(Minghui.org) Selamlar Shifu! Selamlar uygulayıcı arkadaşlar!

Adım Eric, 15 yaşındayım.

2019 yılında, 9 yaşındayken, annem uygulama yapmaya başladığında Falun Dafa ile tanıştım. Falun Dafa’nın ne olduğunu bilmiyordum, “xiulian uygulaması” diye bir şeyi de hiç duymamıştım. Annem bana Fa’nın prensiplerini anlattı, doğru ahlakı, görgü kurallarını ve evrenin Zhen, Shan, Ren (Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü) özelliklerini öğretti. O zamanlar bunların özünü tam olarak kavrayamayacak kadar küçüktüm ama Falun Dafa’nın iyi olduğunu biliyordum ve hep öyle gördüm. O dönemde uygulama yapmayı seçmedim. Annem bana bunun sağlığını nasıl düzelttiğini ve hayatını nasıl değiştirdiğini anlatsa da uygulama yoluna girmedim.

Shifu’nun Son Dersi Beni Uyandırdı

Yıllar geçti, büyüyüp olgunlaşmaya başladım ama yine de kendimi tam anlamıyla uygulamaya vermemiştim. Elbette, annem gibi gayretli bir uygulayıcının yanında yaşarken Zhuan Falun’u okuyup onunla egzersizleri yapıyordum, fakat hep annem isteyince yapıyordum, hiçbir zaman gerçekten kendi irademle yapmıyordum. Bu yıllarca böyle sürdü.

Bir noktadan sonra Falun Dafa’nın aslında ne olduğunu unuttum, onu sadece sağlık sorunlarına çare olarak görmeye başladım. Hayat iyi giderken, herhangi bir sıkıntım yoksa, “Neden uygulama yapmaya zaman harcayayım ki?” diye düşündüm.

Ne zaman hasta olsam, Zhuan Falun’u okurdum, daha çabuk iyileşmeyi umardım. İyileştikten sonra normal hayatıma döner, kitabı okumayı bırakırdım. İçten içe bunun doğru olmadığını biliyordum.

Shifu şöyle diyor:

“Qigong'dan bahsederken, bazı insanlar: ‘Kim bir hastalık olmadan qigong uygular ki?’ diyebilir. Bununla, qigong'un hastalıkları iyileştirmek için olduğu ima edilmektedir. Bu çok ama çok yüzeysel bir anlayıştır.”  (Zhuan Falun, Birinci Ders)

Annem bana Fa’yı içten bir şekilde çalışmamı, Fa’yı sadece sıkıntı yaşadığımda değil, her zaman okumam gerektiğini hatırlattı. Ben de düşüncemi değiştirdim ve her gün Zhuan Falun’u okumaya başladım, ama kendimi tam olarak vererek okumuyordum. Hatta bazen okumuyordum. Ne gayretliydim ne de kendimi gerçekten bir Falun Dafa uygulayıcısı olarak görüyordum. Sonra, 2025 yılında bir şey değişti.

Birdenbire günlük hayatım tatsız, renksiz, sıradan hale geldi. Eskiden oynadığım oyunlar, yaptığım diğer aktiviteler bana hiç cazip gelmemeye başladı. Kitabı birkaç kez okumuş olduğum için, artık ciddiyetle uygulama yapmam gerektiğini anladım.

Annem bana gerçek bir uygulayıcı olmanın ve yerine getirilmesi gereken sorumlulukların, örneğin Shifu’ya yardımcı olup canlı varlıkları kurtarmanın öneminden sıkça bahsederdi. Bir gece, kurtarmam için çağrıldığım canlıları düşündüm, dışarıda bana bağlı hayatlar vardı. Yine de gerçek anlamda uygulamaya başlamadım. Bütün bu etkenler beni uygulamaya başlamaya biraz daha yaklaştırdı, ama yine de yeterli olmadı. Birkaç gün sonra annem, Shifu’nun yeni yayınlanan makalesini bana okudu.

 "Kritik Zamanlar Kişinin Spiritüel Durumunu Açığa Çıkarır" başlıklı yazıda Shifu şöyle diyordu:

“Çok az zaman kaldı!”

