(Minghui.org) Bu yıl 82 yaşındayım. 1996’da Dafa ile tanıştım. Geriye dönüp bu uygulama sürecime baktığımda, Shifu’ya gözetip düzenlediği şeyler için sonsuz minnet duyuyorum.
Hastalıklarla Kuşatılmışken Mutlulukla Dafa’yı Elde Ettim
Daha çok küçükken şunu merak ederdim: “İnsan neden bu dünyada yaşıyor, amacı nedir?” Hiç kimse bana bunun cevabını vermemişti.
Yaşım ilerleyip evlilik çağına geldiğimde, evlendikten sonra kayınvalidemle tanıştım. Kocamın ailesi, atalarından beri “küçük yollar” denilen bazı inanç uygulamalarıyla meşgulmüş. Gençken kayınvalidem bana sık sık tütsü yakıp secde etmemi söyler, bazı “uygulama” hikâyeleri anlatırdı. O yıllarda sadece gökyüzüne ve yeryüzüne saygı duymamız, kötü şeyler yapmamamız gerektiğini bilirdik; nasıl gerçekten “öz benliğin gelişeceğini” açıklayamazdık ve büyük ilkeleri de açıklayamazdık. Sıradan insanların arasında geçen onlarca yılda, başkalarıyla kavga ve çekişme içinde yaşadım. Yavaş yavaş, bedenimde kronik bağırsak iltihabı, bronşit, sistit gibi birçok hastalık ortaya çıktı. Belimde de ağır işlerden dolayı şekil bozukluğu olmuştu. Kocam da kalp hastasıydı, her zaman yanında acil durumlara karşı ilaç taşırdı. Böylece uzun yıllar acı çekerek yaşamımızı sürdürdük.
1996 yılında, kocam birdenbire bir kasetçalar satın aldı. İçimden “Evde maddi durumumuz bu kadar kısıtlı, bu masraf niye?” diye geçiriyordum. Tam ertesi gün, bir komşumuz geldi ve öğrenmekte olduğu bir qigong yönteminin çok iyi, hastalıkları iyileştirmede ve sağlığı korumada etkili olduğunu anlattı. Hemen onun evine gidip Shifu’nun Jinan’daki derslerinden oluşan 14 kasetlik seti ödünç aldım. Kocamın yeni aldığı kasetçalar da böylelikle işe yaramaya başladı. Tüm aile bir arada oturup Shifu’nun derslerini dinledik. Dinledikçe içimiz neşeyle doldu, yemek yapmayı bile unuttuk.
Oğlum ve kocam uzun yıllardır sigara tiryakisiydiler. Daha Shifu’yu dinler dinlemez, sigara içerken rahatsızlık hissedip bir daha içemediler. Oğlum, sigara kokusu alınca neredeyse kusacak hale geliyordu. İçimden “Shifu bu kadar genç ama nasıl her şeyi biliyor, çocukluğumdan beri aklımı kurcalayan soruları dahi açıkladı” diye geçirdim. Böylece ailece Falun Dafa uygulamasına başladık. Benim hastalıklarım ve gelinimle kocamın hastalıklarının tümü nasıl olduğunu dahi anlamadan yok oldu. 28 yıllık uygulama sürecimde hiç ilaç kullanmadım, bir kez bile iğne yaptırmadım.
Evimizde bir egzersiz noktası kurduk ve Shifu’nun ders kasetlerinin video versiyonunu da edindik. Her gün sürekli açık tutuyorduk, hatta kapımızı kilitlemeden, isteyen herkesi davet edip izlettiriyorduk. Kocam da bisikletine atlayıp, önceden “küçük yollar”la uğraşan tanıdıklarını tek tek haberdar etti. Onlar da birer birer Falun Dafa’ya adım attılar.
Acımasız Zulüm Karşısında Shifu Hep Beni Korumaya Devam Etti
1999 yılının Temmuz ayında, Jiang Zemin’in serseri grubu Falun Gong’a karşı akıl almaz bir zulüm başlattı. Ay takvimine göre 11. ayın son günlerinde, kocam hariç –– tüm ailece Dafa ve Shifu için adil bir söz söylemek amacıyla Pekin’e gittik. Tren istasyonundayken ben, oğlum ve gelinim gözaltına alındık.
Memleketimize geri getirildik. Beni kasaba karakoluna kapattılar, oğlumla gelinimi ise bir gözaltı merkezine gönderdiler. 11. ayın sonu, kuzey bölgede hava çok soğuktu. Karakoldaki polisler beni, karakol avlusunun dış kapısında hükümet caddesine bakan çiçek korkuluğuna kelepçelediler. Ertesi gün de aynı kapıdaki elektrik direğine kelepçelediler. Hükümet caddesinden gelip geçenler merakla bakıyordu. Kardeşim geldi, sözde beni “ikna” etmeye kalktı. Ben, “Sus!” dedim, o da hiçbir şey söylemeden ayrıldı.
