakikati) aktif bir şekilde açıklayabiliyoruz. Dolayısıyla, devlet düzeyinde kapsamlı bir baskı kampanyasının başlayacağına dair ikna edici bir gerekçe görünmüyor.

Bir örneğe bakalım:

2019’da, Dafa’nın Vietnam’daki itibarını zedelemeye yönelik bir olay yaşandı. Pek çok medya kuruluşu aniden, bir “garip tarikat”ın cinayet işlemek ve cesedi çimentoya gömmekle suçlandığını bildirdi. İlginç olan, haberi ilk duyuran Vietnam basını değil, Çince yayın yapan medya oldu—bu başlı başına şüpheliydi. Kısa süre sonra, Vietnam gazeteleri “garip tarikat” ifadesini “Falun Gong” olarak değiştirdi.

Fakat bir yıl sonra dava yargı aşamasına geldiğinde, medya kuruluşlarının mahkemede çekim yapmasına veya duruşmayı kamuya açık şekilde izlemelerine izin verilmedi. Sonunda internete kısa bir video sızdı; bu videoda hem sanıklar hem de hâkim, davanın Falun Gong’la hiçbir ilgisi olmadığını net biçimde beyan ediyordu. Buna rağmen bu kritik detay, ana akım medyada neredeyse tamamen görmezden gelindi.

Bu iftira, pek çok insanın Dafa’nın gerçek doğasını yanlış anlamasına yol açtı; üstelik Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) izleri her aşamada belirgindi. Yüzeyde sıradan bir ceza davası gibi görünse de dosyanın ele alınış biçimi derin bir manipülasyonun söz konusu olduğunu gösteriyor.

ÇKP kontrolündeki medya, Tiananmen’deki ‘kendi kendini yakma’ sahtekârlığına benzer bir taktik kullanarak Dafa’yı korkunç bir suçla ilişkilendirmeye çalıştı.

Ancak bu girişim, Vietnam’ı Falun Gong’u bastırmak ve 1999’da Çin’deki zulmün başlangıcını tekrarlamak için kandıramadı.

Peki, ÇKP başka nasıl bir “gerekçe” üretebilir?

Shifu şöyle öğretti:

“Vietnam, Küba veya Kuzey Kore olsun, Çin’deki komünist rejim yıkıldığında onlar da yıkılacak. Onların varlık amacı, bir süreliğine de olsa ÇKP’ye biraz moral desteği sağlamaktı. Eğer ÇKP dünyada tek başına kalsaydı, o [ÇKP] mensupları dünyanın önünde başlarını bile kaldıramayacaklardı. Bu, aslında eski güçlerin bir düzenlemesidir. Dafa uygulayıcılarının önemsediği şey kendilerini geliştirmektir. ÇKP, Falun Gong’a zulmetmeye başladığı için Dafa uygulayıcıları da bu zulmü açığa çıkarmak ve onu dağıtmak için adım attılar. Zulmün kökü Çin’dedir; ÇKP unsurları dağıldığında, diğerleri de dağılacak. Onlar için özel olarak bir şey yapmaya gerek yok. Evet, bu ülkeler kötü partinin yönetimi altındaki toplumlar, ama orada Dafa uygulayıcılarına herhangi bir zulüm gerçekleşmedi. Dolayısıyla onları önceliğe almanıza gerek yok. İleride ÇKP çöktüğünde, onların hepsi de çökecek ve bitecek. Şu anda onlara dokunmayacağız.” (Los Angeles Konferansı’nda Fa’nın Öğretilmesi)

Kendi anlayış seviyeme göre, bu ajanlar 25 Nisan 1999’da Çin’de olduğu gibi büyük çaplı bir “olay” yaratarak insanları barışçıl bir gruba karşı kışkırtmayı amaçlıyor.

Yüzeyde, bu durum insan hakları konusunu istismar etmek gibi görünüyor.

Öncelikle, büyük çaplı bir olay gerekli ki uygulayıcılar hükümete karşı “tehdit” gibi gözüksün. Bu nedenle büyük kalabalıklarla yapılacak etkinliklerin teşvik edilmesi tesadüf değil. Asıl amaç, “Dafa uygulayıcıları barışçıl değil, siyasi hedefleri var” algısını oluşturmaktır.

İkinci olarak, farklı bölgelerde küçük çaplı olumsuz olaylar da yaratarak toplum genelinde Dafa uygulayıcılarını kötü gösterip halkın tepkisini çekmek istiyorlar. Bunlar iftira kampanyaları ya da yeni veya yolunu tam bilmeyen uygulayıcıların manipüle edilmesiyle gerçekleştiriliyor.