Shifu’nun söylediklerini çok iyi buldum, ama özellikle “Çok az zaman kaldı!” cümlesi beni derinden sarstı. İşte o anda, neden hâlâ uygulamaya başlamadığımı gerçekten içimde aramaya başladım. Gece geç saatlerde, bu konuyu derinlemesine düşündüm. Annem bana defalarca, uygulama yapmak için kalan zamanın her saniye azaldığını söylemişti. Şimdi gerçekten önemli olan şeyin ne olduğuna kafa yordum: Toplumda oyalanıp kendimi kandırmak mı, yoksa Shifu’ya verdiğim sözü tutmak mı? Sonunda gerçekten uygulama yapmak ve canlı varlıkları kurtarma görevimi yerine getirmek istedim.

Uygulamaya Öncelik Vermek

Her gün Zhuan Falun’dan bir ders okudum, tüm egzersizleri yaptım ve doğru düşünceler gönderdim. Fakat öğrenci olduğum için, derslerle birlikte okumaya ve uygulamaya zaman ayırmak zor oldu. Daha az uyumaya, sabah erken kalkıp egzersizleri yapmaya karar verdim. Güne sabah iki saat egzersiz yaparak başladım. Öğleden sonra Fa’yı okudum, belirlenen saatlerde doğru düşünceler gönderdim. Başladığım gün olan 2 Şubat 2025’ten beri hiç uygulama ve okuma kaçırmadım.

Başta bu programa sadık kaldım. Ama yalnız başına uygulama yaparken disiplinli kalmak zordur. Bu konuda bana en çok yardımcı olan, beni tetikte tutan biri vardı: Annem. Okuma ve egzersiz programımızı, sorumluluklarımızla uyumlu şekilde ayarladık. Sabah erken vakitte egzersizleri yapıyor, Zhuan Falun’u okuyor, gece de Shifu’nun diğer derslerini okuyorduk. Annem bana şöyle dedi: “Seninle birlikte uygulama yapmaya başladığımızdan beri, artık ben de daha gayretli oldum çünkü genelde erteleyip duruyordum.” Bunu iyi anlıyorum. Birlikte uygulama yapmak, ikimizin de gevşememize izin vermeyen bir ortam yarattı.

Karakterimi Fa’yı Ezberleyerek Arındırmak

Okumalarım ilerledikçe, uygulayıcıların nasıl davranması gerektiğini daha iyi anladım. Davranışlarımı Fa ile uyumlu hale getirmek için içimde hangi eksikleri düzeltmem gerektiğine bakmaya başladım.

İlk ve en önemlisi, oyun oynama ve internette vakit geçirme isteğimi bastırdım. Shifu şöyle demişti:

“Bu şeyler uzaylı teknolojileridir ve bunlar, insanları ayartmak için şeytanlar tarafından kullanılmaktadır, sahip oldukları her şeyi bırakarak sadece bu şeylere saplantılı hale gelmelerini sağlıyorlar. Hayatınızı boş yere onlarla harcıyorsunuz ve hala onları bırakmak konusunda isteksizsiniz! Bu, sıradan bir insana bile uymuyor, değil ki bir uygulayıcıya.” (2016 New York Fa Konferansında Fa'nın Öğretilmesi)

Tüm kararlılığımı topladım ve bilgisayar kullanma isteğimi kontrol ettim. Bir süre internete sadece gerekli şeyler için girdim ve zaman geçtikçe oyun ve internet bağımlılığım azaldı. Tabii, interneti bırakmak zordu. Tam anlamıyla bırakmak için irade gücü ve Fa’yı anlamak çok önemli oldu. Oyunlardan ve internet gezintilerinden vazgeçince zihnimin hafiflediğini, eskiden hissettiğim kafa karışıklığının kaybolduğunu fark ettim. Okulda da yaratıcılık ve inisiyatifte daha aktif olduğumu gördüm. Bunlar, bu takıntıdan kurtulunca hissettiğim bazı değişikliklerdi.