Daha sonra beni kasaba hükümet binasındaki buz gibi bir odaya kapattılar. Yerde ve duvarlarda buz tabakası vardı. Ne battaniye ne de başka bir örtü vardı, yalnızca çıplak bir tahta karyola duruyordu. Beni ay takvimine göre 12. ayın 25’ine kadar orada tuttular, sonrasında Çin yeni yıl tatilini geçirmem için eve bıraktılar. Eve döndüğümde beni sıcak bir yuva değil, kocamın öfkeli azarları karşıladı. “Çocukları yoldan çıkardın, Pekin’e gitmekle itibarımı zedeledin,” diyerek beni suçladı. Elinde bir metre uzunluğunda, 5 santimetre eninde bir tahta sopayla saldırıp beni acımasızca dövdü. Bir bacağımdan tutup belime ve bacaklarıma vurdu. Hem fiziksel acı çekiyor hem kalben sarsılıyordum. “Aynı zulmü yapan kötü polisler gibi davranıyor,” diye düşünüp, “Shifu ve Dafa’ya tek kelime sahip çıkmadığı gibi şimdi de bana vuruyor. Acaba yanlış mı yaptım, Shifu, bir hata mı yaptım?” diye sordum içimden. Tam bu düşünceyi geçirdiğim anda, sopadan “pat” diye bir ses yükseldi ve ortadan ikiye ayrıldı. Ardından kocam ayakta kalamayarak yere çömeldi ve nefes alamaz hale geldi. O an anladım ki Shifu beni korumuştu.
Yeni Yıl tatili bittikten sonra, yine gelip bizi gözaltına aldılar. Kişi başı 2000 yuan talep ediyorlardı. Ödemeyen bırakılmıyordu. Bu esnada “resmi görevliler” beni döverlerken, “Dövüp öldüreceklerse öldürsünler, Shifu, bugün sizinle geleceğim,” diye düşündüm. Bu düşünce doğar doğmaz beni dövmeyi bırakıp ertesi sabah kasaba müdürünün bitişik odasında “Falancaların (yani bizim) parası yok. Para vermeyeni bırakmayız ama bunları salıverelim,” dediğini duydum. Böylece bizi serbest bıraktılar. O dönem “doğru düşünceler” kavramını bilmiyorduk, ancak Shifu’nun bizi koruduğunu çok net hissediyorduk.
İnsanları Kurtarma Niyetim Sayesinde Shifu Beni Korumaya Devam Etti
2000 yılında, küçük oğlum ve gelinim, gerçeği anlatan Falun Dafa materyallerini taşıdıkları için bir yaşındaki çocuklarını geride bırakıp zulümden sakınmak zorunda kaldılar. Böylece torunumu ben büyütmeye başladım.
Bir gece, torunumu uyutmuş, kocamı da yatması için göndermiştim (o, benim dışarı çıkıp gerçeği anlatmama karşı çıkıyordu). “Artık Fa’yı doğrulama işini yapmalıyım,” diye düşündüm. Yani Falun Dafa gerçeğini anlatan etiketleri köyde duvarlara asacaktım. Tam dış kapıdan çıktım, baktım ki bütün köyün sokak lambaları yanıyor. İçimden “Shifu, tüm lambalar yanıyor!” diye geçirdim. Birden köyün bütün lambaları söndü. O karanlıktan yararlanarak hızlıca etiketleri astım. Yanımda hâlâ etiket kalmıştı ama bir hayli zaman dışarıda durmuştum. “Ya torunum uyanırsa, en iyisi eve döneyim,” diye düşünür düşünmez köydeki bütün lambalar yeniden yandı. Anladım ki Shifu hep yanımdaydı, beni koruyordu. Ne düşünsem Shifu biliyordu.
Bir gün gelinim pazara gidip alışveriş yapmış, orada sebze satan bir kadını eve davet etmişti. Kadın beni görür görmez “Ben bu teyzeyi tanıyorum, Falun Gong’u yayan kişi bu!” dedi. Bunu duyunca içimden gurur duydum.
Zulmün ilk yıllarında, komşular “Bu Falun Gong sizi aptallaştırdı, çocuklarınız ileride okula bile gidemez,” diyorlardı. Ancak Shifu’nun bizim için yaptığı tüm düzenlemeler en iyisiydi. Yirmi yılı aşkın süre içinde, çocuklarımız Buda ışığı altında, Dafa’nın içinde büyüdüler. Torunum doktora eğitimini tamamladı ve kurduğu ufak ticari işiyse gayet iyi gidiyor. Tüm aile huzurlu, kaygısızız, geçim sıkıntımız yok, mutlu ve uyumlu bir yaşam sürdürüyoruz. Bu gerçeği gören köylüler, bana rastlayınca samimi bir şekilde gülümsüyor, “Falun Dafa’ya inanmakla iyi bir hayat sürdüğünüz belli,” diyerek bize yönelik tavırlarını da değiştirdiler. Biliyorum ki bu, Shifu’nun bize Fa’yı doğrulamak için verdiği harika bir fırsat. Shifu insanları kurtarmak için akıl almaz derecede çaba gösteriyor. Geriye dönüp baktığımda, merhametli ve yüce Shifu’ya içten bir şükran duyuyorum. Shifu, çok zahmet ettiniz! Bir öğrenci olarak ben de mutlaka gayret edeceğim ve Shifu’yla birlikte evimize döneceğim.
Telif Hakkı © 2025 Minghui.org'a aittir. Her hakkı saklıdır.
Dünya’nın Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü'ye ihtiyacı var. Bağışlarınız daha fazla insanın Falun Dafa'yı öğrenmesine yardımcı olabilir. Minghui, desteğiniz için minnettardır. Minghui'yi Destekleyin
Kategori: Uygulama Yolculuğu