Bugüne kadar, genelde ikinci yöntem üzerinde yoğunlaştılar. Ancak yerel uygulayıcılar giderek olgunlaşıp Fa’yı onaylamakta daha usta hale geliyorlar. Dolayısıyla, ÇKP henüz Vietnam hükümetini insan haklarını çiğnemeye zorlayacak boyutta bir olay çıkaramadı.

Bu nedenle, Falun Dafa Derneğinin uygulama ortamını koruma çabaları sürekli engelleniyor; hem içeriden hem dışarıdan sahte söylentilerle bütün uygulayıcıların birlikteliği bozulmak isteniyor; böylece büyük kitlelerin kurtuluş ümidini yok etmeye çalışıyorlar.

Tablo artık netleşiyor: Vietnam, iyi ile kötü arasındaki bu savaşta kritik bir dönemeçte. Ülkenin atacağı her adım, genel durumu yakından ilgilendiriyor. Vietnam’ın takınacağı tutum, bu ülkedeki tüm uygulayıcıların uygulama sürecini de doğrudan etkileyecek.

Şimdi Fa-düzeltmesinin yüzey düzeyindeki yansımasına—özellikle ABD–Çin ticaret savaşına—bakalım ve Vietnam’ın kilit rolünü daha iyi kavrayalım.

3. Fa-Düzeltmesinin Yüzeydeki Yansıması – ABD–Çin Ticaret Savaşı ve Vietnam’ın Belirleyici Rolü

I) Savaşın Derin Doğası

ABD–Çin ticaret savaşı, basit bir para veya gümrük vergisi çatışması değildir. Bir uygulayıcının gözünden bakarsak, bu mücadele iki değer sistemi arasındaki bir karşılaşmadır: Bir yanda özgürlük, ilahi inanç ve hukuka dayalı düzen, öte yanda ise totaliter ve ateist bir rejim.

ABD defalarca, hedeflerinin Çin halkı değil, ÇKP (Çin Komünist Partisi) olduğunu belirtti. Çünkü ÇKP, evrensel insanlık değerleriyle taban tabana zıt bir konumdadır.

II) Ekonomik Dengelerin ABD Lehine Olması

Çin, ABD’ye ithalattan üç kat fazla ihracat yapıyor. Yani eşit gümrük vergileri uygulansa, Çin çok daha fazla zarar görecek.

ABD, ithalatlarını kolaylıkla Güneydoğu Asya veya diğer ülkelere kaydırabilir. Çin ise Amerikan yüksek teknolojilerine, uçaklara veya askeri teçhizata alternatif bulmakta zorlanacaktır.

Çin’de halihazırda ciddi bir “aşırı üretim” sorunu ve elde kalan büyük miktarda satılamayan ürün var. Ek ihracat pazarlarını kaybetmek, ekonomik bir krizi tetikleyebilir. Çin içindeki baskı zaten yüksek; küçük bir kıvılcım sistemi çöküşe götürebilir.

III) Çin’in Direniş Silahı: Nadir Toprak Elementleri

Çin, dünya nadir toprak elementleri arzının yaklaşık %70’ini karşılıyor. Bu elementler, çip, elektrikli araç ve ileri seviye silah üretiminde kritik öneme sahip. Çin, ABD’ye bu nadir elementlerin ihracatını yasaklasa ABD de misilleme olarak çip ihracatını durdurabilir—ki Çin çip konusunda ABD’ye büyük ölçüde bağımlı. Bu yüzden de Çin’in Tayvan (küresel çip üretiminin merkezi) üzerindeki emelleri giderek bariz hale geliyor.

4. Vietnam: Satrançtaki Bir Taş mı, Yoksa Belirleyici Faktör mü?

Vietnam, dünyanın en büyük nadir toprak elementi rezervelerinden birine sahip.

Vietnam, Falun Dafa uygulayıcılarının sayısının en yüksek olduğu üçüncü ülke konumunda.

Coğrafi konumu ve değerli kaynaklarıyla Vietnam, her iki tarafın da etkilemek istediği stratejik bir nokta hâline geldi.

Shifu’nun bir sözünü hatırlayalım:

"Dafa uygulayıcıları Yüce Fa'yı onaylamaktadır ve onlar, o alçak partinin toplantısının sonucuna takıntı yapmamalıdır. Bunun sebebi şudur, insan toplumundaki her şey Dafa için ve Dafa uygulayıcılarının uygulaması için var olmaktadır. Bir şey ister erdemli olsun ister aşağılık, o sadece, Dafa'nın gereksinimleri doğrultusunda tutum sergileyebilir. " (Daha İleri Yükselmeler İçin Esaslar lll, Shifu'nun Bir Uygulayıcının Yazısı İçin Yaptığı Yorum)

Vietnam, eğer ABD ile iş birliğine yönelirse, muhtemelen büyük bir ekonomik yükseliş yaşayabilir. ABD zaten bu iş birliğine sıcak bakıyor. Ancak ÇKP, Vietnam’ın kendi etki alanından çıkmasına izin vermez; çünkü bu, Çin’in bölgesel kontrolünün gevşemesi anlamına gelir.