Sonra öfkeme dikkat etmeye başladım. Hep sinirli, sabırsız ve anlayışsızdım. Yani hoşgörüsüzdüm. Bu takıntı çok köklüydü ve çoğunlukla ne zaman patlayacağımı tahmin edemezdim. Örneğin, kız kardeşimle konuşurken, anlamakta zorlanınca onu küçümseyebiliyordum. Annemle konuşurken, sabırsızlanınca sesimi yükseltirdim. Zhuan Falun’u birkaç kez okuduktan sonra bu davranışımı düzelttim, kendimi tutmayı öğrendim. Zhuan Falun’da, bu konuda bana çok faydalı olan bir cümle buldum. 

Shifu şöyle diyordu:

“Kalbinizdeki merhameti ve hoşgörüyü sürekli olarak koruyabildiğiniz zaman, aniden bir problem ortaya çıktığında, ona göğüs gerebilmek ve düşünmek için zamanınız olacaktır.”  (Zhuan Falun, Dördüncü Ders)

Bir sorunla karşılaştığımda Shifu’nun bu sözünü hatırladım ve tartışmalarda sakin kalmayı başardım. Bu cümleyi ezberlemek bana çok fayda sağladı; çünkü ne zaman bir çatışma olsa, Shifu’nun dediğini hatırlayıp kendimi toparlayabiliyorum.

Garip bir durumla da karşılaştım. Her zaman fiziksel ya da akademik her konuda hep en iyiydim. Her iki alanda da başarılıydım. Çevremdeki insanlar bana saygı duyar, övgüde bulunurdu. Bu sürekli takdir, bende gösteriş ve rekabet takıntıları oluşturdu. Birdenbire arkadaşlarım bana karşı kıskanç ve saygısız davranmaya başladı. Ancak o zaman, bu takıntıların ne kadar derinde olduğunu anladım. İçten içe, başkalarının ne düşündüğüne takılıp kalıyordum, kendimi göstermek için çabalıyordum. Her zaman en üstte olduğum için, bu konumumu kaybetmekten korkuyor ve başkalarıyla rekabet ediyordum.

Bir zamanlar bana saygı gösteren arkadaşlarım, beni küçümseyip alaya almaya başlayınca, gösterişçilik ve rekabetçiliğimin çevremde nasıl bir etki yarattığını, zamanla kıskançlığa sebep olduğunu anladım. Önceden bana iltifat edenler, artık eleştiriyordu. Sonradan bu davranışların Shifu’nun bana derinlerde gizlenmiş takıntılarımı göstermek için ayarlaması olduğunu anladım. Hemen bu takıntılarımı bırakmak için çalıştım.

Bir başka takıntım ise yemeğe olan düşkünlüktü. Küçüklüğümden beri sıkça, “Akşam yemeğinde ne var?” diye sorardım. Özellikle seçici değildim ama lezzetli şeyleri tercih ederdim. Yüzme dersleri alıyordum. Bir derste su yutunca boğuluyordum, neredeyse öleceğimi sandım. Aklımdan geçen ilk düşünce “Bugün ölemem, çünkü akşam tavuk kızartması var!” oldu. Elimden geldiğince nefes aldım ve mucizevi şekilde hayatta kaldım. Bu takıntım küçükken çok güçlüydü, ama büyüdükçe azaldı. Bu takıntıyı bastırıp bırakmak için Shifu’nun şu sözünü ezberledim:

“Gerçek şu ki, bu takıntı terk edilirse, kişinin karnını doyurmak için ne yediğinin bir önemi yoktur.”  (Zhuan Falun, Yedinci Ders)

Bu takıntımı tespit edince ortadan kaldırdım. Ne yemek olacağını sormamaya, eti tercih etmeyi bırakmaya ve tüm yiyeceklere kayıtsız olmaya başladım.

Korku ve Kaygının Üstesinden Gelmek

Bir başka büyük takıntım da korku ve kaygıydı. Her zaman kendimi başkalarının önünde göstermekten hep korkmuşumdur. İnsanların bakışlarından çekinir, sürekli birinin beni yargıladığını hissederdim.

Kendimi göz önünde hissettiğimde, soğukkanlılığımı korumakta hep zorlandım; genellikle çok utanırdım. Bu yazıyı yazarken bile, sahneye çıkıp konuşmam gerekse, kendimi toparlayamayacağımı, kalabalık önünde konuşmanın bana imkânsız geldiğini düşünüyorum.

