(Minghui.org) Ben kadın bir Falun Dafa uygulayıcısıyım. Yıllar önce Dafa ile tanıştım ancak gerçek anlamda 2016 yılından beri uygulama yapıyorum. O yıl, kaybettiğim zamanı telafi etmeye ve daha fazla insanı kurtarmaya kararlı oldum.

Uygulayıcı arkadaşlarımla birlikte sık sık bisikletle, motosikletle veya arabayla kırsal bölgelere giderek insanlara gerçeği açıklıyorduk. Ayrıca pazarlarda Dafa takvimleri dağıtıyorduk. 2022 yılında biri beni polise ihbar etti ve zulümden kaçmak için dört ay boyunca memleketimden uzak durmak zorunda kaldım.

Eve döndükten sonra polis üç ay boyunca her gün apartmanımın önüne araç park edip beni izledi. Eski güçlerin düzenlemelerini reddettim ve hayatım hakkında son sözün yalnızca Shifu’ya ait olduğuna sıkı bir şekilde inandım. Bu yüzden polisler istediklerini elde edemediler.

Fakat daha sonra polisin üst katta yaşayan bir baba ve oğlunu beni izlemeleri için görevlendirdiğini fark ettim. Bu durum üzerimde büyük baskı yarattı ve sık sık korku hissetmeye başladım. Ne kadar çok korkarsam, doğru düşüncelerim o kadar zayıflıyor ve daha fazla müdahaleyle karşılaşıyordum.

Bu nedenle Fa çalışmamı önemli ölçüde artırdım ve sık sık doğru düşünceler göndermeye başladım. Bu sayede olumsuz düşüncelerimi bastırabildim ve onların beni etkilemesine izin vermedim.

Şeytani unsurlar başarılı olamadı ama yaşadığım bu olay, korkuya olan takıntımı açığa çıkardı. Geçmişte doğru düşüncelerimin güçlü olduğuna inanırdım. Fakat bu sıkıntıyla karşılaştıktan sonra korkunun içimde derinlere gizlenmiş olduğunu fark ettim; başta bunu anlayamamıştım. Sadece zayıf ve huzursuz hissediyor, sanki yeterince yemek yememişim gibi oluyordum.

Ancak koridorda ayak sesleri duyduğumda kalbim hızla çarpıyordu. Polislerin beni tutuklamaya geldiğinden korkuyordum. Bunun bir takıntı olduğunu biliyordum ama açıkça bir korku olduğunu net biçimde tanımlayamıyordum.

Bu durum bir süre devam etti, ta ki Shifu Fa çalışmam sırasında bana bir ipucu verene dek.

Shifu bize şunu öğretti:

“Bir kez korkmuş olduğunuz için, o bir korku olacaktır. Bu bir takıntı değil midir? Takıntınız ortaya çıktığında ortadan kaldırılması gerekmiyor mu? Ondan ne kadar korkarsanız, bir o kadar hasta görünürsünüz. Bu takıntınız gitmek zorundadır. Bu, bir ders almanız, korku takıntısından kurtulmanız ve kendinizi geliştirmeniz içindir.” (Zhuan Falun, 6. Ders)

Bu sözleri okuduktan sonra sorunumun korku olduğunu fark ettim. Hemen o anda, birçok kötü şeyin bedenimden ayrıldığını hissettim. Bu süre zarfında her gün Zhuan Falun’dan  dört ders okuyordum ve doğru düşünceler göndermemi yoğunlaştırmıştım.

Rüyamda büyük bir köpeğin ayağa kalkıp bana saldırdığını gördüm. Ön patileri bana dokunduğu anda köpek, elektrik çarpmış gibi gevşeyip yere yığıldı. Anladım ki, kötülük bana dokunmaktan korkuyordu.

Fa çalışmamı daha da yoğunlaştırdım ve uygulama durumumu derinlemesine gözden geçirdim. Dikkatim dağılmıştı ve artık üç işi düzenli olarak yapmıyordum. Ayrıca Shifu’yu takip ederek gerçek evime dönebileceğime dair inancımı da kaybetmiştim.

Kendi çıkarlarımı bıraktığımda ve içime baktığımda, uzun süredir taşıdığım birçok takıntımı keşfettim. Bazıları inatçıydı ve derinlere gizlenmişti — örneğin korkum gibi.

Her zaman korkuya takıntılı olmadığımı düşünürdüm ve sık sık kibirle diğer uygulayıcıların korkusunu eleştirirdim. Aynı zamanda kendimi onaylama yönünde temel bir takıntım olduğunu da fark ettim. Takıntılarımı tek tek ortadan kaldırmak için çalıştım ve Shifu’ya ve Dafa’ya sağlam bir şekilde inandım. Artık kendimi zulüm görecek bir konuma yerleştirmeyecektim.

