(Minghui.org) G7 zirvesi 15-17 Haziran 2025 tarihleri arasında Kanada'nın Alberta eyaletine bağlı Kananaskis kentinde düzenlendi. 17 Haziran'da G7 liderleri ulus ötesi baskıyı kınayan ortak bir açıklama yayınladı.
G7 Liderlerinin Ulus Ötesi Baskı Hakkındaki Açıklaması
Açıklamada şöyle denilmektedir, "Biz, G7 Liderleri, ulus ötesi baskı (TNR) hakkındaki artan raporlardan derin endişe duymaktayız. TNR, devletlerin veya vekillerinin sınırları dışındaki bireyleri veya toplulukları sindirmeye, taciz etmeye, zarar vermeye veya zorlamaya çalıştığı saldırgan bir yabancı müdahale biçimidir.
"TNR, ulusal güvenliği, devlet egemenliğini, mağdurların güvenliğini ve insan haklarını ve uluslararası hukuk ilkelerini baltalamaktadır. Bu durum, ülkelerimizde ifade özgürlüğü üzerinde soğutucu (bastırıcı) bir etki yaratıyor. TNR genellikle muhalifleri, gazetecileri, insan hakları savunucularını, dini azınlıkları ve diaspora topluluklarının bir parçası olarak tanımlananları etkilemektedir.
“TNR'nin aşağıdakileri içeren ancak bunlarla sınırlı olmayan tüm eylemlerini kınıyoruz:
- Taciz, saldırı, kaçırma veya suikast gibi fiziksel şiddet tehditleri veya eylemleri;
- Hedeflerin gözaltına alınması, zorla geri gönderilmesi veya baskı altına alınması amacıyla diğer yabancı devletler, uluslararası kuruluşlar ve hükümetler arası örgütlerle işbirliğinin kötüye kullanılması, örneğin ülke dışı hukuk uygulamalarından ve terörle mücadele ve soruşturma araçlarının istismar edilmesi;
- Pasaportlara el koyarak, belgeleri geçersiz kılarak veya konsolosluk hizmetlerini reddederek zorla geri gönderme;
- İtaat ettirmek, susturmak, tehdit etmek, itibarsızlaştırmak veya misilleme yapmak için özellikle kadınları hedef alan doxing ve cinselleştirilmiş karalama kampanyaları gibi dijital ulus ötesi baskılar;
- Gözetleme yapmak ve fiziksel hedefleme ve izleme, bilgisayar korsanlığı veya siber tacizi etkinleştirmek için casus yazılım ve siber araçların kötüye kullanımı; ve
- Aile üyelerine yönelik doğrudan veya dolaylı tehditler.”
G7 liderleri ayrıca şunlardan da endişe duymaktadır, “yabancı devletler ve onların vekillerinin sınırlarımız dışındaki vatandaşlarımıza yönelik keyfi gözaltı gibi tehditleri” konusunda da endişe duymaktadır. Sivil toplum, akademi ve özel sektör de dahil olmak üzere tüm ortakların bu tehdide karşı koymada oynadığı önemli rolü kabul ediyoruz. Şubat 2025'te Ottawa'da düzenlenen G7 çok paydaşlı Ulus Ötesi Baskı Diyaloğu'ndan çıkan eylem önerilerini, hedef alınanları korumak için somut stratejiler geliştirmek adına memnuniyetle karşılıyoruz.”
G7 liderleri, “TNR konusunda ortak bir anlayış geliştirmeyi, farkındalığı artırmayı ve TNR eylemlerine katılanların maliyetlerini artırmak için hesap verebilirliği teşvik etmeyi taahhüt etmektedir.” dedi. Aşağıdaki stratejiler öne sürülmüştür:
- Tehdit ve bunun insan hakları ve demokrasi üzerindeki aşındırıcı etkisi hakkında küresel bir anlayış oluşturmak; buna, G7 Hızlı Müdahale Mekanizması (RRM) kamu raporlarında TNR'nin önemli bir yabancı müdahale vektörü olarak raporlanması ve benzer düşünen ortaklarla etkileşimin güçlendirilmesi ve ilgili çok taraflı forumlarda daha geniş bir şekilde yer alınması dahildir.
- TNR'ye karşı G7 iş birliğini artırmaya yönelik önlemler; operasyonel, diplomatik, politika, yasama ve toplum katılımına ilişkin en iyi uygulamaların bir derlemesi; ve siber saldırı yetenekleriyle ilgili Pall Mall süreci gibi daha geniş girişimlerden yararlanarak, küresel olarak gözlemlenen en son teknikler, eğilimler ve TNR vektörleri hakkında bilgi paylaşımını içeren bir TNR Dayanıklılık ve Müdahale Çerçevesi geliştirmek.
- G7 RRM aracılığıyla TNR'yi çevrim içi olarak tespit etmek için kolektif kapasite oluşturmak üzere bir Dijital TNR Tespit Akademisi başlatılması; Akademi, G7 ve ortaklarına en son teknolojiyle desteklenen tehditleri tespit etmek ve bunlara yanıt vermek için teknik beceriler ve araçlar sağlayacaktır.