Fakat annemin cesaretlendirmesiyle, bu yazıyı yazmaya karar verdim. Belki benim gibi yeni uygulayıcı olan başkalarına da yardımcı olurum diye düşündüm. Bu düşünceyle yazarken kendime daha çok güvendim, sahneye çıkmam gerekirse iyi yapabileceğimi düşündüm.

Şimdi artık gayretli bir şekilde uygulama yaptığım için Shifu’nun beklentilerine uymalı ve uygulayıcıların yapması gereken üç işi yerine getirmeliyim: Egzersizleri yapmak, Fa’yı çalışmak ve doğru düşünceler göndermek. Geriye kalan, insanlara Falun Dafa’dan bahsetmek ve canlı varlıkları kurtarmaktı. Annemle her hafta sonu topluluk merkezine gidip egzersizleri yapmaya başladım, böylece insanlar Falun Dafa’yı öğrenebiliyorlardı.

Shen Yun’u tanıtmak için broşür dağıtmaya başladım. Annem bana nasıl yapılacağını ve farklı durumlarda ne yapmam gerektiğini gösterdi.

Önemli bir deneyimim oldu. Broşürleri evlere bırakırken, bazen ev sahipleri dışarıda oluyorlardı. Korku ve kaygı takıntım nedeniyle, onlarla karşılaşmamak için çoğu zaman garajın açık olduğu ya da insanların dışarıda olduğu evleri atlıyordum. Bir gün yine bir evi atlayacakken, aniden güçlü bir rüzgar broşürü elimden alıp o evin girişine düşürdü. Evin sahibi broşürü aldı ve Shen Yun’un ne olduğunu sordu. Ona Shen Yun’un amacını ve Çin’deki komünizmin insanları nasıl bastırıp geleneksel kültürü yok ettiğini anlattım. Adam Çin Komünist Partisi hakkında çok bilgiliydi, uzun bir sohbet ettik. Shen Yun’u da Çin Komünist Partisi’nin kötü olduğunu da onayladı. Bu olay beni çok etkiledi. Bence bu, Shifu’nun korku takıntımı bırakmam ve uygulayıcı olarak görevimi tamamlamam için yaptığı bir düzenlemeydi.

Son Sözler

Fa’yı elde ettiğim için sonsuza kadar minnettar olacağım ve onu öğrenme şansına sahip olduğum için de ayrıca minnettarım. Şimdiye kadar uygulama yolculuğumda karşılaştığım zorluklarda bana destek olan Shifu’ya, her zaman gayretli olmamı hatırlatan anneme ve bana yardımcı olan tüm uygulayıcı arkadaşlarıma teşekkür ederim.

Dafa’yı öğrendiğim ve kabul ettiğim için çok şanslıyım. Günümüzde yaşıtım olan gençler, video oyunları, sosyal medya ve daha birçok sapkın kültür ve etkisiyle karşı karşıya kalıyor. Modern gençliğin bu yozlaşmış yaşam tarzından Falun Dafa’daki gelişim yaşamına uyum sağlamak zor olsa da, Shifu şöyle demiştir:

“Biz, Dafa'nın sınırsız olduğunu ve kendinizi geliştirmenin tamamen kalbinize bağlı olduğunu söylüyoruz. Shifu sizi kapıdan içeri alır fakat xiulian uygulamak size, kendinize bağlıdır. Xiulian uygulayıp uygulayamayacağınız tamamen dayanıp dayanamayacağınıza, fedakârlıkta bulunup bulunamayacağınıza ve acı çekip çekemeyeceğinize bağlıdır. Eğer çelik gibi bir iradeye sahipseniz, hiçbir engel sizi durduramaz ve size hiçbir sorunun olmayacağını da söyleyebilirim.” (Zhuan Falun, Dördüncü Ders)

Eğer uygulama yapmaya kararlıysanız, bu modern çağda yetişmiş olsanız bile hiçbir sorun olmayacağına inanıyorum. Shifu’ya söz veriyorum, uygulamamda gayretli ve kararlı olacağıma, görevimi hakkıyla yerine getireceğime dair söz veriyorum.

Heshi.

(2025 Kanada Fa Konferansı’nda sunulan seçilmiş paylaşım makalesi)

Orijinal Çince makale