Birkaç ay süren tacizden sonra şunu fark ettim: Zulmün yaşandığı her yerde, Falun Dafa hakkında gerçeği bilmeyen insanlar vardı. Bu nedenle, bu insanların uygulayıcılara karşı suç işlemeye devam etmemeleri için onlara gerçeği açıklamak hayati öneme sahipti. Bu, onları kurtarmak için bir fırsattı.

Bunu anlamış olsam da, uygulamada bu çok zordu.

Sonunda kendi çıkarlarımı bir kenara bırakarak korkumu aştım. Shifu’dan bana bilgelik vermesini istedim ve yerel Ulusal Güvenlik Ofisi’ne gidip müdürle görüşmeye karar verdim. Geçmişte aramızda hoş olmayan olaylar olmasına rağmen, beni sıcak bir şekilde karşıladı.

Başta neden geldiğimi anlamadı ve onu dava etmek istediğimi düşündü. “İstediğin zaman beni dava edebilirsin!” dedi.

Bu yorumu görmezden geldim ve konuyu değiştirdim. Oraya onu kurtarmaya gitmiştim, bu yüzden onun olumsuz düşüncelerini tetiklemek istemedim. Nazik olmak ve bir Dafa uygulayıcısının merhametini sergilemek istedim. Birkaç dakika sohbet ettikten sonra rahatladı.

Ona önce Falun Dafa uygulamasının Çin’de yasal olduğunu söyledim. Kamu Güvenliği Bakanlığı’nın 39 No’lu belgesinde tanımlanan 14 “tarikat” arasında Falun Dafa’nın yer almadığını belirttim. 2011 yılında, Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Konseyi Gazetesi’nin 28. sayısında, Basın ve Yayın Genel İdaresi müdürü Liu Binjie’nin 99 ve 100 numaralı maddeleri içeren 50 No’lu emri yayımladığı ve Jiang Zemin grubunun Falun Dafa kitaplarına yönelik yasağını kaldırdığı belirtildi.

Ayrıca Anayasa’nın 35’ten 39’a kadar olan maddelerini ona ezberden okudum. Ben okurken, yavaşlamamı istedi ki yazabilsin. Ona gerek olmadığını, cep telefonundan Baidu’da aratarak bulabileceğini söyledim. Ancak o anda, hukuku aslında hiç bilmediğini fark ettim. Ona, bir kolluk görevlisi olarak hukuku daha çok öğrenmesi gerektiğini, aksi takdirde kolaylıkla yasayı çiğneyebileceğini söyledim.

Konuşmamız sırasında onun üzerinde bazı olumsuz maddelerin etkili olduğunu fark ettim. Bu yüzden gözlerinin içine bakarak doğru düşünceler gönderdim ve kötülüğü yok ettim. Falun Dafa’nın 100’den fazla ülke ve bölgede yayıldığını, insanların iyi olmalarını ve yüksek ahlaki değerlere ulaşmalarını öğrettiğini belirttim.

Ardından Tiananmen Meydanı’ndaki “kurgulanmış kendini yakma”  olayını detaylıca anlattım. Ona aldatıldığını söyledim: “Falun Dafa’ya yönelik zulüm Jiang Zemin’in kişisel eylemiydi, devleti veya anayasayı temsil etmiyordu. 610 Ofisi yasa dışı bir örgüttür. Devlet memurlarının yaşam boyu sorumluluk taşıyacağına dair yeni kural, Büyük Yargı’ya hazırlıktır.”

İki saatten fazla sohbet ettik ve ona derinlemesine gerçeği açıklayabildim. Günlük konulardan da biraz sohbet ettik. Sonunda şöyle dedi: “Sizin insanlara karşı bir itirazım yok!”

Ben de şu şekilde yanıt verdim: “Bizim de size karşı bir itirazımız yok. Bize zulmetmiş olsanız bile size kin beslemiyoruz. Uygulayıcıların düşmanı olmaz. Siz yalanlarla zehirlendiniz. Herkesin iyi bir tarafı vardır. Eğer gerçeği bilseydiniz, yaptığınız şeyleri yapmazdınız.

“Bugün buraya gelme amacım, doğruyu yanlıştan ayırt edebilmeniz ve kendinize iyi bir gelecek seçebilmeniz için size gerçeği öğretmek. Umarım daha fazla iyi iş yapar, erdem biriktirir ve gelecek nesillerinize daha fazla kutsama bırakırsınız.”

Gülümseyerek teşekkür etti. Ayrılırken, beni ofisinden bina girişine kadar uğurladı.

Eve döndükten sonra, onu kontrol etmeye çalışan kötü maddeleri yok etmek için beş saat boyunca doğru düşünceler gönderdim.

Shifu ardından bana uygulamamda büyük ölçüde ilerleme kaydettiğime dair bir işaret verdi.

Orijinal Çince makale