5. ÇKP’nin Stratejisi: Vietnam’ı İnsan Hakları İhlaline Zorlamak

ÇKP, Vietnam’a savaş açamaz veya yaptırım uygulayamaz—zira Vietnam da Çin malı pazarının bir parçası. Peki, ne yapabilir? Vietnam’ı insan haklarını ihlal etmeye sürükleyerek, uluslararası toplumun Vietnam’a sırt çevirmesini ve böylece ABD ile iş birliği yapmasını engellemeye çalışabilir.

Bu nedenle uygulayıcılar net olmalıdır: Geniş çaplı gerçekleri açıklama etkinlikleri, böyle bir tuzak için ateşleyici unsur olabilir.

6. Peki, Vietnamlı Uygulayıcılar Ne Yapmalı?

Bana göre, şimdiki kışkırtma dalgası son derece sinsi. Fa’yı elde eden ve hayatın amacını anlayan biri, genellikle üç işi iyi yapma konusunda büyük istek duyar—gerçekleri anlatmak ve vicdanını takip etmek ister.

Bugün Vietnam’da, defalarca iftiraya uğramış olsa bile, çoğu uygulayıcı sarsılmaz bir inanca sahip. Zaten pek çoğu, zulmün başladığı 1999’dan sonra Dafa’ya adım attı ve neyin doğru neyin yanlış olduğunu kavradığı için bu yola girdi.

Öte yandan, Vietnam’daki kültürel dönüşüm ve reform süreçleri nedeniyle geleneksel değerler ve spiritüel gelişim uygulaması kültürü çok zayıflamış durumda. Partinin kültürü, ahlak anlayışını derinden etkilemiştir. Ayrıca, dil olarak Çince yerine Vietnamca kullandığımız için Fa çalışırken bazı zorluklar olabiliyor. Dolayısıyla, bir kısım Vietnamlı uygulayıcı Fa’yı daha çok duygusal düzeyde anlıyor; derin bir rasyonel kavrayışa ulaşmamış olabiliyor.

Sonuç olarak, ajanlar en yıkıcı hamlelerini “Dafa’yı korumak” kisvesi altında yapıyorlar; “ortam değişti”, “Shifu’nun 2018’deki makalesi artık geçerli değil” gibi iddialar yayıyorlar.

Bu sinsi oyunu görmenin tek yolu: Shifu’nun sözlerine sıkı sıkıya uymak ve Fa’yı Shifu’muz olarak almak. Fa’yı gerçekten rasyonel olarak kavrayarak, doğruyla yanlışı net biçimde ayırt etmeliyiz. İçimize bakıp, xinxing’imizi geliştirmeli ve olaylara doğru bir şekilde bakmalıyız. Eğer xinxing’imiz o düzeye henüz gelmediyse, Minghui’nin güncel gelişmeler hakkındaki tutumuna başvurabiliriz.

Paylaşımımı bitirirken, hem kendime hem de tüm uygulayıcı arkadaşlarıma şu sözleri hatırlatmak istiyorum:

"Medyadaki yalanların sizi rahatsız etmesine veya kışkırtmasına izin vermeyin. Sadece sessizce durumu gözlemleyin; her kim olayları kışkırtmaya çalışırsa, o kişinin sorunu vardır! Bunu aklınızda tuttuğunuzdan emin olun." (Vietnam Uygulayıcılarına)

"İnsanlar, Zhen-Shan-Ren'in -her kim olursa olsun, her ulus ve her ülkenin faydalandığı- evrensel değerler olduğunu bilmektedir. Zulümle karşılaşsanız bile, her şeyi bir uygulayıcının merhameti ile ele almalısınız. Kararlı bir uygulayıcı olarak, herhangi bir şeyin sizi etkilemesine izin vermediğinizde -kalp etkilenmediğinde- her durumdan baskın çıkabilirsiniz." (Vietnam Uygulayıcılarına)

[Uygulayıcılar arasındaki rasyonel paylaşım, genellikle sadece o andaki uygulama durumumuza ait anlayışımızdır. Amacımız, birbirimize iyi niyetle fikir vermek ve beraberce gelişim sağlamaktır.