- TNR'nin hedefi olabilecek olanları ve tehdide karşı aktif olarak çalışan sivil toplum üyelerini, Kanada-İngiltere Ortak Yarar Siber Fonu gibi girişimler ve TNR'den etkilenen diğer devletlerle dayanışma içinde hareket ederek desteklemek.
"Topluluklarımızı güvende tutmak, ifade özgürlüğü de dahil olmak üzere insan haklarını savunmak ve egemenliğimizi korumak için çabalarımızı iki katına çıkaracağız."
G7 Ulus Ötesi Baskı Konusunda Çok Paydaşlı Diyalog
G7 Ulusötesi Baskı Konusunda Çok Paydaşlı Diyalog, Şubat 2025'te Ottawa'da düzenlendi. Diyalog, hükümetlerin, sivil toplumun, teknoloji şirketlerinin ve uluslararası kuruluşların temsilcilerini, otoriter rejimlerin yurtdışındaki muhaliflere yönelik taciz, gözetim ve tehditlerini ele almak için belirli eylemler önermek üzere bir araya getirdi. Mevcut bilgilere dayanarak başlıca önerilerin özeti aşağıdadır.
1. Uluslararası iş birliğini ve istihbarat paylaşımının güçlendirilmesi: Ulus ötesi baskıyı tespit etmeye ve izlemeye yardımcı olmak ve kolluk kuvvetlerini ve diplomatik koordinasyonu teşvik etmek için ulus ötesi bir mekanizması kurulması.
2. Mağdurların ve sürgün topluluklarının korunması: Sığınma, hukuki destek ve ruh sağlığı kaynaklarının sağlanması ve toplum güvenliğinin güçlendirilmesi.
3. Teknoloji platformlarının ve dijital araçların kötüye kullanımının düzenlenmesi: Şirketleri ürünlerinin muhalifleri izlemek veya taciz etmek için kullanılmasını önlemek ve şeffaflığı artırmak için önlemler alma çağrısında bulunulması.
4. Hukuki ve politik çerçevelerin güçlendirilmesi: Ülkelerin, kırmızı bültenler, casus yazılımlar ve diğer araçların kullanımı dahil olmak üzere ulus ötesi baskıyı açıkça yasaklamak ve cezalandırmak için yasalar çıkarmaya veya güncellemeye teşvik edilmesi.
5. Sivil toplum ve savunuculuğun desteklenmesi: Ulus ötesi baskıya karşı kamuoyu farkındalığını ve direncini artırmak için araştırma, savunuculuk ve eğitim faaliyetlerine fon sağlanması.
Bu diyalog aynı zamanda G7 RRM ve Pall Mall Süreci'ni de yansıtarak, G7'nin dijital çağda insan haklarını ve demokratik değerleri koruma kararlılığını göstermektedir.
Pall Mall Süreci, İngiltere ve Fransa tarafından 2024 yılında ortaklaşa başlatılan uluslararası bir girişimdir. Temel hedefleri şunlardır: uluslararası davranış kurallarının oluşturulması; insan hakları ihlallerinin ve ulus ötesi baskının önlenmesi (muhalifleri, gazetecileri ve sürgün topluluklarını izlemek için bu araçları kullanan otoriter rejimlere özel dikkat gösterilerek); şeffaflığın ve hesap verebilirliğin teşvik edilmesi; ve çok taraflı iş birliğinin güçlendirilmesi.
Çin'in Ulus Ötesi Baskısı En Büyük ve En Karmaşık Olanı
Britanya'nın uluslararası ifade özgürlüğü örgütü Article 19 tarafından yayınlanan "Küreselleşme: Çin'in Dünya Çapındaki Protestoculara Yönelik Ulus Ötesi Baskısı” başlıklı rapora göre, rapor Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) yurtdışındaki protestoculara ve insan hakları sicillerini eleştirenlere karşı nasıl sistematik bir ulusötesi baskı başlattığını araştırmış ve ÇKP'nin ulus ötesi baskısının dünyadaki en karmaşık ve en büyük örgütlü baskı olduğuna dikkat çekmiştir.
Washington DC merkezli The Diplomat dergisi 24 Şubat tarihli uzun bir makalede, ÇKP'nin medya üzerindeki kontrolünü güçlendirdiğini ve muhalifleri, özellikle de Falun Gong grubuna yönelik ulus ötesi baskıyı bastırmak için hukuk savaşını kullandığına dikkat çekmiştir.
ÇKP geçen yılın başından bu yana, Shen Yun’e ve Falun Gong'a sistematik bir saldırı başlatmak için ABD medyasını ve yargı sistemini kullanmaktadır ve Shen Yun'ün küresel turnesi sırasında bomba tehditleri ve silahlı saldırılar da dahil olmak üzere ölüm tehditlerinde bulunmuştur.
Telif Hakkı © 2025 Minghui.org'a aittir. Her hakkı saklıdır.
Dünya’nın Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü'ye ihtiyacı var. Bağışlarınız daha fazla insanın Falun Dafa'yı öğrenmesine yardımcı olabilir. Minghui, desteğiniz için minnettardır. Minghui'yi Destekleyin